Hattat Ahmet

Türk Ortodoks Hristiyan aziz

Hattat Ahmet veya Aziz Ahmet, XVII. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda yaşadığı söylenen bir devlet memuru ve Türk Hristiyan azizdir. İnanışa göre İslam'dan Hristiyanlığa geçmiş ve 3 Mayıs 1682 tarihinde öldürülmüştür. Yalnızca hagiografik eserlerde bahsi geçmektedir.[2]

Hattat Ahmet
Ölüm3 Mayıs 1682
İstanbul
KutsayanlarDoğu Ortodoks Kilisesi
Yortu24 Aralık (Jülyen Takvimi), 3 Mayıs[1]
Aziz Hattat Ahmet ikonası

Hayatı

Rivayete göre 1600'lerde İstanbul'da yaşamış olan Ahmet, Hristiyan oluşundan önce Osmanlı İmparatorluğu'nda defterdarlık yapan bir devlet memuruydu.[3] Yazıda gösterdiği itina ve Arapçaya olan sevgisiyle meşhurdu.

Ahmet'in İstanbul'daki Rum Ortodoks kiliselerinden birinde ibadete katılmasına izin verdiği bir Rus cariyesi vardı. Zamanla Ahmet cariyesinin ne zaman kiliseden dönse gitmeden önce olduğundan çok daha nazik ve sevecen olduğunu, aynı zamanda ağzından hoş bir koku geldiğini fark etti. Bir gün Ahmet cariyesine ne yediğini sordu ve ısrar etmesi üzerine cariyesi ona kilisede pederin takdis ettiği ekmek (antidoron) ve sudan başka hiçbir şey yiyip içmediğini söyledi. Bu durumun ilgisini cezbetmesiyle Ahmet, Ekümenik Patrik'in Kutsal Litürjisine katılmak için müsaade aldı. Makamı ve hüviyeti dolayısıyla geri çevrilmedi ve kendisine kilisede göze çarpmayan bir yer verildi.[3]

Ahmet kendi beyaz sarığını çıkarıp Hristiyanlarca giyilen mavi sarığı başına geçirerek Kutsal Litürji'ye katıldı. Kutsal Litürji başlarken kudas kadehini taşıyan pederi ayağı zemine değmeden nura bürünmüş bir şekilde yürürken gördü.[2] Ekümenik Patrik'in cemaati dikiri ve trikiri mumlarıyla takdis ettiği esnada parmaklarından ışık hüzmelerinin çıkıp imanlıların alınlarına indiğini gördü. Fakat kendi alnına ışık hüzmesi inmemişti.[3] Bu gördüklerine hayret eden Ahmet, vaftiz olmayı istedi ve kimi kaynaklara göre Ekümenik Patrik tarafından vaftiz edildi.[kaynak belirtilmeli]

Bir müddet için inancını gizli olarak yaşadığı söylenen Ahmet'in bir grup devlet memuruyla katıldığı bir akşam yemeğinde dünyadaki en iyi şeyin ne olduğu konusu açıldı. İlk misafir insan için dünyadaki en iyi şeyin hikmet sahibi olmak olduğu söyledi. İkincisi kadınlar dedi. Üçüncüsü dünyadaki en iyi şeyin yoğurtlu pilav olduğunu, zira cennette salihlerin yemeği olduğunu söyledi. Ahmet ise Mesih'e imanın dünyadaki en iyi şey olduğunu, Hristiyanların Tanrı'sının yüce olduğunu ve başka hiçbir şeyin onunla kıyaslanamayacağını ifade ederek cevap verdi.[2][4]

Yaptığı iman itirafı sebebiyle diğer misafirler hiddetle üzerine atıldı ve onu dövüp kadının önüne getirdiler. Ahmet sıradan mahkumların yanına atıldı ve altı gün boyunca aç susuz bırakılması emredildi. Daha sonra Padişah'ın önüne getirildi ve kellesinin uçurulması tehdidine karşılık bunun sevincinin zirvesi olacağı cevabını vermesi üzerine 3 Mayıs 1682'de mürted olduğu gerekçesiyle idam edildi.[2][4] Anlatılana göre bedeni İstanbul Boğazı'na atıldı ve atıldığı yer birkaç gün boyunca tabiatüstü bir ışıkla parladı.[2]

Doğu Ortodoks Kilisesi'nde yortusu 24 Aralık'ta ve 3 Mayıs'ta kutlanmaktadır.[3] Yunancada ''Χριστόδουλος'' (Christódoulos), yani ''Mesih'in Hizmetkârı'' olarak anılmaktadır.[5]

Kaynaklar

Kaynakça

Bibliyografya