Avrupa ekonomisi

Kıta Ekonomisi
Avrupa ekonomisi
Nüfus:744 milyon (2018)
GSYİH:$22.9 trilyon (Nominal; 2018)
$26.7 trilyon (SAGP; 2017)
GSYİH artışı:%2.4 (2017)
GSYİH/kişi başı:$27,330 (2017; 3ncü)
%10 üst gelirli%27.5
Milyonerler3.17 milyon (%0,3) (2011)
İşsizlik%10.0 (Kasım 2009)
En iyi %10 gelir%27.6
Bilgiler aksi belirtilmedikçe, 2003 yılı süresini kapsamaktadır.
Çoğu rakam 2002 UNDP'den alınmıştır.

Bazı rakamlar bazı ülkelerin noksan bilgilerini hesaba katmaz.

Diğer bir bilgi verilmemiş, değerlerin tümü Amerikan doları ile ifade edilmiştir.

Avrupa ekonomisi, 50 farklı ülkede 740 milyondan fazla kişi kapsayan bir ekonomik alanı tanımlamaktadır. Avrupa Birliği'nin oluşumu ve 1999 yılında, ortak bir para biriminin kullanıma girmesi - euro, katılımcı Avrupa ülkelerini ortak bir para birimi aracılığıyla ekonomik olarak yaklaştırır - daha güçlü bir Avrupa nakit para akışına yol açmıştır. Avrupa'daki zenginlik farkı, eski Soğuk Savaş dönemi bölünmesinde kabaca görülebilirdi; bazı ülkeler bu bölünmeyi ihlâl eder (Yunanistan, Polonya, Romanya, Slovenya ve Çek Cumhuriyeti). Çoğu Avrupa ülkesi kişi başına düşen GSYİH'da dünya ortalamasından daha yüksek ve çok gelişmiş olsa da (Lihtenştayn, Lüksemburg, Monako, Andorra, Norveç, İsveç, Hollanda, İsviçre, Birleşik Krallık), bazı Avrupa ekonomileri, İnsani Gelişme Endeksinde dünya ortalamasının üzerindeki konumlarına rağmen, daha yoksul durumdadır.

Bu makale boyunca "Avrupa" ve sözcüğün türevleri, toprakları kısmen Avrupa'da bulunan - Türkiye (bir tanıma bağlı olarak bütün ülke veya sadece Trakya), Azerbaycan (Kafkaslar) ve Rusya (Ural Dağları'nın batısında kalan bölümü) gibi - ve coğrafi olarak Asya'da olan, Avrupa'yı sınırlayan ve kıtaya kültürel olarak bağlı olan ülkeleri (Ermenistan, Gürcistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti gibi) içerecek şekilde alınmıştır.

2010 yılında Avrupa, 19.920 trilyon dolar[1] (dünyanın %30.2'si) nominal GSYİH'ya sahipti. GSYİH'ya (nominal) göre 1 trilyon ABD doları üzerinde büyüklüğe sahip Avrupa'nın en büyük ulusal ekonomileri:

  • Almanya (yaklaşık 4.7 trilyon dolar),
  • İngiltere (yaklaşık 3 trilyon dolar),
  • Fransa (yaklaşık 3 trilyon dolar),
  • İtalya (yaklaşık 2.2 trilyon dolar),
  • Rusya (yaklaşık 2 trilyon dolar),
  • İspanya (yaklaşık 1.8 trilyon dolar),
  • Hollanda (yaklaşık 1 trilyon dolar),

Diğer büyük Avrupa ekonomileri ise Türkiye, İsveç, Polonya, Belçika, İsviçre, Norveç ve Avusturya'dır. Avrupa Birliği (yaklaşık 20 trilyon ABD doları GSYİH), Avrupa GSYİH'sının yaklaşık %75-80'ini oluşturmaktadır.

Bir bütün olarak AB, dünyanın en zengin ve en büyük ekonomisidir ve ABD'yi mali kriz anında 2 trilyondan daha yüksek bir değerle geride bırakmıştır.[2] 2009 yılında Avrupa dünyanın en zengin bölgesi olarak kaldı. Yönetimi altındaki 33 trilyon dolarlık varlık, dünya servetinin üçte birinden fazlasını temsil ediyordu. Kuzey Amerika'nın aksine ($29,3 trilyon ABD doları) servetin kriz öncesi yıl sonu zirvesini aştığı birkaç bölgeden biriydi.[3][4]

Gelirlerine göre ölçümlenen en büyük 500 şirketten (2010 yılında Fortune Global 500), 184'ünün merkezi Avrupa'da bulunmaktadır. Bu kuruluşların 161'i AB sınırları içinde, 15'i İsviçre'de, 6'sı Rusya'da, 1'i Türkiye'de, 1'i de Norveç'te yer almaktadır.[5]

İspanyol sosyolog Manuel Castells tarafından 2010 yılında belirtildiği gibi, Batı Avrupa'da ortalama yaşam standardı çok yüksektir: "Batı Avrupa'daki nüfusun büyük kısmı hala dünyadaki ve dünya tarihindeki en yüksek yaşam standartlarına sahiptir."[6]

Ekonomik gelişme

1945 öncesi: Endüstriyel büyüme

II. Dünya Savaşı öncesi büyük finans ve endüstri devletleri Birleşik Krallık, Fransa, Almanya ve İtalya idi. Endüstri devrimi Büyük Britanya'da başladı ve hızla Avrupa'ya yayıldı. İngiltere'de başlayan Sanayi Devrimi, Avrupa'ya hızla yayılmıştı ve çok geçmeden tüm kıta yüksek bir endüstri seviyesine ulaşmıştı. I. Dünya Savaşı kısaca bazı Avrupa devletlerinin sanayilerinin durmasına neden olmuş ancak II. Dünya Savaşı sırasında Avrupa kısa sürede toparlanmış ve Amerika Birleşik Devletleri'nin gittikçe artan ekonomik gücüyle rekabet edebilir hale gelmişti.

Bununla birlikte, II. Dünya Savaşı, Avrupa'nın sanayi merkezlerinin çoğunun tahrip olmasına neden olmuş ve kıtanın altyapısının çoğunu boşa çıkarmıştı.

1945-1991: Soğuk Savaş dönemi

II. Dünya Savaşı'nı takiben Avrupa'nın hükûmetleri perişan haldeydi. Pek çok sosyalist olmayan Avrupa hükûmeti, ekonomilerini birbirine bağlayarak, Avrupa Birliği haline gelecek olgunun temelini attı. Bu, ortak altyapı ve sınır ötesi ticarette büyük bir artış anlamına geliyordu. Bu Avrupa ülkeleri ekonomilerini hızla geliştirirken, 1980'lerde, COMECON ekonomisi, esas olarak Soğuk Savaş'ın büyük maliyetleri nedeniyle mücadele ediyordu. Orta ve Doğu Avrupa devletlerinin GSYİH ve yaşam standartları, Avrupa'nın diğer bölgelerinden daha düşüktü.

Avrupa Topluluğu, II. Dünya Savaşı sonrasında 6 asıl üyeden bu dönemde 12 üyeye yükseldi.

Avrupa'da ortalama yaşam standartları, bu bulgularla nitelendirildiği gibi, savaş sonrası dönemde önemli ölçüde artmıştır:[7]

1980'de kişi başına özel tüketim (PPS, Pay per sale, Satış başına ödeme)

  • Lüksemburg: 5495
  • Fransa: 5395
  • Almanya Federal Cumhuriyeti: 5319
  • Belçika: 5143
  • Danimarka: 4802
  • Hollanda: 4792
  • Birleşik Krallık: 4343
  • İtalya: 4288
  • İrlanda: 3029

1980 yılında kişi başına düşen kişisel harcanabilir gelir (PPS)

  • Belçika: 6202
  • Fransa: 6044
  • Almanya, Federal Cumhuriyeti: 5661
  • Hollanda: 5490
  • İtalya: 5378
  • Danimarka: 4878
  • Birleşik Krallık (İngiltere): 4698

Avrupa Birliği'nin yükselişi

Doğu Bloku 1991 civarında çözüldüğünde, bu devletler serbest piyasa sistemine uyum sağlamak için mücadele içine girdi. Orta Avrupa ülkelerinden olan Macaristan, Slovenya, Romanya ve Polonya kabul edilebilir çabuklukta adapte olurken; Sovyet Devletleri'nden Rusya ve Ukrayna kolayca ufalanabilen alt yapılarını reforme etmek için uğraşıyorlardı.

Birçok gelişmiş Avrupa ülkesi, demokrasinin yeniden gündeme getirildiği diğer Avrupa devletleriyle ekonomik bağlar geliştirmekte hızlıydı. 1989'daki devrimlerden sonra, Orta Avrupa ve Baltık devletleri değişimle uğraşmış, eski Yugoslav Cumhuriyetleri savaşa girmiş ve Rusya, Ukrayna ve Belarus hala eski sistemleriyle mücadele etmekteydi.

Avrupa'nın en büyük ekonomisi olan Almanya, 1991'de Sovyetler Birliği'nden etkilenen eski komünist Alman Demokratik Cumhuriyeti veya Doğu Almanya ile birleşmek için mücadele etti. DAC, Soğuk Savaş sırasında endüstriyel altyapısının çoğunu kaldırmıştı ve bu yüzden uzun yıllar Birleşik Almanya, eski Doğu Almanya'daki altyapıyı eski Batı Almanya seviyesine çıkarmak için mücadele etti.

Barış on yıl boyunca Yugoslavya'ya gelmemiş ve 2003 yılına kadar Bosna-Hersek, Makedonya ve Kosova'da hala birçok NATO ve Avrupa Birliği barış gücü bulunmaktaydı.[not 1] Savaş, ekonomik büyümeyi ciddi şekilde engellemiş ve sadece Slovenya 1990'larda gerçek bir ilerleme kaydetmişti.

Avrupa ekonomisi, 2001'de Amerika Birleşik Devletleri'ndeki 11 Eylül saldırılarından etkilenmiş ve Almanya, İsviçre, Fransa ve Birleşik Krallık en kötü etkilenen ülkeler olmuştu. Ancak, 2002-2003'te ekonomi ABD'deki saldırıların etkisinden kurtulmaya başladı.

Avrupa ekonomisi, bu güne kadar tam üye olan 15'i büyük Avrupa devletinin bir ekonomik ve politik örgütü olarak Avrupa Birliği tarafından yönetildi. Avrupa Birliği üyeliği istenilen bir şey olarak görülüyordu ve AB, giriş kriterlerini karşılayan ekonomilere ulaşmak için çalışmaya istekli olan Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine önemli destek ve yardım sağladı. Bu süre içinde, AB'nin 15 üyesinden 12'si, 1999'da yürürlüğe giren bir para birimini tanımlayan Euro bölgesinin bir parçası haline geldi ve bu sayede her üye, eski ulusal para birimlerinin yerini alan ortak bir para birimi olan Avro'yu kullanmaya başladı. Üç ülke Euro bölgesi (Eurozone) dışında kalmayı ve kendi para birimleriyle (Danimarka, İsveç ve Birleşik Krallık) devam etmeyi seçmişti.

2004-2007: AB genişlemesi

2004 yılının başlarında, çoğunlukla eski komünist 10 ülke, şimdiye kadarki en büyük genişlemesinde AB'ye katılmış ve Birliği 25 üyeye genişletmiş ve sekiz tane de ilişkili ticaret anlaşması yapmıştı. Birliğe katılan ülkeler Euro bölgesine de katılmak ve gelecekte ortak para birimi Euro'yu benimsemek zorundadır. Süreç, bu ülkelerin bazılarının zaten bir parçası olduğu Avrupa Döviz Kuru Mekanizmasını da içermektedir.

Çoğu Avrupa ekonomisi çok iyi durumdadır ve kıta ekonomisi de bunu yansıtıyor. Bununla birlikte, bazı eski Yugoslavya eyaletlerinden olan devletlerde ve Kafkasya devletlerinde çatışma ve huzursuzluk, bu devletlerdeki ekonomik büyümeyi engellemektedir.

Büyük AB genişlemesine karşıt olarak, 2005'te Rusya'nın egemen olduğu Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), önceki herhangi bir SSCB devletine (hem Avrupa hem de Asya Devletleri dahil) açık olan Avrupa Birliği'ne rakip bir ticaret bloğu oluşturmuştur.[8] 15'in 12'si ile üç Baltık ülkesi AB'ye uyum sağlamaya karar verdi. Buna rağmen, üç Kafkasya devleti, bir gün başta Gürcistan olmak üzere AB üyeliğine başvurmayı düşüneceklerini söylediler.[9] Bu, Turuncu Devrim'den beri Ukrayna için de geçerlidir.

2008-günümüz: Euro bölgesinde genişleme ve Avrupa borç krizi

Avrupa'da kişi başına düşen GSYİH (SAGP)

Slovenya, 2007 yılında AB para birimi olan avroyu benimseyen ilk komünist ülke olmuş ve bunu 2008'de Malta ve Kıbrıs Cumhuriyeti ve 2009'da da Slovakya izlemiştir. 2011 yılında Estonya, eski Sovyetler Birliği'nden ayrılmış Euro'yu benimseyen ilk Cumhuriyet oldu, ardından 2014'te Letonya ve 2015'te Litvanya onu takip etti. Hırvatistan, Temmuz 2013'ün 1. gününde Avrupa Birliği'ne katılan 28. üye ülke oldu.

2008'de, ABD'deki konut fiyatları balonunun tetiklediği Küresel Mali Kriz, Avrupa ekonomilerinin çoğunluğunun GSYİH'sinde ciddi bir düşüşe neden olmuş; Güneydeki ekonomilerin çöküşünü tehdit eden, özellikle Yunanistan, İtalya son zamanlarında devam etmekte olan siyasi krizden, Portekiz ve İspanya'dan etkilenmiştir. Ayrıca sert bir şekilde etkilenen İrlanda, 2013 ortalarında krizden çıkmıştır. Bu arada, Uluslararası Para Fonu ve Avrupa Merkez Bankası'nın artan kurtarmaları, Almanya'nın liderliğindeki Orta ve Doğu Avrupa ekonomilerinin 2010'ların borç krizinin en kötüsünden kurtulmasını sağlamış, borç sıkıntısı çeken ülkelerde durumun bir şekilde hafiflemesine neden olmuştur.

2010'ların ortalarında, 2014-2015'te, İrlanda, kurtarma programından başarıyla çıkarken istikrârlı bir hızda iyileşiyordu. Euro Bölgesi bir bütün olarak daha dengeli hale gelmiş, ancak Yunanistan'daki sorunlar ve İtalya ve İberya'daki (İspanya ve Portekiz) yavaş toparlanma, Euro bölgesindeki büyümeyi en aza indirmeye devam etmekteydi. Almanya istikrâr ve büyümede Avrupa'yı yönetmeye devam ederken, hem İngiltere hem de İrlanda %3-4'lük güçlü büyüme göstermiştir. İrlanda'daki işsizlik, Avrupa'daki en hızlı seviyelerde azalırken, 2016'da %8'e ulaşması bekleniyordu; 2011'de iki katına çıkmıştır. Çekya ve Almanya sürekli Avrupa Birliği'ndeki en düşük işsizlik oranlarına sahipti.[10] Genel olarak büyüme görünümü, gelecekte Avrupa için iyimser olmaya devam ediyor. Euro bölgesinde pozitif büyüme bekleniyor. Her ne kadar belirsizlik hala Yunanistan’ı çevrelese de, Yunanistan’daki borç ödemeleri şu anda kararlı görünmektedir.

Avrupalı işletmeler krizden bu yana dünya çapındaki rakiplerine karşı düşüşe geçti. En değerli 50 küresel kuruluştan sadece yedisi, 2006'daki 17'ye kıyasla, 2015’ten itibaren Avrupalı kökenliydi. Avrupa, 24 ekonomik iş kesiminden yalnızca birinde -İsviçre’den Nestlé liderliğindeki yiyecek-içecek sektörü ile öncü konumdadır. HSBC, Vodafone, Total ve BNP Paribas gibi şirketler de kendi endüstrilerinde Amerikalı ve Asyalı rakiplere karşı iyi durumdadırlar. Buna ek olarak, Nokia, Ericsson ve Alcatel gibi teknolojinin eski ağır topları da Silikon Vadisi'nde gelişen Amerikan şirketlerine karşı düşüş gösterdi.[11]

Bölgesel değişim

Toplam zenginliğe göre Avrupa ülkeleri (milyar ABD doları), Credit Suisse, 2018

Uzun bir ticaret geçmişi, serbest piyasa sistemi ve önceki yüzyılda yüksek bir gelişim seviyesine sahip Avrupa ülkeleri arasında servet genellikle kıtanın kuzey ve batı kesimlerinde yoğunlaşmıştır. Daha yüksek büyüme oranları nedeniyle, özellikle Orta ve Doğu Avrupa'da, boşluk yakınsak olsa bile, Avrupa'nın Doğu ve Güney'inde toplanan ülkelerden daha zengin ve daha istikrârlı olma eğilimindedirler. En fakir devletler, komünizm, faşist diktatörlük ve iç savaş yaşayan, yani Slovenya hariç olmak üzere eski Sovyetler Birliği ve Yugoslavya'nın dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerdir. Eski Batı Bloğunun kendisi, İskandinavya (İsveç, Norveç, Danimarka, Finlandiya) ile İspanya, Portekiz, İtalya ve Yunanistan arasında görülen büyük karşıtlıklar bakımından bazı yaşam standartları ve kalkınma farklılıkları sunmaktadır.

Aşağıda kişi başına gayri safi ulusal gelire göre Avrupa ülkelerini gösterir bir harita sunulmuştur.[12] Mavi, yüksek gelirli (Dünya Bankası tarafından tanımlanan $12,616 veya daha fazla gelire sahip), yeşil üst orta gelirli ($4,086 - $12,615) ve sarı alt orta gelirli ($1,036 - $4,085) ülkeleri göstermektedir.


GSYİH'ya göre en iyi 10 şehir

SıralamaKentDevletGSYİH (milyar ABD doları)Nüfus (milyon kişi) (BKB)Kişi başına GSYİH (bin ABD doları)Eurozone
1Londra  Birleşik Krallık$731,8511.9$61.5N
2Paris  Fransa$66911.5$62.4Y
3Moskova  Rusya$52011.5$45.2N
4Madrid  İspanya$2305.80$39.7Y
5Barselona  İspanya$1774.97$35.6Y
6Roma  İtalya$1444.34$41.6Y
7Milano  İtalya$1363.2$44.2Y
8Viyana  Avusturya$1222.18$56.0Y
9Lizbon  Portekiz$982.44$40.2Y
10Atina  Yunanistan$964.01$23.9Y

Avrupa Birliği

Kişi başına GSYİH'ya göre Avrupa Birliği ülkeleri

Avrupa Birliği dünyadaki en büyük ekonomiye sahiptir. Birlik içinde gerçekleşen ticaret, dünya toplamının üçte birinden fazlasını oluşturmaktadır.

Avrupa Birliği veya AB, en son 1 Temmuz 2013'te tam üye olarak katılan Hırvatistan ile birlikte 28 Avrupa ülkesinin uluslarüstü bir birliğidir. Bir gümrük birliği, ortak para birimi (28 üye devletin 18'i tarafından kabul edilen[13]), ortak bir tarım politikası ve ortak bir balıkçılık politikasından ve ortak bir tek pazarın kurulması ve bakımı olmak üzere birçok işlevi bulunmaktadır. Avrupa Birliği ayrıca üye devletlerin etkinliklerini eşgüdümlemek için çeşitli girişimler üstlenir.

Birlik, zamanla öncelikle ekonomik bir birlikten giderek politik bir birliğe dönüşmüştür. Bu eğilim, AB yetkinliğine giren artan sayıda politika alanı ile vurgulanmaktadır: siyasi güç, üye devletlerden AB'ye yukarı doğru kayma eğilimindedir.

Avrupa Serbest Ticaret Birliği

Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA), 3 Mayıs 1960'ta Avrupa Birliği'ne katılmak istemeyen Avrupa devletleri için başka bir yapı olarak kurulmuş ve daha az merkezi güce sahip bir ticaret bloğu yaratmıştır. EFTA üyesi ülkeler 1992'den beri Avusturya, Danimarka, Finlandiya, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsveç ve İsviçre'dir. 2014 yılında sadece dört ülke, İzlanda, Norveç, İsviçre ve Lihtenştayn, EFTA üyesi olarak kaldı, diğer üyeler yavaş yavaş AB'ye katılmak için üyelikten ayrıldı.

Avrupa Ekonomik Alanı

Avrupa Ekonomik Alanı (AEA, EEA - European Economic Area), Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) ile Avrupa Birliği (AB) arasında yapılan bir anlaşmanın ardından 1 Ocak 1994'te ortaya çıkmıştır. EFTA ülkelerinin AB'ye katılmak zorunda kalmadan Avrupa Ortak Pazarına katılmalarını sağlamak için tasarlanmıştır. Bir referandumda, İsviçre (tarafsızlık konusundan dolayı istekli değildi) AEA'ya katılmamayı seçti (Avrupa Birliği ile AEA anlaşmasına benzer ikili anlaşmalarla bağlantılı olmasına rağmen), bu nedenle mevcut üyeler AB üyeleri artı Norveç, İzlanda ve Lihtenştayn'dır.

AB üyesi olmayan üyelerden ve Avrupa Komisyonu'ndan (AB'yi temsil eden) oluşan ortak bir komite, ilgili AB yasasını AB üyesi olmayan üyelere genişletme işlevine sahiptir.

Bağımsız Devletler Topluluğu

Bağımsız Devletler Topluluğu (BDT), eski Sovyetler Birliği'nin 15 devletinin 9'undan oluşan bir konfederasyondur (istisnalar, üç Baltık ülkesi, Gürcistan, Türkmenistan ve Ukrayna'dır (Türkmenistan ve Ukrayna BDT'ye üye ülkelerdir)). BDT'nin uluslarüstü yetkileri az olmasına rağmen, tamamen simgesel bir örgütlenmeden daha fazlasıdır ve ticaret, finans, kanun koyma ve güvenlik alanlarında eşgüdümleyici yetkilere sahiptir. BDT için en önemli konu, üye devletler arasında 2005 yılında başlatılacak tam teşekküllü bir serbest ticaret bölgesi/ekonomik birlik kurulmasıdır. Aynı zamanda demokratikleşme ve sınır ötesi suçları önleme konusunda işbirliğini teşvik etmiştir.

Orta Avrupa Serbest Ticaret Antlaşması

Orta Avrupa Serbest Ticaret Antlaşması (CEFTA) şu ülkelerin ticaret bloğudur: Arnavutluk, Bosna Hersek, Makedonya, Moldova, Karadağ, Sırbistan ve Kosova adına Birleşmiş Milletler Kosova Geçici İdare Misyonu (UNMIK).

Para birimi ve Merkez Bankaları

Avrupa içindeki çoğu ülkelerin para birimi, Avrupa Birliği'nin para birimi olan Euro'dur (€). Euro kullanmak için her yeni AB üyesinin belirli kriterleri karşılaması gerekmektedir; bunlar karşılandığında kendi para birimleri Avro ile değiştirilir. AB üyesi olmak, Avro bölgesi üyeliğine yönelik çalışma sözünü içermektedir. Avrupa Birliği üyesi olup kendi para birimini kullanan ülkeler Birleşik Krallık, Danimarka'dır. Üye olmadığı halde Euro kullanan ülkeler ise Monako, San Marino ve Vatikan'dır. Şu anda, 28 AB üye ülkesinden 19'u avro kullanmaktadır. Her AB üyesinin merkez bankası, Avrupa Merkez Bankaları Sisteminin bir parçasıdır ve ek olarak, euro'yu kullananlar, Avrupa Birliği'nin merkez bankası olan Avrupa Merkez Bankası'nın bir parçasıdır.

Avro'yu, ya AB ile özel anlaşmalar yapmış olsun ya da olmasın, Kosova ve Karadağ gibi ulusal para birimi olarak kullanmayı seçen bazı AB üyesi olmayan üyeler de bulunmaktadır, (AB ile anlaşma yapanlar kendi avrolarını kullanabilirler). Hint Okyanusu'ndaki Mayotte ve Réunion gibi Fransız denizaşırı bölgeleri ve bölümleri, Karayipler'deki Guadeloupe ve Martinik ve Güney Amerika'daki Fransız Guyanası, diğer Pasifik adaları, Karayipler'deki diğer birçok ada ve Avrupa ülkeleri tarafından doğrudan yönetilen yerler dünya çapında Euro'yu kullanmaktadır.

Bazı ülkeler kendi ulusal para birimini korurken değerini Euro'ya sabitledi. Bu ülkelerin bazılarında, ulusal para birimi ile euro arasında sabit bir döviz kuru vardır ve bu durumda para birimi aslında Euro'nun bir askatıdır. Diğer ülkelerde, ulusal para biriminin değeri belirli bir oran etrafında bir grup içinde (genellikle %15) dalgalanır. Avro'ya bağlı para birimleri Bulgaristan, Bosna Hersek ve Yeşil Burun Adaları para birimleridir. Danimarka'nın Euro'ya bağlı bir döviz kuru vardır.

BDT, üyeleri arasında kullanılacak tek bir para birimini kullanmayı planlamaktadır.

Aşağıda, 1 Mayıs 2010 tarihinden itibaren her bir para birimi ile hem Euro hem de ABD doları arasındaki döviz kurlarıyla, Avrupa'nın merkez bankaları ve para birimleri listesi bulunmaktadır.

21 Kasım 2010 itibarıyla
ÜlkePara birimiEuro cinsinden değerABD doları cinsinden değerMerkez Bankası
 ArnavutlukLek0.0070.009Arnavutluk Bankası
 AndorraEuro-1.33(yasal olarak yok)/ECB (fiili)
 ErmenistanDram0.0020.003Ermenistan Merkez Bankası
 AvusturyaEuro-1.33Avusturya Ulusal Bankası/ECB
 AzerbaycanManat0.941.25Azerbaycan Merkez Bankası
 BelarusBelarus rublesi0.00030.0003Belarus Cumhuriyeti Ulusal Bankası
 BelçikaEuro-1.33Belçika Ulusal Bankası/ECB
 Bosna-HersekÇevrilebilir mark0.510.68Bosna Hersek Merkez Bankası
 BulgaristanLev0.510.68Bulgaristan Ulusal Bankası
 HırvatistanKuna0.140.18Hırvat Ulusal Bankası
 Kıbrıs CumhuriyetiEuro-1.33Kıbrıs Merkez Bankası/ECB
 ÇekyaKoruna0.040.05Çek Ulusal Bankası
 DanimarkaDanimarka kronu0.10.2Danimarka Ulusal Bankası
 EstonyaEuro-1.33Estonya Bankası/ECB
 FinlandiyaEuro-1.33Finlandiya Merkez Bankası/ECB
 FransaEuro-1.33Banque de France/ECB
 GürcistanLari0.40.5Gürcistan Ulusal Bankası
 AlmanyaEuro-1.33Deutsche Bundesbank/ECB
 YunanistanEuro-1.33Yunanistan Merkez Bankası/ECB
 MacaristanForint0.0040.005Macar Ulusal Bankası
 İzlandaKróna0.010.02İzlanda Merkez Bankası
 İrlandaEuro-1.33İrlanda Merkez Bankası/ECB
 İtalyaEuro-1.33Banca d'Italia/ECB
 LetonyaEuro-1.33Letonya Ulusal Bankası/ECB
 Lihtenştaynİsviçre frangı0.70.9(yasal olarak yok)/İsviçre Ulusal Bankası (fiili)
 LitvanyaEuro-1.33Litvanya Bankası
 LüksemburgEuro-1.33Lüksemburg Merkez Bankası/ECB
 Kuzey MakedonyaDinar0.020.02Makedonya Cumhuriyeti Ulusal Bankası
 MaltaEuro-1.33Malta Merkez Bankası/ECB
 MoldovaMoldova leyi0.060.08Moldova Ulusal Bankası
 MonakoEuro-1.33(yasal olarak yok)/ECB (fiili)
 KaradağEuro-1.33Karadağ Merkez Bankası yasal/ECB (fiili)
 HollandaEuro-1.33De Nederlandsche Bank/ECB
 NorveçNorveç kronu0.10.2Norges Bank
 PolonyaZłoty0.260.35Polonya Ulusal Bankası
 PortekizEuro-1.33Portekiz Bankası/ECB
 RomanyaRumen leyi0.290.35Romanya Ulusal Bankası
 RusyaRus rublesi0.030.03Rusya Federasyonu Merkez Bankası
 San MarinoEuro-1.33San Marino Merkez Bankası yasal/ECB (fiili)
 SırbistanDinar[not 2]0.010.02Sırbistan Ulusal Bankası
 SlovakyaEuro-1.33Slovakya Ulusal Bankası/ECB
 SlovenyaEuro-1.33Slovenya Bankası/ECB
 İspanyaEuro-1.33İspanya Bankası/ECB
 İsveçİsveç kronu0.10.2Sveriges Riksbank
  İsviçreİsviçre frangı0.70.9İsviçre Ulusal Bankası
 TürkiyeLira0.50.7Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası
 UkraynaGrivna0.20.2Ukrayna Ulusal Bankası
 Birleşik Krallıkİngiliz sterlini1.371.55İngiltere Merkez Bankası
 VatikanEuro-1.33(yasal olarak yok)/ECB (fiili)

Menkul kıymet borsaları

1 Mayıs 2010 itibarıyla, beş (5) Avrupa kenti, dünyanın en büyük 10 finans merkezi arasında yer almaktadır: Londra (1.), Paris (5.), Frankfurt (6.), Zürih (7.) ve Cenevre (8.).

Avrupa'da birçok büyük menkul kıymetler borsası bulunmaktadır.

  • Pan-Avrupa:
  • Arnavutluk:
  • Avusturya:
    • Wiener Börse (ATX)
  • Ermenistan:
    • Ermenistan Menkul Kıymetler Borsası
  • Belarus:
    • Belarus Döviz ve Menkul Kıymetler Borsası
  • Belçika:
    • Euronext Brussels
  • Bosna Hersek
    • Saraybosna Borsası
    • Banja Luka Borsası
  • Bulgaristan:
    • Bulgaristan Borsası
  • Hırvatistan:
    • Zagreb Borsası
  • Kıbrıs Cumhuriyeti:
    • Kıbrıs Cumhuriyeti Borsası (CSE)
  • Çek Cumhuriyeti:
    • Prag Borsası (PSE)
  • Danimarka:
    • Kopenhag Borsası (KFX) (part of OMX)
  • Estonya:
    • Tallinn Borsası (part of OMX)
  • Faroe Adaları:
    • Faroe Menkul Kıymetler Piyasası, in cooperation with Iceland Stock Exchange
  • Finlandiya:
  • Fransa:
  • Georgia
    • Gürcistan Borsası (GSE)
  • Almanya:
  • Yunanistan:
    • Atina Borsası (General)
  • Macaristan:
    • Budapeşte Borsası (BSE)
  • İzlanda:
    • İzlanda Menkul Kıymetler Borsası (Kauphöll Íslands)
  • İrlanda:
    • İrlanda Menkul Kıymetler Borsası (ISEQ)
  • İtalya:
    • İtalyan Borsası (FTSE MIB)
  • Letonya:
    • Riga Borsası (part of OMX)
  • Litvanya:
    • Vilnius Menkul Kıymetler Borsası (part of OMX)
  • Lüksemburg:
    • Lüksemburg Borsası
  • Kuzey Makedonya:
    • Kuzey Makedonya Menkul Kıymetler Borsası
  • Malta:
    • Malta Borsası
  • Karadağ
    • Montenegro Stock Exchange
  • Hollanda:
    • Euronext Amsterdam
  • Norveç:
    • Oslo Borsası
  • Polonya:
    • Varşova Borsası (WSE)
  • Portekiz:
    • Euronext Lisbon (PSI-20)
  • Romanya:
    • Bükreş Menkul Kıymetler Borsası (BSE)
    • Sibiu Menkul Kıymetler Borsası (SIBEX)
  • Rusya:
  • Sırbistan:
  • Slovakya:
    • Bratislava Borsası (BSSE)
  • Slovenya:
    • Ljubljana Menkul Kıymetler Borsası (LJSE)
  • İspanya:
  • İsveç:
    • İskandinav Büyüme Piyasası
    • Stockholm Borsası (part of OMX)
  • İsviçre:
    • SWX Swiss Exchange
  • Türkiye:
  • Ukrayna:
    • PFTS Ukrayna Menkul Kıymetler Borsası
    • Ukrayna Menkul Kıymetler Borsası
  • Birleşik Krallık:

Ekonomik işkolları

Tarım ve balıkçılık

Avrupa'nın tarım işkolu genel olarak oldukça gelişmiştir. Orta Avrupa'nın tarımını iyileştirme süreci devam etmekte ve Orta Avrupa ülkelerinin AB'ye katılımına yardımcı olmaktadır. Avrupa'daki tarım işkoluna, çiftçilere ürünleri için en düşük fiyat sağlayan ve ürünleri için rekabet gücünü artıran ihracatlarını destekleyen Ortak Tarım Politikası (CAP, Common Agricultural Policy) yardımcı olmaktadır. Bu politika, dünya çapında adil ticareti engellediği için oldukça tartışmalıdır (korumacılık, diğer ülkelerde ve ticaret bloklarında ağır vergilendirmelere yol açar: ticaret savaşları kavramına bakınız.).

Bu, OTP'nin korumacı doğası nedeniyle, gelişmekte olan ülkelerden gelen tarım ürünlerinin hem Avrupa'da (gelişmekte olan ülkeler için önemli bir ihracat pazarı) hem de kendi iç pazarlarında (Avrupa tarım ürünleri, Avrupa tarım desteklerinin yardımı ile gelişmekte olan ülkelerin pazarlarına aktığı için) rekabetsiz hale geldiği anlamına gelir. Bu tartışma tüm tarım sübvansiyon sistemini çevrelemektedir (ABD'nin çiftçileri destekleme politikası da tartışmalıdır). Ortak Tarım Politikası da tartışmalıdır, çünkü bunun neden olduğu aşırı üretim yüzünden AB bütçesinin %40'ı harcanmaktadır.

Ortak Balıkçılık Politikası, çevreyi aşırı avlanmaya karşı korumak için geniş bir kurallar sistemi (çoğunlukla kotalardan oluşan) ile çevrilidir. Bu kurallara rağmen, morina balığı, Kanada ve Birleşik Krallık gibi ülkelerde ciddi sıkıntı ile sonuçlanan Kuzey Denizi'nde giderek daha nadir hale gelmektedir. Sıkı balıkçılık kuralları, Norveç ve İzlanda'nın Avrupa Birliği'nden (ve Ortak Balıkçılık Politikası'nın dışında kalması) ayrı durmasının temel nedenidir. Balıkçılara verilen fiyat garantisi ve destekler, tarım destekleri ile aynı şekilde uygulanmaktadır. Mavi yüzgeçli orkinos da ayrı bir sorundur. Türlerin küresel stokları, yakın gelecekte vahşi bir nesillerinin tükenmesi olasılığıyla doludur. Bu aynı zamanda geleneksel, doğal avcılarını tehdit etmenin olumsuz etkisine de sahiptir.

Üretim

Avrupa, dünyadaki sanayi üretiminin büyük bir bölümünü barındıran Avrupa'da gerçekleştiren gelişen bir üretim işkoluna sahiptir. Kıtanın endüstrilerinin çoğu 'Mavi Muz' alanı (Güney İngiltere, Benelüks, batı Almanya, doğu Fransa, İsviçre ve kuzey İtalya'yı kapsar) içinde yoğunlaşmıştır. Bununla birlikte, daha yüksek ücret seviyeleri ve dolayısıyla üretim maliyetleri nedeniyle, Avrupa emek yoğun imalat işkollarında sanayileşme ve dış kaynak kullanımından muzdariptir. Bu, üretimin daha az önemli olduğu ve işlerin daha ucuz işgücü maliyeti olan bölgelere taşındığı anlamına gelir (özellikle Çin ve Orta ve Doğu Avrupa).

Orta Avrupa (Berlin, Saksonya, Çek Cumhuriyeti ve Küçük Polonya) 1850 yılına kadar büyük ölçüde sanayileşmişti ancak Doğu Avrupa (ve Avrupa Rusyası) 1890-1900 arasında sanayileşmeye başlamış ve bu komünist rejim sırasında (SSCB olarak) yoğunlaşmıştı, ama kasılma ile gelen verimsiz ağır sanayi, komünizmin çöküşü ve piyasa ekonomisine geçişten sonra sakat imalat işkolu tabanlı olarak 1990'larda geçiş yaşadı.

21. yüzyılda Orta ve Doğu Avrupa'daki imalat işkolu, eskiden komünist olan 10 Avrupa ülkesinin Avrupa Birliği'ne ve Avrupa Ortak Pazarı'na katılımı nedeniyle toparlandı. Bu, Avrupa Birliği içindeki kuruluşların, imalat işlerini Polonya gibi Orta Avrupa ülkelerine taşımalarına (yukarıya bakınız) neden oldu ve bu da hem Orta hem de Doğu Avrupa endüstriyel büyüme ve istihdamına yol açtı.

Fortune Global 500'e göre, dünyadan ilk 500 şirketin 195'i Avrupa'da yerleşiktir.[14] Avrupa endüstrisindeki ana ürünler bisiklet, demiryolu taşıtları, makineler, deniz taşıtları, havacılık taşıt ve ekipmanları, gıda, kimya ve ilaç ürünleri, yazılım ve elektronik ürünlerdir.

Yatırım ve bankacılık

Avrupa iyi gelişmiş bir finans işkoluna sahiptir. Birçok Avrupa kenti, aralarında Londra'nın en büyük olduğu önemli finans merkezleridir.[15][16][17] Avrupa finans işkoluna, Avro'nun ortak para birimi olarak sunulmasıyla destek verilmektedir. Bu, Avrupalı hane halklarının ve şirketlerin kuruluşlara yatırım yapmalarını ve diğer Avrupa ülkelerindeki bankalara para yatırmalarını kolaylaştırmıştır. Euro bölgesinde döviz kuru dalgalanmaları artık mevcut değildir. Orta ve Doğu Avrupa'daki finans işkoluna, bölgedeki ekonomik büyüme, Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu ve Orta ve Doğu Avrupa hükûmetlerinin yüksek standartlara ulaşma taahhüdü yardımcı olmaktadır.

Avrupa bankaları dünyanın en büyük ve en kârlıları arasındadır (Barclays, BNP Paribas, Crédit Agricole, Société Générale, Royal Bank of Scotland, Deutsche Bank, UBS, HSBC, Grupo Santander, BBVA, HBOS, UniCredit).[18]

Taşımacılık

Avrupa'da ulaştırma 700 milyondan[19] fazla kişi ve ilişkili yükün hareket ihtiyaçlarını açıklar. Avrupa'nın siyasi coğrafyası kıtayı 50'den fazla egemen devlet ve bölgeye ayırır. Bu parçalanma, sanayi devriminden bu yana insanların artan hareketi ile birlikte, Avrupa ülkeleri arasında ulaşım ağlarının geliştirilmesi ve sürdürülmesi konusunda yüksek düzeyde bir işbirliğine yol açmıştır. Avrupa Birliği (AB), Avrupa Konseyi ve Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı gibi uluslarüstü ve hükûmetler arası kuruluşlar, insanların ve yükün Avrupa sınırlarını aşmasına izin veren uluslararası standartların ve anlaşmaların geliştirilmesine yol açmıştır.

Demiryolu taşımacılığı

2008 yılı için Avrupa demiryolları km başına yolcu sayısı[20]

Batı ve Orta Avrupa'daki demiryolu ağları genellikle iyi durumda ve geliştirilirken, Doğu, Kuzey ve Güney Avrupa genellikle daha az yoğun ve/veya altyapı sorunlarına sahiptir. Elektrikli demiryolu ağları, 750 ila 25.000 volt arasında değişen AC ve DC farklı voltajlarda çalışır ve sinyalizasyon sistemleri ülkeden ülkeye değişir ve sınır ötesi trafiği engeller. Avrupa Birliği demiryolu sübvansiyonları 2005 yılında €73 milyar olarak gerçekleşti.[21]

Hava taşımacılığı

Gelişmiş bir kara ve demiryolu ağına rağmen, Avrupa içinde en uzun mesafeli seyahatler hava yoluyla yapılır. Büyük bir turizm endüstrisi, birçoğu Avrupa'nın birçok büyük uluslararası havaalanından birine gelen, pek çok ziyaretçiyi Avrupa'ya çekmektedir. Londra, sadece Dubai'nin ardından uluslararası yolcu sayısına göre dünyanın en işlek ikinci havaalanıdır.[22] Son yıllarda düşük maliyetli taşıyıcıların ortaya çıkışı, Avrupa içinde hava yolculuğunda büyük bir artışa yol açmıştır. Hava taşımacılığı artık şehirler arasında seyahat etmenin en ucuz yoludur. Hava yolculuğundaki bu artış, hava sahası aşırı kalabalıklığı ve çevresel kaygı sorunlarına yol açmıştır. Avrupa Ortak Hava Sahası, bu sorunları çözmeyi amaçlayan bir girişimdir.[23]

Küresel ticarî ilişkiler

Avrupa Birliği'nin dış ticaretinin büyük bir kısmı Çin, MERCOSUR ve Amerika Birleşik Devletleri,[24] Japonya, Rusya, Türkiye ve üye olmayan Avrupa devletleri ile yapılmaktadır.

Avrupa Birliği üyeleri Dünya Ticaret Örgütü'nde tek bir yetkili tarafından temsil edilmektedir.

Avrupa Birliği birkaç küçük ticaret anlaşmazlığında yer almaktadır. ABD hükûmetinin, Boeing gibi çeşitli şirketlere verdiği haksız destekler olduğu iddiasıyla ABD ile uzun süredir devam eden bir anlaşmazlık bulunmaktaydı. Avrupa Birliği, Çin ile silah ticaretini durduran uzun süredir devam eden bir yasağa sahiptir. Avrupa Birliği, Microsoft'u yağmacı ve tekelci uygulamalarla suçlayan bir açıklama yayınlamıştır.

Ayrıca bakınız

Genel
İstatistik
  • Avrupa istatistiklerinde Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı

Notlar

Kaynakça

Dış bağlantılar