Lipka Tatarları

Lipka Tatarları (Lipkalar, Litvanya Tatarları, Lehistanlı Tatarlar, Lipkowie, Lipcani veya Muślimi olarak da bilinir) Polonya Tatarları, 6 asırlık bir zaman diliminde, günümüzde Polonya, Litvanya ve Belarus'un sınırları içerisinde yaşayan kendine özgü geleneklere ve yaşantıya sahip bir topluluktur. Tatarlar'ın ilk olarak Avrupa topraklarına göç etmeleri Altın Orda Devleti'nin içerisinde yaşadığı karışıklıklardan sonraki döneme denk gelmektedir.

Lipka Tatarları


Lipka Tatarları.
Önemli nüfusa sahip bölgeler
 Belarus7,300[1]
 Polonya1,916[2]
 Litvanya2,800[3]
Diller
Din
Polonya'daki Lipka Tatarlarının Dağılımı (1939)

Altın Orda Devleti'nde yaşanan iç savaşlar neticesinde Tatarların çoğu, Doğu Avrupa topraklarına göç ederek ilk yerleşimlerini oluşturmuşlardır.[5] Altın Orda Devleti'nde yaşanan iç savaş neticesinde Altın Orda Devlet'inin dağılması ile beraber Tatarlar 1392-1430 yılları arasında Litvanya Büyük Dükalığı tarafınca Vilnius yakınlarına iskan edilmişlerdir.[6] XIV. Yüzyılın başlarında Litvanya Büyük Dükalığı'na yerleşen Tatar topluluğunun ilk yerleşimcileri şamanistik dinlerini korumayı denemiş ve Hristiyan olmayan Litvanyalılar arasında sığınmacı olarak yaşamışlardır.[7] 14. yüzyılın sonlarına doğru başka bir Tatar göçü daha yaşanmış; bu defa Müslümanlar, Vytautas tarafından Büyük Dükalık'a davet edilmişlerdir. Bu Tatarlar; Vilnius, Trakai, Grodno ve Kaunas çevresine yerleştirilmiş[7] ve sonrasında Lehistan-Litvanya Birliği'nin parçası haline gelecek olan Büyük Dükalık'ın diğer bölgelerine yayılmışlardır. XIV. Yüzyılda başlayan Tatar göçleri XVII. yüzyıla kadar sürekli olarak devamlılık göstermiştir.[8][9] XVI.Yüzyıldan itibaren ana dillerini kaybetmeye başlamış olan Lipka Tatarları, Beyaz Rusça, Litvanca ve Lehçe dillerini benimsemişlerdir.[9][10]

Belarus, Litvanya ve Polonya'da azınlık halinde yaşamakta olan Lipka Tatarları Amerika Birleşik Devletleri'nde de yer yer görülmektedirler. Bohoniki, Kruszyniany ve Malawicze Górne köyleri, Polonya'daki Lipka Tatar yerleşimlerine örnektir.

Tatarlar

Farklı zaman dilimlerinde ve topluluklarda değişik anlamlarda kullanılan Tatar ismi, Tatar etnik kimliğinin tartışmalı olmasına sebep olmuştur. Orhun yazıtlarında, Türk olmayan toplulukları adlandırmak için kullanılan Tatar ismi, Ruslar tarafından ise Rusya'nın Avrupa kısmında yaşayan Müslüman-Türk halklar için kullanılmıştır.[11] Aynı şekilde Moğol kaynaklarında ise Tatar, Moğollar içerisinde yaşayan bir Moğol kabilesini ifade etmektedir.[8] Çinliler ise Cengiz Han döneminden önce Moğolca konuşan göçebe tüm halklara Tatar ismini vermişlerdir.[12][13] Tatar adı ilk kez "Tatır" olarak ifade edilmiş ve tarih boyunca farklı anlamlarda kullanılmıştır. Ilya Nikolayevich Berezin'e göre; çeken,uzatan. Rifkat Ahmetyanov'a göre;hükümdarlar hükümdarı. Sharev'e göre;Dağ keşişi. Avrupa toplumları tarafından ise, "yağmacı Moğol" ve eski yunan mitolojisinde cehennem anlamına gelen "Tatarus" sözcüğünden türetilerek "Barbar halk" anlamlarında kullanılmıştır.[12][14][15] Farklı toplumların tarih bakımından iç içe geçmesi neticesinde Tatar kimliği hakkında farklı görüşler ortaya atılmıştır. Bu görüşlerin birincisi Türkoloji alanında çalışmalar yapmış, Smirnov, Gimadi, Kalinin gibi isimlerin ortaya attığı görüştür.Bu görüşe göre;Tatar kimliğinin aslında Bulgarları ifade ettiği ve Altın Orda,Kazan Hanlığı, Rus Hakimiyeti dönemlerinde Tatar kimliğinin çok büyük dönüşümlere maruz kalmadığı yönündedir.[14] Ancak Velidi Togan, Smolin, Aşmarin gibi isimlerin görüşlerine göre Kazan-Tatarlarının kronolojisinde İdil-Bulgarlarının çok büyük bir önemi olmadığı yönündedir.[14] Bu görüşe göre, Altın Orda döneminde idil- Bulgarları zamanla yok olmuş ve Tatar kültürel kimliği zenginleşmiştir. Yaşanan Moğol istilası neticesinde Kama nehri civarında Kıpçak boyları ile iç içe giren Bulgarlar zamanla eriyip yok olurken Türk nüfusunda artış yaşanmış ve zamanla Altın-Orda Devletinin aristokrasisini oluşturan Moğollar dahi Türkleşmeye başlamıştır.[16] Yaşanan bu Türkleşme ilk kez Cengiz Han döneminde başlamıştır. Bu dönemde, Cengiz Han söz konusu akınları ile Türkleri kendi ülkesine katarken ileriki süreçlerde bir kısım Türk boyları kendi istekleri ile Cengiz Han'a katılmışlardır. Bu katılımlar sonucunda Moğol İmparatorluğunda gözle görülecek bir şekilde Türk nüfusunda artış yaşatmıştır.[17] Bu sebeple Moğol İmparatorluğu parçalandığı vakit ardından birçok Türk Devleti kurulmuştur. Tatarlar,Türkler ile Moğolların kesiştiği bir nokta gibi görüldüğü için Tatar kökeni hakkında bu denli tartışmalar yaşanmıştır.[18] Günümüzde dahi Arap Tarih yazarları Moğol yerine Tatar adını kullanmaktadır.[19] 19.Yüzyılda milliyetçilik akımının artış göstermesi ile beraber Tatar etnik kimliği oluşturulmaya çalışılmış ve bu çalışmalar neticesinde Tatarların kültür ve tarih birliği şekillenmeye başlamıştır. Bu şekillenme sürecine İsmail Gaspıralı, Hadi Atlasi, Şehabeddin Mercani, Ayas İshaki gibi isimlerin büyük oranda etkisi görülmüştür.[14] Nitekim İdil boylarına "Tatar" denmesinin asıl sebebi bu yeni oluşmakta olan etnik yapı içerisinde Rusların Altın Orda Devleti'den sonra bölgede yer almakta olan tüm halka Tatar demesinden kaynaklanmıştır.[20] Bulgar- Tatar oluşumu ise günümüzde Moğol Tatarları,Orda Tatarları,Kırım Tatarlarından farklıdır, bu tatarlar Polonya,Litvanya, Belarus Tatarlarını tek bir millet olarak bir araya getirmektedir.[21]

Lipka Tatarları

2009 nüfus sayımına göre Belarus'ta Tatarlar

Karışık ve belirsiz bir tarihe sahip olan Tatarların günümüzde en tanınanları Kazan Tatarları ve Kırım Tatarlarıdır. Bu Tatar topluluklarının her ikisi de günümüzde Rusya Fedarasyonu içerisinde yaşamaktadır. Ancak Tatarlar Kazan ve Kırım Tatarlarından ibaret değildir dünyanın pek çok yerinde Tatar olarak isimlendirilen toplulukları görebiliriz. Bunlardan bir tanesi de Altın Orda Devleti'nin dağılmasının ardından İdil-Ural sınırlarına göç eden Doğu Avrupa topraklarına yerleşen Lipka Tatarlarıdır.[16] Doğu Avrupa topraklarında yaşamını sürdüren Lipka Tatarları, kendine özgü kültürel ve dini özelliklere sahip bir Tatar grubudur. Bunun yanı sıra Lipka Tatarları, Doğu Avrupa'da farklı topluluklarla girdikleri ilişkiler neticesinde dilsel ve kültürel değişimlerde yaşamışlardır.[16] Altın Orda Devleti'nde yaşanan iç karışıklıklardan ötürü Tatarlar 1392-1430 seneleri arasında Litvanya Prensi tarafından Vilnius yakınlarına yerleştirilmişlerdir.[22] Kırım Hanlığı ile Litvanya Prensliği arasında yaşanan savaşlar neticesinde esir düşen Tatarlar ile birlikte bölgede Tatar Nüfusu oldukça artmıştır.[23] Tarihi süreç içerisinde Doğu Avrupa'da bir dizi sınır değişiklikleri yaşanmış, bu durum neticesinde bölgedeki Tatarlar günümüzde üç farklı ülkeye yani Polonya, Litvanya ve Belarus sınırları içerisinde yer almışlardır. Bu sebeple araştırmacılar Doğu Avrupa coğrafyasında yer alan Tatarları "Polonnya-Litvanya Tatarları", "Lehistan Tatarları", "Litvanya Tatarları", "Polonya,Litvanya ve Belarus Müslümanları" olarak isimlendirmektedir. Her ne kadar farklı isimlendirmeler mevcut olsa dahi yaygın isimlendirme "Polonnya-Litvanya Tatarları" veya "Litvanya-Polonya Tatarları" olmuştur.[16] Bu örneklendirmeler göz önünde bulundurulduğunda "Tatar" ismi varlığını korumuştur. Çok nadir de olsa bu isimlendirmelerin haricinde "Lipka Tatarları" olarak da isimlendirildiği bilinmektedir.[8]

Lipka Tatarlarına ait camiler


Dış bağlantılar

Ayrıca Bakınız

Kitaplar

  • Ahmet Caferoğlu, (1988). Türk Kavimleri 28 Mart 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., İstanbul: Enderun Kitabevi. ISBN:9757658049
  • Akdes Nimet Kurat (2002), IV- XVIII. Yüzyıllarda Karadeniz’in Kuzeyindeki Türk Kavimleri ve Devletleri, Murat Kitabevi Yayınları (Ankara) ISBN:9789751742629
  • Mirfatih Z. Zekiyev (2006) Türklerin ve Tatarların Kökeni. (Çev. Batur, D. Ahsen). İstanbul: Selenge yayınları. ISBN:6054944231

Kaynakça