Arnavutluk'ta insan hakları

Arnavutluk'ta insan haklarıyla ilgili güncel konular arasında aile içi şiddet, münferit işkence vakaları ve polis şiddeti, cezaevlerinin genel durumu, insan ve seks ticareti ve LGBT hakları yer alıyor.[1]

Tarih

Enver Hoca'nın yönetimi sırasında (1944-1985), Komünist Arnavutluk Doğu Avrupa'nın en baskıcı ülkelerinden biri olarak etiketlendi, ancak 1992'den beri Demokratik Parti'nin önderliğinde çeşitli liberalleştirici reformlar uygulandı.[2]

İnsan kaçakçılığı

Avrupa'da bir insan hakları sorunu olarak insan kaçakçılığı konusunda artan bir farkındalık var. Komünizmin sonu, insan kaçakçılığında artışa katkıda bulundu ve kurbanların çoğu fuhuşa zorlandı.[3][4]

Arnavutluk, başta kadın ve çocuklar olmak üzere cinsel sömürü amacıyla insan ticareti yapılan kişilerin menşei ve geçiş ülkesidir. Arnavut hükûmeti kaçakçılıkla mücadelede bir miktar kararlılık göstermekle birlikte, kaçakçılığın ortadan kaldırılmasına yönelik asgarî standartlara tam olarak uymamak ve tanık koruma konusunda etkili önlemler geliştirmemekle eleştirildi.[1][5]

Yetkililer tarafından işkence ve ölüm

1994 yılının başından bu yana, Uluslararası Af Örgütü, Arnavut polisi üyelerinin, tutuklanmaları veya gözaltında tutulmaları sırasında insanlara kötü muamelede bulundukları iddia edilen olaylarla ilgili raporlar aldı, hatta bu muamele sonucunda bazı insanlar öldü. Raporlara göre, tutuklular sık sık yaralandı, maruz kaldıkları yaralanmalar arasında çürükler, kırık dişler veya tıbbî tedavi ve hatta hastanelere başvuru gerektiren kesikler yer alıyor. Bazı kötü muamele vakaları işkenceye dönüşmüştür. Bu ihlâllerin çoğu, Sosyalist Parti'nin (yeniden adlandırılan Komünist Parti) üyelerine veya destekçilerine karşı işlendi. Diğer kurbanlar arasında eşcinseller, Yunan azınlığın üyeleri ve eski siyasî mahkûmlar yer alıyor. Polis memurlarının işkence veya kötü muamele nedeniyle kovuşturulması nadir görülmektedir.[6]

Ayrıca Uluslararası Af Örgütü, bugün bile tutuklulara yönelik işkence ve kötü muamelenin Arnavutluk'ta olağan olduğunu bildiriyor.[7]

Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık

Kırsal kesimdeki kadınların yaklaşık %60'ı fiziksel veya psikolojik şiddete maruz kalıyor ve yaklaşık %8'i cinsel şiddet mağduru. Koruma emirleri genellikle ihlâl edilir. 2014 yılında Arnavutluk Helsinki Komitesi (AHC), kadın cinayet kurbanlarının sayısının hâlâ yüksek olduğunu bildirdi.[8]

Ayrımcılıktan Koruma Komiseri, kadınlara karşı ayrımcılık yapan aile kayıt yasasıyla ilgili endişelerini dile getirdi. Sonuç olarak, ezici çoğunluğu erkek olan hane reisleri, eşlerinin izni olmadan aile ikametgâhını değiştirme hakkına sahiptir.[8]

Çocuklara karşı şiddet

2015 yılında UNICEF, çocukların %77'sinin evde bir tür şiddet içeren cezaya maruz kaldığını bildirdi. Yüzlerce çocuk yurt içinde ve hatta yurt dışında dilenmeye zorlanıyor veya başka şekillerde zorunlu çalışmaya maruz bırakılıyor.[8]

İntikam saldırıları

İntikam saldırılarından korktukları için en az 70 aile kendi kendilerine hapsedildi.[8]

Yunan azınlığa karşı insan hakları ihlâlleri

Arnavutluk'taki insan hakları, İnsan Hakları örgütlerine göre polis ve gizli servis aracılığıyla Yunan azınlık nüfusunu hedef alan hükûmet tarafından ihlâl ediliyor.[9] Yunan toplulukları kalkınma projeleri tarafından hedef alındı ve evleri sistematik olarak yıkılan Kuzey Epir Yunanlarının[10] etnik hedef haline getirildikleri iddia ediliyor. Ayrıca, Uluslararası Af Örgütü'ne göre, yetkililer tarafından Yunan azınlığa mensup kişilere yönelik kötü muamele vakaları vardı.[6]

Ayrıca etnik Yunan azınlık, hükûmetin komünist dönem “azınlık bölgeleri” dışındaki etnik Yunan kasabalarını tanıma konusundaki isteksizliğinden, resmî belgelerde ve etnik Yunan bölgelerindeki halka açık tabelalarda Yunancayı kullanma veya kamu yönetimine daha fazla etnik Yunan'ı dâhil etme konusundaki isteksizliğinden şikayet etti.[11][12][13][14][15][16][17][18][19]

Kaynakça