Depresif duygudurumu

düşük ruh hâli

Depresif duygudurumu, depresyon ya da bunalım,[1] bir olay karşısında duyulan beklentilerin olumsuz yönde olması veya beklentilerin olumsuz yönde gittiği sanrısıdır.[2] Bu duygu çoğu zaman; hiçbir zaman ve hiçbir şekilde gerçekleşemeyecek olan veya böyle olacağı sadece düşünülen beklentiler söz konusu olduğunda kendini belli eder.[3] Umutsuzluk, özellikle öncesinde bu beklentiyi elde edemeyen insanların yaşayacağı bir duygudur.

Depresif duygudurumu
Diğer adlarDepresyon
İntihara meyilli güçlü melankoliden muzdarip bir adamın litografisi (1892)
UzmanlıkPsikiyatri
BelirtilerDüşük ruh hali, aktiviteden kaçınma, ilgi kaybı, zevk duygusu kaybı
NedenleriBeyin kimyası, genetik, yaşanan olaylar, tıbbi durumlar, kişilik
Ayırıcı tanıAnksiyete, bipolar bozukluk, borderline kişilik bozukluğu
KorunmaSosyal ilişkiler, fiziksel aktivite
TedaviPsikoterapi, ilaçlar

Ancak çoğu kimseye göre umutsuzluk, zaten o beklentinin önündeki en büyük engellerden biridir. Bu nedenle umutsuzluk, çoğu kişi tarafından olumsuz olarak nitelendirilmektedir. Ayrıca, umutsuzluk teması günlük yaşamda da büyük yer bulan bir olgudur. Bu duygu, sanat eserlerinin oluşmasına ilham veren ve genel kültürde bariz bir şekilde kendini belli eden bir duygudur.

Faktörler

Melankoli üzerine alegori,1729-40 yılları arası, gravür Metropolitan Museum of Art (New York)

Yaşanan olaylar

Çocuklukta yaşanan yas, ihmal, zihinsel istismar, fiziksel istismar, cinsel istismar veya kardeşlere eşit olmayan ebeveyn muamelesi gibi yaşanan olumsuzluklar, yetişkinlikte depresyona yol açabilir.[4][5] Özellikle çocuklukta fiziksel veya cinsel istismar, mağdurun yaşamı boyunca depresyon yaşama olasılığı ile önemli ölçüde ilişkilidir.[6]

Depresif ruh hallerini etkileyebilecek yaşam olayları ve değişiklikler şunları içerir (ancak bunlarla sınırlı değildir): doğum, menopoz, mali zorluklar, işsizlik, stres (örneğin iş, eğitim, aile, yaşam koşulları vb.). Tıbbi teşhisler (kanser, HIV, vb.), zorbalık, sevilen birini kaybetme, doğal afetler, sosyal izolasyon, tecavüz, ilişki sorunları, kıskançlık, ayrılık veya yıkıcı yaralanma.[7][8][9][10][11] Ergenler, sosyal reddedilme, akran baskısı veya zorbalığın ardından depresif bir ruh hali yaşamaya eğilimli olabilirler.[12]

Küresel olarak, 264 milyondan fazla her yaştan insan depresyondan muzdariptir.[13] Küresel COVID-19 salgını, bireylerin ruh sağlığını olumsuz yönde etkileyerek depresyon seviyelerinin yükselmesine ve yıkıcı boyutlara ulaşmasına neden oldu. Surrey Üniversitesi tarafından Sonbahar 2019 ve Mayıs/Haziran 2020'de yürütülen bir araştırması, COVID-19'un genç insanların ruh sağlığı üzerindeki etkisine baktı. Bu çalışma Journal of Psychiatry Research Report dergisinde yayınlandı.[14] Çalışma, önceki Sonbahar'a (2019) kıyasla depresyon semptomlarında önemli bir artış ve genel refahta bir azalma olduğunu gösterdi. Araştırmada ankete katılanlarda klinik depresyon seviyelerinin iki kattan fazla arttığı bulundu ve 2019 Sonbaharında yüzde 14,9'dan Mayıs/Haziran 2020'de yüzde 34,7'ye yükseldiği görüldü.[15] Bu çalışma ayrıca, belirli yaşam olaylarının depresyon gelişimi ile olan ilişkisini vurgulamaktadır.

Kişilik

Kişilik veya kişinin sosyal ortamındaki değişiklikler depresyon düzeylerini etkileyebilir.[16][17] Kişilik göstergeleri şunlar olabilir: Geçici ancak hızlı ruh hali değişiklikleri, kısa süreli umutsuzluk, eskiden kişinin hayatının bir parçası olan faaliyetlere olan ilginin kaybı, uyku bozukluğu, önceki sosyal yaşamdan çekilme, iştah değişiklikleri ve konsantrasyon güçlüğü.[18]

Alkolizm

Alkol, beynin prefrontal ve temporal korteks gibi bazı bölgelerini yavaşlatan, rasyonalite ve hafızayı olumsuz etkileyen bir depresan olabilir.[19] Aynı zamanda beyindeki serotonin seviyesini düşürür ve bu da potansiyel olarak daha yüksek bir depresif ruh hali olasılığına yol açabilir.[20]

Üniversite öğrencileri üzerinde yapılan bir araştırmada alkol alım miktarı, depresif duygu durum seviyesi ve bunun alkolizmden kaynaklanan sonuçları ve yaşamanın risklerini nasıl etkilediği arasındaki bağlantı incelenmiştir. Araştırmada sosyal faktörler ve bireysel davranışlardan oluşan diğer göstergeler de dikkate alınmıştır. Sonuçlar, bir duygu olarak depresyon düzeyinin, riskli davranış miktarını ve içmenin sonucunu olumsuz yönde etkilediğini, alkol alımının göreceli zararından korunmak için kendi başına alınan davranışsal eylemler olan koruyucu davranış stratejileri ile ters bir ilişkiye sahip olduğunu göstermiştir. Bu nedenle, yüksek bir depresif ruh haline sahip olmak, içki içmekten daha büyük sonuçlarına yol açar.[21]

Tıbbi tedaviler

Tıbbi tedaviler depresyona yol açabilir. Depresyonla ilişkili tıbbi tedaviler arasında interferon tedavisi, beta-blokerleri, izotretinoin, kontraseptifler, antikonvülsanlar, antimigren ilaçlar, antipsikotikler ve gonadotropin salgılayan hormon agonisti gibi tedaviler bulunur.[22][23]

Teoriler

Depresyon teori okulları şunlardır:

  • Bilişsel depresyon teorisi
  • Endişe ve Depresyonun Üçlü Modeli
  • Davranışsal depresyon teorileri
  • Depresyona evrimsel yaklaşımlar
  • Fepresyon biyolojisi
  • Depresyonun epigenetiği

Yönetim

Depresif ruh hali, profesyonel tedavi gerektirmeyebilir ve yaşam olaylarına normal geçici bir tepki, bazı tıbbi durumların belirtisi veya bazı ilaçların veya tıbbi tedavilerin yan etkisi olabilir. Özellikle diğer belirtilerle birlikte uzun süreli depresif ruh hali, tedaviden fayda görebilecek psikiyatrik veya tıbbi durumun teşhisine neden planilir. Birleşik Krallık Ulusal Sağlık ve Bakım Mükemmelliği (NICE) 2009 yönergeleri, risk-yarar oranı zayıf olduğundan antidepresanların hafif depresyonun başlangıç tedavisinde düzenli olarak kullanılmaması gerektiğini belirtmektedir.[24] Fiziksel etkinliğin, depresyonun ortaya çıkmasına karşı koruyucu etkisi olabilir.[25]

Fiziksel etkinlik, beyinde depresyon nedeniyle azalabilecek hipokampüsün yeniden inşasına yardımcı olabilecek nörotrofik proteinlerin salınmasına bağlı olarak depresif belirtileri da azaltabilir.[26]

Ayrıca yoga, depresif bozukluğu olan hastalar ve çok depresyonlu kişilere yardımcı bir tedavi seçeneği olarak düşünülebilir.[27][28]

Eski ve hoş anıların anılması, özellikle daha uzun yaşamış ve daha çok yaşam deneyimli yaşlılara başka bir alternatif tedavi şeklidir. Kişinin kendi yaşamıyla ilgili anılarını hatırlamasına neden olan, kendini tanıma sürecine yol açan ve tanıdık uyaranları tanımlayan bir yöntemdir. Kişinin kişisel geçmişini ve kimliğini koruyarak, insanları hayata daha objektif ve dengeli bir şekilde bakmaya teşvik eden, hayat hikâyelerindeki olumlu bilgilere dikkat etmelerine neden olan ve depresif duygudurum düzeylerini başarılı bir şekilde azaltan bir tekniktir.[29]

Kendi kendine yardım kitapları, insanların fizyolojik sıkıntıları için gitgide artan bir tedavi şeklidir. Kılavuzsuz kişisel gelişim kitaplarının okuyucuları ile daha yüksek düzeyde stres ve depresif belirtiler arasında olası bir bağlantı olabilir. Araştırmacılar, kendi kendine yardım kitaplarını okuyanlar ve okumayanlar arasında fark bulmak için birçok faktörü dikkate aldı. Çalışmaya 18 ile 65 yaşları arasında 32 kişi katıldı; 18 okuyucu ve 14 okuyucu olmayan, her iki grupta da %75'i kadındı. Daha sonra, okuyucuları sorun odaklı olmayı tercih eden 11 ve büyüme odaklı olmayı tercih eden 7'ye ayırdılar. Bu gruplar, kortizol seviyeleri, depresif hastalık belirtileri ve stres reaktivite seviyeleri gibi birçok şey için denendi. Günlük kortizol düzeyi söz konusu olduğunda, kendi kendine yardım kitaplarını okuyanlarla okumayanlar arasında büyük farklar yoktu, depresif hastalık belirtilerinde büyük fark vardı ve okuyanların daha yüksek ortalama puanı vardı. Büyüme odaklı grup, problem odaklı gruptan daha yüksek stres reaktivite seviyelerine sahiptir. Ancak, problem odaklı grup daha çok depresif hastalık belirtileri göstermektedir.[30]

Bir yıl süreyle antidepresan tedavisine devam etmenin, ek bir zarar vermeden depresyonun tekrarlama riskini azalttığına dair sınırlı kanıt vardır.[31] Nüksü önlemede psikolojik tedaviler veya kombinasyon tedavileri için öneriler net değildir.[31]

Stres yönetimi tekniklerinin türü ile günlük depresif ruh hali düzeyi arasında bağlantı olduğuna dair deneysel kanıtlar vardır.[32]

Depresif duygudurumu biçimleri

Kaynakça

Dış bağlantılar