Zazalar

Türkiye'nin doğu ve güneydoğusunda yaşayan bir etnik grup

Zazalar, Hint-Avrupa dil ailesine bağlı bir dil olan Zazaca konuşup Türkiye'nin çoğunlukla Doğu Anadolu Bölgesi'nde; Bingöl, Elazığ, Erzincan ve Tunceli, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde ise; Diyarbakır, Adıyaman, Şanlıurfa illerinin belirli bölgelerinde yaşayan [3][4] İranî bir halktır.[5] Bölgelere göre kendilerini Kırd, Kırmanc veya Dımıli olarak da adlandırırlar.[3][6][7] Yaklaşık 2-3 milyon[8][9] nüfusa sahip olan Zazalar; Türkler, Kürtler ve Araplardan sonra sayısal olarak Türkiye'deki dördüncü en büyük etnik grubu oluşturmaktadır.[10][11][12]

Zazalar
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Türkiye Türkiye2.000.000-3.000.000[1][2]
Almanya AlmanyaBilinmiyor
Diller
Din
İlgili etnik gruplar
Diğer İran halkları

12 Eylül Darbesi'nin ardından Zazalar dahil birçok entelektüel azınlık, Türkiye'den Avrupa, Avustralya ve ABD'ye göç etmiştir. Zaza diasporasının en büyük kısmı Avrupa'da, ağırlıklı olarak Almanya'da bulunmaktadır.[13][14] Dini açıdan günümüzde Müslümanlığı benimseyen Zazalar, Sünni ve Alevi olmak üzere iki kesime ayrılmıştır. Zazalar, İran halkları ve İranî diller ile kültür ve dil bakımından çeşitli benzerlikleri barındırırlar.[15]

Dil

Zazacanın üç ana lehçe grubu[16]

Zazaların dili Zazaca olmakla birlikte Zaza dili dil bilimsel olarak Talişçe, ölü bir dil olan Eski Azerice ve Hazar Denizi kıyılarında konuşulan Sengserce, Simnanca, Tatça ve Gilekçe gibi dillerle yakınlık arz etmektedir.[17] Zaza dili dil bilimi bakımından Hint-Avrupa dil ailesine mensup İran dillerinin Kuzeybatı İran koluna bağlı bir dildir.[18] Zaza dilinin tarihsel gelişimi incelendiğinde, Zaza dilinin kadim İrani dillerin birçok arkaik özelliğini koruyan bir dil olduğu ifade edilmektedir.[19][20][21] Zaza dili eril-dişil ayrımını da çok güçlü bir şekilde muhafaza eden bir dildir. Zaza dilinde Farsça ve İngilizce gibi dillerde de olan "perfect tense" yani tamamlanmış zaman olarak da tanımlayabileceğimiz zaman da bulunmaktadır.[22] Bunun dışında, Zaza dili dil yapısı bakımından Sasani İmparatorluğu'nun yazı dili olan Orta Farsça ile kuzey İran'da kurulan Part İmparatorluğu'nun resmi dili Partça ile büyük oranda benzerlik göstermektedir.[23][24][25][26][27][28]

Bunların yanı sıra Zazalar arasında çift dillilik veya çok dillilik göze çarpmaktadır. Yaşadıkları veya göç ettikleri coğrafyanın siyasi ve demografik koşullarına göre Türkçe, Kürtçe ve Arapça gibi diller de konuşulur.

Köken bilim

Zazaların kendilerini adlandırdığı Zaza[29][30] sözcüğünün tespit edildiği tarihî birçok kaynak bulunmaktadır. Kaynaklardan biri 1329/1330 tarihleri arasına ait bir Kureyş şeceresidir. Yazılı bir deri doküman olan seçerede sıralanmış birkaç Zaza aşiret adının geçmekle birlikte Zaza aşiretine mensup olarak kaydedilmiş bir imza, Tālib Mullā Benī min, qebile Zāzā طالب ملا بنی من قبلة زازا "Zaza kabilesinden talip Mollā Beni" şeklinde yer almaktadır.[31][32] Yine milattan önce 2. yüzyılda Yakın Doğu’da yaşayan bir mimarın soyadının "Zazai" olduğu bazı kaynaklarda kaydedilmiştir.[33] Orta Çağ seyyahı Marko Polo'nun yol haritasında Musul-Erzincan-Erzurum dar üçgeni içinde kalan bölgeye Zorzanie/Zarzania dendiği; ancak bu bölge sınırının Hazar Denizi’ne kadar dayandığı vurgulanmaktadır. Bu bölge Zazaların şu anda yaşadıkları coğrafi bölge bölge ile uyumludur. Sümer tapınak ve tanrıçalarından birinin ortak isminin "Ninni-Zaza" veya "İnnana-Zaza" olduğu ad olarak Zaza'nın yer aldığı bir diğer kaynaktır. Eski yer isimleri arasında da "Zaza" adına rastlandığına işaret edilerek, Zaza-Buha’nın (MÖ.880), Elâzığ'ın Maden yöresinde Mihrap ve Kervançemen dağları eteklerinde bir yer olduğu tarif edilmektedir.[34] Bazı araştırmacılar ise Zaza sözcüğünün Sasa veya Sasan (Sasani) sözcüğünden geldiğini öne sürmektedir.[35][36] Bir diğer adlandırma olan Dımıli ya da Dımıli/Dımılki[37][38] şeklindeki adlandırmalaraa ilişkin Zaza dili üzerine araştırmalar yapan dil bilimci ve araştırmacılar, Zaza dilinin tarihi Deylem bölgesinde konuşulan Tatça, Talışça, Sengserce, Simnanca, Gilekçe gibi dil ve lehçeler ile yakınlığına[20][39][40][41][42][43][44][45] bağlı olarak Dımıli sözcüğünün, Deylem bölgesi ve Deylemliler ile bağlantılı olduğunu belirtmiştir.[46][47][48] Dımıli ve Zaza'nın dışında Alevi Zazalar tarafından kullanılan Kırmanc ve Zaza dilinin merkez lehçesinin konuşulduğu bazı bölgelerde sınırlı şekilde kullanılan Kırdi diğer adlandırmalardır.[3][29][30][49]

Tarihçe

Zazalar ile ilişkilendirilen, Part İmparatorluğu; Sasanilerden önce İran’ı yöneten Kuzey Doğu İran orjinli bir halk olup, Windfuhr onların dillerinin Zaza diline çok yakın olduğunu belirtmektedir. İranlı tarihçi Kaveh Farrokh’da Zazalar'la Partlar'ın güçlü bağı olduğuna işaret etmektedir.[50][51] Alman dil bilimci Jost Gippert de benzer biçimde Zaza dili ile Orta İrani dil olan Partça arasında çok yakın ilişki olduğunu belirtmektedir.[52] Bazı araştırmacılara göre ise Zaza sözcüğü Sasa veya Sasan kelimelerinden gelmektedir. Bu noktada Zaza ismi ve Zaza dilinin Sasaniler'in diline yakın olduğu, Zazalar ve Zaza dilinin Sasani ya da Zazani imparatorluğunun ardılı olarak kabul edildiği de belirtilmektedir.[35][36][53] Sasani İmparatorluğu’nun yıkılmasından sonra Sasaniler’in birçok savaş yaptığı düşmanı Bizanslılar’ın Kayzeri, ele geçirdiği sınırlar ile Sasani nüfusunuda içinde barından bölgeyi 1071’e tarihine dek 400 yıl elinde tuttu. Bölgede barınan nüfus, bu süre içinde ‘Rumlaşmamış’ ve kendini, eski devletinin ismiyle Sasani kalıntısı olarak Sasa ya da Zaza şeklinde adlandırmaya devam etti. Onlar, kendilerini bu isim ile tarif etmedi, onlara bu tarifi Bizans Kayzeri yakıştırmıştı. Belli ki Kayzer, bölgedeki ekalliyeti 'Zaza' diyerek küçümsemeye çalışmıştır. Bizans tarafından küçümsenen ve ana coğrafyalarıyla ilişkisi kopan, tekrar irtibat kurma şansı da kalmayan Sasaniler sıkıştıkları derin vadilerde unutuldu, fakat onlar başlangıçtaki bağlılıklarını ise unutmadı. Aradan geçen zaman içerisinde, bölge insanları, kültürel kodları yıpranmış ve başka biçimlere evrilirken ellerinde kalan son şeye sarıldılar isimlerine: "Sasani ya da Sasa veya Zaza".[54][55]

Friedrich Carl Andreas, Karl Hadank, Vladimir Minorski, David.N.Mackenzie, Artur Christensen ve William Burley Lockwood gibi Zazalar ve Zaza dili üzerine araştırmalar yapan dil bilimci ve araştırmacılar Zaza dilinin tarihi Deylem bölgesi (Deylemi -> Dımıli) üzerinde konuşulan diller ile yakından ilişkili olduğunu tespit edip Zazaların kuzey İran'dan, tarihi Deylem bölgesi üzerinden göç edip bugünkü yaşadıkları bölgeye geldiklerini belirtmiştir.[45][46][47][48][56][57][58][59][60] Nitekim tarihi Deylem bölgesi üzerine bugün konuşulan Tatça, Talişçe, Gilekçe, Sengserce, Simnanca ve Mâzenderanca gibi dil ve lehçeler Zaza diline en yakın dillerdir.[21][40][42][43][56][61][62] William Burley Lockwood, David.N.Mackenzie, Karl Hadank, Artur Christensen gibi dilbilimci ve araştırmacılar Zazaların kullandığı 'Dımıli' sözcüğünün Dailemi/Dailomi'den geldiğini ve Deylemli demek olduğunu ve Zaza halkının Hazar Denizi'nin güney kıyılarındaki Deylem'den göçenlerin devamı olduğunu, atalarının dilini günümüze kadar koruyabildiklerini belirtmişlerdir.[58][59][60] Zazaların kullandığı 'Dımıli' sözcüğünün Dailemi/Dailomi'den geldiğini ve Deylemli demek olduğunu ve Zazalar'ın Hazar Denizi'nin güney kıyılarındaki Deylem'den göçenlerin devamı olduğunu, atalarının dilini günümüze kadar koruyabildiğini söylemişlerdir.[58][59][63] Behustin Kitabeleri'nde Deylemlilerin konuştukları dil için "Zuzu" denmiştir. "Zuzu" yani bugünün anlamıyla 'Zaza'.[64][65]

Din

Zazaların dini ağırlıklı olarak İslâm'dır. Mezhep yoğunluğu ise Sünnilik ve Alevilik'tir. Sünni kesim içerisinde kalan Zazaların bir kısmı Hanefi bir kısmı da Şafii’dir. Dersim aşiretlerinden oluşan Alevi Zazalar, Koçgiri (Zara, Kangal, Ulaş, Divriği)'den Varto-Hınıs, kısmen Bingöl yöresinde, ayrıca Kayseri'nin Sarız ilçesinde mesken iken, Sünni kesim içerisinde kalan Zazalar da Elazığ, Bingöl, Diyarbakır, Siverek, Adıyaman, Aksaray, Mutki, Sason bölgelerinde yaşamaktadırlar. Özellikle Alevi-Sünni ve de Şafii-Hanefi farklılığı Zazalarda önemli şive ve kültür farklılığını da beraberinde getirmiştir.[66][67]

Folklor ve kültür

Zazalar diğer İrani halklarla dil ve kültür bağlamında birçok ortak özellik paylaşırlar. Söz konusu bu İrani halkların dilleri aynı kökten gelmektedir ve birçok ortak sözcük barındırmaktadırlar. Sözcüklerin kökleri büyük oranda aynıdır; renklerin, sayıların, bitkilerin adlandırılmasında benzer ortak sözcükler kullanılmaktadır. Kılık-kıyafet, halk masalları, gelenek-görenekler, dini inançlar, bayramlar pek çok noktada ortak özellikler taşımaktadırlar. Zazalar geçmişte bütün İrani halklarda olduğu gibi irili ufaklı çok sayıda aşiretlere bölünmüştür fakat günümüzde aşiret yapısı ve kuralları hemen hemen yok olmuştur. Zazalar tarihsel olarak kırsal ve feodal bir hayat sürmüşler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmıştır. Bu noktada Zazaların yaşadıkları Anadolu Yarımadası'nın doğusu tarih boyunca farklı birçok halkın yaşadığı ve farklı devletlerin hüküm sürdüğü bir coğrafya olmuştur. Bu durum ve yaşadıkları coğrafyanın kültürel kesişimselliği nedeniyle Zazalar Anadolu'nun doğu ve güneyinde yaşayan diğer komşu halklar olan Türkler, Türkmenler, Ermeniler, Araplar ve Kürtler gibi farklı halklarla tarihsel olarak sürekli kültürel etkileşim içinde olmuştur. Nitekim söz konusu kültürel etkileşim ortaya çıkardığı kültürel yakınlığın yanı sıra Zaza dilinin komşu diller ile birçok sözcük alışverişinde bulunmasına neden olmuştur.[68]

Elâzığ, Tunceli taraflarında bazı köylerde kadınlar şalvar, başlarında leçeg veya puşi, bellerine şal veya kuşak giyerler. Erkekler de takım şalvar, başlarına köşeli şapka, puşi veya desmal giyer ve bellerine de kuşak bağlarlar. Bingöl bölgesinde ise erkekler külah genelde dini inanç amaçlı olarak kullanılmakta, kadınlar ise çarşaf ve şalvar gitmektedir.

  • Başlıca halk dansları; Qeraçor, Devzer, Çepki, Fadiki, Wışke, Kılaçep ve Bingöl geneli kartal oyunu gibi düğün oyunlarıdır.
  • Başlıca yemekler; Babıko, bıcık, zervet, keşka, helisa, malez, patila, pêsare, şir, bıcıka qatqatın, çhebelek, dogma, serun, totur aw, mawsta, çırvila gibi genelde hamur ürünü yemeklerdir.

Zazalar arasında kutlanan başlıca bayramlar ve önemli günler şunlardır:

  • Roşanê Remezani (Ramazan Bayramı): Hem Sünni hem Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır.
  • Roşanê Qurbani (Kurban Bayramı): Hem Sünni hem Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır.
  • Kormışkan bayramı: Bahar bayramı olarak (Çermik ve Siverek Yöresi) son zamanlarda hem Sünni hem Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır. Mart ayında Nevruz'a denk gelmektedir.
  • Hawtemal bayramı: Bir tür bahar bayramı olarak Tunceli yöresinde, Mart ayında, Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır.
    • Hawtemalo Pil (Büyük Hawtemal)
    • Hawtemalo Qıc (Küçük Hawtemal)
    • Qereçarseme: Bir bahar bayramı, yine Mart ayında Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır..
  • Newê Marti (Mart dokuzu): Nevruz, 22 Mart'a denk gelir, normal Nevruz'dan bir gün sonradır. Alevi Zazalar tarafından kutlanır.
  • Gağand (Yeni yıl bayramı): Daha çok Tunceli-Koçgiri-Varto yörelerinde yılbaşı olarak 13 Ocak'a yakın tarihlerde kutlanmaktadır. Bu bayramda Rumi takvim esas alınmaktadır. Tunceli'de Alevi Zazalar tarafından kutlanmaktadır.
  • Rocê Xızıri (Hızır orucu): Alevi Zazalar tarafından her yıl Şubat ayının ikinci haftasında 3 gün oruç tutulmaktadır.
  • Rocê İmamu (Muharrem orucu): Alevi Zazalar ve genel olarak diğer (Türkmen, Kürt) Aleviler tarafından da tutulmaktadır. Alevilik'te çok önemli bir yeri vardır.

Yer isimleri

Zazaistan, Doğu Anadolu ile Güneydoğu Anadolu bölgelerinin bir kısmını oluşturan ve Zaza halkının yaşadığı coğrafi bölgedir. Dr. Zülfü Selcan’ın “Zaza Dilinin Tarihi Gelişimi” adlı makalesi. Bu makalenin ve kitabın 114-115. sayfalarında bir Zazaistan haritası yer alır. Zazaistan, Erzincan, Elâzığ, Tunceli’nin tamamını, Şanlıurfa, Malatya, Sivas, Bitlis, Bingöl, Erzurum, Diyarbakır, Muş'un bir kısmını kapsar.[69]

Zazaistan adını ilk defa ortaya atan isim Ebubekir Pamukçu olmuştur. Pamukçu'ya göre, Zazalar hem Türkler hem de Kürtler tarafından reddedilen bir halktır ve Kürdistan yerine Zazaistan teriminin kullanılması gerekmektedir.[70]

1991 yılında İsveç'te Ebubekir Pamukçu tarafından yayımlanan Raya Zazaistani (Zazaistan Yolu) Dergisi ilk kez 'Zazaistan' teriminin kullanılmış olduğu dergidir.[71]

Bazı yazar ve araştırmacılar, "Zaza" adının tarihi Zawzan bölgesi ile ilgili olabileceğini belirtmektedir. Kimi kaynaklarda bu isim "Zevezan", "Zuzaniye", "Zevazaniye" veya "Zavzan" biçiminde de yazılmaktadır. İbn al-Athir ve İbnü'l-Esir (1160-1234)'e göre ise 'Zawzan', "Musul'dan, Ahlat yakınlarına kadar uzanıyor, Azerbaycan tarafından da Selmas'a kavuşuyordu."[72][73] 10. yy. da Van Gölünün, güney kısmına tekabül eden coğrafyaya bir dönem "Zawzan" denmiştir.[74] Dil bilimci David Neil MacKenzie, de Zazalar'ın İran Hazar'ından gelip, Kürtlerin yerleşik olduğu bölgenin batısına, yani şimdi yerleşik oldukları bölgeye risksiz geçmiş olması olasılığının zayıf olduğuna işaret ederek, başka bir varsayımı ele almak gerektiğini vurgulamaktadır. Onun varsayımı, Zazaların bugün Kürdistan'ın kalbi olarak kabul edilen yerde, yani Van Gölü'nün güney ve batısındaki topraklarda yaşadıkları ve kendilerinin ilerleyen Kürtlerce batıya gitmeye zorlandıkları varsayımıdır.[75] Bu coğrafi adlara MS 10. ve 13. yüzyıl arasında El Mesudi, İbn Miskawaihi, Yakut ve başkalarında da rastlarız. 13. yüzyılda henüz kullanılan bir addı. Zaza kökü korunursa bu ad Zazavan olarak düşünülmelidir. 13. yüzyıl coğrafyacılarından Yakut, 1225'te yazdığı "Mu’jam-ul-Buldan (ii, 957)" adlı eserinde Zawazan'ı "Ermenistan dağları, Khilat (Ahlat, SC), Azerbaycan, Diyarbekir ve Musul arasında yer alan geniş bir eyalet olarak tarif eder." [76]

Behustin yazıtlarında Zazana adında geçen bölge için Bingöl Üniversitesi'nde 2011 yılında yapılan Uluslararası Zaza Tarihi ve Kültürü Sempozyumun'da Zazana Hakkında: "Taş yazıtının 20. Şiiri’nin hemen başında 'Zazana' diye bir yerin adı geçmektedir. Bu eski farsça yazıtta, Zazana yukarı Fırat Havzası bölgesi olarak tanımlamak için kullanmaktadır. Bu bölge günümüzde Zaza Halkı'nın yaşadığı yerleşke alanlarıdır." denmiştir.[77]

Konuyla ilgili yayınlar

Kaynakça

Dış bağlantılar