Ahlat, Bitlis

Bitlis'in bir ilçesi

Ahlat, Van Gölü'nün kuzeybatısında Bitlis iline bağlı bir ilçedir.

Ahlat
Türkiye'de yeri
Türkiye'de yeri
Harita
İlçe sınırları haritası
ÜlkeTürkiye
İlBitlis
Coğrafi bölgeDoğu Anadolu Bölgesi
İdare
 • KaymakamBatuhan Bingöl [1]
 • Belediye başkanıAbdulalim Mümtaz Çoban (İyi Parti)
Yüzölçümü
 • Toplam1.044 km²
Rakım1.650 m
Nüfus
 (2018)
 • Toplam40,806
 • Kır
-
 • Şehir
-
Zaman dilimiUTC+03.00 (TSİ)
Posta kodu13.400
İl alan kodu434
İl plaka kodu13
Resmî site
www.ahlat.gov.tr

Etimoloji

Şehrin en eski sakinleri olan Urartular buraya "Halads" derken, Türkler ve İranlılar "Ahlat", Kürtler "Xelat", Ermeniler "Şaleat", Süryaniler "Kelath" ve Araplar "Hil’at" demişlerdir.

Tarihçe

Ahlat, Selçuklular çağında Ahlatşâhlar Beyliği’ne başkentlik yapmış, politik ve kültürel sahalarda önemli rol oynamış bir Oğuz/Türkmen şehridir. Türk istila yolları üzerinde yer alan bu şehir, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü ve aynı zamanda Oğuz boylarına mensup kitlelerin yerleştiği bir Orta Çağ Selçuklu şehridir. Nitekim bu Oğuz boylarına mensup kitleler arasında Osmanlıların mensup olduğu Kayı Boyu da vardır. Bundan ötürü Ahlat, Osmanlılar açısından da hatırı sayılır öneme sahip ata yadigarı bir Osmanlı şehridir. Türkler Anadolu’ya geldikleri esnada, Van Gölü’nün kuzeybatı kıyısında yer alan Ahlat hariç olmak üzere, Malazgirt, Erciş, Bargiri (bugünkü Muradiye), Van ve Vestan (Gevaş) gibi şehirler Bizans İmparatorluğu’nun hakimiyeti altındaydı. Bu sebeple 1054 yılında harekete geçen Selçuklu Sultanı Tuğrul Bey Türkmenlere yol açmak amacıyla Van Gölü’nün kuzey doğusunda yer alan Bargiri ve daha sonra da Erciş’i kısa bir kuşatmadan sonra ele geçirdi. Ahlat üzerinden ilerleyişine devam ederek Malazgirt’i kuşattı. Ancak şehir iyi tahkim edilmiş olduğundan fethedilemedi. Bununla birlikte Süphan ve Nemrut dağları arasında Van Gölü’ne nazır eğilimli platolar üzerinde kurulmuş olan ve Türk istila yolları üzerinde bulunmasından dolayı stratejik bir konuma sahip olan Ahlat, Anadolu’ya yapılan akınların planlandığı ve dönüşlerinde de toplandıkları bir askerî hareket üssü haline getirildi. Nitekim Malazgirt Zaferi’nden hemen önce, Alparslan’ın emriyle Ahlat’ta hazırlıklarını tamamlayan Selçuklu ve Türkmen beyleri ile emirleri Doğu ve Orta Anadolu’da fetihlere giriştiler. Bunlardan Hâcib Gümüş Tegin (1066) beraberinde Afşin, Ahmed Şâh ve diğer Türkmen boy ve beyleri olduğu halde, Murat ve Dicle nehri havzalarından ilerleyerek el - Cezire bölgesinde yer alan Nizip, Nusaybin ve Adıyaman (Hısn Mansur)’da mücadele verirken, Ahlat’ı hareket üssü edinen Er - Basgan ve Sanduk gibi beyler de Anadolu’ya düzenli seferler gerçekleştirmekteydiler. İşte bu sıralarda Sultan Alparslan, Ahlat’ı Mervânîler’in idaresinden alarak, Anadolu gazalarında şöhret kazanmış olan meşhur kumandanlarından Sanduk’un idaresine verdi. Zira Emir Sanduk, Alparslan’ın komutanları içinde birinci derece cesarete sahip olup, Malazgirt Savaşı öncesinde Ahlat’ı Türklerin cihat ve gaza üssü haline getirerek Anadolu’ya düzenli akınlarda bulunmuştu. Hatta Sanduk Bey, Bizans İmparatoru’nun Ahlat üzerine gönderdiği yirmi bin kişilik öncü kuvveti yenerek (3 Agustos 1071) güçlü bir kumandan oldugunu göstermişti. Ne var ki, Alparslan Malazgirt Savaşı'ndan biraz sonra Ahlat'ı tekrar eski sahibi olan Mervânîlere geri verdi. ibnü'l - Ezrak, Alparslan'ın Malazgirt Savaşı'ndan sonra Ahlat'a ve Malazgirt'e valiler tayin ettiğini ve ondan sonra gelen sultanların da ayn şekilde hareket ettiğini yazar. Ancak Ahlat'ın Malazgirt Savaşı'ndan önce Selçuklular idaresine geçtiği kesindir. Diğer taraftan Büyük Selçuklu Sultan Meliksâh, 1085'te Mervânì Devleti'ni ortadan kaldırmış olmasına rağmen, Ahlat halen bir Mervânì emirinin elindeydi. Ancak Mervânì emirinin zulüm ve iskencesinden bıkmış olan halk, adalet ve iyiliği ile şöhret kazanmış Türk emirlerinden Sökmen el. - Kutbi'ye haber göndererek onu Ahlat'a davet etti. Bu davete icabet eden Sökmen el - Kutbì de kuvvetleriyle birlikte Ahlat'a gelerek güç kullanmaksızın şehri teslim aldı. Bunun üzerine Mervânîler Ahlat'tan uzaklaştı. Muhammed Tapar da taht mücadeleleri sırasında daima kendisini destekleyen ve başarılı hizmetler veren Ahlat ve Van Gölü havzasını Sökmen el- Kutbi'ye ikta etti. Böylece Ahlat, Sökmen el- Kutbì tarafından kurulan Ahlatşahlar Beyliği' nin başkenti ve o devrin en başta gelen siyasi ve kültürel merkezlerinden biri oldu. Nitekim Selçuklu sultanı Berkyaruk ile Muhammed Tapar arasındaki taht mücadelesi esnasında, Hoy' da yapılan savaşı kaybeden (1103) Muhammed Tapar, Türklerin güç merkezi olan Ahlat'a geldi. Burada Doğu Anadolu Türk beylerinden Ahlatşâh'ı Sökmen el - Kutbi, Erzurum Saltuklu Beyi Ali ve Ani emiri Menuçehr'i hizmetine alarak Berkyaruk'a karşı yeniden mücadeleye hazırlandı.[2]

1 Haziran 1929 tarih ve 1509 numaralı kanun ile Bitlis ilçe haline getirilerek il merkezi durumuna getirilen Muş'a bağlanırken Bitlis'e bağlı olan Ahlat, Van iline bağlanmış ve Tatvan da Ahlat'a bağlı bir nahiye statüsüne getirilmiştir.[3] Muş ilinin Bitlis ile Mutki ve Van ilinin Ahlat ilçesiyle, Hizan ve Kotum (Tatvan) ilçelerinden oluşmak üzere merkezi Bitlis olmak üzere Bitlis ilinin yeniden tesis edilmesine 25 Aralık 1935 tarih ve 2885 nolu kanun ile karar verilmiştir.[4]

Coğrafya

1044 km²’lik kırsal bir alana yayılmış olan ilçenin yüzey şekilleri, gerek biçim, gerekse meydana geliş şekilleri bakımından farklılıklar gösterir. Yeryüzünün sayılı volkanlarından olan Nemrut, Ahlat'ın batısında; Süphan ise doğusunda yer almaktadır. İlçenin; kuzeyinde Muş iline bağlı Bulanık ve Malazgirt ilçeleri, batısında Güroymak ve Muş ili, güneyinde Van Gölü, güneybatısında Tatvan ve Bitlis, doğusunda ise yine Van Gölü ve Adilcevaz ilçesiyle sınırlıdır.[5]

İlçe Van Gölü’nün kuzey kıyısında yer almış olmakla beraber iklimi kara iklimi özelliği taşır. Yörede kış oldukça erken başlar ve uzun sürer. Havanın ısınmaya başlaması ancak Nisan ayının ortalarında olur. Yörenin yaz mevsiminin Ağustos ayının sonuna kadar sürmekte olması yanında kısmen bazı yıllar Eylül ayını da kapsar. Yıllık ortalama yağış miktarı 1000–1500 mm dir.

Gerek Van Gölü’nün kıyısında olmasının gerekse yıllık yağışın bolluğu sebebiyle Ahlat, bölgenin genel bitki örtüsü olan bozkır bitki örtüsünün dışında daha yeşil ve gür bir bitki örtüsüne sahiptir.

Nüfus

Ahlat Müzesi binası (Mayıs 2018)

İlçe; 1 belde, 26 köy ve 12 mahalleden oluşmaktadır.

YılToplamŞehirKır
Ahlat ilçesi (Bitlis)
1927[6]7.9591.6196.340
Ahlat ilçesi (Van)
1935[7]14.8802.70312.177
Ahlat ilçesi (Bitlis)
1940[8][a]12.2982.8259.473
1945[9]13.7023.12410.578
1950[10]17.1723.68413.488
1955[11][b]11.6174.2927.325
1960[12]14.4995.0809.419
1965[13]16.9745.87911.095
1970[14]20.8227.81913.003
1975[15]23.2327.99515.237
1980[16]26.63910.42216.217
1985[17]28.98311.16317.820
1990[18]34.21716.74217.475
2000[19]52.81434.78718.027
2007[20]35.62322.69912.924
2008[21]35.23619.55115.685
2009[22]35.41119.07816.333
2010[23]35.64719.18216.465
2011[24]36.57720.14116.436
2012[25]37.35821.12216.236
2013[26]37.87221.53916.333
2014[27]38.12122.17215.949
2015[28]38.62222.99815.624
2016[28]39.17123.68415.487
2017[28]39.37124.18315.188
2018[28]40.80625.38515.421
2019[28]40.69925.58915.110
2020[28]41.63326.65614.977

Kültür

Ahlat Selçuklu Mezarlığı

Ahlat şehri, tarihi mezarlıklarıyla ön plana çıkan bir ilçedir. Selçuklu döneminden kalan mezar taşları Türk tarihi açısından önemli bir değere sahiptir.

Bunların yanı sıra yine Selçuklular dönemine ait, lahit mezar özelliği taşıyan kümbet mezarlar bulunmaktadır ki bu mezarlar yörede sıkça kullanılan Ahlat'a özgü taşlarla yapılmıştır. İlçede taş işlemeciliğinin ön planda olduğunun bir göstergesi olan bu kümbetlerde, dönemin saygın kişilerinin mezarları bulunmaktadır.

Halkın uğraş alanlarından biri olan bastonculuk geleneği günümüzde de önemli bir kültür-sanat faaliyeti olarak yer almaktadır. Özel teknikler kullanılarak yapılan bu bastonların her biri, büyük emekler ve özveriler neticesinde oluşturulmaktadır. Ağaca ilginç ve bir o kadar da yaratıcı figürler aktararak bu konudaki ustalıklarını gösteren ilçe halkı, bu yeteneğini önemli bir kültür turizmi aracı olarak kullanmakta ve başarılı olmaktadır.

Notlar

Kaynakça

Dış bağlantılar