Fars edebiyatı

İran'ın sözlü ve yazılı edebî birikimi
(İran edebiyatı sayfasından yönlendirildi)

Fars edebiyatı, Farsça sözlü kompozisyonlardan ve yazılı metinlerden oluşan dünyanın en eski edebiyatlarından biridir.[1][2][3][4] 2500 yıldan uzun bir dönemi kapsayan Fars edebiyatına ait kaynaklar bugünkü İran sınırlarının ötelerine, Orta Asya, Batı Asya, Anadolu, Hint alt kıtası, Mısır[5] ve Balkanlar'a yayılmıştır. Gaznelilerin Orta ve Güney Asya'yı fethinden sonra Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya'ya yayılmıştır. Yalnız İranlılar değil, Türk, Kafkas, Hint, Pakistanlı ve Slav şair ve yazarların Fars dilinde oluşturdukları eserler de Fars edebiyatı içinde sayılmaktadır.

Mantıku't-Tayr, Ferîdüddin Attâr

Fars edebiyatının kökleri, Antik Çağ'da Birinci Pers İmparatorluğu döneminde konuşulan Eski Farsça ve daha sonra Sasaniler Orta Farsçası döneminden kalıp günümüze kadar ulaşmış eserlere dayanmaktadır. Ancak, İskender'in fethi sonrası Pers İmparatorluğu başkenti Persepolis'teki kütüphanelerin yakılıp yıkılması nedeniyle Antik Çağ'a ait Fars edebiyatı eserlerinin çoğu yok olmuştur.[6][7][8] Bu dönemden korunmuş olarak günümüze ulaşan Behistun Yazıtı'nın tarihi MÖ 6. yüzyıla uzanmaktadır. Yazıt üzerindeki çivi yazısı yazmalar Eski Farsçanın yanı sıra diğer Antik Çağ uygarlık dilleri olan Elamca, Babilce ve Akadca metinler de içermektedir.[9][10] Bunlara bağlı olarak Fars edebiyatının günümüze ulaşan ürünlerinin büyük bir kısmı, Müslümanların İran'ı ele geçirmesini takip eden dönemlerde oluşturulmuştur. Abbâsîler'in iktidarı ile birlikte (MS 750), İranlılar İslam Halifeliğinin katipleri ve bürokratları ve giderek artan bir şekilde yazarları ve şairleri haline gelip Farsça ve Arapça yazmaya başlamıştır.

Firdevsî, Sadî, Hafız, Attar, Nizamî,[11] Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî[12] ve Hayyam[13][14] gibi şair ve yazarlar Fars edebiyatının önde gelen şair ve yazarlarıdır ve birçok farklı ülke edebiyatı ve yazarlarını etkilemiştir.

Gazâlî, Fârâbî,[15][15][16][17], İbn Sina,Tûsî[18], Taberî, Buhârî, Zemahşerî, Tirmizî, Müslim, Hallâc-ı Mansûr, Bâyezid-i Bistâmî, Abdülkâdir Geylânî, Molla Câmî, Nesâî, Konevî, İbn Mâce tasavvuf, felsefe, tıp, matematik, geometri gibi farklı alanlarda Farsça eserler vermiş diğer İranlı yazarlardır.

Sohrab Sepehri, Füruğ Ferruhzad ve Sâdık Hidâyet'in eserleri de Türkçeye kazandırılmıştır.

İslamiyeti kabul ettikten sonra yüzyıllar boyunca edebiyatımıza büyük etkileri olmuş olan ve Divan edebiyatımızın başlıca kaynağını meydana getirmiş olan İran edebiyatı, İslamiyetin kabul edilmesinden önce ve İslam medeniyetinin etkisi altında olmak üzere başlıca iki bölüme ayrılır.

İran'da İslamiyetin kabul edilmesinden önceki devirlere ait dil ve edebiyat hakkında kesin bilgi, hemen yok gibidir, İslamiyetin kabul edilmesine kadar geçen devrede yazılan eserler, bir takım faraziyelerden ibarettir.[kaynak belirtilmeli] İslamiyetin kabulünden önce Farsça şiir söyleyen ilk ve tek kişi Behram-ı Gur'dur.[kaynak belirtilmeli]

İslamiyetin kabul edilmesi ile başlayan İran edebiyatı, başlıca şu bölümlere ayrılabilir:

I - Kahramanlık şiiri devri : (10. yüzyıl)

Bu devrin başlıca şairleri, en eski Acem şairi sayılan Rûdegî, Keygâvus, Ulusrî, Dakikî ve Şehnâme adlı Acemlerin en büyük kahramanlık destanını yazan Firdevsî'dir. Şehnâme'den:

« بسی رنج بردم در این سال سی «Otuz yıl çok acı ve zorluk çektim

عجم زنده کردم بدین پارسی » Farsça ile Acem'e hayat ve can verdim»

II - Saray şiiri devri (11. yüzyıl)

Arap medeniyetinin İran'da yer etmeye başlaması üzerine zümre edebiyatı olan yeni bir şiir meydana gelmiştir. Bu devrin en ünlü şairleri Anyarî ve Nizamî'dir.

III - Mistik ve moral devir (13. yüzyıl)

Selçuk devri Iran edebiyatının en parlak devri olan bu yüzyılda, Tasavvuf edebiyatı yolunda. şiirler yazan Senasî ve Attar önemli şairlerdendir. Lirik ve melânkolik bir şair olan Selman ve Gülistan ve Bostan adlı eserlerin şairi Sadî, bu yüzyılda yetişmiş önemli şairlerdendir.

IV - Lirik şiirin parlak devri (14. yüzyıl)

Bu yüzyılda İran saray şiiri, en parlak devrini yaşamış ve Hafız. Vassaf gibi şairler, yalnız İran edebiyatının değil, dünya edebiyatın da en büyük lirik şairleri olduklarını gösteren eserler meydana getirmişlerdir.

V - Duraklama devri (15. - 16. yüzyıllar)

İran şiiri, artık eski parlak devrini kaybetmiştir. Bu yüzyılda yetişen Cami, İran edebiyatının son büyük, şairidir.

VI - Yeni devir (17. - 19. yüzyıllar)

Eski önemini kaybetmesine rağmen İran edebiyatı şiir ve nesir alanında önemli sanatçılar yetiştirmiştir. Sadî, Seyyit Yahya, Kelim, Mirza, Sadık yetişen ünlü şairlerdendir. Bu devirde-Iran nesiri Hace Abdullahîî Ensarî tarafından kurulmuştur.

VII - Çağdaş devir

Bu çağda yetişen İran sanatçıları, eski geleneği devam ettirmek isteyenler, modern Avrupa edebiyatı yolunda eserler vermek, isteyenler ve bu iki grubun arasında kalanlar olmak üzere başlıca üç ayrı gruba ayrılmış gibidirler. Bu bakımdan çağdaş Iran edebiyatında, eski Fars şiir ve nesir geleneğini devam ettirerek o yolda eser veren sanatçıların yanında; İran dilini Arapça ve Türkçe kelimelerden kurtararak yalın bir Fars dili meydan getirmek isteyen sanatçılar da eserlerini vermektedirler. Bunlar arasında, eski geleneği tamamen yıkmak, Arap yazısını değiştirmek taraftarı olanlar da bulunmakta, İran dilinin ve edebiyatının değişmesi zorunluluğunu savunmaktadırlar. Bu İki grubun arasında kalan bazı sanatçılar da eski gelenekleri tamamen muhafaza etmedikleri gibi, yenileşmenin de savunmasını yapmamaktadırlar. Mahmud Devletabadi, Sadık Hidayet, Sadık Çubek, Bozorg Alevi çağdaş İran edebiyatının önde gelen yazarları arasında görülmektedir.

Dış bağlantılar

Notlar ve Kaynakça