LSD

Halüsinojen, kristal yapılı bir molekül
LSD
LSD
Kimyasal adıD-Liserjik asit dietilamid
veya:
(6aR,9R)-N,N-dietil-7-metil-
4,6,6a,7,8,9-heksahidroindolo
[4,3-fg]kuinolin-9-karboksamit
Kimyasal formülC20H25N3O
Molekül ağırlığı323,43 g/mol
Erime noktası80 - 85 °
CAS numarası50-37-3
SMILESO=[C@@](N(CC)CC)[C@H]
1CN(C)[C@](C2=C1)([H])
CC3=CNC4=C3C2=CC=C4

Liserjik asit dietilamid, kısaca LSD ya da LSD-25 veya halk arasında bilinen ismi ile asit, yarısentetik psikoaktif bir halüsinojendir. İlk olarak 1938 yılında Albert Hofmann tarafından çavdar mahmuzunda bulunan ergotaminden sentezlenmiştir. Günümüzde ve tarih boyunca genellikle keyif verici olarak veya ruhani amaçlar için kullanılmıştır. 1960'ların karşı kültüründeki yeri sebebiyle[1] çok yaygın olarak bilinir.

Açık ve kapalı göz halüsinasyonları, değişen boyutsal zaman algısı, sinestezi etkisi, ruhani deneyimler ve değişen düşünce süreci gibi psikedelik etkileri vardır. Ayrıca göz bebeklerinin büyümesi, taşikardi, yüksek tansiyon ve vücut ısısının artması, terleme, iştah kaybı, ağız kuruması gibi fiziksel etkilere neden olur. Bilim ve tıp dünyasının görüşüne göre bağımlılık yapma potansiyeline sahip değildir.[2]

Ön beyinde 5-HT2A ve diğer alakalı reseptörlerinin doğrudan agonistidir ve bu serotonejenik etkiye yol açar.[3] D2 reseptörlerinde de benzer etkileri olması LSD'nin aynı zamanda dopaminerjik özelliklerine sebep olur.[4] LSD; oksijen, morötesi ışık ve çözelti içinde klora karşı duyarlıdır ve ışık ve nemden uzak tutulursa uzun yıllar dayanabilir. Saf haliyle kokusuz, renksiz ve hafif acı bir tada sahip kristal yapılı bir moleküldür.

LSD yaygın olarak emici kurutma kağıdı, jel tabletler, şeker küpü veya jelatin üzerine dökülerek satılır ve dil altı veya ağız yoluyla alınır.[1] Eşik dozu 20-30 mikrogram olan LSD'nin, alınan doza göre bakıldığında en güçlü halüsinasyon gördüren maddelerden biri olduğu kabul edilmektedir. Halüsinasyon gördüren mantarlardan 100 kat, Meskalin'den 4.000 kat daha güçlüdür.[5] Ancak LSD çok düşük dozlarda, bu maddeler ise LSD'ye kıyasla çok daha yüksek dozlarda alındıklarından ötürü etkileri birbirlerine benzerdir.[kaynak belirtilmeli]

LSD dünyanın çoğu ülkesinde yasaklı bir maddedir, ancak denetleyici yasalar ülkeden ülkeye farklılıklar gösterir. Aynı zamanda LSD'nin tıbbi kullanımı bazı ülkelerde yasal olup, madde hakkında bilimsel araştırmaların yürütülmesine karşı çoğu ülkede engeller de yoktur.[6]

Tarihçe

2006 yılında Albert Hofmann

Albert Hofmann, LSD'yi ilk defa 16 Kasım 1938 tarihinde tesadüfen sentezler. Hoffman, 1943 yılında, LSD’nin fizyolojik ve ruhsal etkilerini kendi üzerinde denemiş ve gözlemlerini "My Problem Child" adlı kitabına yazmıştır.

19 Nisan 1943 Pazartesi günü saat 16.00’da Lysergic Acid Diethylamide Tartarat’ın %0,5 santimetre küp 0,25 miligram LSD içeren tatsız, yavan sıvıyı içtim. Saat 17.00’da baş dönmesi, endişe, kaygı ve tedirginlik başladı. Görmem bozuldu, düşüncelerim dağıldı, içimden gülme isteği geliyor, anlamlı konuşmak için büyük çaba sarf ediyorum, görme alanım sanki karşımda, eşyaların biçimi değişiyor, çevremi lunaparklarda olduğu gibi olağanüstü görüyorum. Bir süre sonra bunların hepsi geçti. Bütün bunları hatırlıyorum, baş dönmesi, görme bozuklukları, çevredeki eşyaların acayip gülünç ve kaba şekilleri... Renkli yüzler belirdi. Belirli bir tedirginlik vardı. Aralıklı olarak başımın, ayaklarımın ve bütün gövdemin ağırlığını duyuyorum, sanki madenle doldurulmuş gibi. Ayaklarda kramplar oluyor... Ellerde soğukluk ve sanki eriyip gidiyormuş gibi bir duygu var. Ağzımda maden tadında bir kuruluk, boğazda sıkışma, korku ve endişe, bilinçte bulanıklık... Bu arada içinde bulunduğun koşullarla gerçek arasında ayrım güçlüğünden doğan bir karışıklık. LSD’yi aldıktan altı saat sonra eski durumuma döndüm. Ancak ufak tefek görme bozuklukları kaldı. Her şey sallanıyor, eşyaların boyutları değişiyor. Sanki onların dalgalanan sudaki yansımasını izliyorum. Üstelik bütün eşyalar hoş olmayan görünümler kazanıyor. Renkler durmadan değişiyor. Yeşil ve mavi renkler üstünlük kazanıyor. Gözlerimi kapayınca fantastik, gerçekdışı biçimler görüyorum. Dikkati çeken bir nokta bütün seslerin gözüme yansıması ve türlü biçimlere dönüşmesi... Her ses, renk bir sanrıya (gerçekte olmayan olguları var gibi algılamak) dönüşüyor. Bunlar renk ve gölge olarak sürekli değişiyor. LSD’yi aldıktan sekiz, on saat sonra şiddetli bir uyku bastırdı. Ertesi gün biraz yorgun kalktım.

— Albert Hoffman 1943

1947 yılında Santos Laboratuvarları tarafından Delysid adıyla çeşitli psikiyatrik kullanım amaçlarıyla piyasaya sürülmüş bir ilaçtır. LSD hızlı bir şekilde umut veren bir tedavi ajanı olarak görüldü. CIA, 1950'lerde LSD'yi kimyasal silah ve akıl kontrolü için uygulanabilir olduğunu düşündü ve MKULTRA araştırma programı kapsamında genç askerler ve öğrenciler üzerinde denendi.

Sonrasında 1960'larda Batı dünyasındaki genç nesil tarafından eğlence amaçlı kullanıldı. Genellikle renkli, parlak ve üzerinde çoğu zaman desenler veya resimler bulunan kâğıt tabakalarına emdirilmiş olarak satılır. Sıvı olarak jelibon veya şekerlere de damlatılabilir.[1] Son zamanlarda bant ya da çıkartma benzeri parçaların da işlendiği ortaya çıkmıştır, vücuda yapıştırılan bant LSD'nin vücut ısısı etkisiyle kana karışması sonucu etkisini gösterir. LSD’nin sokaktaki veya zamana göre değişik formlarını tanımlamak amacıyla her dozda ve tabakada değişik tasarımlar olduğu görülmüştür. 1969'dan beri yaklaşık 200 farklı LSD tableti, 1975'ten beri ise 300'ü aşkın farklı kağıt tasarımı bulunmuştur.

Etkiler

LSD'nin yol açabileceği olası fiziksel etkiler

LSD'nin etkileri, alınmasını izleyen 20-60 dakika içinde başlar ve 6-12 saat sürebilir. Etkiler, doz seviyesine, yaşa, vücut ağırlığına, maddeye karşı toleransa ve alan kişinin içinde bulunduğu çevre ve duygu durumuna göre çok değişken olabilir.[7]

Fiziksel etkiler

Gözlemlenebilen fiziksel etkiler; göz bebeklerinin büyümesi, kalp atışındaki artış, kan basıncının ve vücut ısısının artması, terleme, iştah kaybı, uyku, ağız kuruması ve titreme olarak belirtilebilir. Ayrıca beyinde serotonin hormonunun salınımına sebep olduğundan dolayı serotonin hormonları kaslara etki eder ve bunun sonucu kullanıcılar etkisindeyken çene kaslarının aşırı kasılması sonucu ağızlarını sıkı tutarlar, diğer vücut kaslarında uyuşukluk da görülür.

Duyusal etkiler

Kullanıcılar sıkça yoğun renkler, bozulmuş şekiller ve ölçüler ve eşyaların hareket ettiklerinin görüldüğünü belirtmişlerdir. Seslerin bozulması ve yer ve zaman algılamadaki değişimlerde belirtilen ortak tecrübelerdir.[8] Yüksek dozlarda sinestezi olarak bilinen, bir duyunun uyarımının otomatik olarak başka bir duyu algısını tetiklemesi gözlemlenebilir. Albert Hofmann'ın da aralarında bulunduğu bazı kullanıcılar ağızlarında metalik bir tat hissettiklerini de not etmiştir.[9]

Psikolojik etkiler

LSD'nin en önemli etkilerinden biri, halk arasında trip olarak da adlandırılan görsel halüsinasyonlara ve yanılsamalara yol açması, algılama yapısını değiştirmesi ve kullanan kişiyi gerçeklikten uzaklaştırmasıdır.[10] Buna rağmen psikolojik etkiler ve hissedilen duygular büyük oranda alınan doz ile beynin bu halüsinasyon ve duyusal değişiklilere verdiği tepki ile alakalıdır. İyi geçen deneyimler keyif verici ve uyarıcı etkilere sahip olup, kullanan kişide, yükselme veya süzülme hissi, neşe ve öfori, açık bir zihne veya süper güçlere sahip olduğu inancı ve kendini tutmanın azalması gibi durumların oluşmasına neden olabilir.[10] Kötü deneyimler ise bad trip olarak adlandırılır ve umutsuzluk, paranoya, tedirginlik ve endişe, zarar verme isteği gibi etkilere yol açabilir.

Riskler

LSD'nin bağımlılık düzeyi

Şimdiye kadar aşırı doz kullanımından herhangi bir ölüm rapor edilmemiş olmakla beraber, kullanıcılara LSD olarak 25-i NBOMe verilmesi sonucu ölümler olmuştur. Aynı zamanda maddenin bağımlılık yapmadığı görüşü tıp dünyasında hakimdir. LSD maddesinin esas riskleri çoğunlukla psikolojik ve kısa sürelidir.

Bad trip

Bad trip olarak da adlandırılan akut negatif tecrübeler LSD kullanımı ile anılan en belirgin risklerden biridir. Bad trip, ilk kez kullananlarda veya deneyimli kullanıcılarda görülebilir, ancak ne zaman oluşacağını kestirmek mümkün değildir.[10] Özellikle uygun olmayan mekanlarda doz ayarlamasının yanlış yapılması sonucu yaşanabilir. Yabancı, yoğun veya karışık ortamlarda tetiklenmesi daha sık görülür. Hoş olmayan ve korkunç tecrübeler daha çok kullanan kişi zaten tedirgin veya melankolik ise yaşanmaktadır. Böyle bir kimse paniğe kapılabilir ve paranoya yaşar. LSD merak edilir ve özenilecek etkisi göz önünde bulundurulduğunda kayıtlara geçen kötü deneyimlerin sayısı 1960’lı yılların medya konusu olmasıyla büyük oranda artmıştır. Kötü yolculuk tecrübeleri, medyanın ilgisinin 1960’ların sonuna doğru gittikçe azalmasıyla beraber düşmüştür. Diğer yandan 1970’li yıllarda LSD kullananların sayısı artmaya devam etmiştir.

Akıl sağlığı

LSD kullanımı çoğu zaman önceden tahmin edilemeyen bazı akıl sağlığı riskleri ile beraber anılmaktadır. Klinik araştırmalar incelendiğinde, LSD'nin kronik problemsel etkileri yaşandığı takdirde, çoğunlukla zaten var olan, madde alımından önce de mevcut psikolojik sorunlardan kaynaklanmaktadır. Örneğin ailesinde şizofreniye yatkınlığı olan kullanıcılarda psikoza girme olasılığı LSD kullanımı ile artarken, sağlıklı bireylerde böyle bir bağlantı bulunmamaktadır.[11]

Nadir de olsa bir LSD fenomeni olan “flashback” (geriye dönüş) ciddi negatif sonuçlar yaratabilir. Bu durumu yaşayan kişilerde LSD'nin etkilerinin geçmesinden çok sonra bile LSD kullandıkları zaman yaşadıkları deneyimleri yeniden hatırlama ve yaşama gözlemlenir. Bu durum için “halüsinasyonların sebep olduğu algılama bozukluğu” adlı bir hastalık terimi geliştirilmiştir ve üzerinde gerçekleştirilen çalışmalar devam etmektedir.[12] Ayrıca LSD etkisi altındaki bireylerin telkinlere çok daha itaatkâr cevap verdikleri ve kendilerine sunulan ifadeleri daha kolay kabul ettikleri gözlemlenmiştir.[13]

Yasal durum

Birleşmiş Milletler'in 1971'de kabul ettiği Psikotrop Maddeler Sözleşmesi, sözleşmeyi imzalayan tarafların LSD'yi yasaklamasını şart koşmuştur. Bu nedenle, Amerika Birleşik Devletleri, Avustralya, Yeni Zelanda ve Avrupa'nın çoğu dahil olmak üzere sözleşmeye taraf olan tüm ülkelerde yasa dışıdır. LSD ile yapılan tıbbi ve bilimsel araştırmalara ise 1971 BM Sözleşmesi kapsamında izin verilmiştir.[6]

Ancak, bu yasaların uygulanması ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. Örneğin LSD kişisel tüketim için Meksika gibi ülkelerde yasadışı olmasına rağmen suç olmaktan çıkartılmışken,[14] Çekya gibi ülkelerde LSD bulundurmanın cezası araba yanlış park edildiğinde alınan ceza ile eşdeğer yaptırımlara sahiptir.[15] ABD ve bazı diğer Batı ülkelerinde daha ağır cezalar bulunmaktadır.

Göz At

Kaynakça

Dış bağlantılar