Desmodus rotundus


Desmodus rotundus, (TürkçeVampir yarasa) küçük, yaprak burunlu bir Amerikalı yerlisidir. Hâlâ geçerliliğini koruyan üç vampir yarasa türünden biridir, diğer iki türü kıllı bacaklı ve beyaz kanatlı vampir yarasadır. Bu türler parazit memelilerdir. Vampir yarasanın başlıca besin kaynağı çiftlik hayvanlarının kanıdır, avına geceleri onlar uyuduğunda yaklaşır. Konakçısının derisini keserek açmak ve uzun dilleriyle kanlarını yalamak için keskin dişlerini kullanırlar. Türler büyük ölçüde çok eşlidirler ve baskın yetişkin erkekler dişilerin haremini korurlar. Ailesellik, sosyal bakım ve yiyecek paylaşımı gibi kooperatif davranışlar bakımından en sosyal yarasa türlerinden biridir. Çünkü çiftlik hayvanlarının kanıyla beslendiğinden ve kuduz taşıyıcısı olduğundan, vampir yarasalar bir haşere olarak kabul edilirler. Onun koruma statüsü, Dünya Korunma Birliği tarafından en az endişe verici olarak kategorize edilir.

Desmodus rotundus
Korunma durumu
Biyolojik sınıflandırma
Âlem:Animalia
Şube:Chordata
Alt şube:Vertebrata
İnfa şube:Gnathostomata
Sınıf:Mammalia
Takım:Chiroptera
Familya:Phyllostomidae
Alt familya:Desmodontinae
Cins:Desmodus
Tür:D. rotundus
Desmodus rotundus
Geoffroy, 1810

Dağılışı

Taksonomi

Vampir yarasa 1810’da Étienne Geoffroy Saint-Hilaire tarafından ilk olarak Phyllostoma rotundum olarak sınıflandırıldılar.[1] Türe 1901’de Oldfield Thomas tarafından geçerli olanlardan biri -Desmodus rotundus- ikili adı verilmeden önce birkaç bilimsel isimle adlandırıldı.[1] Diğer 2 türle birlikte (Kıllı bacaklı vampir yarasa -Diphylla ecaudata- ve beyaz kanatlı vampir yarasa -Diaemus youngi- ) Desmodontinae altsınıfının altında sınıflandırıldı. Karşıtı olan sahte vampir ailesi Megadermatidae ve spektral yarasalara karşın, bu 3 tür gerçek vampir ailesini oluşturuyor. Desmodontinae’nin tüm bu 3 türü sıcak-kanlı hayvanların kanlarıyla beslenmeleriyle özelleşmiştir.[2] Ancak vampir yarasa ilk olarak kuşlarla beslenen diğer 2 türden çok memelilerin kanıyla beslenir.[3][4] Üç tür birbirlerine benzerler ancak vampir yarasa uzun başparmağıyla diğerlerinden ayrılır.[3] Bu, tanımlanan diğer fosil türlerine rağmen, onun cinsinin kaybolmayan tek uzvudur.[1]

Fiziksel tanımlama

Kesici ve köpek dişlerini sergileyen bir vampir yarasa iskeleti

Vampir yarasa kısa-kıllıdır, alt tarafındaki gümüş-gri kürkle, arka tarafındaki siyah kürklerden kesinlikle ayrılır.[1] Küçük, yuvarlak kulaklara, derin-oluklu dudağa ve düz, yaprak-şekilli buruna sahiptir.[1] Avının üzerine tırmanmak için her kanat üzerinde iyi gelişmiş bir pençeli başparmak bulunmaktadır.[1] Yarasa 18 cm (7 in) kanat genişliğiyle birlikte ortalama 9 cm (3.5 in) uzunluğundadır. Ortalama olarak 57 grams (2 oz) ağırlığındadır fakat ağırlığı tek bir beslenme sonrasında iki katına çıkabilir.[5] Beyin haznesi nispeten büyüktür fakat burun, kesici dişlerin ve köpek dişlerinin yerleştirilmesi için küçültülmüştür. Yarasalar içerisindeki en az dişlere sahiptir. Vampir yarasalar dişilerin erkeklerden büyük olduğu bir cinsel dimorfizm sergilerler.[6]

Çoğu diğer yarasalar karada manevra yapma yeteneğini kaybetmiş olsa da, vampir yarasalar bir istisnadır.[7] Onlar, kanatları bacaklarından çok daha güçlü olduğu halde, ileri gitmek için arka ayakları yerine ön ayaklarını kullandıkları bir eşsiz, sınırlayıcı yürüyüş biçimlerini kullanarak koşabilirler.[7] Bu yetenek muhtemelen yarasa soyları içerisinden bağımsız olarak gelişmiştir.[7] Başparmağı altındaki üç yastık taban gibi işlev görmektedir.[1] Bu özellik ayrıca çeşitli yönlere sıçramada da önemlidir.[8] Atlayacakları zaman yarasa kendisini yukarı iter. Başparmaklar tarafından stabilize edilen arka ayaklar bedeni pektoral kanatların üzerinde tutar.[9]

Vampir yarasalar diğer yarasalarla karşılaştırıldığında iyi bir görme yeteneğine sahiptir. Farklı optik desenleri ayırt edebiliyor ve uzun mesafeli yönleri belirleyebiliyorlardır.[1] Bu yarasalar iyi gelişmiş koklama ve işitme duyularına da sahiptir: kohlea düşük frekanslı seslerde yüksek duyarlılığa sahiptir ve nasal kanalcıklar nispeten geniştir.[1] Sözlü olarak ekolokasyon sinyallari yayarlar ve bu nedenle navigasyon için açık ağızlarıyla uçarlar.[10] Diğer yarasalarla karşılaştırıldığında, onlar 50 santimetre (20 in) bir mesafeden bir metal şeridi 1 santimetre (0,39 in) genişliğinde belirleyebilirler.[10]

Çeşitlilik ve habitat

Vampir Yarasa'nın Dünya üzerindeki dağılımı

Vampir yarasalar Meksika’nın bir kısmında, Orta Amerika’da ve Güney Amerika’da bulunur.[1] Amerika sınırlarının güneyine 280 km (170 mil) kadar kuzeyde bulunabilirler. Bu türün fosilleri Florida ve Meksika sınırlarında bulundu. Vampir yarasa güneydoğu Brezilya’daki en yaygın yarasa türüdür.[11] Türün çeşitliliği güneyde Uruguay, Kuzey Arjantin ve Orta Şili’yi kapsar. Batı Hint Adaları içinde, bu yarasa yalnızca Trinidad’ta bulunur. Ilık ve nemli iklimleri tercih ederler ve beslenmek içinse tropikal ve subtropikal ormanlık[12][13] ve açık çayırlıkları kullanırlar.[2] Ağaçlara, mağaralara, terkedilmiş binalara, eski kuyulara ve madenlere tünerler.[12][14] Vampir yarasalar diğer dokuz yarasa türüyle birlikte en baskın konaklama mekanlarına yönelerek tüneyeceklerdir.[14] Konaklama yerleri içinde en karanlık ve en yüksek yerlerde otururlar; ayrıldıklarında, diğer yarasa türleri bu boşalan yerleri devralırlar.

Davranış

Beslenme

Vampir Yarasa kurbanından kan emerken
Buffalo hayvanat bahçesinde beslenen bir vampir yarasa

Vampir yarasalar öncelikli olarak memelilerin kanıyla beslenirler, özellikle sığır ve atlar gibi çiftlik hayvanlarıyla.[12] Vampir yarasalar tapir gibi vahşi avlarla beslenirler fakat bir seçenek verildiğinde sığırlardan sonra atlarla ve evcil hayvanlarla beslenirler.[15] Dişi hayvanlar, özellikle kızışmış olanlar, erkeklerden daha sık hedeflenmektedirler. Bu durum hormonlar yüzünden olmaktadır.[16]

Vampir yarasalar yankılanma yaparak ve koku duyusunu kullanarak avın izini sürerler ve geceleri avlanırlar.[17] Bölgelerinin 5 ila 8 km uzağında beslenirler[18] ve düzenli bir şekilde bölgeden ayrılırlar; bekar erkekler ilk ayrılanlardır, onları dişiler takip eder ve son olarak da haremi koruyan erkekler gelir.[19] Bir yarasa bir hedef seçtiğinde yerden genellikle avının arka kısmına,[12][18] yan tarafına veya boynuna atlar;[12] burnundaki ısı sensörleri ona deri yüzeyinin yakınlarındaki kan damarını belirlemesinde yardımcı olur.[15] Dişleri ile hayvanların derilerinde delik açar,[18] küçük kanat çırpma hareketleriyle deriyi soyar ve bu amaçla adapte olmuş olan yanal oluklara sahip dilleri ile kanı yalar.[20] Kan, tükürükteki antikoagülant maddeler tarafından pıhtılaşmadan tutulur.[18] Beslendiğinde, kan kardiyak dişte depolanır.[1] Yarasalar 30 dakikada beslenerek, kanla şişkin hale gelirler ve bu nedenle zar zor uçabilirler. Havalanmadan önce, vücuttaki suyun bir kısmının boşaltılmasını ve kanın sindirilmesini beklemek ve kendilerini saklamak zorundadırlar.[12]

Vampir yarasalar idrar ile hayvanı işaretledikten sonra çoğunlukla art arda gecelerde aynı konakçıyı ziyaret ederler. Konakçılarına karşı korumacıdırlar ve beslenme süresince diğer yarasaları kovarlar.[13][17] Anneler veya onların yavruları dışında, iki veya daha fazla yarasanın aynı konakçıdan beslenmesi alışılmadıktır.[13][17]

Çiftleşme ve üreme

Bir kasa içerisindeki vampir yarasalar

Bir erkek ve onun dişisi harem oluştururlar. Haremler birçok erkekten oluşur;[19] bu grup içerisinde erkekler baskın bir hiyerarşiye sahiptirler. Erkek vampir yarasalar dişileri içeren veya onlara cezp edici gelen tünek yerlerini korurlar ve harem erkekleri dişileriyle çiftleşen tek erkeklerdir. Bekâr erkekler mümkün olduğunda harem dişileriyle çiftleşmeyi denerler fakat dişiler genellikle onları reddeder.[21] Çoklu-erkek haremlerinde, dişi muhtemelen aynı soydan olan çiftleşmeden kaçınmak için egemen olan erkek tarafından yapılan çiftleşme girişimlerini reddedebilir.[19]

Östrus boyunca, dişi bir yumurta bırakır.[1] Çiftleşme genellikle 3-4 dakika sürer: erkek yarasa dişiyi arka uçtan yakalar, dişleriyle onu arkadan kavrar, dişinin kıvrılmış kanatlarını aşağıda tutar ve onu döller.[20] Vampir yarasalar, gebe kalma sayısı ve doğum yağmurlu mevsimlerde doruk noktasına ulaşmasına rağmen, yıl boyunca üreme açısından aktiftirler.[12][18] Dişiler, 7 aylık gebelik süresini takiben,[12][18] gebelik başına bir yavru doğurabilirler.[1] Genç yavrular ilk olarak dişiler tarafından yetiştirilir. Anneler genç yavrularını avlanmak üzere terk ederler ve döndükten sonra onları beslenmeleri için çağırırlar.[12] İlk üç ay için yalnızca anne sütüyle beslenirler ve daha sonra ise annenin kusup çıkardığı kan ve süt karışımıyla beslenirler.[6] Gençler altı ay içerisinde avlanmak üzere annelerine katılırlar fakat dokuz aya kadar sütten tam olarak kesilmezler.[12] Dişi yavrular genellikle yetişkinlikte de, anneleri ölene veya oradan taşına kadar kendi doğdukları gruplarda kalırlar.[21] Akraba olmayan dişi grup liderleri arasındaki alışılmadık hareketler, grup içerisindeki çoklu anasoyluluğun oluşumuna neden olur.[21] Yarasaların hayatta kalma oranı, uzun ömürlü sosyal bağlara bağlı olduğu gibi, dişiler yeni gruplara katılmaya isteksizdirler[15][21] –gruba yeni giren bir dişi tam olarak kabul edilmiş sayılmaz.[21] Erkek yavrular, 1-2 yaşına gelene kadar kendi doğdukları grupların içerisinde kalma eğilimindedirler, bazen bir yetişkin erkek tarafından buna zorlanırlar.[21]

Dayanışma

Vampir yarasalar büyük ölçüde işbirlikçi davranış sergilerler. Harem içerisindeki dişiler kendi aralarında güçlü sosyal bağlara sahiptirler.[15] Harem erkeği dişisi ile az çok güçlü bir ilişkiye sahiptir.[22] Çoklu erkek haremlerinde, erkekler mutualist bağlara sahip olabilirler fakat dişilerinki kadar güçlü bir ilişki değildir.[17] Harem erkeklerinin dışarıdaki bekar erkeklerle ilişkisi çoğunlukla düşmancadır ancak muhtemelen sosyal termoregülasyonun oluşumu için düşük ortam sıcaklığı süresince hareme kabul ederler.[6] Yarasalar yiyeceklerini paylaşarak karşılıklı yardımlaşma davranışı sergilerler: bir yarasa yiyecek bulmada başarısızlığa uğradığı zaman,[15][17] komşularını beslemek için kan kusan diğer tünek-arkadaşlarından yiyecek isterler.[12][15] Bu davranış muhtemelen yarasaların beslenmeden üç geceden fazla hayatta kalamaması nedeniyle açlıkla mücadele için geliştirilmiştir.[15] Dişiler bir diğer dişi ile kanı paylaşabilirler. Harem erkekleri kendi dişileriyle kanı paylaşabildikleri gibi diğerleriyle de besinlerini paylaşabilirler.[22]

Dişi vampir yarasalar ebeveynlik davranışı sergilerler.[15] Tüneklerdeki emziren dişiler, anneleri hâlâ hayatta olan ve anneleri ölmüş olan her iki genç yavruyu da beslerler.[21] Bu mekanizma yavruyu açlıktan kurtarmak ve yavru gelişiminin sorumluluğunu kolaylaştırmak için geliştirilmiştir.[6] Vampir yarasalar karşılıklı tımar işlemine de katılırlar:[17] iki yarasa bir diğerini temizlemek ve sosyal bağlarını güçlendirmek için birbirlerini aynı anda tımar ederler.[23] Yarasalar bunu ayrıca bir diğeriyle yemeklerini paylaşmak için de yaparlar. Bir yarasa diğerini tımar ederken, eğer onun gerçekten yemeğe ihtiyacı varsa, karnının ölçüsünü belirleyerek bunu anlayabilir. Tımar etme işlemi akrabalık derecesine de bağlıdır.[23] Anneler kendi yavrusunu diğer yarasalardan daha fazla tımar ederler.[23]

İnsanlarla olan ilişkileri

Kanatlarını sergileyen yarasa

Hastalık Kontrol ve Engelleme Merkezi’ne göre, birçok yarasa kuduz virüsü taşımaz.[24] Örneğin, bir kedi tarafından yakalanmış ya da hasta veya halsiz olsun hastalığa maruz kalan yarasalar arasında teste tabi tutulan yarasaların bile sadece %6’sı kuduz virüsü taşımaktadır.[24] Ancak, her yıl Birleşmiş Milletler’de rapor edilen birkaç kuduz vakasının birçoğu, hastalık nedeninin yarasa ısırıkları olduğunu göstermektedir.[24]

Ann Froschauer Vampir Yarasa ile birlikte

Kuduzun en çok görüldüğü vampir yarasaların oluşturduğu geniş populasyonlar Güney Amerika’da bulunmuştur. İnsan nüfusu için büyük bir tehlike yoktur fakat çiftlik hayvanları için tehlikelidirler.[25] Trinidad’taki devlet bakteriyoloğu Dr. Joseph Lennox Pawan, Mart 1932’de ilk enfekte vampir yarasayı bulmuştur.[26] Çok geçmeden, yapay bir enfeksiyon ya da dış semptomlar olmaksızın geniş bir zaman peryodu içerisinde kuduz virüsü taşıyabilen ve vampir yarasaları da içeren birçok yarasa türünü kanıtlamıştır.[26] Artibes cinsine ait meyve yarasaları aynı kabiliyetleri gösterebilmek için daha sonradan ortaya çıkarılmıştır. Bu asemptomatik aşamalar boyunca,yarasalar normal davranışlara ve üremeye devam ederler. Başlangıçta, Pawan’ın bulduğu insan ve hayvanlara kuduz taşıyan yarasalar fantastik bulundu ve dalga geçildi.[26]

Birçok yarasanın kuduzu taşımamasına rağmen, onlar hantal, yönünü kaybetmiş ve uçmaya gücü yetemez bir halde olabilirler, bu onların insanlarla iletişime girmesini daha uygun hale getiren şeydir. Yarasa ile kurbanının direkt fiziksel temasının dışında, kuduz virüsünün yalnızca hava iletimi vasıtasıyla konakçıyı enfekte etmesinin mümkün olduğunun kanıtı vardır.[27][28] Birisi mantıksız bir yarasa korkusu taşımıyor olsa bile, yarasayı yaşama alanında rahatsız etmekten ve onu dağıtmaya çalışmaktan kaçınılmalıdır.[24]

Vampir yarasa tükürüğünün tıpta kullanılan bazı pozitif benzersiz özellikleri bulunmuştur. Genetik mühendisliğince Desmodus rotundus tükürüğündeki antikoagülant özellik kullanılarak, felçli hastalardaki kan akışını hızlandırmak için desmoteplase diye adlandırılan bir ilaç geliştirilmiştir.[29]

Kaynakça

Konuyla ilgili yayınlar

  • Klaus Richarz: Fledermäuse beobachten, erkennen und schützen. Kosmos, Stuttgart 2004, ISBN 3-440-09691-2.
  • Ronald M. Nowak: Walker's Mammals of the World. Johns Hopkins University Press, Baltimore 1999, ISBN 0-8018-5789-9.
  • Uwe Schmidt: Vampirfledermäuse. Spektrum Verlag, Heidelberg 1995. ISBN 978-3894321765.
  • Dennis Turner: The Vampire Bat. A Field Study in Behavior and Ecology. Johns Hopkins University Press, Baltimore 1975, ISBN 0-8018-1680-7.
  • Arthur M. Greenhall, Gerhard Joermann, Uwe Schmidt: Desmodus rotundus23 Mayıs 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (PDF; 753 kB). In: Mammalian Species. 202, 1983.
  • Arthur M. Greenhall, Uwe Schmidt: Natural History of Vampire Bats. CRC Press, Boca Raton 1988, ISBN 0-8493-6750-6.
  • Gerald S. Wilkinson: Food Sharing in Vampire Bats. (PDF; 919 kB) In: Scientific American. 262, 1990, S. 76–82.

Dış bağlantılar