Tauri

Tauri (Antik Yunanca: Ταῦροι), ya da Scythotauri, Tauri Scythae, Tauroscythae (Yaşlı Plinius, Doğanın Tarihi 4.85) Kırım Yarımadası'nın güney kıyısına yerleşmiş olan halktır. Kırım Dağları'nda ve bu dağlar ile Karadeniz arasında kalan şeritte yaşamaktaydılar. Kendi zamanlarında bu bölgeye Taurica, Taurida ve Tauris şeklinde isimler vermişlerdir.

Hadrianus dönemi (MS. 117-38) Roma İmparatorluğu sınırlarını gösteren grafik. Tauri, Kırım yarımadasına belirtilmiştir.

Herodot Tarihi'nde savaş ve yağmacılık ile geçinen insanlar olarak tarif edilmişlerdir. Tauriler "Bakire tanrıça"ya tapınmaları, yolunu şaşıran Yunanları ve gemisi karaya oturmuş, kaza geçirmiş gezginleri tanrıçaya kurban etmeleri ile ünlenmişlerdir[1]

Herodot Taurilerin coğrafi olarak İskitler'in yaşadığı bölgede yaşadıklarını ama İskit olmadıklarını belirtir.[2] Pritsak ve Golb'a (1982) göre ise Tauriler Türk kökenli bir halktı.[3]

Yunanlar Taurilerin tanrıçasını Agamemnon'un Artemis'ten veya Iphigeneia'dan olan kızı olarak tanımlamışlardır. Tauriler'in insan kurban etme geleneği, oyun yazarı Euripides'in Iphigeneia Taurus'ta adlı eserinde anlattığı, Helenler'in İphigenia ve Orestes efsanelerine ilham vermiştir.

Herodot'un aktardığına göre Tauriler tanrıçalarına sunacakları kurbanların kafalarını kesiyorlardı. Vücütlarını ise gömüyor veya uçurumdan atıyor, ardından kurbanın kesik kafasını çivileyip asıyorlardı. Savaş esirlerinin de aynı şekilde kafalarını keserlerdi ve evlerinin yüksek bir bölümüne "evi koruyacağı inancına dayanarak" asarlardı.

Buna rağmen sonunda Kırım sahilleri, özellikle Chersonesos bölgesi Yunan (ve ardından Romalı) kolonilerin egemenliği altına girdi. Yine de Tauriler bu bölgede Yunan güçlerine karşı büyük tehdit oluşturmayı sürdürdüler. Ana merkezleri olan Symbolon'dan (Günümüzde Balaklava) Karadeniz'deki gemilere karşı baskın, yağma ve korsanlık faaliyetleri yürüttüler. MÖ 2. yüzyıla gelindiğinde İskit kralı Scilurus'un müttefiki oldular.

Adlandırma

Tauri büyük olasılıkla "dağ insanları" anlamına gelmektedir.[4][5] Bu sözcüğün ise eski bir kökeni olan ve "dağ" anlamına gelen Tau sözcüğünden geldiği/türediği düşünülmektedir.[6][7] Bununla birlikte Tau'nun birden fazla dilde "dağ" sözcüğünü karşıladığı görülmektedir.[8] Toira Asurca dağ ya da dağ sırası anlamındadır. Türk dilleri'nde Tau; "dağ", "büyük, yuvarlak yapı", "yığıntı" anlamlarına gelir. Keltler de "kule" sözcüğü için tor, tour sözcüklerini kullanmaktadırlar.[9][10]

Ayrıca bakınız

Kaynakça