Gümüşhane (il)

Türkiye'nin Karadeniz Bölgesi'nde bir il

Gümüşhane, Doğu Karadeniz Bölgesi'nde yer alan, Türkiye'nin bir ilidir. Doğuda Bayburt, batıda Giresun, kuzeyde Trabzon ve güneyde Erzincan ile komşudur.

Gümüşhane
İlin Türkiye'deki konumu
İlin Türkiye'deki konumu
Harita
İl sınırları haritası
ÜlkeTürkiye
Coğrafi bölgeKaradeniz Bölgesi
İdare
 • ValiAlper Tanrısever
Yüzölçümü
 • Toplam6.668 km²
Nüfus
 • Toplam146.353
 • Yoğunluk21/km²
 • Kır
58.375
 • Şehir
87978
Zaman dilimiUTC+03.00 (TSİ)
İl alan kodu456
İl plaka kodu29
Resmî site
gumushane.gov.tr

Gümüşhane ili nüfusu: 141.702'dir. Bu nüfusun %75'i şehirlerde yaşamaktadır (2020 sonu). İlin yüzölçümü 6.668 km2'dir. İlde km2'ye 21 kişi düşmektedir. (Bu sayı Merkez ilçede 27’dir.) 2020 yılında İlde yıllık nüfus %13,87 azalmıştır.[2]

2020 TÜİK verilerine göre 6 İlçe, 14 belediye, bu belediyelerde 76 mahalle, ayrıca 318 köy bulunmaktadır.[2]

Etimoloji

  • Gümüşhane adı şehre sonradan verilen bir isimdir. Osmanlı Maliye Kayıtlarında dahi ilk kez 18. yüzyılda "Gümüşhane" adıyla resmi kayda geçmiştir. Bunun öncesinde şehir merkezi 1200 yıldan uzun bir süre "Canca" adıyla, ilçeleriyle birlikte bölge adı olarak ise binlerce yıl boyunca "Khalybia/Haldia" olarak anılagelmiştir. Gümüşhane kelime anlamı itibarıyla Türkçe: Gümüş + Farsça: Hane/Yurt/Diyar sözcüklerinin birleşiminden oluşup "Gümüş Evi/Diyarı" anlamına gelmektedir.
  • Argyropolis adı milliyetçilik akımından etkilenen kesimlerce şehre sonradan verilen isim olup Yunanca Gümüşhane anlamına gelmektedir.Yunanca: Αργυρούπολης: αργύρος argyros "gümüş" + πολης (polis) kent.
  • Khalybia adı Gümüşhane yöresine Antik Çağlarda verilmiş bir isimdir.Yunanlar Karadeniz Bölgesi'nde yaşayan yerli kabilelere mesleklerine, yaşadıkları yerlere ya da göze çarpan özelliklerine göre isimler vermişlerdir. Gümüşhane yöresi daha o yıllarda işletilmeye başlanan madenleriyle özellikle de karbonlu demiriyle meşhur olduğundan bölgeye Khalybia (Khalyps: Yunanca demir + ia/ya: ülke-bölge belirten son ek = Demir Diyarı) adını vermişlerdir. Doğu Karadeniz'de maden işiyle uğraşan yerlileri de "Khalyb" olarak anmışlardır.
  • Canca adı daha çok Gümüşhane ilinin merkez ilçesini tanımlamakla birlikte ilk kez 6. yüzyılda Bizans Tarihçisi Prokopius'un "Yapılar" isimli eserinde "Tzantzakhon/Tzantzak" (Zan yani Laz yurdu) olarak geçmektedir. O tarihten, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine dek en az 1200 yıl boyunca şehir merkezi bu isimle anılmıştır.

Tarihçe

Deniz seviyesinden 1150 m yükseklikte, Harşit Çayı’nın oluşturduğu dar bir vadide kurulan Gümüşhane, işletilmesi oldukça eski dönemlere kadar giden gümüş yataklarının varlığı ve tarihi İpekyolu’nun üzerinde bulunması sebebiyle tarih boyunca önemli bir merkez olma özelliği taşımıştır.

Antik Çağ

Bölgede yapılan arkeolojik çalışmalarda MÖ 3500 tarihlerinde bölgede insan yerleşimine ve MÖ 3000 tarihlerinde tarım yapıldığına dair izler bulunmuştur. Asurlular döneminde Hayasa-Azzi ülkesi olarak adlandırılan bölgede Hitit döneminde Karadeniz Bölgesinin otokton halkı Kaşkaların yaşadığı sanılmaktadır. MÖ 9. yüzyılda Urartu hakimiyetine giren, Kimmer ve İskit saldırılarından uğramıştır.

Gümüşhane ve çevresi ile ilgili ayrıntılı bilgi veren ilk yazılı kaynak diğer Doğu Karadeniz illerinde olduğu gibi Ksenophon'un Anabasis (Sefer/Onbinlerin Dönüşü) isimli eseridir. Perslerle giriştiği savaşın ardından deniz yoluyla Yunanistan'a dönmek isteyen Ksenophon ve binlerce askeri, gerekli gemi ve teçhizatın toplanması için aylarca Karadeniz Bölgesi'nde konaklamışlardır. Kaldıkları süre zarfında Doğu Karadeniz kabileleri ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Ksenophon o tarihlerde Torul civarında yaşayan bir Tzan (Zanlar) kabilesi olan "Driller"[3] ile ilgili bilgileri de kaleme almıştır. Sorgun ağacından kalkanları, mızrakları ve dizlikleriyle Driller, Karadeniz'in en savaşçı kabilesi olarak tasvir edilmiştir.[4]

Makedon Kral Büyük İskender’in Anadolu'daki Pers hakimiyetine son vermesinin ardından kısmen özgür kalan Gümüşhane çevresi sonraları Pontus Krallığı tarafından ilhak edilmiştir. Diğer Doğu Karadeniz illeri gibi Gümüşhane de Pontus Kralı Büyük Mithridates'in yanında Roma İmparatorluğu'na karşı cephe almıştır. Mithridates'in oğlu Pharnakes'in Zela'da Jül Sezar'a kaybetmesiyle, o devirde tüm Roma'yı korkutan Karadeniz kabilelerini yenmesiyle gururlanan Sezar dünyaca ünlü "Geldim, gördüm, yendim..."[5] sözlerini söylemiş ve neticede bölgede Roma hakimiyeti başlamıştır.

Roma ve Bizans İmparatorluğu Dönemi

Gümüşhane-Satala'da üslenen Güneş Tanrısı Apollon'un Lejyonu

Ksenophon'dan yaklaşık 6 asır sonra da Roma İmparatorluğu’nun Kapadokya Valisi Arrianus bizzat bölgeye gelmiş ve Karadeniz ile ilgili raporunu İmparator Hadrianus'a göndermiştir. Raporunda Torul civarında ikamet eden "Dril" adlı Tzan kabilesinin hala eskilerin anlattığı gibi savaşçı olmasından ve yaşadıkları Dorula (Kuzeybatı Gümüşhane) bölgesinin yüksek korumalı bir bölge olduğundan ve kralsız yaşadıklarından bahsetmiştir.[6]

Yine MS 2. yüzyılın başlarında Roma İmparatorluğu'nun ünlü lejyonlarından, İmparator Titus Flavius Vespasianus'un da Roma-Yahudi Savaşı'nda bizzat komuta ettiği "Legio XV Apollinaris" (Güneş Tanrısı Apollon'a Sadık Lejyon) adlı Güneş Lejyonu Doğu Karadeniz'de Gümüşhane-Satala bölgesinde üslenmiş ve bu lejyon bölgedeki varlığını 5. yüzyıla dek sürdürmüştür.

Ancak yine de dağlık ve ormanlık araziden dolayı Roma İmparatorluğu hakimiyetinin tam olarak etki edemediği Doğu Karadeniz bölgesine imparatorluğun ikiye bölünmesinin ardından Doğu Roma İmparatoru I. Justinianus zamanında General Tzittas komutasında bir ordu gönderilmiştir. Bölgedeki Tzan kabilelerinin üzerine yürüyen lejyonerler, bu kabileleri yenilgiye uğratmış ve Gümüşhane'nin de içinde bulunduğu Tzan topraklarını kontrol altına almışlardır. Bölgeyi gezerek gözlemlerini kaleme alan Bizans Tarihçisi Prokopius Maçka-Gümüşhane hattının Koksilinon Tzanlarının Bölgesi olduğunu ve bu bölgede Skhamalinikhon (Sumela) ve Tzantzakhon (Canca) isimli iki büyük kale olduğunu yazmaktadır. Prokopius ayrıca Tzanların yani Lazların bu bölgede asırlardır özgür olarak yaşadıklarını ancak I. Justinianus döneminde artık savaşmaktan vazgeçip Hristiyanlığı kabul ettiklerini aktarmaktadır. Bu teslimiyetten sonra bölgenin yerlileri olan Tzan kabileleri, kilise, ticaret ve egemen devletin dili olması dolayısıyla her alanda Yunanca'nın etkisine maruz kalmışlardır. Kilisenin etkisi ve Antik Tzan dilindeki yer adlarının da Yunanca fonetiğe uyarlanarak değiştirilmesi yerli Tzanların hızla Rumlaşması sonucunu doğurmuştur.[7]

Bizans döneminde Gümüşhane ve çevresinde Haldia Theması kurulmuştu. Bizans otoritesinin zayıflamasıyla da Dükalık konumundaki bölge Gümüşhaneli aileler tarafından yönetilmiştir.

Osmanlı Döneminde de Ortodoks Hristiyan mezhebinden (Rum mezhebinden) olduklarından dolayı bu yerliler Osmanlı defter kayıtlarına Laz yerine "Rum" olarak kaydedilmiştir.[8] Ancak yine de tüm Bizans politikalarına rağmen Canca merkezli Khalybia, General Thomas, Haldialı İoannis ve Theodoros Gavras gibi liderlerin öncülüğünde Bizans'a karşı pek çok isyanın doğduğu ve destek bulduğu şehir olmuştur. Bizans İmparatorluğu'nun 1071'de Selçuklu Hanedanı'na kaybetmesinin ardından Anadolu'da Bizans otoritesi zayıflamış Trabzon ve Gümüşhane çevresi, Gümüşhane kökenli aileler tarafından yönetilmiştir. Trabzon İmparatorluğu kurulana kadar da son Khalybia dükü bölgede hüküm sürmeye devam etmiştir.[9]

Trabzon İmparatorluğu Dönemi

İstanbul'un Latinler tarafından işgal edilmesinden sonra Komninos Hanedanı, Gürcülerin desteği ve korumasıyla ata yurtları olan Karadeniz'e sığınmışlardır. Trabzon'a geldiklerinde son Khalybia dükü Nikiforos Paleologos'un şehri Komninos Hanedanı'na teslim etmesinin ardından 1204'te Trabzon İmparatorluğu kurulmuş ve Gümüşhane yöresi I. Aleksios'un imparator olmasıyla Trabzon'a bağlanmıştır. Bu dönemde de Tzanikhitai ve Kavazitai gibi yerli Tzantzaklı (Cancalı) aileler Trabzon sarayında da saygın ve söz sahibi olmuşlardır.

13. yüzyılda başlayan Moğol baskısı sonucu Anadolu'ya Türk göçlerinin artmasıyla Karadeniz'de de Türkmenler görülmeye başlamıştır. Trabzon İmparatorluğu'ndaki taht mücadelelerinden faydalanan Türkmenler, Torul civarını ele geçirmişlerdir. Gümüşhane çevresinde yönetim zaman zaman el değiştirse de yörede Trabzon İmparatoru'na bağlı lordlar sürekli olarak Türkmenlere karşı mücadele etmişlerdir. Hatta Haldia Dukaları karşı saldırılarla Türkmenlerin ele geçirdiği kaleleri geri almışlardır.[10] Ancak bölgede sonu gelmeyen çatışmalar 14. yüzyıla gelindiğinde Gümüşhane'yi harabeye çevirmiştir. 1340, 1341, 1343, 1351'de Akkoyunlular, 1360'ta Hoca Latif, 1368'de Kılıçarslan Gümüşhane bölgesine saldırmışlarsa da Osmanlı akınları ilk kez IV. İoannis döneminde 1442'de başlamış ve bölge Fatih Sultan Mehmet döneminde kesin olarak Türk egemenliğine alınmıştır. 1461’de 140 bin kişilik Osmanlı ordusuyla Trabzon'un alınmasından sonra Gümüşhane; ancak bundan 12 yıl sonra 1473'te tamamen Osmanlı İmparatorluğu'na katılmıştır.[11]

Osmanlı İmparatorluğu Dönemi

Sarı renkli alan Merkez (Trabzon) Sancağı, batısında Canik Sancağı, doğusunda Lazistan Sancağı, güneyinde de Gümüşhane (Canca) Sancağı ile birlikte Trabzon Vilayeti haritası.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde Canca(Gümüşhane); Canik, Lazistan(Caneti/Çanona) ve Merkez(Trabzon) sancaklarıyla birlikte Trabzon Vilayeti'nin dört sancağından biri durumundaydı. Şehrin geçmişine saygı adına Osmanlı İmparatorluğu da Gümüşhane merkezi gerçek ismi olan "Canca" ismiyle anmıştır. Fatih Sultan Mehmet'in 1473'te bölgeyi ele geçirmesiyle Osmanlı İmparatorluğu'nun darphanesi haline gelen Gümüşhane, imparatorluk hazinesinin altıda birini karşılamaktaydı. Burada basılan gümüş paraların üzerine "Canca'da basılmıştır." yazılmaktaydı. İmparatorluğun darphanesi olması özelliğinin yanında doğu seferlerinde de Yeniçeri ordusunun top ve tüfek mermileri Gümüşhane'de dökülmüştür. Özellikle 18. yüzyılda imparatorluğun askeri masraflarının yüzde sekseni Canca'dan karşılanmıştır.[12]

Yöreyi gezen Katip Çelebi'nin "Önemli ve Canlı" olarak tanıttığı, Evliya Çelebi'nin "Burada olan gümüş başka hiçbir diyarda yoktur." cümlesiyle bize aktardığı Gümüşhane 19. yüzyılın ikinci yarısına gelindiğinde tükenmiş, çıkarmaya değecek miktarda gümüş yatağı kalmadığından şehir geri plana düşmeye başlamıştır.

1914 yılının yazında patlak veren I. Dünya Savaşı'yla aynı yılın sonbaharında Ruslar, Osmanlı İmparatorluğu'na saldırmışlardır. 1916 yılında Rusların Doğu Karadeniz'i işgalinin ardından, 3.Ordu, 18.Piyade Tümeni, Lazistan Cephesi olarak adlandırılan Gümüşhane-Torul hattında savunma yapmıştır.[13] 1918 yılında Rusya'da gerçekleşen Bolşevik İhtilali'yle savaştan çekilen Ortodoks-Hristiyan Çarlık Ruslarının yerine, Ortodoks-Hristiyan olan yerliler Pontus Ayaklanması'nı başlatmışlardır. İmparatorluk döneminde Gümüşhane'de "Maden İşletmelerinin Başları" olarak anılan ve Haldia piskoposlarını da kendi içlerinden çıkaran ve çağdaş kaynakların aktardıklarına göre inanılmaz derecede zengin olan Gümüşhaneli Ortodoks Hristiyan aileler de bu isyanın finansörleri olmuşlardır.[14] 1400 yıl önce Bizans kiliselerinin asimile ederek Rumlaştırdığı(Grekleştirdiği) yerli halk böylece Osmanlı İmparatorluğu'na başkaldırmış, ancak bu isyan yine yerli kökenli Topal Osman Ağa'nın "Giresun Gönüllü Müfrezeleri"nin verdiği mücadeleyle bastırılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti Dönemi

Cumhuriyetin ilan edilmesiyle lağvedilen Trabzon Vilayeti'nin ardından Gümüşhane; Torul, Kelkit, Şiran ve Bayburt ilçelerini kapsayarak il statüsüne kavuşmuştur. 1989 yılında da Bayburt il statüsü alarak Gümüşhane'den ayrılmıştır. Bugün sürekli göç veren bir il konumundaki Gümüşhane yeterli iş alanı olmaması yüzünden de göç vermeye devam etmektedir.

Ekonomi

Madencilik ve Ormancılık

Gümüşhane ilinde İlk Çağ’dan beri işletilen ve ilin adını veren gümüş yatakları, 19. yüzyılın tükenmeye yüz tutmuş ve önemini yitirmiştir. Günümüzde ise hiç işlenmemektedir. İlin başka yeraltı zenginliği Gümüşhane merkezde altın madenleri ve Kelkit ilçesinde linyit yataklarıdır. Ayrıca merkez ilçede demir, bakır, çinko, kurşun yatakları vardır.[15]

Samsun'dan Artvin'e hatta Rusya'ya kadar uzanan bölgede yaşayan kabileler, binlerce yıldır maden işleme sanatıyla ünlenmişlerdir. Günümüzden yaklaşık 3300 yıl öncesini anlatan Altın Post Efsanesi de bu madencilik sanatının hatlarıyla örülmüştür. Karadeniz'in doğu kıyılarının egemen kültürü olan Kolkhis'e, altından bir koç postunu ele geçirmek için gelen Yunan kahramanlar ordusunun serüvenini anlatan efsane, Antik Yunanistan halkının yöre madenciliğine olan merakının bir yansımasıdır.

Altın Post Efsanesi'nden yaklaşık bir nesil sonrasını, yani günümüzden yaklaşık 3250 yıl öncesini anlatan "İlyada" destanı, Truva Savaşı'na katılan Amazonlar ve Halizonlar adlı Karadeniz kabilelerinden bahseder. Homeros İlyada'da Halizonları "Güneşin, maden ocaklarında olgunlaşan gümüşü özleştirdiği uzak diyar Alybe'den geliyorlar."[16] şeklinde tanımladığı kabile toprakları, o yıllarda da Khalybia adıyla anılan bölge madenciliğinin ne derece ünlü olduğunu bize göstermektedir. Çeliği Yunanlara öğreten kabile olarak tanınan Khalybler, Yunanca "çelik" anlamına gelen "Khalyb" sözcüğüyle Yunancaya, oradan da "Khalips" formunda Latince'ye girmişlerdir.

Doğu Karadeniz madenciliğinin en eski destanlara konu olmasından Roma ve Bizans İmparatorluğu'na, Trabzon İmparatorluğu'ndan Osmanlı İmparatorluğu'na uzanan işletim geçmişiyle yöre madenleri, dünyaya hükmetmiş nice imparatorlukların hazinelerini doldurmuştur. Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nda değerli maden sıkıntısını çözen başlıca kaynak yöre madenleri olmuştur. Ayrıca bu madenler yalnızca gümüş ve demiri ile değil, buradan çıkarılan kurşunla dökülen top ve tüfek mermileriyle de Osmanlı İmparatorluğu'nun doğu seferlerinde Yeniçeri ordusunun cephaneliği görevini üstlenmiştir.

1836 yılında bölgeye gelen İngiliz Jeolog William John Hamilton; "(...)Gümüşhane, Türkiye'nin her yöresindeki madenciler için, bir okul sanki. Sürekli belirttiğim gibi, Küçük Asya'nın çok uzak bölgelerinde, madencilik konusunda bir araştırma yapıldığında şunu görüyoruz, ya madenciler Gümüşhane'den gelmişlerdir, ya Gümüşhane sayesinde madenci olmuşlardır, ya da Gümüşhane ile aralarında bir ilişki vardır.(...)" sözleriyle Gümüşhane madenciliğinin değerini bizlere aktarmıştır. Gümüşhane'deki maden işletmecisi aileleri de olağanüstü zengin eden bu madenlerden çıkan gümüşlerden yapılan yekpare gümüş piskopos tacı Haldia metropolitlerini süsleyerek bölgenin zenginliğini gösteren sembollerden olmuştur.

19. yüzyılın sonlarına gelindiğinde ise Gümüşhane madenleri artık tükenmiş ve üretimi, çıkarma maliyetini dahi zar zor karşıladığından maden ocakları kapanmıştır. Ocakların kapanmasıyla, geçim kaynakları da tükenen Gümüşhaneliler buradan Anadolu'nun dört bir tarafına ve Rusya'ya göç etmeye başlamışlardır.[17] Bu olay da Gümüşhane ekonomisini derinden sarsmıştır.Ayrıca sağladığı zenginlik ve Osmanlı İmparatorluğu'nun bekası için durmadan çalışan madenlerin yakıt ihtiyacı da Gümüşhane ormanlarından karşılandığından, birzamanlar diğer Doğu Karadeniz illeri gibi yemyeşil ve ormanlık olan Gümüşhane pervasız ağaç kesimleri sonucu bugün bitki örtüsü bakımından çıplak kalmıştır. Çünkü çıkarılan madenlerin izabe işlemi sırasında 1 kg kurşun için 36 kg, 1 kg gümüş için 200 kg odun kömürü kullanılıyordu. 1 kg odun kömürü ise, kullanılan ağacın cinsine göre 3–4 kg odundan elde edilmektedir. Bu faaliyetler bitki örtüsüne öyle zarar vermiştir ki, 1461'de Trabzon üzerine yürüyen Osmanlı ordusu orman nedeniyle bölgede ilerlemekte güçlük çekerken, 1701 yılında bölgeye gelen Joseph Pitton de Toumefort, yakmak için birkaç dal parçası bile bulamamaktan yakınmıştır...[14]

Coğrafya

Kuzey Anadolu sıradağları içinde yer alan ilin toprakları çok engebeli olup en yüksek yeri günümüzde Çakırgöl olarak bilinen dağlarında 3.000 metreyi geçmektedir. İlin kuzey kesimi Zigana (Kalkanlı) ve Soğanlı dağları, güneyi ise Çoruh, Kelkit, Kop ve Otlukbeli dağları tarafından çevrilidir. Kelkit Vadisi'ndeki küçük bazı düzlükler ise ilin en önemli tarım alanlarıdır.

Merkez

İklim ve bitki örtüsü

İlin kuzey kesimi Karadeniz’in ılık ve nemli ikliminin etkisinde olmasına karşın Gümüşhane'nin büyük kesiminde Doğu Anadolu bölgesi'nin sert karasal iklimnin etkisi görülmektedir.Yazları sıcak ve kısa olan Gümüşhane ilinde kışlar yüksekliğin de etkisiyle uzun ve kar yağışlı geçmekte, yağış miktarı iç kesimlere doğru gidildikçe azalmaktadır.

Gümüşhane Dağları’nın Karadeniz’e bakan kesimleri kayın, meşe, ladin, köknar ve sarı çam ağaçlarından oluşan ormanlarla kaplı iken ormanları yok olmuş bozkır görünümündeki güney kesimlerinde sadece Sarıçam ağaçlarına rastlanılmaktadır. Karadeniz iklimi görülür.

Akarsular

Gelevera Deresi, Galis Dere, Artabel Deresi dışında ilin belli başlı iki önemli akarsuyu vardır: Harşit Çayı ve Kelkit Çayı. Haşara Deresi, Korum Deresi, İkisu Deresi, Çit Deresi, Erikbeli Deresi ve Musalla Deresi Harşit'e dökülerek Harşit Çayı havzasını oluştururlar.

Göller

İlin önemli sayılacak büyüklükte bir gölü yoktur. Artabel Gölleri, Çakırgöl, Limni Gölü ilin turistik değer taşıyan doğal gölleri arasındadır.

Yönetim

İllerde protokolde ilk sırada yer alan Vali, merkezi yönetimi temsil eder ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Büyükşehir dışındaki illerde yerel yönetim, şehirler düzeyindedir. Belediye Başkanı, belediye sınırları içinde kalan seçmenin oy çokluğu ile seçilir. Ayni seçmen İlçe Belediye Meclisi için de oy kullanarak ilçelerin belediye meclislerini oluşturur. İldeki bütün seçmenler ayrıca il genel meclisi için de oy kullanarak, İl Genel Meclisinin oluşumunu sağlarlar.

İl genel meclisi ve belediye meclisi üyelikleri için yapılan seçimlerde, onda birlik baraj uygulamalı nispi temsil sistemi, belediye başkanlığı seçiminde ise çoğunluk sistemi uygulanır İl genel meclisi ve belediye meclisi üye sayıları ilçe nüfusuna göre, kontenjandan kalan sayıların partilere dağılımı ise D'Hondt Sistemine göre belirlenir (Kanun:2972-Madde:23)

İl Genel Meclisi, İl Özel İdaresinin karar organıdır, başkanını üyeleri arasından gizli oyla seçer. Ayrıca, İl Genel Meclisi kendi içinden gizli oyla bir yıl görev yapacak 5 kişilik İl Encümenini seçer.[18][19]

Merkezi yönetim, Vali ve İl Müdürlerinden oluşur. İl Özel İdaresi (İl Genel Meclisi ve İl Encümeni) seçilmişlerden oluşur, ancak Vali başkanlığında görev yapar. Yerel yönetim ise belediye başkanları ve belediye meclislerinden oluşur.

Gümüşhane Valisi, 1976-Kızılcahamam doğumlu Alper TANRISEVER’dir. Ağustos 2023 tarihinde Elmadağ Kaymakamı iken atanmıştır

Gümüşhane Belediye Başkanı, 1966-Gümüşhane doğumlu Ercan Çimen (AK PARTİ), 31 Mart 2019 seçimlerinde % 49,16 oy oranıyla seçilmiştir.[20]

2019 Türkiye yerel seçimleri sonuçlarına göre Gümüşhane İl Genel Meclisi üye sayısı, 9 AK PARTİ ve 6 MHP olmak üzere 15’dir.[21] Gümüşhane Belediye meclisi ise 10 AK PARTİ ve 5 MHP olmak üzere 15 üyeden oluşur.[22]

2023 Milletvekilli Genel seçimleri sonucu şehri temsilen TBMM'ye Adalet ve Kalkınma Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi'nden birer milletvekili (Celalettin Köse ve Musa Küçük) seçilmiştir.[23]

Nüfus

Güncel Nüfus Değerleri(TÜİK 6 Şubat 2024 verileri[24])

Gümüşhane ili nüfusu: 148.539'dür. Bu nüfusun % 63,34'ü şehirlerde yaşamaktadır (2023 sonu). İlin yüzölçümü 6.668  km2'dir. İlde  km2'ye 22 kişi düşmektedir. (Bu sayı Merkez ilçede 29) İlde yıllık nüfus, % 2,69 oranında azalmıştır. Nüfus artış oranı en yüksek ve en düşük ilçeler: Torul (% 13,31)- Kelkit (-% 0,87)

06 Şubat 2024 TÜİK verilerine göre merkez ilçeyle beraber 6 İlçe, 14 belediye, bu belediyelerde 76 mahalle ve ayrıca 318 köy vardır.

2023 yılı sonunda Gümüşhane ili ve ilçelerinin yerleşim yeri ve nüfusla ilgili sayısal bilgileri[25]
İlçeNüfus

2022

Nüfus

2023

FarkNüfus

Artışı %

Belediye

Sayısı

Mahalle

Sayısı

Köy

Sayısı

Köy

Nüfusu

Şehir

nüfusu

Şehirde

oturan %

Alanı

 km2[26]

 km2'ye

düşen kişi

Kelkit41.23340.875-358-0,876217712.60128.27469,17157126
Köse6.8307.2614316,1215143.7783.48347,9735321
Kürtün11.91313.4061.49311,8129347.0516.35547,4091715
Merkez54.46254.503410,082209215.36839.13571,80188929
Şiran19.34620.2028564,33213648.09012.11259,9596521
Torul10.76012.2921.53213,3118377.5674.72538,4497313
Gümüşhane144.544148.5393.9952,69147631854.45594.08463,34666822

İlin yıllara göre nüfusları

Gümüşhane il nüfus bilgileri
YılToplamSıraFarkŞehir - Kır
1927[27]122.23149
  %11     12.864
109.367     %89  
1935[28]162.66748%33
  %11     17.183
145.484     %89  
1940[29]181.29047%11
  %11     20.638
160.652     %89  
1945[30]190.13046%5
  %10     18.269
171.861     %90  
1950[31]203.99446%7
  %9     18.942
185.052     %91  
1955[32]211.56353%4
  %11     23.124
188.439     %89  
1960[33]243.11549%15
  %10     24.798
218.317     %90  
1965[34]262.73152%8
  %12     31.957
230.774     %88  
1970[35]282.23852%7
  %16     45.070
237.168     %84  
1975[36]293.67352%4
  %16     46.519
247.154     %84  
1980[37]275.19156-%6
  %19     51.404
223.787     %81  
1985[38]283.75356%3
  %24     68.793
214.960     %76  
1990[39]169.37571-%40
  %35     58.996
110.379     %65  
2000[40]186.95374%10
  %41     77.570
109.383     %59  
2007[41]130.82577-%30
  %46     60.781
70.044     %54  
2008[42]131.36777%0
  %44     57.921
73.446     %56  
2009[43]130.97677-%0
  %45     58.535
72.441     %55  
2010[44]129.61877-%1
  %47     61.162
68.456     %53  
2011[45]132.37477%2
  %48     64.082
68.292     %52  
2012[46]135.21677%2
  %50     67.514
67.702     %50  
2013[47]141.41277%5
  %50     70.667
70.745     %50  
2014[48]146.35377%3
  %60     87.978
58.375     %40  
2015[49]151.44977%3
  %66     99.508
51.941     %34  
2016[49]172.03476%14
  %71     121.533
50.501     %29  
2017[49]170.17376-%1
  %72     122.805
47.368     %28  
2018[49]162.74877-%4
  %49     80.306
82.442     %51  
2019[49]164.52177%1
  %61     100.157
64.364     %39  
2020[49]141.70278-%14
  %59     83.871
57.831     %41  
2021[49]150.11977%6
  %64     96.198
53.921     %36  

Not: 1989 yılında Bayburt ilinin kurulması ile nüfus azalmıştır.

Konum

Konum Bilgileri
İlçeKuruluş Yılı[50]Önceden bağlı olduğu ilçeAlanı km²Rakım mt.Merkeze km[51]Ulaşan Yollar[51]
Gümüşhane Merkez1.8891.174 / -02
KelkitCumh.önce1.5711.40860 -04, -04, -04
Köse1987Kelkit3531.57747 -03, -01,
Kürtün1990Torul91762959 -02
ŞiranCumh.önce9651.40989 -02,
TorulCumh.önce97394023 / -02,
GÜMÜŞHANECumh.önce6.668

Kültür ve turizm

Müzik ve halk oyunları

Gümüşhane'de halk müziğinin temelini kemençe, tulum, davul-zurna, kaval gibi enstrümanlar oluşturur. Halk oyunlarında ise ilgenelinde horan ve bar oyunları yaygındır. Dik Horan, Sarıkız, Lazutlar, Dizden Kırma, İki Ayak Horanı, Sıksara, Bıçak Horanı, Temür Ağa, Hançer Barı, Koçari, Mavrengel, Laz Barı, Tamzara ilde en yaygın oynanan halk oyunlarıdır.

Ağız

Gümüşhane merkezi kendine özgü bir ağza sahip olsa da genel özellikler bakımından Doğu Karadeniz-Trabzon ağızlarına benzerlik gösterir. İlin kuzey bölümünü oluşturan Merkez ilçe (Gümüşhane merkezi, Yağmurdere Bucağı, kısmen Kale Bucağı), Torul ve kısmen Kürtün ağızları Doğu Karadeniz-Trabzon ağızlarına yakınlık gösterirken[52] Kürtün ilçesinin önemli bir kısmı Giresun ağzına yakınlık gösterir. Şiran ilçesi Gümüşhane ile Erzincan ağızları arasında geçiş özelliği gösterirken Kelkit ve Köse ilçeleri ağızları daha çok Erzurum, Bayburt, Erzincan illeri ağızlarıyla benzer özellikler taşır.

Tarihi ve turistik yerler

Satala (Sadak) Antik Kenti

Gümüşhane il merkezine 99 km uzaklıkta bulunan Satala (Sadak) Antik Kenti, Kelkit ilçesi Sadak Köyü sınırları içerisindedir. Antik Kent, Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en büyük karargâhı olmakla birlikte, 15. Lejyon’un karargâh kurduğu bir yerdir. Askeri geçiş güzergâhında bulunması sebebiyle stratejik bir öneme sahip olan Satala, Roma İmparatorluğu’nun Fırat Nehri’ni korumak için kurduğu bir karakoldur.

Tarihte Makedon, Asur, Roma ve Bizans gibi medeniyetlerin hâkimiyetine girmiş olan Satala’ya su getirmek için, 15. yüzyılda 47 gözlü su kemeri de inşa edilmiştir. Ancak günümüzde su kemerinden sadece iki göz ayakta kalabilmiştir.

Santa Harabeleri

Gümüşhane il merkezine 72 km uzaklıkta yer alan Santa Harabeleri, merkez ilçe Dumanlı Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır.

Rumlar tarafından 17. yüzyılda kurulan Santa’nın dini, kültürel ve ticari açıdan önemli bir yerleşim olduğu bilinmektedir. Santa’nın her mahallesinde, taştan inşa edilmiş tek katlı evler, kiliseler ve çeşmeler yer almaktadır.

Krom Şehri

Şehir merkezine 36 km mesafede bulunan Krom Şehri, 2010 yılında Arkeolojik Sit Alanı olarak tescil edilmiştir.

Zengin maden kaynaklarına sahip olması nedeniyle asırlar önce binlerce kişiye ev sahipliği yapmış olan şehirde, 15 tane kilise ve şapel bulunmaktadır. Şehirde, bir kemer köprü ve surlarının bir kısmı ayakta kalabilmiş bir de kale bulunmaktadır.

İmera Manastırı

Gümüşhane il merkezine 38 km mesafede bulunan İmera Manastırı, merkez ilçe Olucak Köyü sınırları içerisinde yer almaktadır.

Üzerinde bulunan yazıtta 1350 yılında yapıldığı yazmakta olan manastır, günümüze ulaşabilmiş en sağlam tarihi yapıtlardandır. Şapeli ve bazı yapıları sağlam bir şekilde günümüze kadar ayakta kalmış olan manastır dikdörtgen planlı olarak imar edilmiştir. Manastırın çevresinde rahiplerin kaldığı konutlar da mevcuttur.

Canca Kalesi

İl merkezinin 8 km uzağında bulunan Canca Kalesi, 1530 metre yükseklikte inşa edilmiş ve gözetleme kulesi olarak kullanılmıştır. En az 1500 yıllık bir yapıdır. Canca Kalesi’nden ilk defa MS 6. yüzyılda Tarihçi Prokopius "Yapılar" isimli eserinde bahsetmekte; kalenin asıl adının Gümüşhane'nin yerlileri olan Tzan/Lazların dilinde "Tzantzakhon(Çançaxon)/Tzantzak(Çança)" olarak telaffuz edildiğini ve kaleyi bir komutanın yönettiğini aktarmaktadır.[53] Evliya Çelebi, Seyahatname’de Canca Kalesi’nden bahsetmektedir.

Kov (Esenyurt) Köyü Kalesi

İl merkezine 21 km mesafede bulunan Kov Köyü Kalesi, 2007 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gümüşhane Valiliği’nin ortak çalışmasıyla restore edilmiştir.

Çevresi de arkeolojik sit alanı olan Kov Köyü Kalesi’nin 3. Aleksios tarafından 1361 tarihinde yapıldığı ve kalenin Selçuklular zamanında da kullanıldığı bilinmektedir. 1760 m yükseklikte bulunan kale, dış kale ve iç kale olmak üzere iki bölümden oluşmakta ve içerisinde sarnıç ve mutfak gibi mekanları barındırmaktadır. Kalede yapılan araştırmalarda Orta Çağ ve Yakın döneme ait seramikler bulunmuştur.

Keçikale

Şehir merkezinin 20 km uzağında bulunan kale, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Gümüşhane Valiliği’nin ortak çalışmasıyla 2008 yılında restore edilmiştir. 1560 m yükseklikte inşa edilen kale, 5-15 metre yüksekliğinde surlara ve su sarnıçlarına sahiptir.

Gümüşhane Konakları

Gümüşhane Konakları, Gümüşhane mimarisinin en ilgi çekici unsurlarındandır. Sanatsal yapısında, doğa şartlarının yanı sıra inanç, örf, adet gibi sosyal yaşamın etkilerini barındırmaktadır.

Mahalli taş, kerpiç ve ahşap malzemeler kullanılarak yapılan konaklar, iki ve üç katlı olarak geniş bir bahçe üzerinde inşa edilmiştir.

Örümcek Ormanları

İl merkezine 60 km mesafede bulunan Örümcek Ormanları,Kürtün ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Avrupa’nın en yüksek köknarları (61,5 m) ve Türkiye’nin en uzun ladinleri (57,6 m) Örümcek Ormanları’nda bulunmaktadır.

Tomara Şelalesi

Gümüşhane il merkezine 130 km uzaklıkta bulunan Tomara Şelalesi, Şiran ilçesine bağlı Seydibaba Köyü sınırları içerisindedir. Kırk ayrı yerden çıkan su kaynağıyla beslenen Tomara Şelalesi, 25 m yükseklikten su yatağına dökülmektedir.

Kadırga Yaylası

İl merkezine 65 km mesafede yer alan Kadırga Yaylası, Kürtün ilçesi Süme Köyü sınırları içerisinde bulunmaktadır. Zigana Turizm Merkezi’ne de 15 km uzaklıkta bulunan Kadırga Yaylası’nda elektrik ve telefon imkânlarının yanı sıra otel, lokanta, bakkal, cami ve konaklama tesisleri bulunmaktadır.Her yıl Temmuz ayının 3. haftası başlayan yayla şenliklerine ulusal ve uluslararası katılım olduğu görülmektedir.

Zigana Turizm Merkezi

Gümüşhane il merkezine 45 km uzaklıkta bulunan Zigana Turizm Merkezi, Torul ilçe sınırları içerisinde yer almaktadır. Saatte bin kişi taşımalı 800 m uzunluğunda teleski hattının bulunduğu merkezde, saatte dört yüz kişi taşımalı, 200 m uzunluğunda iki adet Baby Lift de bulunmaktadır.

Sarıçiçek Köy Odaları

İl merkezine 38 km uzaklıkta bulunan Sarıçiçek Köy Odaları, köy sakinlerinden Hacı Ömer Ağa tarafından 1870’li yıllarda yaptırılmıştır. Türk geleneği ile yerleşik geleneğin yanında mahalli unsurların da işlemelerine yansıdığı köy odalarında, işlemeler ve dekorlar çivisiz bir teknikle monte edilmiştir.

Karaca Mağarası

İl merkezine 17 km mesafede bulunan Karaca Mağarası, denizden 1550 m yükseklikte yer almaktadır. Karaca Mağarasının giriş noktası ile en son noktası arasında 105 m mesafe bulunmaktadır. Sahip olduğu doğal klima özelliğindeki havasıyla ziyaretçilerine, özellikle de astımlı ziyaretçilerine rahat bir atmosfer sunan mağara, sağlık turizmi açısından da önemli bir yere sahiptir.

Kırklar Mağarası

İl merkezine 67 km, havalimanına 12 km mesafede; Köse ilçesine bağlı Altıntaş köyünün Yenice köyü yönünde bulunmaktadır. Toplam uzunluğu 295 metre olan mağaranın girişe göre en derin noktası 37 metredir. Mağara Malm-Alt Kretase yaşlı kireçtaşları içinde gelişmiştir. Bu kireçtaşları gri, bej renkli resifal karakterde massif görünümdedir. Çok kırıklı ve faylı olması nedeniyle yoğun bir şekilde karstlaşmıştır. Bol miktarda sarkıt, dikit, sütun, çeşitli renk ve desende rengârenk damlataşı şekilleri çok motifli bir şekilde mağaranın içini süslemektedir. Mağara kuzeydoğu-güneybatı yönünde gelişmiştir.[54][55]

Limni Gölü

Torul ilçesine bağlı Zigana Köyü sınırları içerisinde yer alan Limni Gölü, il merkezine 45 km uzaklıktadır. 2004 yılında Orman ve Su İşleri Bakanlığı tarafından -A- tipi mesire yeri statüsüne alınmış olan saha, piknik ve kamp amaçlı kullanıma uygundur. Otopark, büfe, wc, kamelya ve piknik ocağı gibi sosyal donatıların da bulunduğu alanda hakim olarak sarıçam ve ladin ağaçları görülmektedir.

Artebel Gölleri Tabiat Parkı

İki ayrı jeolojik zamanda oluşan volkanik aktiviteye bağlı formasyonlarla kaplı olan Artabel Gölleri Tabiat Parkı, il merkezine 80 km mesafede bulunmaktadır. Artabel Gölleri Tabiat Parkı toplamda 18 adet krater gölünden oluşmaktadır. Göllerin çevreleri flora ve fauna yönünden zengin olmakla birlikte, peyzaj değerleri açısından da önemli bir yere sahiptir.

Süleymaniye (Eski Gümüşhane) Mahallesi

Süleymaniye mahallesinden görünüm, 1925.

Gümüşhane il merkezine 4 km mesafede bulunan Süleymaniye Mahallesi, Kentsel ve Doğal Sit Alanı olmakla birlikte Turizm Merkezi özelliği de taşımaktadır.

Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan gümüş madenleri, 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon’u fethetmesi ve Gümüşhane’nin Osmanlı hâkimiyetine girmesinin ardından işletmeye açılmıştır. Osmanlı hazinesinin 1/6’sını oluşturan gümüş sikkeler, Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan darphanelerde basılmıştır.

Geçmişte Türk, Ermeni ve Rum halkın birlikte barış içerisinde yaşadıkları Süleymaniye Mahallesi’nde bulunan birçok tarihi cami, kilise, han, hamam ve köprü gibi kültürel değer, günümüze kadar ulaşmıştır.

Çakırgöl Kış Sporları Turizm Merkezi

2500 m yükseklikte bulunan Çakırgöl Kış Sporları Turizm Merkezi, Gümüşhane il merkezine 35 km mesafede yer almaktadır. Çakırgöl, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından 2005 yılında Kış Sporları ve Turizm Merkezi ilan edilmiştir.

Erikbeli Kış Sporları ve Turizm Merkezi

1800 m rakıma sahip olan Erikbeli Kış Sporları Ve Turizm Merkezi, Kürtün ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. 1500’lü yıllardan beri var olduğu bilinen Erikbeli Yaylası, 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kış Sporları ve Turizm Merkezi ilan edilmiştir.

Kazıkbeli Yaylası

İl merkezine 100 km mesafede bulunan Kazıkbeli Yaylası, Kürtün ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır. Özel sektöre ait bakkal, manav, lokanta, otel ve pansiyon gibi tesislerin bulunduğu yayla, sahip olduğu doğal çim alanları ile çim kayağı ve kamp turizmi için oldukça uygundur. Her sene, Temmuz ayının ilk Çarşamba gününden başlayarak, yaz boyunca süren yayla şenlikleri gerçekleştirilir.

Özen Kaya Mezarı

Kelkit ilçe sınırları içerisinde bulunan Özen Köyü’nde yer alan Özen Kaya Mezarı, ilçe merkezine 6 km mesafededir. Mezar, kaya yüzeyinin düzleştirilmesiyle oluşturulmuştur. Mezarın önünde bulunan geniş alanda, toplu halde ölü kültü ile ilgili törenlerin yapıldığı tahmin edilmektedir.

Taşköprü Yaylası

Gümüşhane merkez ilçe sınırları içerisinde bulunan Taşköprü Yaylası, il merkezine 50 km uzaklıkta yer almaktadır. Oteller ve bungalov tipi evlerden oluşan konaklama tesisleriyle turizme oldukça elverişli olan yaylada fırınlar, lokantalar, cami, akaryakıt istasyonu, oto tamirhanesi, marketler ve alabalık tesisi de mevcuttur.

Yöresel Ürünler

Pestil

Dut, bal, süt ve un karışımının herle haline getirilip fındık veya ceviz katılarak bezlere serilip kurutulduktan sonra elde edilen besin değeri yüksek bir gıda maddesi olan Gümüşhane dut pestili, vücut doku ve hücrelerinin yenilenmesine, su dengesinin korunmasına, hormon-enzim üretimine ve bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardımcı olan iyi bir enerji kaynadığıdır.

Köme

Ceviz parçalarının ipe dizilerek belli bir kalınlığa ulaşıncaya kadara pestilin de ham maddesi olan herleye 4-5 kez daldırılıp kurutulmasıyla elde edilen kömenin içerisinde bulunan fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar, B grubu vitaminler, mineraller, yağ ve proteince zengindirler.

Spor

2018-2019 Sezonu sonuda, Gümüşhanespor, 2. Ligde grup 12.si olmuştur. BAL Takımı Kelkit  Hürriyetspor 3. lige çıkmıştır. Voleybol erkeklerde Gümüşhane Torul Gençlik, 1.ligde kalırken, voleybol bayanlar 1.ligde yer alan Gümüşhane Gençlerbirliği küme düşmüştür. Voleybol erkekler 2. ligde Şiran Akademispor yer almıştır.

Ziraat Türkiye Kupası 'nda, Gümüşhanespor, 4.turda Giresunspor 'a elenmiştir.

Önemli spor tesisleri:Gümüşhane Şehir Stadyumu (4.700), Torul Spor Salonu (1.000), Zigana Kayak Merkezi

Kaynakça

Dış bağlantılar