Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci

2005'te başlayan AB'ye giriş görüşmeleri

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik süreci, 1963 yılında Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ortaklık antlaşması imzalamasıyla başlayan ve 1987 yılında tam üyeliğe başvurmasıyla ivme kazanan süreçtir. 1999 yılında AB üyeleri tarafından aday olarak kabul edilen Türkiye, 2005 yılında tam üyelik müzakerelerine başladı.

Türkiye'nin AB adaylığı başvurusu
Durum:Müzakereci
Açılan başlıklar:16[1]
Kapanan başlıklar:1[1]
Website:ab.gov.tr
ABTürkiye
SAGP GSYİH (milyar $)15.247.0002.749.570
Yüzölçümü (km²)4,324,782783.562
Nüfus499,794,85583.154.997

Türkiye ile Avrupa Birliği'nin ilişkileri 31 Temmuz 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğu'na yaptığı ortaklık başvurusu ile başlar. AET Bakanlar Konseyi'nin başvuruyu kabul etmesi sonrasında 12 Eylül 1963 tarihinde Ankara Anlaşması imzalanmıştır. Ankara Anlaşması ortaklık yaratan bir anlaşmadır. Bunu 1970 yılında imzalanan Katma Protokol izlemiştir. Türkiye'nin, sonradan Topluluk üyesi olan birçok ülkeden daha önce Topluluk ile ilişkilerini başlatmış olan bu iki önemli belge, o tarihlerden sonra ve 17 Aralık 2004 tarihli Avrupa Konseyi Sonuç Bildirgesi sonrasında hâlen devam etmekte olan süreçte Türkiye–AB ilişkilerinin hukuki dayanaklarındandır.[2]

Tam üyelik müzakereleri 3 Ekim 2005'te başladı.[3] İlerleme yavaştı ve katılım sürecini tamamlamak için gerekli olan 35 Fasıldan sadece 16'sı açılmış ve biri Mayıs 2016'ya kadar kapatılmıştı.[4] Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki 2016 başlarında yapılan mülteci anlaşması, önceki durgunluktan sonra müzakereleri hızlandırmayı ve Türklerin Avrupa'da vizesiz seyahat etmesini sağlamayı amaçlıyordu.[5]

2016'dan beri katılım müzakereleri durdu.[6] AB, Türkiye'yi insan hakları ihlalleri ve hukukun üstünlüğü konusundaki eksikliklerle suçladı ve eleştirdi. 2017'de AB yetkilileri, planlanan Türk politikalarının AB üyeliği için Kopenhag kriterlerini ihlal ettiğini ifade ettiler. 26 Haziran 2018'de AB Genel İşler Konseyi, "Türkiye, Avrupa Birliği'nden giderek uzaklaşıyor. Bu nedenle Türkiye'nin katılım müzakereleri fiilen durma noktasına geldi ve başka fasılların açılması veya kapanması düşünülemez ve bu konuda daha fazla çalışma yapılamaz. AB-Türkiye Gümrük Birliği'nin modernizasyonu öngörülmektedir."[7][8][9][10][11]

Tarihçe

Avrupa Birliği 25 Mart 1957 tarihinde imzalanan Roma Antlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu adı altında doğdu. Türkiye 1959 yılında bu topluluğun bir parçası olmak için başvuruda bulundu. 12 Eylül 1963 tarihinde imzalanan Ankara Antlaşması Türkiye ile Avrupa Ekonomik Topluluğu arasında bir ortaklık çatısı oluşturdu.[12] Bu antlaşma 12 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girdi. 12 Eylül 1980 Darbesi AET ile Türkiye arasındaki ilişkilerin dondurulmasına yol açtı. 1983 yılında çok partili seçimlerin yapılması üzerine Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki ilişkiler yeniden canlandı. 14 Nisan 1987 tarihinde Türkiye resmen tam üyelik başvurusunda bulundu. Avrupa Birliği'yle bütünleşmenin ilk aşaması olarak Türkiye 1 Ocak 1996 tarihinde Avrupa Birliği Gümrük Birliği'ne girdi.[13]

2000'li yıllarda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılma sürecinde bir hızlanma gözlendi. 17 Aralık 2004 tarihinde Avrupa Birliği ülkeleri Türkiye'nin katılma müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlamasına karar verdiler. Başlayacak müzakerelerin ne kadar sürede tamamlanacağı konusunda kesin bir karar verilmedi. 2007 yılında, Türkiye 2013 yılına kadar AB hukukuna uymayı hedeflediklerini belirtti ancak Brüksel, üyelik için son tarih olarak bunu reddetti. 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, üyelik sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini belirtti.

31 Ekim 2012'de dönemin Türkiye Başbakanı ve günümüzde Türkiye Cumhurbaşkanlığı görevini üstlenen Recep Tayyip Erdoğan, Almanya'ya bir ziyarette bulunarak 2023'te Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. kuruluş yıl dönümünde Avrupa Birliği'ne üyeliğini beklediğini açıkça belirtmiştir.

Son gelişmeler

2007'de Türkiye, 2013 yılına kadar AB hukukuna uymayı hedeflediklerini belirtti[14] ancak Brüksel bunu üyelik için son tarih olarak desteklemeyi reddetti.[15] 2006 yılında Avrupa Komisyonu Başkanı José Manuel Barroso, katılım sürecinin en az 2021 yılına kadar süreceğini söyledi. 31 Ekim 2012 tarihinde Almanya'yı ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin Birliğe üyeliğinin Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. Yıldönümü olan 2023'te gerçekleşmesini beklediğini belirterek, görüşmelerin o zamana kadar olumlu sonuç vermemesi halinde üyelik müzakerelerini sona erdirebileceklerini ima etti.[16] Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye'nin üyelik sürecini tamamladıktan sonra Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği için referandum yapacağını söyledi.[17]

20 Haziran 2013'te, İstanbul'un Taksim Meydanı'ndaki kitlesel gösterilere yönelik baskısının ardından Almanya, Türkiye ile yeni AB üyelik müzakerelerinin başlamasını engelledi.[18] Financial Times'a göre bir Türk yetkili, böyle bir hareketin blokla siyasi ilişkileri koparma potansiyeline sahip olduğunu söyledi.

AB ülkelerini ve aday ülkeleri de içeren bir Eurobarometer anketi, altı ay önceki % 60'a kıyasla Türklerin % 43'ünün AB'ye olumlu baktığını gösterdi. Aynı ankette, ankete katılan Türklerin % 29'u AB Anayasasını desteklediklerini ifade ettiler, bu da AB ülkeleri ve adaylar arasında en düşük destek seviyesidir.[19] Almanya çekincesinin teknik bir sorundan kaynaklandığını söylüyor, ancak Türkiye'nin AB'ye girmesine karşı olan Angela Merkel, Ankara'nın çoğunlukla barışçıl göstericilere karşı baskın polis gücü kullanmasının ardından kendisini "şok" ettiğini belirtti. Fransa, Haziran 2014'teki Avrupa Parlamentosu seçimleri sonrasına kadar Türkiye ile dört katılım faslının çözülmesine ilişkin veto hakkından vazgeçmeyeceğini belirtti.[20]

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2016'daki 15 Temmuz darbe girişiminin ardından yaşanan baskı, AB ile ilişkilere zarar verdi. Erdoğan, darbeye karışanları cezalandırmak için idam cezasının geri verilmesine onay verdiğini belirtince, AB bunun AB hedeflerine son vereceğini öne sürdü. Erdoğan Kasım 2016'da, Türkiye'nin AB ile üyelik müzakerelerini 2017'de referanduma götürmeyi düşündüğünü belirtti.[21] Kasım 2016'da Avrupa Parlamentosu, hükûmetin darbeye yönelik "orantısız baskıcı tedbirleri" nedeniyle Avrupa Komisyonu'nun üyelik müzakerelerini geçici olarak askıya almasını talep eden bağlayıcı olmayan bir karar lehinde oy kullandı.[22] 13 Aralık'ta, Avrupa Konseyi (üye devletlerin devlet veya hükûmet başkanlarından oluşan), Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde "mevcut koşullarda" yeni alan açmayacağına karar verdi;[23] Türkiye'nin otokratik yönetime giden yolu, AB üyeliği imkansız hale getirmektedir.[24]

2017'de AB yetkilileri, planlanan Türk politikalarının Kopenhag'ın AB üyeliğine uygunluk kriterlerini ihlal ettiğini ifade etti.

Nisan 2017'de, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi (PACE) Türkiye aleyhindeki izleme prosedürünü yeniden açmak için oy kullandı. Bu oylamanın, Türkiye'nin nihai AB üyeliği perspektifine büyük bir darbe indirdiği anlaşılıyor, çünkü bu süreçten çıkmak 2004'te AB katılım müzakerelerinin bir ön koşulu haline gelmişti.[25]

Avrupa Komisyonu'nun Mayıs 2018'de yayınlanan 2021-2027 dönemi için uzun vadeli bütçe teklifi, daha fazla genişleme için bir Batı Balkan Stratejisi için katılım öncesi finansmanı içeriyordu, ancak Türkiye'yi ihmal etti.[26]

26 Haziran 2018'de AB Genel İşler Konseyi, "Konsey, Türkiye'nin Avrupa Birliği'nden uzaklaşmakta olduğuna dikkat çekiyor. Türkiye’nin katılım müzakereleri bu nedenle fiilen durdu ve başka fasılların açılması veya kapatılması düşünülemez ve AB-Türkiye Gümrük Birliği’nin modernizasyonu için daha fazla çalışma öngörülmemektedir." Konsey, "özellikle hukukun üstünlüğü ve ifade özgürlüğü de dahil olmak üzere temel haklar konusunda devam eden ve derinden endişe verici gerilemeden endişe duyduğunu" da ekledi.[27]

20 Şubat 2019'da, bir Avrupa parlamentosu komitesi üyelik müzakerelerinin askıya alınması yönünde oy vererek Türkiye hükûmetinin eleştirilerine yol açtı.[28][29][30]

15 Aralık 2021 tarihinde, AB Konseyi, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmuş olarak kalmasına karar verdi.[31] Türkiye 2023 temmuz'da İsveç'in NATO üyeliğininin kabul görmesi üzerine, Türkiye cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Avrupa Birliği'ine üyeliğinin kabul edilmesini bildirdi. Günümüzde Almanya,Fransa,Bulgaristan,Yunanistan,İsveç,Estonya gibi birçok ülkeden Türkiye'nin üyeliğine onay gelmiş bulunmaktadır. Ancak AB Konseyi Parlamenterler Meclisi bu isteğin Türkiye'nin Avrupa ilişkilerini düzeltmesi,Avrupa şartlarına uyması ve LGBTQ+ gibi haklara değer vermesini işaret etti. Bu nedenle Türkiye'nin üyeliğinde hiçbir değişiklik benimsenmedi

İlişkilerde ortaya çıkan sorunlar

Ekonomik sorunlar

Türkiye'nin 2000'li yıllarda başardığı büyüme hızı Avrupa Birliği ortalamasının çok üstünde olmasına rağmen, bütçe açığı, dış borç ve işsizlik oranları açısından Türkiye hâlâ AB ortalamasının çok üstünde kalmaktadır. Bazı AB üyeleri bu yüzden Türkiye'nin henüz AB'ye katılmaya hazır olmadığı görüşündedirler. Ayrıca Türkiye'deki yüksek nüfus artış oranı da bazı AB ülkeleri tarafından sorun olarak görülmektedir. [kaynak belirtilmeli]

Türkiye'nin dış ilişkileri

Türkiye'nin bazı komşu ülkelerle arasındaki ilişkiler sık sık Avrupa Birliği'yle olan ilişkilerinde gündeme gelmektedir. Bu ilişkilerin başında Kıbrıs Sorunu ve Türkiye-Yunanistan ilişkileri gelmektedir.

Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz[32] ve Fransız Dışişleri Bakanı Michel Barnier Türkiye'nin AB'ye girebilmesi için Ermeni Kırımı'nı bir soykırım olarak tanması gerektiğine öne sürmüş olmakla birlikte,[33] zorunluluk tasarısı 2006 yılında Avrupa Parlamentosu'nda reddedilmiştir.[34] 2011 yılında Yunan ve Kıbrıslı milletvekilleri parlemontada benzer bir zorunluluk öne sürmüş, ancak bu tasarı da parlemontada reddedilmiştir.[35]

Diğer sebepler

Bazı Avrupa Birliği üyeleri Türkiye'nin coğrafi konumunun, kültürel ve tarihsel kimliğinin Avrupa Birliği'ne uygun düşmediğini öne sürmüşlerdir. Avrupa Birliği'nin şu anki üyelerinin hepsi nüfuslarının çoğunluğu Hristiyan olan ülkelerdir. Avrupa Birliği'ne katılması halinde Türkiye, nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ilk Avrupa Birliği üyesi olacaktır. AB'de buna karşı olarak sürülen görüş ise AB'nin bir Hristiyan kulübü olarak ortaya çıkmasının yanlış olduğu görüşüdür. 28 Nisan 2009'da nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan Arnavutluk da Avrupa Birliği'ne başvurmuştur.[36]

Türkiye'nin coğrafi konum olarak Avrupa'da bulunmadığı görüşü de zaman zaman ortaya atılmıştır. Gerçekten de Türkiye büyük ölçüde Asya kıtasında yer almaktadır. Bazı AB üyeleri Türkiye'nin AB'ye katılması halinde Fas gibi Avrupa'nın uç köşelerinde yer alan bazı ülkelerin de AB'ye katılmak isteyebileceğini ileri sürmüşlerdir. Zaten Fas 20 Temmuz 1987'de AB'nin önceli Avrupa Ekonomik Topluluğu'na başvurmuş; ancak başvurusu Avrupalı olmadığı için reddedilmiştir. Türkiye'nin tartışmasız bir biçimde Avrupa'da yer alan bölümünün dahi birçok AB üyelerinin toplam yüzölçümlerinden daha büyük olması, Türkiye'nin Avrupa'yla yüzyıllardır süregelen tarihsel ilişkilerinin bulunması bu görüşlere karşı olarak ileri sürülmektedir. Ayrıca tamamen Asya'da bulunan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin 2004'te AB'ye katılmasıyla bu görüş tamamen güncelliğini yitirmiştir.

Vize muafiyeti süreci

29 Eylül 2011 tarihinde AB İçişleri Komiseri Cecilia Malmström, Türk vatandaşlarına yönelik vize şartının kaldırılacağını belirtti.[37] Serbest vize rejimi birkaç aşamada başlatılacaktır. İlk değişiklikler, vize talebinde istenilen evrakların azaltılması, daha çok girişli vize verilmesi ve Avrupa Birliği üyesi ülkelerde uzun dönem kalma dönemlerini içerecek 2011 yılının sonbaharında içinde bekleniyordu. 2012 yılı Haziran ayında, AB vize muafiyeti konusunda Türkiye ile müzakerelerin başlangıcından yetkili olan AB Bakanı Egemen Bağış, vize muafiyeti işlemlerinin 3-4 yıl sürmesinin beklendiğini belirtti.[38]

Aralık 2013 yılında Avrupa Birliği ile geri kabul anlaşması imzaladıktan sonra, AB "vizesiz rejim yönünde yol haritası" da dahil olmak üzere Türkiye ile vize serbestleştirme diyaloğu başlatıldı.[39] Anlaşmada belirli koşullar sağlandığı takdirde bir yıl içinde Türk vatandaşları için vizelerin kaldırılması konusunda Kasım 2015 yılında uzlaşılmıştır.[40]

18 Mart 2016'da, AB'ye girmek isteyen mültecileri engellemeyi amaçlayan AB, Türkiye ile göçmenler konusunda anlaştı. Bu anlaşma çerçevesinde Türkiye, Yunanistan'a girmeye çalışan göçmenleri geri alacak ve AB, Türkiye'deki mültecileride almayı kabul etti. Karşılığında, AB Türkiye'ye altı milyar avro verecek ve Türkiye'ye sürdüğü 72 şartı yerine getirmesi durumunda, Haziran 2016 sonuna kadar Türk vatandaşları için vizesiz seyahat vermeyi kabul etti.[41]

19 Nisan 2016 tarihinde, Jean-Claude Juncker Türkiye'nin Schengen Bölgesi'ne vizesiz giriş, kazanması için kalan kriterleri karşılaması gerektiğini söyledi. Avrupa Komisyonu Mayıs 2016 yılında resmî olarak, Türkiye'ye vizesiz seyahat verilmesini önerdi.[42]

Mayıs 2016 yılında 72 kriterden 65'i karşılandı. 19 Nisan 2016'da, Jean-Claude Juncker; Türkiye'nin, Schengen bölgesine vizesiz girişi kazanmak için kalan kriterleri karşılaması gerektiğini söyledi. Ama dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, AB'nin Haziran 2016'da Türk vatandaşlarına vize muafiyeti vermezse, Türkiye'nin AB ile göçmen anlaşmasına destek vermeyeceğini savundu.[43] Mayıs 2016 yılında, Avrupa Komisyonu Türkiye ile vize muafiyeti için gerekli 72 kriterlerin çoğunu görüştüğünü söyledi ve 30 Haziran 2016 Schengen Alanı içinde Türk vatandaşlarının vizesiz seyahati için oylaması konusunda AB'yi yasama kurumlarına davet etti. Şu an, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye'nin son beş kriterleri yerine getirmesi için vize muafiyetini onaylaması gerekiyor.[44] Türkiye tarafından yerine getirilmesi için kalan beş kriter şunlardır:

  • Türkiye, AB tavsiyeleri doğrultusunda, yolsuzluğun önlenmesi için tedbirlere geçmelidir.
  • Türkiye AB standartlarına uygun kişisel verilerin korunmasına ilişkin ulusal mevzuatın uyumlaştırılması gerekmektedir.
  • Türkiye Europol ile bir anlaşma yapması gerekiyor.
  • Türkiye cezai konularda bütün AB üyeleri ile çalışması gerekiyor.
  • Türkiye'nin Avrupa standartlarıyla uyumlu olan terör yasalarını yerine getirmesi gerekmektedir.

Müzakere süreci

Türkiye, Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere 2005 yılında başladı. Tüm başlıklarda tarama süreci tamamlandı. 30 Haziran 2016 tarihi itibarıyla 33 fasıl başlığından 16'sı açıldı, 1 fasıl kapatıldı. 15 başlıkta ise müzakereler devam ediyor.[1] AB Komisyonun tavsiyesi ile 8 başlıkta ise müzakereler kısmen askıya alındı.[45]

Müktesebat başlıklarıAvrupa Komisyonu'nun başlangıç değerlendirmesiMevcut Durum![46][47][48]!Taramanın başlangıcıTaramanın tamamlanışıBaşlığın donduruluşuBaşlığın tekrar açılışıBaşlığın açılışıBaşlığın kapanışı
1. Malların Serbest Dolaşımı[49]Hayli Çaba GerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu16 Ocak 200624 Şubat 200611 Aralık 2006
2. İşçilerin Serbest Dolaşımı[50]Benimsenmesi çok zorKaydadeğer çaba gerekli19 Temmuz 200611 Eylül 20068 Aralık 2009
3. İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunumu Serbestisi[51]Benimsenmesi çok zorKaydadeğer Çaba Gerekli21 Kasım 200520 Aralık 200511 Aralık 2006
4. Sermayenin Serbest Dolaşımı[52]Hayli Çaba GerekliHayli Çaba Gerekli25 Kasım 200522 Aralık 200519 Aralık 2008
5. Kamu Alımları[53]Müktesebat ile tamamen uyumsuzHayli Çaba Gerekli7 Kasım 200528 Kasım 2005
6. Şirketler Hukuku[54]Kaydadeğer çaba gerekliBaşlık Tamamlandı21 Haziran 200620 Temmuz 200617 Haziran 2008
7. Fikri Mülkiyet Hukuku[55]Hayli Çaba GerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu6 Şubat 20063 Mart 200617 Haziran 2008
8. Rekabet Politikası[56]Benimsenmesi çok zorHayli Çaba Gerekli8 Kasım 20052 Aralık 2005
9. Mali Hizmetler[57]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle Müktesebat ile uyumlu29 Mart 20063 Mayıs 200611 Aralık 2006
10. Bilgi Toplumu ve Medya[58]Hayli Çaba GerekliHayli Çaba Gerekli12 Haziran 200614 Temmuz 200619 Aralık 2008
11. Tarım ve Kırsal Kalkınma[59]Benimsenmesi çok zorHayli Çaba Gerekli5 Aralık 200526 Ocak 200611 Aralık 2006
12. Gıda Güvenliği, Veterinerlik ve Bitki Sağlığı[60]Benimsenmesi çok zorHayli Çaba Gerekli9 Mart 200628 Nisan 200630 Haziran 2010
13. Balıkçılık[61]Benimsenmesi çok zorHayli Çaba Gerekli24 Şubat 200631 Mart 200611 Aralık 2006
14. Taşımacılık Politikası[62]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu26 Haziran 200628 Eylül 200611 Aralık 2006
15. Enerji[63]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu15 Mayıs 200616 Haziran 20068 Aralık 2009
16. Vergilendirme[64]Kaydadeğer çaba gerekliHayli Çaba Gerekli6 Haziran 200612 Temmuz 200630 Haziran 2009
17. Ekonomik ve Parasal Politika[65]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu16 Şubat 200623 Mart 200625 Haziran 2007[66]14 Aralık 2015
18. İstatistik[67]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu19 Haziran 200618 Temmuz 200625 Haziran 2007
19. Sosyal Politika ve İstihdam[68]Kaydadeğer çaba gerekliHayli Çaba Gerekli8 Şubat 200622 Mart 2006
20. İşletmeler ve Sanayi Politikası[69]Sorun beklenmiyorBaşlık Tamamlandı27 Mart 20065 Mayıs 200629 Mart 2007
21. Trans-Avrupa Şebekeleri[70]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu30 Haziran 200629 Eylül 200619 Aralık 2007
22. Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu[71]Kaydadeğer çaba gerekliGenellikle Müktesebat ile uyumlu11 Eylül 200610 Ekim 200625 Haziran 200712 Şubat 20135 Kasım 2013
23. Yargı ve Temel Haklar[72]Kaydadeğer çaba gerekliHayli Çaba Gerekli7 Eylül 200613 Ekim 20068 Aralık 2009
24. Adalet, Özgürlük ve Güvenlik[73]Kaydadeğer çaba gerekliHayli Çaba Gerekli23 Ocak 200615 Şubat 20068 Aralık 2009
25. Bilim ve Araştırma[74]Sorun beklenmiyorBaşlık tamamlandı20 Ekim 200514 Kasım 200512 Haziran 200612 Haziran 2006
26. Eğitim ve Kültür[75]Hayli Çaba GerekliGenellikle Müktesebat ile uyumlu26 Ekim 200516 Kasım 20058 Aralık 2009
27. Çevre[76]Müktesebat ile tamamen uyumsuzKaydadeğer çaba gerekli3 Nisan 20062 Haziran 200621 Aralık 2009[77]
28. Tüketicinin ve Sağlığın Korunması[78]Hayli Çaba GerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu8 Haziran 200611 Temmuz 200619 Aralık 2007
29. Gümrük Birliği[79]Sorun beklenmiyorGenellikle müktesebat ile uyumlu31 Ocak 200614 Mart 200611 Aralık 2006
30. Dış İlişkiler[80]Sorun beklenmiyorGenellikle müktesebat ile uyumlu10 Temmuz 200613 Eylül 200611 Aralık 2006
31. Dış, Güvenlik ve Savunma Politikaları[81]Hayli Çaba GerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu14 Eylül 20066 Ekim 20068 Aralık 2009
32. Mali Kontrol[82]Hayli Çaba GerekliGenellikle müktesebat ile uyumlu18 Mayıs 200630 Haziran 200626 Temmuz 2007
33. Mali ve Bütçesel Hükümler[83]Sorun beklenmiyorHayli Çaba Gerekli6 Eylül 20064 Ekim 200625 Haziran 2007
34. Kurumlar
35. Diğer Konular
İlerleme33 (33)(33) (33)17 (33)1 (17)14 (35)1 (35)[84]

Türkiye Bağımsız Komisyonu

Türkiye'nin seçkin Avrupa Birliği üyeliğinin getirdiği zorlukları ve fırsatları incelemek üzere bir grup Avrupalı politikacı tarafından oluşturulan bir komisyondur.[85] Komisyon, eski devlet ve hükûmet başkanları, dışişleri bakanları ve Avrupalı komisyoncular ile daha önce kamu görevinde yüksek mevkilerde bulunan diğer Avrupalılardan oluşur.

Üyeleri

Toplumsal görüş

AB üyesi ülkelerde yaşayan halkın çoğunluğu Türkiye'nin AB üyesi olmasına karşıdır. 2006 yılında yapılmış bir Eurobarometer anketine göre o zamanda üye 27 devletin halkının %59'u Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkmış, %28'i ise desteklemiştir. Desteklememe nedeni olarak her 10 kişiden 9'u Türkiye'deki insan hakları ile ilgili olan endişelerini öne sürmüştür. Aynı yıl daha erken bir tarihte yapılmış başka bir ankete göre eski AB üyelerinin (%38) yeni üyelere kıyasla (%44) Türkiye'nin kabulune daha güçlü bir şekilde karşı oldukları ortaya konmuştur. %81 karşı oyla Avusturya en güçlü şekilde karşı çıkan ülke, %66 destekle Romanya ise en çok destek veren ülke olmuştur.[86][87][güncellenmeli]

Kaynakça

Dış bağlantılar