Kullanıcı:Entuluve/Hollanda

Hollanda (Felemenkçe: Nederland (dinle)) Kuzeybatı Avrupa'da yer alan bir ülke. Karayipler'deki topraklarıyla  (Bonaire, Sint Eustatius ve Saba) birlikte egemen devleti Hollanda Krallığı'dır. Ülkenin Kara Avrupası'nda on iki vilayetten oluşan toprakları, doğusunda Almanya, güneyinde Belçika, kuzeybatısında Kuzey Denizi ile çevrilidir. Deniz aşırı komşusu ise Büyük Britanya'dır. Hollanda'nın en büyük nüfusa sahip kenti sırasıyla Amsterdam, Rotterdam, Lahey, Utrecht ve Eindhoven'dır. Bu sıralamadaki ilk dört kent bir kuşak şeklinde Hollanda'nın batısında uzanmakta ve bu kuşağa Randstad denmektedir. Eindhoven ise ülkenin doğusunda yer alan ikinci yoğun nüfus kuşağı olan Brabantse Stedenrij'ın merkezinde yer almaktadır. Her ne kadar anayasal başkent Amsterdam ise de Hollanda Genel Meclisi, Bakanlar Kurulu ve Yargıtay Lahey'de bulunmaktadır. Rotterdam Limanı Avrupa'nın ve Asya dışında dünyanın en büyük limanıdır.FelemenkçeNederland

Batı Avrupa dillerinde Hollanda'ya Alçak Topraklar denmektedir (Fransızca: Pays Bas, İngilizce: Low Lands, The Netherlands, Almanca: Niederlanden). Bunun sebebi ülkenin genel itibariyle düz ovalardan oluşması ve ülkenin yalnızca yarısının deniz seviyesinin üzerinde olmasından kaynaklanmaktadır. Ülkenin büyük çoğunluğunun deniz seviyesinin altında olmasının etkisiyle 16. yüzyıldan itibaren başlayan toprak ıslah çalışmaları sonucu oluşan kesim (polders) ülke Kara Avrupası topraklarının %17'sini oluşturmaktadır. 17,25 milyonluk ülke nüfusu ve 41 bin 500 kilometre karelik yüzölçümü ile Hollanda, dünyanın en yoğun ülkelerinden birisidir. Küçük tarım alanlarına rağmen Hollanda, verimli toprakları, yumuşak iklimi ve yoğun tarım faaliyetleri sayesinde ABD'den sonraki en büyük tarımsal üretim ihracatçısıdır.

Hollanda dünya tarihinde temsilciler meclisine sahip olan üçüncü ülkedir ve 1848 yılından bu yana üniter şekilde yapılanmış parlamenter anayasal monarşiyle yönetilmektedir. Pilarizasyon (Felemenkçeverzuiling, Türkçe: sütunlaşma) politikası tarihsel olarak Katolikler, Kalvinistler ve sosyalistlerden oluşan toplum blokları tarafından içselleştirilmiş ve bu politika sayesinde Hollanda'da dünyanın en kozmopolit toplumlarından birisi oluşmuştur. Hollanda toplumsal hoşgörü ile dolu bir tarihi bulunmaktadır ve genellikle liberal bir ülke olarak bilinmektedir. Kürtaj hakkı, fuhuş ve ötanazi gibi çoğu toplum için hala tabu olan konular Hollanda'da yasaldır. Hollanda ölüm cezasını 1870 yılında kaldırmış, kadınlara oy hakkını 1917 yılında tanımış ve 2001 yılında eşcinsel evliliği dünyada ilk kez yasalaştıran ülke olmuştur.

Hollanda AB, Eurozone, G10, NATO, OECD ve DTO'nun kurucu üyelerinden olup Schengen ve Benelüks Birliği'nin birer parçasıdır. Ülke Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne, Uluslararası Adalet Divanı'na, Uluslararası Ceza Mahkemesi'ne ve Europol'e ev sahipliği yapmakta ve dolayısıyla Lahey dünyanın 'hukuki başkenti' konumunda bulunmaktadır. Karma pazarlı ileri ekonomisi dünyanın en yüksek on üçüncü kişi başına gelirine sahiptir. Dünyanın en müreffeh ülkeleri arasında gösterilen Hollanda, basın özgürlüğü, ekonomik özgürlük, insani gelişmişlik ve yaşam kalitesi gibi sıralamalarda en yüksek sıralarda yer almaktadır. Müreffeh ülkeler arasında yer alması dolayısıyla Hollanda yurttaşlarıbaşta evrensel sağlık hizmetleri, kamusal eğitim ve ulaşım altyapısı olmak üzere birçok sosyal hakka sahiptirler. Ülkenin sosyal ve ekonomik motoru polder modeli olarak da bilinen, toplumsal uzlaşıya dayalı karar alma mekanizmasıdır.

Etimoloji

Hollanda'nın tarih boyunca bir çok süper gücün arasında kalması nedeniyle birçok dilde birçok farklı adı bulunmaktadır.Türkçe'deki 'Hollanda' adı teknik olarak ülkenin batısında, eskiden Hollanda Kontluğu'nun bulunduğu bölgeye verilen isimdir. Bölgenin merkezi Amsterdam (Noord Holland, Türkçe: Kuzey Hollanda) başkenti ise Lahey'dir (Zuid Holland, Türkçe: Güney Hollanda). Avrupa'nın en büyük ticari merkezlerinden olan Rotterdam kenti de bu bölgede yer alır.Roma kroniklerinde bölge halkından Hollandii (Türkçe: Hollandlılar) olarak söz edilmektedir. "Holland" kelimesinin kökeninin holtland olduğu sanılmaktadır. holt (günümüz Felemenkçesi: hout) kelimesi "tahta, ahşap, orman" anlamlarına gelmekte, land kelimesi ise "ülke, toprak" anlamlarına gelmektedir. Bu da orman ülkesi, tahta ülkesi gibi nitelemelere işaret etmektedir.Günümüzde Hollanda ülkenin yalnızca iki eyaletini tanımlamaktadır. Bu vilayetler, tarihi Hollanda Kontluğu'nun idari olarak ikiye bölünmesiyle oluşmuşlardır. Bu vilayetler Felemenk Ayaklanması sırasında bağımsızlığın sembolü haline gelmişlerdir (pars pro toto). Ülkenin Türkiye'de olduğu gibi birçok ülkede de Hollanda adıyla bilinmesinin nedenlerinden birisi budur.

Bölgenin Hollanda adıyla bilinmesinin bir diğer sebebiyse Hollanda hükümetinin turizm tanıtımlarını bu isimle yapmasıdır. Ülkenin resmi uluslararası web sayfalarında bu isim kullanılmakta (holland.com, hollandtravelandinvest.com, vb.), tanıtım ve reklamlarında, Hollanda'nın İngilizce adı "the Netherlands" olmasına rağmen, "Holland" ismi ön plana çıkarılmaktadır.Resmi futbol takımı da uluslararası arenada kendi tanıtımını "Holland" ismiyle yapmaktadır.

Ülkeye kendi dilinde Nederland denmekte sıfat olarak da Nederlander ve Nederlands(e) kelimeleri kullanılmaktadır. Cermen dillerinde neder ve türevi olan kelimeler (nieder, nedre, nether) "alçak, aşağı, altta, alttaki" anlamlarına gelmektedir. Ayrıca lage ve haute kelimeleri de aynı anlamlara gelmekte ve Hollanda adının olası kökenlerinden birinin de haute-land (aşağıdaki ülke) olduğu mevcut iddialar arasında yer almaktadır.Romalılar ülkeyi Germania'nın bir parçası olarak görmüşler ve doğudaki yüksek kesimlere Germania Superior (bugünkü Almanya), alçak kesimlere de Germania Inferior (bugünkü Hollanda, Belçika, Lüksemburg), adını vermişlerdir. Latince'de germania, "cermen ülkesi"; inferior, "iç, alt, alçak"; superior ise, "dış, üst, yüksek"; anlamına gelmektedir.Ortaçağlarda özellikle 10. yüzyıldan itibaren bölgede egemen güç olan Fransızlar bugün Lille (Felemenkçe: Rijsel) civarındaki bölgeye Yukarı Lorraine, bugünkü Benelüks topraklarına ise Aşağı Lorraine adını vermişlerdir.

15. yüzyıldan itibaren bölgede hüküm süren Burgonya dükaları, bu bölgeden les pays de par deçà (bu taraftaki topraklar), doğu Fransa'daki memleketleri Burgonya için ise les pays de par delà (o taraftaki topraklar) şeklinde kayıt tutmuşlardır.Habsburg hanedanının yönetimi altında ise les pays de par deçà tanımlaması les pays d'embas (aşağı tarafta kalan topraklar) tanımlamasına dönüşmüştür. Habsburglar Avusturya ve Macaristan gibi rakımı çok yüksek olan bölgelerde de hüküm sürdüklerinden bu tanım pratik bir anlam kazanmış, belgeler bölgedeki yerel dile çevrilirken bu terim de neder landen şeklinde aktarılmıştır. Bu dönemde yerel halk Niderlant (aşağı ülke) terimini Ren ve Maas ırmakları arasında kalan bölge için, Oberlant (yukarı ülke) terimini de bugünkü Köln kentinin bulunduğu bölge için kullanmaktaydılar.

Felemenk Ayaklanması'nın ardından bölge bağımsızlığını ilan ettiğinde, dönemin hakim kültür dili olan Latince'de, Yeni Hollanda Cumhuriyeti'nin resmi adı Belgica Foederata, "Birleşmiş Hollanda", İspanya tacına bağlı vilayetler (çoğunlukla bugünkü Belçika) ise Belgica Regia, "Kraliyet Hollandası", olarak adlandırılmıştır.

Tarih

Tarihöncesi (MÖ 800'e kadar)

Willemstad'ta bulunan meşe figürin (M.Ö. 4500)

Hollanda'nın tarih öncesi devirleri sürekli değişen kara-deniz sınırlarıyla içiçe geçmiştir. En eski insan kalıntıları, Neandertallere ait olup ülkenin rakımı yüksek kesimlerinden Maastricht yakınlarında bulunmuş olup 250.000 yıl öncesine tarihlenmektedir. Buzul Çağı'nın bitişiyle göçebe Üst Paleolitik Hamburg Kültürü, bölgede mızraklarla (M.Ö. yaklaşık 13.000-10.000 arasında) ve sonraları Ahrensburg Kültürü de ok ve yayla (M.Ö. yaklaşık 11.200-9.500 arası) ren geyiği avcılığı yapmışlardır. Mezolitik Maglemozyan kabileleri (M.Ö. 8.000 civarı) tarafından yapılan ve Drente'de bulunan Pesse kanosu dünyada bilinen en eski kano olma özelliğini taşımaktadır.

Swifterbant kültüründen geç Mezolitik avcı-toplayıcılar (yaklaşık M.Ö. 5600) güney İskandinavya'daki Ertebølle kültürüyle akrabaydılar ve iletişimlerini açık sular ve akarsular aracılığıyla sürdürmekteydiler. M.Ö. 4800-4500 yılları arasında Swifterbant kültürü, komşusu olduğu Çizgili Çömlek kültürünü taklit ederek hayvancılık yapmaya ve M.Ö. 4300-4000 yılları arasında da toprak tarımına başladı. Yine onlarla ilişkili olan Funnelbeaker kültürü (yaklaşık M.Ö. 4300-2800) de, Drente yakınlarında dolmenler ve büyük taşlardan mezar anıtları yapmışlardır. Funnelbeaker tarım kültüründen avrupa çapındaki Parçalı Seramik kültürüne geçiş oldukça hızlı olmuştur (M.Ö. 2950). Buna karşılık güneybatıda bazı avcı-toplayıcı kabileler Neolitik çağda varlıklarını sürdürmüşler M.Ö. 2600 civarında onlar da doğrudan Seramik kültürüne geçiş yapmışlardır.

Of the subsequent Bell Beaker culture (2700–2100 BC) several regions of origin have been postulated, notably the Iberian peninsula, the Netherlands and Central Europe. They introduced metalwork in copper, gold and later bronze and opened international trade routes not seen before, reflected in the discoveries of copper artifacts, as the metal is not normally found in Dutch soil. The many finds in Drenthe of rare bronze objects, suggest that it was even a trading centre in the Bronze Age (2000–800 BC). The Bell Beaker culture developed locally into the Barbed-Wire Beaker culture (2100–1800 BC) and later the Elp culture (c. 1800–800 BC), a Middle Bronze Age archaeological culture having earthenware pottery of low quality as a marker. The initial phase of the Elp culture was characterised by tumuli (1800–1200 BC) that were strongly tied to contemporary tumuli in northern Germany and Scandinavia, and were apparently related to the Tumulus culture in central Europe. The subsequent phase was that of cremating the dead and placing their ashes in urns which were then buried in fields, following the customs of the Urnfield culture (1200–800 BC). The southern region became dominated by the related Hilversum culture (1800–800 BC), which apparently inherited cultural ties with Britain of the previous Barbed-Wire Beaker culture.

Keltler, Cermen kabileler ve Romalılar (M.Ö. 800-M.S. 410)

  Diachronic distribution of Celtic people from 500 BC.
  Expansion into the southern Low Countries by 270 BC.

M.Ö. 800'lerden başlayarak Demir Devri Kelt kültürlerinden Hallstatt kültürü, Hilversum kültürünü domine etmiştir. Demir cevheri bir refah kriteri haline gelmiş ve balçıklı demir cevheri dahil olmak üzere, ülke çapında erişilebilen bir cevher olmuştur. Gezgin demirciler ülke çapında çeşitli demir ürünler üretmişlerdir. M.Ö. 700 tarihli Vorstengraf gömüsünde batı Avrupa'nın en büyük demir kılıcı bulunmuştur.

İskandinavya'da M.Ö. 850 ve 650 yıllarında bozulan iklim nedeniyle tetiklenen göç dalgaları M.Ö. 250 yılı civarında tamamlanarak dil ve kültürde ciddi değişimlere ve farklılıklara yol açmıştır. Kuzey Denizi Cermenleri (Ingvaeon) bölgenin kuzeyine yerleşmişlerdir. Bu kabileler sonraları Frisii ve Sakson halklarını oluşturmuşlardır. Weser-Ren Cermenleri (Istvaeon) olarak adlandırılan ikinci bir grup Ren ve Weser bölgelerine yerleştiler. Bu grup da sonraları Salia Frenkleri'ni oluşturmuşlardır. Kelt La Tene kültürü (M.Ö. 450'den Roma işgaline dek) güneyde geniş bir bölgeye yerleştiler. Bazı araştırmacılar, ne Keltlerle ne de Cermenlerle bağlantısı olmayan, Nordwestblock olarak adlandırılan üçüncü bir etnik grubun da bu dönemlerde bölgeye göç ettiğini ve Roma işgaline kadar bölgede varlığını sürdürdüğünü, Roma işgalinden sonra Keltlerle karıştıklarını tartışmaktadır.

Rhine frontier of around 70 AD

Galya Savaşları sırasında Ren'in güneyi ve batısı Iulius Caesar komutası altındaki Roma güçleri tarafından M.Ö. 57-53 yılları arasında fethedildi. Caesar bölgede yaşayan iki Kelt halkından sözetmektedir: Menapii ve Eburonii. Ren ırmağı M.S. 12 yılında Roma'nın daimi sınırı haline gelmiş, bölgede Limes Germanicus (Cermen Sınırı) adı verilen yerleşimler ortaya çıkmıştır:

Erken Orta Çağ (411–1000)

Franks, Frisians and Saxons (710s AD)

Roma İmparatorluğu'nun dağılmaya başlamasıyla, Franklar farklı sancaklar altında topraklarını bölgede genişletmişlerdir. 490'lı yıllarda I. Clovis Hollanda'nın güney kesimlerini birleştirerek Frank Krallığı sancağı altında topladı ve topraklarını Galya'ya doğru genişletti. Bu genişleme sırasında Franklar, Galya'ya yerleşerek yerli halk tarafından konuşulan Halk Latincesi'ni benimsediler ve böylece anayurtları olan Hollanda dili (Eski Frankça) ve kültüründen tamamen koptular. Eski Frankça ise dokuzuncu yüzyılda Eski Aşağı Frankonca'ya (ya da Eski Felemenkçe) dönüşmüştür. Bu göç Eski Frankça'nın Halk Latincesi ile karışarak ileriki yüzyıllarda Fransızca'nın ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Frankish expansion (481 to 870 AD)

Franklar'ın kuzeyindeki iklim koşulları iyileştiğinde, Kavimler Göçü sırasında, önceden terkedilmiş olan arazilere, Saksonlar başta olmak üzere, Angıllar, Yutlar ve Frisler yeniden yerleşmeye başlamışlardır. Göçmenlerin bazıları Manş Denizi'ni geçerek Britanya'daki Anglosakson toplumunu, kalanlar ise bugünkü Frizlerin öncülerini oluşturmuşlardır. Bu dönemde Frizce tüm Kuzey Denizi kıyılarında konuşulmaktaydı. Bugün de Frizce, İngilizce'ye en yakın akraba dil olarak kabul edilmektedir. 650-734 yılları arasında Aldegisel ve Radboud adlı krallar Frizya Krallığı'nı, Utrecht ve Dorestad merkezli olmak üzere, etkin bir güç haline getirmişlerdir. 600-719 yılları arasında bu kentler Franklar ile Frizler arasındaki güç mücadelesinin de merkezi haline gelmiş, sürekli el değiştirmişlerdir. 734 yılında Frankların kesin zaferinden sonra Frizler kuzeye çekilmişler, Anglosakson akrabalarının da etkisiyle Hıristiyanlığa geçmişler ve Utrecht kentinde de piskoposluk kurmuşlardır. 

Rorik of Dorestad, Viking ruler of Friesland (romantic 1912 depiction)
Lotharingia after 959 with the language border dotted in red

Frank Karolenj İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'nun kurumlarını ve mirasını sahiplenerek Batı Avrupa'nın önemli bir kısmını ele geçirdi ancak 843 yılında ülke Doğu, Orta ve Batı Krallıkları olmak üzere üçe bölündü. Bugünkü Hollanda'nın büyük kısmı zayıf bir krallık olan ve sürekli işgallere ve ayrılmalara sahne olan Orta Frank Krallığı'nın bir parçası haline geldi. Krallık kuzeyde Frislere, güneyde ise İtalya Krallığı'na toprak kaybetti. 850'lerde Orta Frank Kralı I. Lothar, Viking reisi Rorik'i Frizya kralı olarak kabul etmiştir. Orta Frank Krallığı 855 yılında dağıldığında, Alpler'in kuzeyinde kalan bölge II. Lothar'a geçti ve Lotharingia olarak anılmaya başlandı. 869 yılında ölümünden sonra bu krallık da Yukarı ve Aşağı Lotharingia olmak üzere ikiye bölündü. Aşağı Lotharingia'nın Doğu Frank Krallığı tarafından fethedilmesi sonucu Hollanda da bu krallığın parçası haline geldi.  Bölge uzun süre Viking akınlarına maruz kalarak sürekli el değiştirdi ve sonuç olarak bölgede irili ufaklı birçok derebeylik ortaya çıktı. Gerolf adlı bir derebeyinin Godfrid'i katletmesi sonucu Viking egemenliği de son bulmuş oldu.

Orta Dönem Orta Çağ (1000–1384)

Kutsal Roma İmparatorluğu, Doğu Frank Krallığı ile Lotharingia'nın mirasçısı olarak 10. ve 11. yüzyıllarda bölgeye sahip olsa da bölgede istikrarı sağlayamamıştır. Birçok derebeyi kendi krallıklarını ilan ederek mücadeleye girişti. Hollanda, Hainaut, Flandre, Gelre, Brabant ve Utrecht kralları imparatora karşı bir yükümlülük hissetmiyorlardı. Ancak kendi aralarında yeni bir ortak kültür geliştiriyorlardı.

M.S. 1000 yılı dolaylarında tarım teknolojisinde yaşanan bazı gelişmeler sayesinde ekonomik gelişmeler kaydedildi ve işgücü ihtiyacındaki azalma tarımsal alanların genişlemesine ve bazı çiftçilerin ticarete yönelmesine neden oldu. Kasabalar, manastırlar, şatolar ve ticari yapılar gelişti ve arttı. Özellikle Flandre bölgesinde orta sınıf gelişti. Zenginleşen kentler, hükümdarlardan özel haklar satın almaya başladılar. Başta Brüj ve Anvers kentleri yarı bağımsız şehir cumhuriyetleri haline gelerek Avrupa'nın en önemli ticaret kentleri haline geldiler.

M.S. 1100'lerden itibaren Flandre ve Utrecht çiftçileri elverişsiz bataklıkları tarıma kazandırmaya başladılar ve Hollanda Kontluğu bölgedeki en güçlü yerel yönetim haline geldi. Ancak Hollanda Kontu unvanı büyük çekişmelere neden oldu. 1350-1490 yılları arasında gerçekleşen mücadelelerde ilerici kentlerle, muhafazakar derebeyleri karşı karşıya geldiler. Mücadeleyi kaybeden muhafazakar asilzadeler son çare olarak Burgonya Dükü ve Flandre Kontu İyi Filip'i ülkeyi fethetmesi için davet ettiler. FelemenkçeHoekse en Kabeljauwse twisten

Boş kaynak (yardım) 

Bugünkü Hollanda ve Belçika topraklarında yer alan İmparatorluk tımarları 1433 yılında Burgonya Dükü İyi Filip tarafından şahsi birlik yoluyla tek sancak altında toplanmıştır. Valois dükleri ve onların varisleri olan Habsburglar 1384 ile 1581 yılları arasında bölgeye hükmetmişlerdir. Burgonya birliği sağlamadan önce Hollandalılar kendilerini kentlere veya kontluklara göre tanımlarlardı. Burgon hükmü Hollandalıların uluslaşmasını sağlamıştır. Yeni hükümdarlar Hollanda ticaretine imtiyaz tanımış ve gelişmesine yardımcı olmuşlardır. Hatta Hollanda Kontluğu'nun donanması Hansa Ticaret Birliği'nin donanmasını birkaç kez yenmeyi dahi başarmıştır. Amsterdam limanı da bu dönemde başlıca ticaret merkezlerinden biri haline gelmiştir. Baltık bölgesinden gelen tahıllar Belçika, Fransa ve İngiltere'ye bu limandan ulaştırılmıştır. Tahıl ticareti Hollanda'nın kendi yurttşlarını doyurabilmesi açısından da hayati önem taşımaktaydı. Bataklıktan çevrilen topraklar drenaj sorunları sonucu torfa dönüşerek verimini yitirmiş, refah sonucu artan nüfusu doyuramaz hale gelmiştir.

Habsburg hükümdarı V. Karl yönetimi altında Hollanda'nın tüm tımarları Onyedi Vilayetler sancağı altında birleştirildi. 1568 yılında Vilayetler ile hükümdarları arasında Seksen Yıl Savaşları patlak verdi. Yaşanan vahşet Felemenk kroniklerinde şu şekilde yer bulmuştur.

Birçok kez öz kardeşlerini düşman saflarında esir alan kardeşler birbirini darağacında sallandırdı... Bir İspanyol onların gözüne artık insan olarak görünmüyordu. Bir keresinde, Veer'de bir cerrah İspanyol bir esirden kalbini kesip çıkardı, bir kayığın pruvasına çiviledi ve kasaba sakinlerini gelip bu kalbi ısırmaları için davet etti, birçoğu da bu vahşi fiile iştirak ettiler.

Alba Dükü Hollanda'da yayılan protestan hareketini ortadan kaldırmak amacıyla vahşi önlemler aldı. Protestan Hollandalılar, dükün Kanlı Konseyi ve İspanyol askerleri tarafından "yakılarak, boğularak, kelleleri uçurularak ve diri diri gömülerek" öldürüldü. Kopuk kelleler ve başsız vücutlar sokaklarda ve meydanlarda yerli halka başeğdirmek amacıyla sergilendi. Alba, çarpışmalar haricinde, 18.600 Hollandalı'yı idam ettirmiştir.

Kaydadeğer ilk kuşatma ise Alba tarafından gerçekleştirilen Haarlem Kuşatması'dır. Aralık 1572'den 1573 yazına kadar süren kuşatma sonucu 13 Temmuz günü Haarlem, kentin yağmalanmayacağı sözünü alarak teslim olmuştur. Ancak İspanya komutanı Don Fadrique kötü kış koşullarından sonra askerlerinin kenti yağmalamasına engel olamamıştır. 4 Kasım 1576 günü İspanyol piyade birlikleri Anvers kentini ele geçirmiş ve Hollanda tarihinin en kanlı yağmasını gerçekleştirmişlerdir. Yurttaşlar direnmeye çalışsalar da vahşi uygulamalarla başa çıkamamışlardır. Sonuçta birçok bina kundaklanmış, erkek, kadın ve çocuk ayrımı gözetmeksizin, İspanyol askerler tarafından neşe içerisinde katledilmişlerdir. İspanyol askerlerinin şarkılar söyleyerek ve "Santiago! España! A sangre, a carne, a fuego, a sacco!" (Aziz James adına! İspanya için! Kan, et, ateş ve yağma!" şeklinde tezahüratta bulunarak katliamı gerçekleştirdikleri aktarılmaktadır.

Anvers'in yağmalanmasının ardından Katolik Brabant delegasyonu ve Protestan Hollanda ve Zeeland delegasyonları Gent'te bir toplantı düzenlediler. Toplantının amacı Utrecht'teki Sessiz Willem'in saflarına katılarak İspanyolları ülkeden çıkartmak ve Hollanda için yeni bir yönetim belirlemekti. V. Karl'ın evlilik dışı olan oğlu Don Juan bölgeye vali olarak atandı. Önceleri bölgeye giremeyen Don, fiili işgali yeniden başlattı. Çatışmaların yeniden başlamasıyla Hollandalılar İngiltere Kraliçesi'nden yardım talep ettiler ancak kraliçe 1574 tarihli Bristol Anlaşması'na sadık kalarak İspanya'ya karşı harekete geçmedi. Bir sonraki büyük savaş 1578 yılında Gembloux'ta gerçekleşti. İspanyol birlikleri en az 10.000 asiyi öldürerek, az bir kayıpla savaşı kazandı. Gembloux bozgununun etkisiyle (bugün Fransa ve Belçika sınırları içerisinde yer alan) güney vilayetleri 1509 Arras Birliği ile İspanya Kralı'na sadakat bildirerek, isyancı kuzeylilerle aralarına mesafe koydular. Buna karşı hamle olarak kuzey vilayetleri de İspanya ile mücadelede birbirlerine destek sağlamak amacıyla Utrecht Birliği'ni (1579) oluşturdu. Utrecht Birliği modern Hollanda devletinin de temeli sayılmaktadır.

İspanyol birlikleri 1579 yılında Maastricht'i yağmaladıklarında 10.000'den fazla sivili öldürerek isyanı daha da körüklediler. 1581'de kuzey vilayetleri ilan ettikleri Ayrılık Yasası'yla İspanya Kralı II. Felipe'yi reddettiler ve bağımsızlıklarını ilan ettiler. İsyancılara karşı II. Felipe İspanya'nın, İspanyol Hollandası'nın (Belgica Regia), İspanyol İtalyası'nın ve İspanyol Amerikası'nın tüm imkanlarıyla seferber oldu. Protestan İngiliz Kraliçesi I. Elizabet, Hollandalıların varlarını yoklarını ortaya koyarak İspanya ile başetmeye çalışmasına yönelik sempati duyarak, 7.600 askerlik bir birliği, Katolik İspanya'ya karşı yardıma gönderdi. Savaş 1648 yılına dek sürdü. Sonunda İspanya Kralı IV. Felipe Münster Barışı ile Utrecht Birliği'ndeki vilayetlerin bağımsızlığını tanıdı. Güney vilayetlerinin bir kısmı da yeni cumhuriyetin de facto kolonileri haline geldi.

Felemenk Cumhuriyeti (1581–1795)

Bağımsızlıklarını ilan etmelerinin ardından Hollanda, Zeeland, Groningen, Frizya, Utrecht, Overijssel ve Gelderland vilayetleri yeni bir konfederasyon oluşturdular. Tüm bu dükalık ve kontlukar, kendi yerel hükümetlerini kurdular (Felemenkçe: Provinciale Staaten). Ayrıca Lahey kentinde konfederal Genel Meclis kurulacak ve yedi vilayetten temsilcilere evsahipliği yapacaktı (Felemenkçe: Staaten-Generaal). Düşük nüfuslu Drente bölgesi de cumhuriyete dahil olmakla beraber vilayet olarak kabul edilmiyordu. Üstüne üstlük Cumhuriyet, Seksen Yıl Savaşları sırasında Flandre, Brabant ve Limburg vilayetlerinin de kontrolünü ele geçirmişti. Bu bölgede yaşayan nüfus çoğunlukla Roma katolik kilisesine bağlıydı ve organize bir yapıları bulunmuyordu. Bu bölge Cumhuriyet ile Güney Hollanda arasında tampon bölge görevi gördü.

Winter landscape with skaters near the city of Kampen by Hendrick Avercamp (1620s)
Amsterdam's Dam Square in 1656

17. yüzyılda gerçekleşen Hollanda Altın Çağı'nda, Felemenk İmparatorluğu, Portekiz, İspanya, Fransa ve İngiltere ile birlikte en önemli deniz güçlerinden biri haline geldi. Bilim, ekonomi, harbiye ve sanat (özellikle resim) alanlarında dünya çapında başarılar kazanıldı. 1650 yılında Felemenk bandıralı 16.000 ticaret gemisi bulunuyordu. Hollanda Doğu-Hint Şirketi, aralarında Tayvan'ın da bulunduğu (1624-1662 ve 1664-1667) dünya çapında koloniler ve ticaret karakolları kuruldu. Kuzey Amerika'daki Felemenk yerleşimleri, Manhattan adasının güneyinde, 1614 yılında, New Amsterdam kentinin kurulmasıyla başladı. 1614 yılında Güney Afrika'daki Ümit Burnu'nda Kaapkolonie kuruldu. Güney Amerika'da büyük ırmakların çevresindeki verimli Guyana ovalarına, aralarında Surinam Kolonisi'nin (bugünkü Surinam) de bulunduğu birçok koloni kuruldu. Asya kıtasında, Doğu Hint Adaları kolonisi (bugünkü Endonezya) ve Japonya'daki tek batılı ticaret karakolu olanDejima kolonisi kuruldu.

Birçok ekonomi tarihçisi, Hollanda'yı gerçek anlamda ilk kapitalist ülke olarak görmektedir. Erken modern Avrupa'daki en varlıklı ticaret kenti (Amsterdam) ve tam zamanlı ilk ticaret borsası burada yer almaktaydı. Tacirlerin yenilikçi yöntemleri sigortacılığın, emeklilik fonlarının ve iş döngüsünün icat edilmesine imkan tanıdı. 1636-1637 yıllarında, "lale çılgınlığı" da denen, Dünya tarihindeki ilk varlık-fiyat balonu ortaya çıkmıştır. Finans tarihinde çeşitli manipülasyon taktikleriyle ilk bear raid (toplu hisse satışı yaparak borsayı düşürüp düşük fiyata hisse toplama taktiği) Isaac le Maire tarafından burada gerçekleştirilmiştir.1672 yılında, Hollanda tarihinde Rampjaar (Felaket Yılı) olarak bilinen olay yaşandı. Hollanda Cumhuriyeti aynı anda Fransa, İngiltere ve üç ayrı Alman piskoposluğuyla aynı anda savaşa girdi. Denizde Fransa ve İngiliz donanmaları kolaylıkla püskürtülse de karada Fransız-Alman müttefik birlikleri neredeyse direnişle karşılaşmadan topraklarının tamamına yakınını istila ettiler. Her ne kadar Hollanda, kanal sistemini kullanarak istilayı durdursa da, bir daha yükselişe geçememiş, İngiltere'ye karşı kaybedilen koloni rekabeti Hollanda toplumunu ikiye bölmüştür. Cumhuriyet yanlısı Staatsgezinden ile stadhouder yanlısı Prinsgezinden partileri arasında başlayan iç çekişme Hollanda'nın bir kez daha dış güçlerin eline düşmesine neden olmuştur.

Batavya Cumhuriyeti ve krallık (1795–1890)

Devrimci Fransa'nın askeri yardımıyla Felemenk cumhuriyetçileri, Birinci Fransız Cumhuriyeti'ni model alarak üniter Batavya Cumhuriyeti'ni 19 Ocak 1795 yılında ilan etmişler, stadhouder V. Willem İngiltere'ye kaçmıştır. Ancak Fransa'da iktidara gelen Napolyon Bonapart, cumhuriyeti feshetmiş ve 1806-1810 yılları arasında, Hollanda'yı daha kolay yönetmek amacıyla, monarşiye dönüştürmüş ve kardeşi Louis Bonapart'ı kral ilan etmiştir. Ancak Louis kardeşinin çıkarlarından çok Hollanda çıkarlarına hizmet etmeye çalışmış, bunun sonucu olarak da 1 Temmuz 1810 yılında tahttan uzaklaştırılmıştır. Bu tarihte İmparator, Hollanda'yı işgal etmiş, 1813 güzüne dek ülke Fransız İmparatorluğu'na ilhak edilmiştir. Napolyon'un Leipzig Savaşı'nda uğradığı bozgunun ardından Hollanda yeniden bağımsız hale gelmiştir.

A map of the Dutch colonial empire. Light green: territories administered by or originating from territories administered by the Dutch East India Company; dark green: the Dutch West India Company. In yellow are the territories occupied later, during the 19th century.

Son stadhouderın oğlu olan Willem Fredrik, 1813 yılında Hollanda'ya dönerek kendisini hükümdar prens ilan etmiştir. İki yıl sonra, Viyana Kongresi ile Güney Hollanda, Hollanda'ya verilmiş ve böylece ülke, Fransa sınırını güçlendirmiştir. Willem Fredrik Yeniden Birlemiş Hollanda'yı krallık, kendisini de kral ilan etmiş ve I. Willem adıyla tahta çıkmıştır. Ayrıca Willem, Almanya'daki mülklerinden vazgeçmesi karşılığında Lüksemburg Arşidükü olmuştur. Ancak katolik olan ve kültürel olarak da 1581 yılından bu yana kuzeyden kopuk olan Güney Hollanda ayaklanmıştır. Tarihte Belçika Devrimi olarak anılan bu olay 1830 yılında Belçika'nın özgürlüğünü kazanmasıyla (Hollanda, Belçika'yı 1839 yılında resmen tanımıştır) sonuçlanmış, Lüksemburg tahtıyla olan şahsi birlik ise 1890 yılına kadar sürmüştür. III. Willem erkek varis bırakmadan öldüğünde, Kraliçe Wilhelmina, Salia Frankları tarafından konan veraset yasaları gereği Lüksemburg Arşidüşesi olamamıştır.

The submission of Diponegoro to General De Kock at the end of the Java War in 1830; painting by Nicolaas Pieneman

Felemenk Bölgesi'ndeki Belçika Devrimi ile Asya'daki Java Savaşı Hollanda'yı iflasa sürükledi. Öte yandan 1830'da yürürlüğe giren cultuurstelsel adlı tarım yasası uyarınca Hollanda Doğu Hint Adaları'ndaki toprakların %20'si devlet malı sayıldı. Bu politika Hollanda'ya bir kez daha refah getirirken koloniye de bazı özgürlükler getirdi. Batı Adaları'nda (Hollanda Guyanası, Curaçao ve diğer Karayip adaları) ise ekonomi köle ticaretine ve köle işçiliğine (500.000'den fazla Afrikalı) dayalıydı.

Hollanda 1863 yılında köleliği yasaklayarak bu sistemi kaldıran son Avrupa ülkesi oldu. Üstüne üstlük Surinam'daki köleler 1873 yılına kadar, on yıllık geçiş süresi nedeniyle, özgür olamadılar.

Hollanda aynı zamanda endüstrileşmeye en son geçen Avrupa ülkesi olmuştur.

Dünya Savaşları ve sonrası dönem (1890–günümüz)

Rotterdam after German air raids in 1940

Hollanda I. Dünya Savaşı'nda tarafsız kalmayı başarmıştır. Bunun başlıca nedeni Hollanda limanlarının Alman ordusu açısından hayati önem taşımasıdır. Bu durum 1916 yılındaki İngiliz ablukasına dek sürmüştür. II. Dünya Savaşı sırasında ise Nazi Almanyası tarafından 10 Mayıs 1940 tarihinde işgal edilmiştir. Rotterdam bombardımanının yol açtığı yıkım Hollanda ordusunun, işgalin dördüncü gününde, teslim olmasıyla sonuçlanmıştır. İşgal esnasında 100.000'in üzerinde Hollandalı Yahudi toplanarak imha kamplarına gönderilmiş, çok azı hayatta kalabilmiştir. Hollandalı işçiler kapanan fabrikalarda Almanya için üretim yapmaya zorlanmış, karşı koyan işçiler bulundukları noktada öldürülmüşler, köylülerin erzakları da yağmalanmıştır. Kendi hayatlarını riske atarak yahudileri saklamaya çalışanların yanısıra 20.000 Hollandalıfaşist de Doğu Cephesi'nde savaşmak üzere Alman ordusunda Waffen SS birliğine yazılmıştır. Nazilerin politik işbirlikçileri ise, işgal altındaki Hollanda'da var olan tek parti olan faşist NSB partisinin üyeleriydi. 8 Aralık 1941 yılında Londra'da sürgünde bulunan Hollanda hükümeti Japonya'ya savaş ilan etmiş ancak bu durum Japonya'nın Hollanda Doğu Hint Adaları'nı işgal etmesine engel olamamıştır. 1944-1945 yıllarında Kanada, Britanya ve Polonya birlikleri Hollanda'nın büyük kısmını kurtarmayı başarmışlardır. Müttefiklerin Avrupa Zafer Günü'nden sonra da Hollanda Endonezya Cumhuriyeti'ne karşı koloni savaşı başlatmıştır.

Former Prime Ministers Wim Kok, Dries van Agt, Piet de Jong, Ruud Lubbers and Jan Peter Balkenende with Prime Minister Mark Rutte, in 2011

1954 yılına gelindiğinde içeriden gelen dekolonizasyon talebinin baskısıyla hazırlanan Hollanda Krallığı Tüzüğü ile ülkenin siyasi yapılanması yeniden şekillendi. Surinam ve Curaçao'ya bağlı koloniler ve Kara Hollandası eşitlik ilkesi çerçevesinde Krallık şemsiyesi altında ayrı birer ülke haline getirildi. Endonezya 1945 yılında bağımsızlığını ilan etti (1949'a dek krallık tarafından tanınmadı) ve dolayısıyla hiçbir zaman yenilenmiş krallığın parçası olmadı. Bunu 1975 yılında Surinam'ın bağımsızlığı izlemiştir. Savaşın bitiminden sonra Hollanda tarafsızlık geleneğini sona erdirmek zorunda kaldı ve komşularıyla yakınlaşma politikası izlemeye başladı. Hollanda, Benelüks Birliği'nin, NATO'nun, Euratom'un ve sonraları önce Avrupa Ortak Pazarı'na nihai olarak da Avrupa Birliği'ne dönüşecek olan Avrupa Kömür ve Çelik Üreticileri Topluluğu'nun kurucularından biri oldu.  

Artan nüfus yoğunluğundan dolayı hükümet tarafından desteklenen dışa göç politikası nedeniyle 500.000 Hollandalı savaş sonrası ülkeyi terk etmiştir. 1960'lı ve 70'li yıllarda eski devlet kurumlarının yeni çağa ayak uyduramaması nedeniyle sütunlaşma politikası çökmüş toplum büyük bir değişime uğramıştır. Özellikle gençlerin ve öğrencilerin talepleriyle kadın hakları, çevre, cinsellik ve silahsızlanma konularında değişimler yaşanmıştır. 2002 yılında euro resmi para olmuştur. 2010 yılında Hollanda Antilleri lağvedilmiştir. Bu bölgenin her bileşeninde referandum yapılmış, bu referandumlarda halka Hollanda ile birlikte kalmak isteyip istemedikleri sorulmuştur. BES adaları (Bonaire, Sint Eustatius ve Saba) Hollanda'da kalma kararı almış, bu bölgeler Hollanda toprağı sayılmış ve özel belediye statüsü verilmiştir. Bu özel belediyelere Karayip Hollandası da denmektedir.

Coğrafya

A relief map of the European Netherlands

Hollanda İstatistik Kurumu'nun verilerine göre Kara Hollandası'nın kara yüzölçümü, geçici su kütleleri dahil, 41.528 kilometrekaredir. Ülke 50° ve 54° kuzey enlemleriyle; 3° ve 8° doğu boylamları arasında yer almaktadır.

Hollanda coğrafi açıdan oldukça alçak ve düz bir ülkedir. Ülke topraklarının %26'sı ve nüfusunun %21'i deniz seviyesinin altındadır. Ülkenin %50'sinin deniz seviyesinden yüksekliği 1 metredir. Kara Hollandasının çoğunluğu düzlük olmakla birlikte, doğuya gidildikçe tepecikler görülmektedir ve ülkenin en yüksek noktası 321 metredir. Deniz seviyesinin altında kalan bölgeler genelde insan yapımıdır ve toprak ıslahı çalışmaları sırasında yapılan torf madenciliği sonucu oluşmuştur. 16. yüzyıldan itibaren polder adı verilen düzlükler, su setleri, kanallar ve su pompalama istasyonları da dahil birçok yöntemle korunmuştur. Ülke topraklarının yaklaşık %17'si deniz, göl ve bataklıklardan ıslah edilerek kazanılmıştır.

Ülkenin büyük çoğunluğu, Avrupa'nın büyük nehirlerinden Ren, Maas ve Schelde nehirleriyle bunların kollarına ait ırmak ağızlarından (estuarya) oluşmaktadır. Ülkenin güneybatı kısmı aynı nehirlerin delta ovasıdır.

Kara Hollandası Ren, Maas ve Waal ırmakları tarafından kuzey ve güney yönlerinde ikiye bölünmüştür. Bu durum tarih boyunca tımarlar arasında doğal sınırlar oluşturmuş, bu ayrım kültürel ve dilsel farklılıklara yol açmıştır. IJssel ırmağının doğu ve batı yakalarında da benzer kültürel ve dilsel ayrımlar yaşanmakta, Frizya bölgesinde ise ayrı bir dil olan Frizce konuşulmaktadır.

Taşkınlar

The Christmas flood of 1717 was the result of a northwesterly storm that resulted in the death of thousands.

Yüzyıllar boyunca Hollanda kıyı şeridi doğal felaketler ve insanların etkisiyle birçok değişime maruz kalmıştır. Tarihteki en önemli felaket ise, bugün Zeeland ilinin bulunduğu yarımadanın ortaya çıktığı, 1134 tarihli bir fırtınadır.

1287 yılında yaşanan St. Lucia taşkını, Almanya'yı da etkilemiş, her iki ülkede 50.000'den fazla insanın ölümüne neden olarak kayda geçen en yıkıcı tufanlardan birisi olmuştur. 1421'deki St. Elizabeth taşkını ve bunu izleyen yönetim hataları yeni açılmış 72 kilometrekarelik bir polderi ortadan kaldırmıştır. Şubat 1953'te gerçekleşen Kuzey Denizi taşkını bir dizi su seti ortadan kalkmış ve asgari 1.800 kişi boğularak ölmüştür. Bu olay üzerine Hollanda hükümeti uzun soluklu Delta Works projesini hayata geçirmiş ve bu projenin tamamlanması 33 yıl sürmüştür.

Map illustrating European areas of the Netherlands below sea level

Felaketin boyutları insan etkisinden dolayı bu kadar büyük olmuştur. İnsan etkisi görece yüksek olan bataklıkların kurutularak tarım alanı haline getirilmesidir. Drenaj işlemleri verimli torfun zemin sularının uzaklaştırmasına, zemin sularının uzaklaşması da daha fazla torf oluşmasına yol açmış, toprak geri dönülemeyen bir kısır döngüye girmiştir. Buna ek olarak 19. yüzyılda yakıt olarak kullanılmak üzere kontrolsüz şekilde torf çıkarılması zeminin seviyesini daha da düşürmüştür. Taşkına uğrayan arazilerde bile torf çıkarılması durumun devam etmesine neden olmuştur.

Zaanse Schans, a touristic Dutch village built in an aquatic area

Taşkınlardan dolayı tarım zorlaşmış, dış ticaret hız kazanmış, bunun sonucu olarak da Hollandalılar daha 14. ve 15. yüzyıllardan itibaren dünya meseleleriyle ilgilenmeye başlamışlardır.

A polder at 5.53 metres below sea level

Taşkınlardan korunmak amacıyla birçok yöntem denenmiştir. Milattan sonraki ilk bin yılda köyler ve çiftlikler, terp adı verilen insan yapımı tepecikler üzerine kurulmuştur. Sonraları bu terpler dijk (okunuşu; dayk) adı verilen su setleriyle birbirine bağlanmıştır. 12. yüzyılda bu işleri organize etmek amacıyla waterschappen (su işleri) ya da hoogheemraadschappen (yüksek evler su işleri) adı verilen kurumlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Bu kurumların görevi sorumlu oldukları bölgede su seviyesini kontrol altında tutmak ve taşkınlarla mücadeleyi organize etmek olup bu kurumlar günümüzde de varlığını sürdürmektedir. Sert zemin seviyesi düştükçe su setlerine olan ihtiyaç artmış ve bu setler ülke genelinde sistemleşmiştir. 13. yüzyıldan itibaren yeldeğirmenleri, deniz seviyesinin altındaki bölgelerden kanallara ve denize su pomplamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. Daha sonraları bu yeldeğirmenleri polderleri oluşturmak amacıyla gölleri kurutmak amacıyla daha da yaygınlaşmıştır.

1932 yılında Zuiderzee (Güney Denizi) ile Kuzey Denizi arasını kapatan Afsluitdijk (Türkçesi: kapanış seti) adlı yapının bitirilmesiyle IJsselmeer adlı göl meydana gelmiştir. Daha sonraları bu yapı Zuiderzee Works adlı 2500 kilometrekarelik polder projesinin dörtte birlik ilk aşamasını oluşturmuştur.

Hollanda küresel iklim değişikliğinin etkilerine doğrudan maruz kalacak olan ülkeler arasında yer almaktadır. Yükselecek olan deniz seviyesinden kaynaklanacak olan sorunların yanısıra artan yağış rejimi nedeniyle oluşacak nehir taşkınların yaşanması beklenmektedir.

Delta Works projesi

1953 yılında yaşanan felaket üzerine, Hollanda kıyı şeridini kapsayan bir yapı projesi olan Delta Works projesi başlatılmıştır. Proje 1958 yılında başlamış ve büyük çoğunluğu 1997 yılında Maeslantkering'in yapılmasıyla tamamlanmıştır. O tarihten bu yana belli aralıklarla projede birçok ekleme ve düzeltme yapılmıştır. Delta Works'ün amaçlarından biri Güney Hollanda ve Zeeland illerinde 10.000 yıllık bir dönem için taşkın riskini düşürmektir. Bu amaca, deniz kenarına 3.000 kilometrelik su setleri ve iç bölgelere de 10.000 kilometrelik iç setler, kanallar, nehir setleri ve estuarya setleri yapılarak ulaşılmıştır. Yeni risk değerlendirmeleri zaman zaman yapılmakta buna bağlı olarak ihtiyaç duyulan set projeleri hayata geçirilmektedir. Delta Works projesi Amerika İnşaat Mühendisleri Birliği tarafından dünyanın yeni yedi harikası arasında gösterilmektedir.

Küresel ısınmanın 21. yüzyılda deniz seviyesinde artışa yolaçacağı tahmin edilmektedir. Politik anlamda tarafsız olan Delta Komisyonu deniz seviyesinde gerçekleşecek olan 1,10 metre artış ile, toprak seviyesinde gerçekleşecek olan 10 santimetrelik eş zamanlı bir azalmayı gözönünde bulundurarak bir aksiyon planı hazırlamıştır. Bu plana göre su setleri ve kumullardan meydana gelen mevcut kıyı savunmaları 1,30 metrelik eklemeyle güçlendirilecektir. İklim değişikliği Hollanda'yı yalnızca denizden değil, aynı zamanda akarsulardan da tehdit etmektedir. Ülkeyi nehir taşkınlarından korumak amacıyla başka bir program devreye sokulmuştur. Ruimte voor de River (anlamı ırmak için alan) planıyla akarsu yataklarına ek hacimler tanınarak, bilhassa büyük ve savunmasız yerleşim alanlarını korumak hedeflenmektedir. Bu amaçla bu bölgelerdeki görece az olan nüfus daha yüksek yerlere taşınılmış ve bu bölgeler ıslah ile yükseltilmiştir.

İklim

Hakim rüzgar yönü güneydoğu olup bu durum ülkeye yumuşak bir okyanus iklimi temin etmektedir. Yazlar daha sıcak kışlar ise ılık ve nemlidir. Bu durum kıyı şeridinde gece-gündüz ve mevsimsel sıcaklık farkları daha düşük olan bir iklime neden olmaktadır. Ülkenin iç kesimlerine doğru gidildikçe sıcaklık farklarında yükseliş gözlenmektedir.

Aşağıdaki tablo Kraliyet Meteoroloji Kurumu'nun De Bilt meteoroloji istasyonunun 1981-2010 yılları arasında sağladığı verilerinden oluşturulmuştur.

De Bilt meteoroloji istasyonu verilerine ilişkin (1981–2010 ortalamaları), Kraliyet Meteoroloji Kurumu tüm lokasyonlar (1901–2011 olağanüstü değerler), karlı günler: (1971–2000 ortalamaları).
AylarOcaŞubMarNisMayHazTemAğuEylEkiKasAraYıl
En yüksek °C17.220.425.632.235.637.238.238.635.230.122.017.838.6
Ortalama en yüksek °C5.66.410.014.018.020.422.822.619.114.69.66.114.1
Günlük ortalama °C3.13.36.29.213.115.617.917.514.510.76.73.710.1
Ortalama en düşük °C0.30.22.34.17.810.512.812.39.96.93.61.06.0
En yüksek °C−27.4−26.8−20.7−9.4−5.4−1.20.71.3−3.7−8.5−14.4−22.3−27.4
Ortalama yağış mm69.655.866.842.361.965.681.172.978.182.879.875.8832.5
Ortalama yağışlı gün sayısı (≥ 0.1 mm)171417131414141415161817184
Ortalama karlı gün sayısı (≥ 0 cm)6642002525
Ortalama bağıl nem (%)87848175757677798486898982
Aylık ortalama güneşlenme süresi (saat)62.385.7121.6173.6207.2193.9206.0187.7138.3112.963.049.31,601.5
Kaynak: KNMI.nl

En yüksek sıcaklığın sıfırın altında kaldığı Aralık-Şubat ayları arasında buzlanma, en düşük sıcaklığın sıfırın altına düştüğü Kasım-Mart ayları arasında ciddi soğuklar yaşanmaktadır. Kasım ayından başlayarak Nisan ayı bitimine dek kar yağışı görülebilmektedir. Nadir durumlarda Mayıs ve Ekim aylarında da kar yağışı tespit edilmiştir.

En yüksek sıcaklığın 20 °C'nin üzerine çıktığı günler olan sıcak günler Nisan-Kasım ayları arasında, 25 °C'ın üzerine çıktığı günler olan yaz günleri ise Mayıs-Eylül ayları arasında görülür. Haziran-Ağustos ayları arasındaki tropik günlerde ise en yüksek sıcaklık 30 °C'ın üzerinde seyretmektedir.

Yağışlar yılın her ayına neredeyse eşit olarak dağılmakla birlikte yazın ve güzün bir nebze daha fazladır. Bu eşitlik yağış aralığı azaldığı taktirde yağış yoğunluğunun artmasından kaynaklıdır.

Güneşlenme süreleri doğrudan doğruya ülkenin bulunduğu enlemle doğrudan ilişkilidir. Bu süre Aralık ayında 8 saat ve Haziran ayında 17 saat olmak üzere yıl içerisinde değişmektedir.

Çevre

Hollanda'da göller, fundalıklar, koruluklar, ormanlar, kumullar vb diğer habitatlardan oluşan 20 adet ulusal park ve yüzlerce doğal sit alanı bulunmaktadır. Bu alanların çoğunluğunu Staatsbosbeheer (Türkçesi; genel orman idaresi) adlı orman ve doğal koruma alanları idaresi ile Natuurmonumenten (Türkçesi; doğa anıtları) adlı, doğal kaynakları satın alarak koruma altına alan vakıf yönetmektedir. Kuzeydeki Wadden Denizi'nin Hollanda'ya ait kısmı (kıta sahanlığı, kıyı şeridi ve bağlı sulak araziler dahil) zengin biyolojik çeşitliliğe sahiptir ve UNESCO tarafından 2009 yılında Dünya mirası listesine eklenmiştir.

Önceleri Schelde ırmağının ırmak ağzı (estuarya) olan Oosterschelde 2002 yılında ulusal parka çevrilmesiyle, 370 kilometrekareyle Hollanda'nın en büyük ulusal parkı konumuna yükselmiştir. Büyük kısmı Oosterschelde'nin tuzlu sularından oluşmakla beraber, alanda çamur, çayır ve resifler bulunmaktadır. Deniz canlılarının çeşitliliği sayesinde ulusal park, scuba dalgıçlarının gözde mekanları arasında yerini almıştır. Bunların yanısıra parkta yelkencilik, balıkçılık, bisiklete binme ve kuş gözlem faaliyetleri oldukça popülerdir.

Bitki coğrafyası açısından ülke Kutup bitki örtüsünün (boreal) alt grubu olan Kutup dolayı bitki örtüsünün kısımları olan (circumboreal) Avrupa-Atlantik ile Orta Avrupa bölgeleri arasında kalmaktadır. Dünya Doğayı Koruma Vakfı'na göre Kara Hollandası Atlantik karma orman ekobölgesine dahildir. 1871 yılında son yaşlı doğal ormanlar kesilmiştir ve bugün mevcut ormanlar iskoç çamı gibi ülkeye özgü olmayan sonradan dikilmiş monokültür ağaçlardan oluşmaktadır. Bu ormanlar insan yapısı alanlar ile (Veluwe ormanında olduğu gibi) kumul kökenli arazilerin ağaçlandırılmasıyla meydana gelmişlerdir.

Karayip Adaları

Günümüzde Curaçao, Aruba ve Sint Maarten ülke statüsüne sahiptir. Karayip Hollandası ise Hollanda'nın özel yetkili belediye statüsüne sahip üç adasından oluşur. Adalar Küçük Antiller'in bir parçası olup Fransa (Saint Barthelemy ve Saint Martin), Birleşik Krallık (Anguilla), Venezula, Saint Kitts ve Nevis ve ABD )Virjin Adaları) ile deniz komşusudur.

Bu gruba ait adalardan Bonaire, ABC adaları olarak anılan, Venzüela açıklarındaki volkanik ve resif karışımından oluşan zincir adalardan biridir. Saba ve Sint Eustatius, SSS adalarından biridir. Bu grup ise Porto Riko ve Virjin Adaları'nın doğusunda yer almaktadır. Bölgede temelde İngilizce hakim olsa da, Fransızca, İspanyolca ve Felemenkçe de yaygın diller arasındadır. Bölgede en yüksek nokta, 887 metrelik zirvesiyle, Saba adasındaki Manzara Dağı'dır. Bu nokta aynı zamanda Hollanda Krallığı'nın tüm topraklarındaki en yüksek noktadır.

Karayip Hollandası'na tüm yıl boyunca tropik iklim hakimdir.

Siyaset

Hollanda 1815 yılından bu yana anayasal monarşiyle yönetilmektedir, ve Johan Rudolph Thorbecke'nin uğraşıları sayesinde, 1848'den beridir parlamenter demokrasiye sahiptir. Hollanda oydaşmacı demokrasi olarak tanımlanmaktadır. Ülke hem siyasette hem de sivil yaşamda önemli ve tüm paydaşları yakından ilgilendiren tüm konularda geniş konsensus sağlama yoluna gitmesiyle bilinmektedir. 2017 yılında the Economist dergisinin oluşturduğu listeye göre Hollanda'yı dünyadaki en demokratik 11. ülkedir.

Devletin başı kraldır. Günümüzde bu görevi Willem-Alexander yürütmektedir. Anayasal olarak bu makam çok kısıtlı yetkilere sahiptir. Hükümetin kanunen krala düzenli aralıklarla bilgi verme ve önemli konularda kraldan tavsiye alma zorunluluğu vardır. Kralların ve kabine üyelerinin kişiliklerine ve ilişkilerine göre kral yönetimde anayasanın tanıdığı haktan daha fazla müdahil olabilir.

Yürütme işi bazı hükümet üyelerinden oluşturulan Bakanlar Kurulu tarafından yapılır. Kabine sayıları 13 ile 16 arasından değişen bakandan ve değişen sayıda müsteşardan oluşur. Bakanların üçte birinin belirli birer görevi bulunmamaktadır. Hükümetin başı Hollanda Başbakanı olup genelde bu kişi iktidar partisinin ya da koalisyonun en büyük partisinin lideridir. Başbakan eşitlerin birincisi ilkesine göre yetkilendirilmiş olup diğer bakanların sahip olduğundan daha üstün bir yetkiye sahip değildir. 2010 yılından bu yana ülkenin başbakanı, 1973 yılından bugüne dek olduğu gibi en büyük partinin lideri olan, Mark Rutte'dir.

Kabine bikameral ilkeyle düzenlenmiş ve yasama yetkisine sahip olan Hollanda Meclisi'ne karşı sorumludur. Temsilciler Meclisi'ne (Tweede Kamer) seçilen 150 milletvekili parti listesi oransal temsili ile seçilmektedir. Bu seçimler dört yılda bir düzenlenmektedir. Mevcut hükümet istifasını krala sunduğu, güvenoyu alamadığı taktirde erken seçim düzenlenir. 75 Senato (Eerste Kamer) üyesi ise dört yılda bir Vilayet Meclisleri tarafından doğrudan seçilir. Meclisin üst kanadı olan senatonun yapılan kanunları reddetme hakkı olmakla birlikte yeni yasa teklifi verme, yasalarda değişiklik yapma ve yasa çıkarma yetkileri yoktur. Her iki kanat Benelüks Parlamentosu'na gönderilecek temsilcileri kendi üyeleri arasından seçmektedirler.

Siyasi kültür

Yasalar hazırlanırken, bilhassa ekonomik, finansal ve sosyalkonularda, hem ticari birliklere hem de işveren örgütlerine danışılmaktadır. İş dünyası temsilcileriyle hükümet temsilcileri Sosyal Ekonomik Konsey adı verilen toplantılarda düzenli aralıklarla bir araya gelmektedir. Bu tavsiye meclisinin işleyişini kaldırmak mümkün görünmemektedir.

Hollanda uzun bir sosyal tolerans geçmişine sahiptir. 18. yüzyılda, Hollanda Reform Kilisesi resmi devlet diniyken, Katolisizm, diğer Protestan mezhepleri (Baptistler ve Lutheranlar gibi) ile Yahudilik ayrımcılığa uğramakla beraber tolere de edilmiştir. 19. yüzyıl sonlarında bu Hollanda geleneği sütunlaşma politikası adı verilen bir sisteme dönüştü. Bu durumda farklı dini gruplar bir arada yaşamaya başladılar ve devlet tarafından aynı değerde ilgi görmüştür. Bu gelenek sayesinde uyuşturucu, fuhuş, LGBT hakları, ötanazi, kürtaj gibi konulara yaklaşımı da yumuşatmış ve Hollanda'yı dünyanın en serbest ülkelerinden biri haline getirmiştir.

Siyasi partiler

Çok partili sistem nedeniyle 19. yüzyıldan bu yana hiçbir parti tek başına parlamento çoğunluğunu elde edememiş, ülke koalisyonlar tarafından yönetilmiştir. 1917 yılında oy hakkının evrensel hale gelmesiyle Hollanda demokrasisi üç çeşit parti tarafından domine edilmiştir. Bunlardan en güçlüsü günümüzde CDA (Christen-Democratishe Appel; Hıristiyan Demokrat Eksen) tarafından temsil edilen hıristiyan demokratlar; ikincisi günümüzde PvdA (Partij voor de Arbeid; İşçi Partisi) tarafından temsil edilen sosyal demokratlar; üçüncüsü de günümüzde bir merkez sağ partisi olan VVD (Volkspartij voor Vrijheid en Demokratie; Özgürlük ve Demokrasi Halk Partisi) tarafından temsil edilen liberallerdir.

Because of the multi-party system, no single party has held a majority in parliament since the 19th century, and coalition cabinets had to be formed. Since suffrage became universal in 1917, the Dutch political system has been dominated by three families of political parties: the strongest of which were the Christian Democrats, currently represented by the Christian Democratic Appeal (CDA); second were the Social Democrats, represented by the Labour Party (PvdA); and third were the Liberals, of which the right-wing People's Party for Freedom and Democracy (VVD) is the main representative.

Dönem dönem merkez-sol ya da merkez-sağ partiler iktidar olmakla birlikte bu partiler koalisyonlarında genelde hıristiyan demokratlara gereksinim duymaktadırlar. 1970'lerde parti sistemi daha geçişken bir hal almış, radikal demokratlar, ilerici demokratlar (D66 gibi) ve ekoloji partileri (GroenLinks; Yeşil Sol gibi) partiler güçlendikçe; CDA ve PvdA gibi merkez partiler de kan kaybetmişlerdir.

1994 seçimlerinde CDA baskın konumunu yitirmiş, VVD, D66 ve PvdA partileri tarafından mor bir kabine kurulmuştur. 2002 yılında yapılan seçimlerde bu kabine çoğunluğu kaybetmiş, kaybedilen destek oyları CDA'ya ve seçimlerden bir hafta önce suikaste kurban giden Pim Fortuyn'ün kurduğu sağcı LPF'ye kaymıştır. CDA, VVD ve LPF tarafından oluşturulan kısa ömürlü kabineye CDA lideri Jan Peter Balkenende önderlik etmiştir. 2003'te yapılan ve LPF'nin neredeyse tüm sandalyelerini kaybettiği erken seçimden CDA, VVD ve D66'nın oluşturduğu koalisyon iktidara gelmiştir. Bu kabine refah devletini, sağlık sistemini ve göçmen politikasını baştan düzenlemek gibi büyük bir reform programı yürürlüğe sokmuştur.

2006 Temmuz ayında, koalisyon üyesi D66'nın, Göç ve Entegrasyon Bakanı Rita Verdonk'a güvensizlik oyu vermesiyle hükümet düşmüştür. Bunun sebebi, bakanın VVD milletvekili Ayaan Hirsi Ali'nin iltica sürecini yeniden incelenmesi gerektiği tartışmalarını ortaya atmasıydı. Bu olay üzerine CDA ve VVD partileri 22 Kasım 2006 yılında yapılacak seçimlere yönelik seçim hükümeti oluşturdular. Bu seçimlerde CDA en büyük parti unvanını korudu, Sosyalist Parti en çok büyüyen parti oldu. Yeni hükümetin kurulması üç ay sürdü ve CDA, PvdA ve Hıristiyan Birliği partilerinin koalisyonuyla sonuçlandı.

20 Şubat 2010 tarihinde PvdA'nın ordunun Afganistan'daki Uruzgan cephesinde kalış tezkeresinin uzatılmasına karşı çıkması nedeniyle hükümet bir kez daha düştü. Erken seçim 9 Haziran'da gerçekleştirildi ve iktidardaki tüm partilerin kaybetmesiyle sonuçlandı. CDA çoğunluğunu kaybederek 21 sandalyeye düştü, VVD 31 sandalyeyle birinci parti, PvdA ise 30 sandalyeyle ikinci parti konumuna yükseldi. 2010 seçimlerinin asıl kazananı ise aşırı sağcı PVV (Partij voor Vrijheid; Özgürlük Partisi) ve onun lideri Geert Wilders oldu. Görüşmeler sonucunda bir azınlık hükümeti olan VVD-CDA koalisyonu kuruldu. Bu azınlık hükümeti PVV'nin dışarıdan desteğine sahipti ancak kemer sıkma politikası nedeniyle bu desteği kaybetti. Hükümet, Wilders'in yasa tartışmaları esnasında beklenmedik şekilde karşı argüman sunarak erken seçimi işaret etmesiyle 21 Nisan 2012 tarihinde çöktü.

VVD ve PvdA, izleyen 2012 seçimlerinde çoğunluğu kazanarak 5 Ekim 2012'de ikinci Rutte kabinesini oluşturdu.

2017 genel seçimini takip eden süreçte, VVD, Hıristiyan Demokrat Eksen, D66 ve Hıristiyan Birlik ise üçüncü Rutte kabinesini meydana getirmiştir.

Yönetim

Yönetim birimleri

Hollanda idari olarak her biri Kraliyet Komiseri (Commisaris van de Koning) tarafından yönetilen on iki vilayete bölünmüştür. Bunun tek istisnası Limburg olup buradaki yöneticiye Vali (Gouverneur) denmektedir. Görevleri ve yetkileri ise aynıdır. Tüm vilayetler belediyelere (gemeente) bölünmüştür. Belediye sayısı 2018 yılı itibariyle 380'dir.

Ülke aynı zamanda 24 adet su idaresine (waterschap ya da hoogheemraadschap) bölünmüştür. Bu kurumların amacı sorumlu oldukları bölgelerinde su işlerini idare etmektir. Su idarelerinin tarihi Hollanda tarihinden daha eski olup ilk kez 1196 yılında görülmeye başlanmıştır. Su idareleri aynı zamanda, Hollanda'daki ve dünyadaki en eski demokrasi kurumlarındandır. Su idaresi seçimleri dört yılda bir doğrudan katılımla gerçekleştirilir.

BES Adaları'ndaki idari yapı ise farklıdır. Bu bölgedeki özel yetkili belediyelere openbare lichamen (kamu oluşumları) adı verilir. Bu yerler herhangi bir vilayete bağlı değildirler ancak vilayet de değildirler.

Çoğu Kuzey Brabant vilayetine ait olmak üzere Hollanda'nın sınır dışında, Belçika'da toprakları bulunmaktadır. Her iki ülke de Schengen mensubu olduklarından bu sınırlar her iki yurttaşları açısından da bir sorun teşkil etmemektedir..

Sancakİl (Vilayet)İl merkeziEn büyük kentYüzölçümü

(km2)

Nüfus

(2015)

Yoğunluk

(per km2)

Drente (Drenthe)AssenAssen2,639488,871185
FlevolandLelystadAlmere1,415403,280285
Frizya (Friesland)LeeuwardenLeeuwarden3,340646,092193
GelderlandArnhemNijmegen4,9702,031,123409
GroningenGroningenGroningen2,325582,649250
LimburgMaastrichtMaastricht2,1501,115,805519
Kuzey BrabantDen BoschEindhoven4,9142,495,107507
Kuzey HollandHaarlemAmsterdam2,6652,775,6171,039
OverijsselZwolleEnschede3,3241,142,360344
UtrechtUtrechtUtrecht1,3831,268,489916
ZeelandMiddelburgMiddelburg1,784381,182213
Güney HollandLahey (Den Haag)Rotterdam2,8083,607,1501,282
Toplam33,71816,922,460512
SancakAdıBaşkentiEn büyük kentiYüzölçümü

(km2)

Nüfusu

(2012)

Yoğunluğu

(per km2)

BonaireKralendijkKralendijk28817,40860
Sint EustatiusOranjestadOranjestad213,897186
SabaThe BottomThe Bottom131,991153
Total32223,29672

Dış ilişkiler

Hollanda dış politikası tarafsızlık ilkesi etrafında şekillenmiştir. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana Hollanda Birleşmiş Milletler, NATO ve AB gibi uluslarası organizasyonlarda yer almıştır. Hollanda ekonomisi dünyaya açıktır ve temelde uluslarası ticarete dayalıdır.

Dış politika dört temel vaade dayanmaktadır. Bunlar (i) Atlantik işbirliği, (ii) Avrupa'ya entegrasyon, (iii) uluslararası kalkınma ve (iv) uluslararası hukuktur. Hollanda hafif uyuşturuculara yönelik toleransıyla, ilişkide olduğu ülkelerle bu ilkeler nezdinde çelişmektedir. Hollanda Altın Çağı sırasında ve sonrasında Hollandalılar büyük bir ticari ve koloni imparatorluğu kurmuşlardır. En büyük koloniler bugünkü Surinam'da ve Endonezya'da yer alanlardır. Endonezya 1940'lardaki Ulusal Ayaklanma ve izleyen kurtuluş savaşıyla oluşan uluslararası kamuoyunun baskısıyla bağımsızlığını elde etmiştir. Surinam ise 1975 yılında bağımsızlığını elde etmiştir. Hollanda'nın bugünkü dış ilişkileri koloniyal geçmişinin mirasıyla şekillenmiştir. Bunlara ek olarak bu kolonilerden gelen birçok insan da Hollanda'ya yerleşmişlerdir.

Hollanda-Türkiye ilişkileri

İki ülke arasındaki diplomatik ilişkiler 1612 yılına dayanmaktadır. Bu tarihten önce Hollandalı tacirler Fransızlara tanınan düzenlemelerden (kapitlasyon) yararlanmaktaydılar. 1611 yılında Cornelis Haga Hollanda Meclisi tarafından daimi Bab-ı Ali elçisi olarak atanmıştır. Türk hükümetleri ise 1800'lerden bu yana Hollanda'da daimi elçi bulundurmuşlardır.

Hollanda, çelişkili dönemler geçirse de Osmanlı hükümetleri ile daima olumlu ilişkiler içerisinde bulunmuştur. 1804 yılında, III. Selim tarafından Amsterdam'a daimi bir elçi atanmıştır.

Hollanda'nın Sluis adlı belediyesine bağlı Turkeye adında köy bulunmaktadır. Bu adı bu köye 1604 yılında stadhouder Morris, Felemenk Ayaklanması sırasında Türk denizcilerin İspanya'ya karşı ayaklanmacılara ufak tefek destekler vermesi nedeniyle bir teşekkür olarak vermiştir.

17. yüzyılda ilk temsilci Bab-ı Ali'ye gönderildiğinde başlayan ilişkiler, Türkiye'nin 60'lı ve 70'li yıllarda Hollanda'daki sanayi atılımına misafir işçi göndermesi ve bu işçi ailelerinin büyük bir kısmının Hollanda'ya temelli yerleşmesiyle koparılamaz bir hale gelmiştir. Bu durum milenyuma gelindiğinde çeşitli ticari ve ekonomik bağları da oluşturmuştur. Türkiye ve Hollanda arasındaki ticaret hacmi gün geçtikçe artmış, 2000 yılında 2 milyar euro olan Hollanda'nın Türkiye'ye yaptığı ihracat, 2008 yılına gelindiğinde 4 milyar euroya ulaşmıştır. 2011 Şubat ayında dönemin Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu tarafından yapılan açıklamaya göre 1894 Hollanda sermayeli firma Türkiye'ye yatırım yaparak, Türkiye'deki en büyük dış yatırımcı grubunu oluşturmaktaydı.

Hollanda vatandaşları için Türkiye çok popüler bir tatil yeridir. 2009 yılında 1,1 milyondan fazla Hollandalı Türkiye'yi ziyaret etmiştir.

Her iki ülke Avrupa Konseyi, NATO, OECD, AGİT, DTÖ ve Akdeniz Birliği üyesidir. Ayrıca Hollanda'nın üye olduğu AB'ye, Türkiye de adaydır. Hollanda'nın resmi tutumu Türkiye'nin AB üyeliğine alınması yönündedir.[1]

Türkiye'nin Hollanda'da 5 adet, Hollanda'nın da Türkiye'de 6 adet temsilciliği bulunmaktadır.

Hollanda'daki Türkiye Temsilcilikleri
KentİlDiplomatik görev
LaheyGüney HollandBüyükelçilik
RotterdamZeelandBaş Konsolosluk
DeventerOverijsselKonsolosluk
AmsterdamKuzey HollandFahri Konsolosluk
LeidenGüney HollandFahri Konsolosluk
Türkiye'deki Hollanda Temsilcilikleri
KentİlDiplomatik görev
AnkaraAnkaraBüyükelçilik
İstanbulİstanbulBaş Konsolosluk
AntalyaAntalyaKonsolosluk
İskenderunHatayKonsolosluk
İzmirİzmirFahri Konsolosluk
MarmarisMuğlaFahri Konsolosluk

Yunus Olayı

Yunus adında Türk kökenli bir çocuğun ailesinden alınarak koruyucu aileye verildi. Müslüman aileden gelen çocuğun müslüman bir koruyucu aileye verilmesi gerektiği şeklinde meseleyle ilgili olarak dönemin başbakanı Erdoğan, 2013 yılının Mart ayında Hollanda'ya yaptığı ziyaret sırasında görüş bildirmiştir. Hollanda Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher Erdoğan'ı "haddini aşmak" ve "işgüzarlık" ile itham etmiştir. Erdoğan benzer durumdaki çocuklar için Türk Aile Bakanlığı'nın yardımını teklif etmiş ancak başbakan Rutte bu teklifi reddetmiştir. Erdoğan konuyu AİHM'e taşıyacağını belirtmiştir.

Referandum Krizi

Türkiye anayasa referandumu kampanya süreci sırasında, Hollanda'da yaşayan ve referandumda oy kullanacak olan Türkiye vatandaşlarına yönelik olarak, bazı Türk bakanlar bir dizi ziyaret planladılar. Rutte kabinesi ve muhalefet, Türk bakanlara Hollanda topraklarında miting yapamayacakları gerekçesiyle bu toplantıları iptal etti. Konuyla ilgili olarak Rutte, "Hollanda'daki kamusal alanın, diğer ülkelerin seçim kampanyalarının yapılacağı bir yer olmadığı görüşündeyiz" demiştir. Yasak kararına rağmen Türk bakanlar çeşitli yollardan Hollanda'ya giriş yapmaya çalışmış ve polis müdahalesiyle karşılaşmışlardır. Recep Tayyip Erdoğan ise iptal kararını kınayarak Hollanda'yı "nazi kalıntısı" olmakla suçlamıştır. Bununla birlikte Türkiye yasalarına göre yurtdışında propaganda çalışması yapmak yasaktır. Karşılıklı otoriterlik suçlamaları sonucu 13 Mart 2017'de Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Lahey Büyükelçisi'ni Ankara'ya çekerek diplomatik ilişkileri durdurmuştur. 5 Şubat 2018 günü Hollanda, Ankara Büyükelçisi'ni geri çekmiştir.

Sorunlar net olarak çözülemese de, Eylül 2018'de Türkiye normalleşme kararı almış ve yeni Lahey büyükelçisini atamıştır.

Savunma

Hollanda, Avrupa'da halen varlığını koruyan en eski ordulardan birisine sahiptir. Ordu 1500'lü yıllarda stadhouder Morris tarafından kurulmuş ve Hollanda İmparatorluğu dönemi boyunca bu ordu kullanılmıştır. Napolyon'a yenilmesinin ardından Hollanda ordusunda askerlik yapmak zorunlu hale geldi. 1830 Belçika Devrimi sırasında ordu uygun şekilde sevk edilememiştir. Belçika'nın ayrılmasıyla ordu çoğunlukla kolonilere sevk edilmiş, bu durum Hollanda tarafsız kaldığı için I. Dünya Savaşı boyunca da sürmüştür. II. Dünya Savaşı esnasında Wehrmacht tarafından Hollanda'nın kolayca işgal edilmesinin ardından bu politika terk edilmiştir.

1948 yılında imzalanan Brüksel Antlaşmasıyla Hollanda tarafsızlık ilkesini terketmiş ve 1949 yılında NATO'nun kurucu üyeleri arasında yer almıştır. Hollanda ordusu Soğuk Savaş sırasında NATO'nun bir parçası olarak davranmış bu süreçte genelde Almanya'daki üslerde görev almıştır. 3 binin üzerinde Hollanda askeri Kore Savaşı'nda ABD Ordusu İkinci Piyade Bölüğü'nde görevlendirilmiştir. 1996 yılında zorunlu askerlik uygulaması sona erdirilmiş ve Hollanda ordusu bir kez daha profesyonel orduya dönmüştür. 1990 yılından bu yana Hollanda ordusu Bosna Savaşı'nda, Kosova Savaşı'nda, Afganistan'da ve Saddam Hüseyin sonrası Irak'ta görevler üstlenmiştir.

Ordu dört koldan oluşmaktadır ve her bir kol Kraliyet (Koninklijke) sıfatıyla adlandırılmaktadır. Bunlar:

  • Koninklijke Landmacht (KL), Kraliyet Kara Kuvvetleri;
  • Koninklijke Marine (KM), Kraliyet Bahriyesi (Deniz Hava Hizmetleri ve Deniz Piyade Birlikleri dahil);
  • Koninklijke Luchtmacht (KLu), Kraliyet Hava Kuvvetleri;
  • Koninklijke Marechaussee (KMar), Kraliyet Askeri Polisi (Jandarma) (Askeri İnzibat görevleri ile Sınır kontrol görevleri).

Denizaltı bölüklerinde kadınların hizmete alınmasına 1 Ocak 2017'den itibaren izin verilmiştir. Korps Commandotroepen, Hollanda ordusundaki Komando ve Özel Tim Gücü, kadınların başvurusuna açık olmakla birlikte ağır çalışma ve fizik gücü gereksinimi nedeniyle kadınların hizmete alınması neredeyse imkansızdır. Hollanda Savunma Bakanlığı 70 binin üzerinde çalışana sahiptir. Bu çalışanların 20 bini sivil, 50 bini ise askeri personeldir. Nisan 2011'de hükümetin yaptığı açıklamaya göre askeri harcamalarda azalmaya gidilmiş, birçok tank, savaş uçağı, savaş gemisi ve kıdemli personel satılmış veya emekli edilmiştir.

Ekonomi

Hollanda yüzyıllardır, Avrupa'da önemli bir role sahip olan, gelişmiş bir ekonomiye sahiptir. 16. yüzyıldan bu yana gemicilik, balıkçılık, taşımacılık, tarım, ticaret ve bankacılık sektörleri Hollanda ekonomisinin taşıyıcı sektörleri olmuştur. Hollanda yüksek ekonomik özgürlüğe sahip bir ülkedir. Ülke Küresel Yeterli Ticaret Raporu'nun değerlendirmesine göre önde gelen ülkeler arasında yer almakta ve İsviçre Uluslarası Yönetim Gelişimi Enstitüsü'nün 2017 listesinde en rekabetçi beşinci ekonomi olarak gösterilmiştir. Buna ek olarak ülke 2018 yılına ait Küresel Yenilik Endeksi'nde en yenilikçi ikinci ülke olarak sıralanmıştır.

2016 yılı itibariyle Hollanda'nın kilit ticari partnerleri Almanya, Belçika, Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Fransa, İtalya, Çin ve Rusya'dır. Hollanda ihracatta dünya onuncusudur. Gıda ürünleri sektörü en büyük sanayi sektörüdür. Diğer önemli endüstriler ise kimya, metalurji, elektronik, ticaret, hizmet ve turizm sektörleridir. Uluslararası Hollandalı firmalardan bazıları Randstad (insan kaynakları), Unilever, Heineken (içecek), KLM (havayolları), ING (banka), ABN AMRO (banka), Rabobank, DSM (kimya), AKZO (kimya), Shell (petrokimya), Philips (elektrik-elektronik) ve TomTom'dur (gps sistemleri).

Hollanda dünyanın en büyük 17. ekonomisi olup kişi başına genel hasıla bakımından 10. sırada yer alır. 1997-2000 yılları arasında yıllık ekonomik büyüme (kişi başına GSYİH) %4 ile Avrupa ortalamasının çok üzerindeydi. Bu büyüme 2001-2005 yılları arasında küresel yavaşlamaya paralel olarak azalmış, 2007 yılının üçüncü çeyreğinde %4,1'e çıkarak yeniden hızlanmıştır. Mayıs 2013'te yıllık enflasyon %2,8'di. Nisan 2013 itibariyle işsizlik %8,2'dir (ILO rakamlarına göre %6,7).Ekim 2018 yılındabu rakam %3,7'ye gerilemiştir.

2011 yılının 3. ve 4. çeyreklerinde Hollanda ekonomisi, Avrupa Borç Krizi nedeniyle %0,4 ile %0,7 oranında küçülmüştür. Bu küçülme tüm Eurozone'da %0,3 oranındaydı. Hollanda'nın gini katsayısı görece düşük sayılabilecek olan 0,326 seviyesindedir. GSYİH sıralamasında 7. olmasına karşın UNICEF Hollanda'yı çocuk refahı listesinde 2007 ve 2013 yıllarında birinci sıraya yerleştirmiştir. Ekonomik Özgürlük Endeksi'nde 157 ülke arasında, Hollanda 13. en serbest pazara sahip kapitalist ekonomidir.

Ülkenin finans ve iş merkezi Amsterdam'dır. Amsterdam Borsası (AEX), günümüzde Euronext'in bir parçası olup dünyanın en eski borsasıdır. Borsa kent merkezindeki Dam Meydanı'nda yer almaktadır. Euro'nun kurucularından olan Hollanda 1 Ocak 1999 tarihinde eski parası olan gulden'i terkederek diğer 15 Avrupa Birliği ülkesiyle birlikte Euro'ya geçiş yapmıştır. 1 Ocak 2002 tarihinde euro banknot ve paraları yürürlüğe girmiştir. Bu tarihte 1 EURO 2,20371 GULDEN'e karşılık gelmekteydi. Karayip Hollandası ise bu değişiklik sırasında ABD Doları'na geçiş yapmıştır.

Konumu açısından Hollanda, Birleşik Krallık ve Almanya pazarlarına kolay erişime sahiptir. Rotterdam Limanı Avrupa'nın en büyük limanıdır. Uluslararası ticaret, bankacılık ve ulaştırma en önemli sektörlerdendir. Hollanda kamu finansmanı ve iş gücündeki durgunlaşma konularını Avrupalı partnerlerinden çok önce gündeme taşımıştır. Amsterdam, 4,2 milyonla Avrupa'da en çok turist çeken 5. çekim merkezidir. AB genişlemesi dolayısıyla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinden birçok göçmen işçi Hollanda'ya yerleşmiştir.

Ekonomik öneme sahip bir diğer bölge ise Breda, Eindhoven, Helmond, 's-Hertogenbosch ve Tilburg belediyelerinin oluşturduğu BrabantStad'tır. BrabantStad, Randstad'ın ardından en büyük ekonomiye sahip, hızla gelişen bir bölgedir. Bu birliğin amacı, bölgede bir ortak yerleşim ağı oluşturmak, bölgeyi Avrupa çapında önder hale getirmektir. Toplamda 1,5 milyon nüfus ve Hollanda ekonomisinin %20'sine denk gelen endüstriyel üretimle BrabantStad en önemli ekonomik bölgelerden biri haline gelmiştir. Hollanda'da araştırma geliştirme faaliyetlerine harcanan tüm paraların üçte biri yalnızca Eindhoven'da harcanmaktadır. Bölgedeki istihdamın dörtte biri teknoloji ve bilişim sektöründen oluşmaktadır.

Avrupa çapında fizik ve elektronik konularında yapılan patent başvurularının %8'i Kuzey Brabant bölgesinden yapılmaktadır. BrabantStad aynı zamanda Eindhoven-Leuven-Aachen Üçgeni (ELAT) içerisinde yer alır. Bu bölgedeki kentler AB'nin en inovatif kentleri arasında yer alır. Bölgenin ekonomik başarısı Hollanda'da rekabetin ve ekonominin temel taşlarındandır.

Hollanda Avrupa dışından en çok doğrudan sermaye çeken ülkelerden biridir. Hollanda ABD'deki en büyük beş yatırımcı ülkeden biridir. Ekonomi 2005 yılında yavaşlamış, 2006 yılındaise son beş yılın en hızlı büyümesini yaşamıştır. Bunun başlıca nedenleri artan dış yatırım ve ihracattır. İşsizlik 2007 yılında son on yılın en yüksek seviyesine ulaşmıştır. Hollanda, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Raporu'na göre dünyanın en rekabetçi dördüncü ekonomisidir.

Doğalgaz

1950'li yılların başında Hollanda'daki doğalgaz yataklarının keşfedilmesiyle doğalgaz satışı devasa gelirler ortaya çıkarmış ve devlet bütçesine yüz milyonlarca euroluk katkı sağlamıştır. Ancak bu zenginleşme diğer sektörlerde öngörülemeyen bir fakirleşme yaratmıştır.

Kömür ve gaz haricinde ülkenin başka bir madeni bulunmamaktadır. Son kömür ocağı 1974'te kapatılmıştır. Groningen gaz tarlası dünyadaki en büyük gaz kaynaklarından birisidir. Buradaki gazın çıkarılması 1970lerin ortasında 159 milyar euroluk bir gelir getirmiştir. Kaynak devlet şirketi Gasunie tarafından işletilmekte çıkan ürün ise Shell ve Exxon tarafından işlenerek pazarlanmaktadır.

Gazın çıkarılması Richter ölçeğine göre zaman zaman 3.6'yı bulan gittikçe şiddetlenen depremlere yol açmaktadır. Hassarların tazmini, yapısal iyileştirmeler ve emlak fiyatlarındaki düşüş nedeniyle verilen tazminatlar yaklaşık 6,5 milyar euroya malolmaktadır. 35 bin civarında evin bu durumdan etkilendiği belirtilmektedir. Hollanda'nın, Avrupa doğalgaz rezervlerinin dörtte birine sahip olduğu sanılmaktadır.

Tarım

Hollanda tarımı ileri derecede mekanize olmuştur. Hollanda tarımının en bütük hedeflerinden biri ihracattır. Tarım sektörü ülke nüfusunun %4'ünü istihdam etmekte, tarıma bağlı gıda sektörüyle beraber ülke ihracatının %21'ini oluşturmaktadır. Hollanda, tarımsal ihracattan gelen 75,4 milyar euro gelirden (2012) 80,7 milyar euroluk (2014) gelir düzeyine çıkarak Avrupa'da birinci, dünyada ise ABD'den sonraki ikinci ihracat değerine sahiptir.

Yakın tarihte dünyada ticareti yapılan domatesin dörtte biri, kırmızı biberin (chili) üçte biri, ve hıyarın önemli bir kısmı Hollanda'dan geçmiştir. Hollanda dünyadaki tüm elmaların on beşte birini ihraç etmektedir.

Bunların dışında Hollanda tarımsal ihracatının önemli bir kısmı taze biçilmiş bitkiler, çiçekler, çiçek yumrularıdır. Bu tip ürünlerde Hollanda dünya ticaret hacminin üçte ikisine sahiptir.

Ulaştırma

Hollanda'nın yolları 1950 yılından bu yana yılda 200 milyar kilometre işlemektedir. Bu kullanımın dörtte üçü otomobiller tarafından sağlanmaktadır. Hollanda'daki tüm seyahatlerin %50'si otomobille, %25'i bisikletle, %25'i yürüyerek %5'i de toplu taşımayla yapılmaktadır. 139.295 kilometrelik yol ağının 2.758 kilometresi otoyoldur. Hollanda dünyanın en yoğun yol aağlarından birine sahiptir. (Almanya ve Fransa'dan daha yoğun, Belçika'dan daha az yoğundur.)

Tüm mesafelerin %13'ü toplu taşımayla kapsanmaktadır. Diğer Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, 3013 kilometrelik Hollanda demiryolu ağı da oldukça yoğundur. Ağ çoğunlukla yolcu taşımak için kullanılır ve 400 istasyonla bütün yoğun yerleşim alanlarını kapsamaktadır. Trenler küçük hatlarda saatte iki sefer, orta yoğunluktaki hatlarda saatte üç ya da dört sefer, yoğun hatlarda sekiz sefere kadar çıkmaktadır. Hollanda ulusal trenyolu ağı öğrencilere ücretsizdir ve Belçika, Paris ve Londra'ya da seferler düzenlemektedir.

Bisiklet, Hollanda'da önemli bir ulaşım aracıdır. Neredeyse demiryolu mesafesi kadar bisiklet yolu bulunmaktadır. Hollanda'da en azıdan 18 milyon bisiklet olduğu tahmin edilmektedir. Bu değer kişi başına bir bisikletten fazla, 9 milyonla kişi başına otomobil sayısının iki katı bisiklet olduğu anlamına gelmektedir. 2013 yılında Avrupa Bisiklet Federasyonu Hollanda ve Danimarka'yı en bisiklet dostu ülke ilan etmiştir. Ancak Hollandalıların %36'sı gündelik ulaşım için bisiklet kullandığını belirtirken Danimarkalılar'da bu oran %23'tür. Bisiklet altyapısı oldukça kapsamlıdır. Yoğun yollarda 35 bin kilometrelik hatlar bisikletler için ayrılmıştır. Yoğun kavşaklarda bisikletlere özel trafik ışıklandırmaları bulunur. Özellikle büyük çekim merkezleri ve tren istasyonlarında büyük bisiklet park alanları yapılmıştır.

Rotterdam Limanı Avrupa'nın en büyük limanı olup Maas ve Ren ırmakları aracılığıyla Avrupa hinterlandına, İsviçre'ye ve Fransa'ya kadar ulaşma imkanı vardır. 2013 itibariyle Rotterdam limanı 440,5 milyon metrik tonluk yıllık kargo kapasitesiyle dünyanın en büyük sekizinci kargo hacmine sahiptir. Limanın başlıca trafiği perokimya endüstrisi ve genel kargo taşımacılığı ile transfer merkezi olarak kullanılması ile sağlanır. Liman Avrupa ile denizaşırı ülkeler arasında yapılan ticaretin en önemli noktasıdır. Rotterdam gemi, nehir, demiryolu ve karayolu taşımacılığı için çok uygundur. 2007 yılında Betuweroute (Batavya yolu) adlı, Rotterdam-Almanya arası yük taşımacılığı hedefiyle yapılan demiryolu tamamlanmıştır.

Amsterdam'ın hemen dışındaki Schipol Havalimanı Hollanda'nın ana uluslararası havalimanıdır ve Avrupa'nın en yoğun üçüncü yolcu havalimanıdır. 2016 yılında Royal Schipol Group havaalanları 70 milyon yolcu ağırlamıştır

Çevre ve sürdürülebilirlik hedeflerinin bir parçası olarak Hollanda devleti ülke çapında elektrikli araçlar için 200'ün üzerinde şarj istasyonu kurulması için çalışmalar başlatılmıştır. Altyapı çalışması İsviçre merkezli enerji ve otomasyon şirketi ABB ile Hollandalı kobi Fastned tarafından yürütülmekte ve Hollanda'daki her evden 50 kilometrelik çaplı alana en az bir şarj istasyonu düşecek şekilde tasarlanmaktadır.

Demografi

Ocak 2017 itibariyle Hollanda nüfusu 17.093.000'dir. Monako, Vatikan ve San Marino gibi mikro devletler haricinde Avrupa'nın en yoğun ülkesi Hollanda'dır. Nüfus açısından dünyanın en kalabalık 63. ülkesidir. 1900-1950 yılları arasında ülke nüfusu 5,1 milyondan 10 milyona çıkmıştır. 1950'den 2000 yılına dek nüfus daha da artarak 15,9 milyona çıkmıştır. 2013 yılında hesaplanan nüfus artış hızı %0,44'tür.

Hollanda'da doğurganlık oranı kadın başına 1,78 çocuktur. Hollanda'da ortalama yaşam süresi 2013 verilerine göre yeni doğan kız çocuklar için 83,2 yıl, erkek çocuklar içinse 78,9 yıldır. Ülke yıllık 1000 kişi başına 2 göçmen almaktadır. Ülkenin en büyük etnik grubu Felemenkler'dir. 2005 yılı hesaplamasına göre ülke nüfusunun %80,9'u Felemenk (Hollandalı), %2,4'ü Endonezyalı, %2,4'ü Alman, %2,2'si Türk, %2,0'si Surinamlı, %1,9'u Faslı,%0,8'i Antilli ve Arubalı, %7,4'ü ise diğer etnik geuplardan meydana gelmektedir. Hollanda'da bilhassa Amsterdam ve Lahey'de yoğun olmak üzere, 150 ile 200 bin yabancı kökenli (expatriate) insan yaşamaktadır. Bu sayı bu iki kentin %10'unu teşkil etmektedir. Rotterdam'da ise bu oranın %50'ye yakın olduğu tahmin edilmektedir.

2010 Eurostat verilerine göre Hollanda'da yaşayan 1,8 milyon kişi yurtdışında doğmuştur. Bu sayı toplam nüfusun %11,1'ine denk gelmektedir. Bunların 1,4 milyonu (%8,5) Avrupa Birliği dışında, 0,43 milyonu (%2,6) da diğer AB üyesi ülkelerde doğmuştur. 21 Kasım 2016 tarihinde Hollanda'da en az bir ebeveyni yurtdışında doğmuş olan (göçmen arkaplana sahip) en az 3,8 milyon insan bulunuyordu. Hollandalı olan veya Hollandalı köklere sahip insanlar Kanada, Avustralya, Güney Afrika ve ABD'ye göç etmişlerdir. 2006 tarihli ABD İsstatistik Kurumu verilerine göre 5 milyondan fazla ABD'li tamamen veya kısmen Hollandalı köklere sahip olduklarını belirtmektedir. Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 3 milyonun üzerinde, Hollanda kökenli, Afrikan yaşamaktadır. 1940 yılında Endonezya'da 290 bin civarında Avrupalı veya Avrasyalı yaşamaktaydı ancak günümüzde bu topluluklar Endonezya'dan ayrılmıştır.

Hollandalılar dünyadaki en uzun ortalama boya sahip insanlardır. 2009 yılı verilerine göre ortalama yetişkin erkek boyu 181 santimetre, yetişkin kadın boyu ise 167 santimetredir.

Hollanda kilometrekare başına 408,53 kişiyle dünyadaki en yoğun 24. ülkedir. Randstad bölgesi ülkenin en yoğun bölgesidir. Amsterdam civarı, Utrecht, Rotterdam ve Lahey'den oluşan bölgede 7 milyon civarında insan yaşamaktadır.

2015 Hollanda İstatistik Kurumu verilerine göre Hollandalılar ortalama 40.000 euro üzerinde harcanabilir gelire sahiptir (sağlık sigorta ve eğitim giderleri hariç).

Hollanda'daki en büyük belediyeler

Hollanda İstatistik Kurumu

SıraİsimİlNüfusSıraİsimİlNüfus
Amsterdam
Rotterdam
1AmsterdamNoord Holland855,89611ApeldoornGelderland161,181Lahey
Utrecht
2RotterdamZuid Holland638,75112HaarlemNoord Holland159,819
3LaheyZuid Holland531,93513EnschedeOverijssel158,276
4UtrechtUtrecht347,52614ArnhemGelderland157,277
5EindhovenNoord Brabant229,18415AmersfoortUtrecht155,215
6TilburgNoord Brabant215,63116ZaanstadNoord Holland154,826
7AlmereFlevoland203,99717's-HertogenboschNoord Brabant153,429
8GroningenGroningen202,90018HaarlemmermeerNoord Holland147,302
9BredaNoord Brabant183,74919ZwolleOverijssel126,158
10NijmegenGelderland175,92820ZoetermeerZuid Holland124,719

Nüfusyoğun Yerleşim Alanları

En yoğun nüfuslu bölgelerNüfus

(2011)

Amsterdam2,500,000
Rotterdam1,419,000
Lahey850,000
Utrecht770,000
Eindhoven695,000
Groningen482,000
Enschede402,000

Dil

Ülkenin resmi dili Felemenkçe olup ülkede en yaygın anadil de Felemenkçe'nin Hollanda varyantı olan Hollandaca'dır. Frizya bölgesinde Felemenkçe'nin yanısıra ikinci resmi dil olarak Batı Frizce de tanınmaktadır. Resmi dil olmasa da iki dil daha Hollanda hükümetince tanınmaktadır.

Bunlardan ilki Aşağı Saksonca'dır (Nedersaksisch). Aşağı Saksonca Twente bölgesinde konuşulan Twents ile Drente bölgesinde konuşulan Drents diyalektlerinden meydana gelmektedir. İkincisi ise Limburgca'dır. Limburgca, Limburg bölgesinde yerel dil olarak tanınmaktadır. Bu da Brabant-Hollandacası'nın bir diyalektidir.

Kerkrade ve Vaals bölgelerinde konuşulan Ripuaryan resmi dil ya da bölgesel dil olarak kabul edilmemekte, zaman zaman Limburgca'nın ağızları olarak kabul edilir.

İngilizce Saba ve Sint Eustatius bölgelerinde resmi statüye sahiptir. Buralarda hakim dil İngilizce'dir. Papiamento Bonaire'de resmi statüye sahiptir. Yiddiş ve Romani dilleri 1996 yılında bölgesel olmayan diller olarak kabul edilmiştir. Hollanda'da yabancı dil öğrenimi gelenekseldir ve Hollanda eğitim yasalarında geniş şekilde düzenlenmiştir. Tüm Hollanda nüfusunun %90'ı İngilizce'yi, %70'i Almanca'yı, %29'u da Fransızca'yı sohbet edebilecek denli konuşabildiklerini belirtmektedir. İkinci kademe okullarda İngilizce birinci yabancı dil olarak verilmektedir. Çoğu ikinci kademe okulda ikinci bir yabancı dil daha verilmesi zorunludur. Daha yüksek kademelerde (HAVO ve VWO gibi) İngilizce'nin yanısıra iki yabancı dil daha öğrenilmesi zorunludur.

İkinci ve üçüncü yabancı dil olarak genelde Fransızca ve Almanca verilmekle birlikte bu dillerin yerine, okul yönetiminin kararıyla İspanyolca, Türkçe, Arapça ya da Rusça derslerinin verilmesi de mümkündür. Buna ek olarak Frizya'da eğitim Batı Frizce verilebilmekte ayrıca eğitim dili olarak ülke çapında Antik Yunanca ve Latince de kullanılabilmekte, bu derslerin sınavları da aynı dillerde yapılabilmektedir (Bu tip okullara da Gymnasium veya VWO denmektedir).

Din

Hollandalılar dünyadaki en az dindar toplumlardan biridir. Hollanda'da baskın din 20. yüzyıla dek Hıristiyanlıktı. Bu dönemden itibaren dini çeşitlilik aynı kalsa da dindarlık gittikçe azalmıştır.

2015 yılında Hollanda İstatistik Kurumu verilerine göre bütün nüfusun %50,1'i kendisini dindar olarak tanımlamamaktadır. Bu grup insanlar genel olarak Humanistish Verbond adlı organizasyonla temsil edilmektedir. Ülkenin %43,8'ü hıristiyan olup bunun %23,7'sini Katolik kilisesi mensubu katolikler, %15,5'ini Protestan Kilisesi mensubu protestanlar, %4,6'sını ise diğer hıristiyan grupları oluşturmaktadır. Nüfusun %4,6'sı İslam dinine mensup müslümanlar olup %1,1'i de diğer dinlere (Yahudilik, Musevilik, Budizm, Hinduizm) mensuptur.

Kendisini dindar olarak tanımlamayan grup içerisinde de çeşitli görüşler bulunmaktadır. Bunların çoğunluğunu Ateistler, agnostikler ve hıristiyan-ateistler oluşturmaktadır. Bunlar dışında ietsizm (iets: bir şey) adı verilen Felemenkçe bir ifade de bulunmaktadır. Ietsizm, (Türkçe'ye birşeycilik olarak çevrilebilir) bazı agnostik Hollandalıların "herhangi zeki bir varlık var mı bilemiyorum ancak bir güç olduğuna inanıyorum" ifadesiyle somutlaştırdıkları bir inanış şeklidir.

Radboud Üniversitesi ile Özgür Amsterdam Üniversitesi tarafından 2006 yılında yapılan derin bir çalışmaya göre Hollanda nüfusunun %34'ü hıristiyan olarak tanımlanmakta, bu oran 2015 yılına gelindiğinde %25'e dek düşmüştür. Bunların %11,7'si Roma Katoliği, %8,6'sı Kalvenist Protestan, %4,2'si de diğer küçük hıristiyan kiliseleridir. Bunların arasında Türkiye'den ve Yakın Doğu ülkelerinden göçen Süryanilere ve Aramilere ait kiliseler de bulunmaktadır. Aynı araştırmada %5 oranında müslüman %2 oranında da hindu ve budist olduğu ortaya çıkmıştır. Araştırmaya göre nüfusun %67,8'i herhangi bir dine bağlılık duymamaktadır. Bu oran 2006'da %61, 1996'da %53, 1979'da %43 ve 1996'da %33 olarak tespit edilmiştir. Toplumsal ve Kültürel Araştırmalar Dairesi (Sociaal en Cultureel Planbureau) kendisini hiçbir dini gruba bağlı olmayanların sayısının 2020 itibariyle %72'ye çıkacağını öngörmektedir.

Hollanda Anayasası eğitim özgürlüğünü garanti altına almakta ve dolayısıyla devlet her okulda aynı kalite kriterleri uygulanmasını sağlamaktadır. Bu ilke başta Roma katolik ve Protestan olmak üzere, dini eğitim sağlayan okulları da kapsamaktadır. Hollanda parlamentosunda yer alan üç siyasi parti (CDA, Hıristiyan Birlik ve SGP) hıristiyan inanışı üzerine kurulmuştur. Ülkede hıristiyan inanışlarına dayalı tatil günleri bulunmaktadır. Bunlar Kerstmis (Noel), Paas (Paskalya yortusu), Pinksteren (Hamsin yortusu) ve Hemelvaartsdag'tır.(İsa'nın göğe yükselişi). 19. yüyıl sonlarından itibaren ateizm, sekülerizm, liberalizm ve sosyalizmin yükselişine paralel olarak yükselişe geçti. 1960 yılına gelindiğinde protestan Kalvenistlerin sayısı, Roma katoliklerinin sayısına kadar geriledi ve tüm hıristiyann nüfusunda büyük bir azalma yaşandı. Bunun tek istisnası göçe dayalı sürekli artış sağlayan müslüman sayısıdır. 2000 yılından itibaren, bilhassa radikal islamcı faaliyetlerin de etkisiyle, İslam diniyle ilgili farkındalık artmıştır.

Hollanda kraliyet ailesi de geleneksel olarak Kalvenist olarak değerlendirilmektedir. Bu inanış artık mevcut olmayan Hollanda Reform Kilisesi tarafından temsil edilmiştir. Bu kilise 19. yüzyıldaki protestan reformuna dek temsil kabiliyetini sürdürmüş, 1834 ve 1886 yıllarında geçirdiği dönüşümlerle Felemenk Kalvenizmi haline gelmiştir. 2013 yılında tahta çıkan Willem-Alexander'in eşi bir Roma katoliğidir.

Amsterdam Üniversitesi (UvA) tarafından 2014 yılında gerçekleştirilen bir araştırmaya göre Hollanda'da ateist nüfus (%25), deist nüfusun (%17) önüne geçmiştir. Nüfusun büyük çoğunluğu %31 ile agnostik, %27 ile ietsisttir. 2015'te Hollanda'da yaşayanların büyük çoğunluğu (%82) hayatlarında hiç ya da neredeyse hiç bir zaman kiliseye gitmediklerini, bunların %59'u da hayatlarında hiçbir zaman hiçbir şekilde kiliseye gitmediklerini belirtmişlerdir. Soru yöneltilenlerin tamamının %24'ü ateist olduğunu belirtmiş, ietsist sayısı ise 2006 yılından 2015 yılına gelindiğinde %36'dan %28'e gerilemiştir.

Hıristiyanlık halen daha Hollanda'da en yaygın dindir. Kuzey Brabant ve Limburg vilayetleri tarihsel olarak Roma katoliğidir. Bu bölgelerde birçok kişi hala kendisini katolik olarak tanımlamaktadır. Hollanda'da Protestanlık farklı kiliseleri ve gelenekleri kapsamaktadır. En büyük protestan kilisesi Protestantse Kerk Nederland'dır (PKN) ve Lüteryen kiliselerle Reform kiliselerin 2001 yılında birleşmesiyle oluşmuştur. Hıristiyanlık günümüzde azınlık konumuna düşmüş olsa da Zeeland'dan Overijssel'a dek uzanan bir İncil Kuşağı bulunmaktadır. Bu bölgede din, siyasi ve sosyal etkilemeyi sürdürmektedir.

İslam %5 ile ülkedeki ikinci büyük dindir. 2012 yılında ülkede 825 bin civarında müslüman yaşamaktaydı. Müslüman sayısı 1960'lı yıllarda yaşanan göç dalgasıyla yükselmiştir. Hernekadar Surinam ve Endonezya'dan göçedenler arasında müslümanlar olsa da asıl değişimi Türkiye ve Fas'tan göç edenler ortaya çıkarmıştır. 1990'larda Bosna-Hersek, İran, Irak, Somali ve Afganistan gibi ülkelerden göçenler de müslüman nüfusa katkıda bulunmuştur.

Hollandalıların yaklaşık %6'sı diğer dinlere mensuptur. Genelde İndo-Surinamlıların oluşturduğu 215 bin civarında kişi Hindu azınlığını oluşturur. Hare Krişna benzeri batılı Hinduizm yorumları da kaydadeğer takipçiye sahiptir.

Hollanda'da bunlar dışında 250 bin civarı budist (çoğunlukla etnik Hollandalılar) ve 45 bin civarı Yahudi de yaşamaktadır.

Eğitim

5 ile 16 yaşları arasında eğitim Hollanda'da zorunludur. Her çocuk belli bir izleğe göre (HAVO, VWO, MBO, MBO 2+ gibi) eğitim almak zorundadır. Bu izleğe uymasalar da çocuklar bu izleğe uyacak eğitim almaya devam etmektedir.

Hollanda'da yaşayan her çocuk 4-12 yaşları arasında birinci kademe okullarına devam eder. Bu kademede başta akademik olmak üzere 8 sınıf bulunur. Öğrencinin, velilerin isteklerine ve öğretmenlerin tavsiyelerine göre öğrenciler üç izlekten birinde öğrenim görürler. İzleklerden biri tamamlandığında öğrenci diğer izleklere geçebilir veya yükseköğrenime devam edebilir.

VMBO'da 4 temel düzey ve bazı yan düzeyler bulunur. VMBO düzeyinin başarıyla tamamlanması MBO düzeyine geçiş yapılmasına hak tanır. MBO (orta seviye uygulamalı eğitim) genelde pratik eğitim veren bir düzeydir. MBO sertifikası HBO'ya başvuru imkanı tanır. HAVO'nun da 5 temel düzeyi bulunur ve sertifikası HBO'ya başvuru imkanı tanır. HBO (yüksek profesyonel eğitim) lisans süzeyinde öğrenim sağlar ve sertifikası bakaloryadır. HBO düzeyi üniversiteye geçiş imkanı da tanımaktadır. VWO (gymnasium ve atheneum) ise 6 temel düzeye sahiptir ve öğrenciler araştırma üniversitelerine hazırlar. Üniversitelerde üç yıllık bakalorya, takiben bir veya iki yıllık yüksek lisans derecesi sunulur. Doktora programı da üniversitelerde sunulmaktadır.

Doktora adayları genelde kadrosuz olarak görev yaparlar. Hollanda okulları ve üniversiteleri kamu tarafından desteklenmekte ve yönetilmektedir. Dini okullara ise mali destek verilmekte ancak yönetimlerine karışılmamaktadır. Bu durum selefilik gibi ilkelere sahip okullarda da uygulanması nedeniyle zaman zaman tartışmalara neden olmaktadır.

Hollanda üniversitelerinde okuyabilmek için 2018/2019 eğitim öğretim yılı için yıllık ücret minimum 2.060€'dur. Bu ücret AB vatandaşları için geçerli olup AB dışından öğrenciler için yıllık 18.600€'dan başlamaktadır. Üniversitelerin türüne, konusuna ve politikalarına göre daha da artabilmektedir. Diğer öğretim giderleri öğrencilerin kendilerine ait olmakla beraber Eğitim Bakanlığı DUO tarafından yaşam boyu öğrenme politikası çerçevesinde çoğu öğrenciye kredi temin edilmektedir. 26 yaşından küçük ilk kez üniversite okuyan öğrencilere toplu ulaşım ücretsizdir.

Sağlık

2016 yılında Hollanda, Avrupa Sağlık Hizmet Alıcı Endeksi (EHCI) sıralamasında, önceden de sahip olduğu birincilik pozisyonunu korumuştur. Avrupa ülkelerinde sağlık sistemlerini hizmet alıcılar açısından değerlendiren bu endeks, Hollanda'ya 1.000 üzerinden 916 puan vermiştir. 2005 yılından itibaren Hollanda bu listede her yıl ilk üçte yer almıştır. Endeks hasta hakları, hastanın bilgi alma hakkı, hizmetin ulaşılabilirliği, koruyucu hekimlik ve tedavi edilme oranı ve benzeri 48 kriter ile belirlenir. 37 Avrupa ülkesi arasında hazırlanan endekste Hollanda 6 yıldır üstüste birinci olmuştur. 2009 yılında yapılan ABD, Avustralya, Kanada, Almanya ve Yeni Zelanda ve Hollanda sağlık sistemlerini karşılaştıran bir çalışmaya göre Hollanda birinci sırayı almıştır.

2006 yılında gerçekleştirilen köklü sağlık reformuyla Hollanda endekslerde sürekli daha fazla puan toplamıştır. Sağlık Hizmet Alıcı Merkezi HCP (Health Consumer Powerhouse) değerlendirmesine göre Hollanda sağlık sistemi "bir kaos sistemi" olarak tanımlanmıştır. Bu ifadenin kullanılmasındaki kasıt yurttaşların istedikleri sağlık güvence firmasından ve sağlık kuruluşundan hizmet alma hakkına sahip olduğu; bununla birlikte bu sitemin çok iyi bir şekilde yönetildiğidir. Sağlık konusundaki önemli kararlar farklı sağlık kuruluşları, hastalar ve uzman sosyal güvence kurumu çalışanlarının konsensusuyla alınır.

Hollanda'da sağlık sigortası yaptırmak zorunlu olup tamamıyla serbest piyasaya tabidir. Sağlık sistemi iki çeşit poliçeyle desteklenir.

  • Zorgverzekeringswet (ZVW); halk arasında basis (temel) olarak bilinir ve en genel sağlık güvencesini sunar.
  • Wet langdurige zorg (Wlz); uzun vadeli bakım ve hizmetlere yönelik güvence sunar.

WLZ (uzun vadeli) poliçesi, Hollanda'da oturumu olan herkes için devlet tarafından karşılanmaktadır. Ancak ZVW (temel) poliçesini Hollanda'da oturan herkes kendisi yaptırmak zorundadır. 18 yaşından küçük olanların sağlık güvencesi ebeveynlerinin poliçesiyle sağlanır. Diş sağlığı, fizyoterapi gibi konularda tamamlayıcı sigorta (aanvullende verzekering) yaptırılması gerekmektedir. Poliçeler her yıl yenilenir ve poliçe düzenletmeyenler para cezasına çarptırılır. Eğer kişinin sağlık poliçesini ödeyecek ekonomik durumu yoksa oturduğu belediyeden yardım almaktadır. Sigorta firmaları, 18 yaşından büyükler için dünyanın her yerinde, yaş veya mevcut sağlık durumu koşulu olmaksızın, hizmet vermek zorundadır. Sigorta firmalarının bu durumda hizmet vermeyi reddetmeleri halinde yasal yaptırımlara maruz kalırlar. Çoğu Avrupa ülkesinin tersine Hollanda'da devlet, sağlığa ulaşım ve hizmet kalitesi ile ilgilenmekte, sağlık sisteminin yönetimine karışmamaktadır.

Hollanda sağlık kurumları adımlarına üç kademelidir. Aile hekimleri (huisartsen) birinci kademe sağlık hizmetini oluşturmaktadır. Bu hizmet pratisyen hekimler tarafından her mahallede veya semtte kurulan merkezlerde (huisartsenpraktijk) sağlanmaktadır. Hollanda'da aile hekiminin muayenesi ve sevki olmadan ikinci kademe ve üçüncü kademe sağlık kuruluşuna gidilemez. İkinci ve üçüncü kademe sağlık hizmetleri ise hastaneler, poliklinikler ve bakım merkezleri tarafından verilir. Sağlık kuruluşları konularına göre beden sağlığı ve ruh sağlığı olarak ikiye; kısa vadeli ve uzun vadeli olarak da süreçlerine göre ikiye ayrılmaktadır. Sağlık açısından oldukça efektif olan bu sistem maliyeti açısından ise sorunlar teşkil etmektedir.

Hollanda'da 2006 yılında yürürlüğe giren çifte finansmanlı bir sistem bulunmaktadır. Uzun vadeli tedavi ve genelde daimi veya yarı daimi yatılı bakım gerektiren hususlarda devlet garantisi bulunur. 2009 yılı verilerine göre bu kalem toplam sağlık harcamalarının %27'sine tekabül etmektedir. Kısa vadeli tedavilerde ise sigorta şirketleri devreye girmekte ve her sigortalıya temel bazı hizmetler sunmaktadır. Bu poliçeler acil durumlarda her türlü masrafı karşılamakla birlikte, poliklinik masrafları için her yıl devlet tarafından belirlenen temel bir kotayı (eigen risico) doldurduktan sonra devreye girmektedir. 2019 yılı için sigortalı başına ilk masraf kotası (eigen risico), 2016, 2017 ve 2018 yıllarında olduğu gibi, 385€'dur.[2] Bu durumda her hasta yıllık hastalık masraflarında ilk 385€'yu kendisi ödemekte bundan sonraki tüm masrafları ise sigorta şirketi karşılamaktadır. 2019 yılında temel sağlık sigortası şirketine göre değişmekle birlikte, aylık 110€'dan başlamaktadır. Sigorta firmalarının toplam sağlık harcamalarındaki payı, 2009 yılı verilerine göre %41'dir.

Diğer sağlık güvencesi ödeme kalemleri ise vergiler (%14), cepten ödemeler (zelfbetalen) ve kota altı ödemeler (eigen risico) (%9), ek sigorta paketleri (aanvullende verzekeringen) ve diğer bazı kalemlerden (%4) oluşmaktadır. Sağlık ödemeleri kişinin ödeyememesi halinde belediyeler, işverenler ve krediler aracılığıyla ödeme garantisi altındadır. Gelirlerini yönetemeyen herkesin masraflarını ödemek koşuluyla belediyeden kayyım talep etme hakkı bulunmaktadır.

Hollanda'da sigorta poliçeleri eşitlik ilkesi gereğince mevcut sağlık durumundan ve yaştan bağımsız düzenlenmektedir. Oluşan riskler şirketlerin kendi içlerinde eşitlenmesiyle ve risk havuzuyla dengelenmektedir. Kısa vadeli güvencelerin %50'si işverenler tarafından, %45'i sigortalı tarafından, %5'i de devlet tarafından karşılanmaktadır.

Kültür

Sanat, felsefe ve edebiyat

Hollanda'da dünyaca ünlü birçok ressam yaşamıştır. 17. yüzyılda, Hollanda Cumhuriyeti'nin altın çağı "Hollandalı Üstatlar"ın da altın çağıydı. Rembrandt van Rijn, Johannes Vermeer, Jan Steen, Jacob van Ruisdael bunlardan birkaçıdır. 19. ve 20. yüzyılda yaşayan ressamlardan bazıları da Vincent van Gogh ve Piet Mondriaan'dır. M.C. Escher ise tanınan bir grafik sanatçısıdır. Willem de Kooning, ABD'li olarak bilinip ünlense de, Rotterdam'da doğup eğitim görmüştür.

Hollanda Erasmus ve Spinoza gibi düşünürlerin de memleketidir. Descartes Leiden Üniversitesi'nde öğrenim görmüş ve en bilinen çalışmalarını buradaki özgür düşünce ortamında hayata geçirmiştir. Hollanda, Jeolog James Hutton, Britanya Başbakanı John Stuart, ABD Başkanı John Quincy Adams, Nobel Fizik Ödülü sahibi Hendrik Lorentz ve İslami yazar Ayaan Hirsi Ali gibi düşünürlere de evsahipliği yapmıştır. Hollandalı biliminsanı Christiaan Huygens (1629-1695) Satürn'ün uydusu Titan'ı keşfetmiş, ışığın dalgalar halinde ilerlediği fikrini ortaya atmış, pendulum saatini icat etmiş ve matematiksel formülleri fizikte ilk kez kullanan kişi olmuştur. Antonie van Leeuwenhoek mikroskop aracılığıyla tek hücreli organizmaları ilk kez gözlemleyen ve tasvirini oluşturan biliminsanıdır.

Hollanda Altın Çağı'nda edebiyat da imkan bulmuştur. Joost van den Vondel ve P. C. Hooft dönemin ünlü yazarlarındandır. 19. yüzyılda Multatuli, Hollanda kolonilerindeki köle hakları konusunda kamuoyu oluşturan yazılar kaleme almıştır. 20. yüzyıldaki önemli yazarları ise Godfried Bomans, Harry Mulisch, Jan Wolkers, Simon Vestdijk, Hella S. Haasse, Cees Noteboom, Gerard, Reve ve Willem Frederik Hermans'tır. Yahudi Soykırımı'nda ölen Anne Frank'a ait Bir Genç Kızın Günlüğü ise Hollanda'da basılmış ve diğer dillere Felemenkçe'den çevrilmiştir.

Geleneksel Hollanda mimarisi bilhassa Amsterdam, Delft ve Leiden'de, 17. ve 18. yüzyıllarda, kanalların etrafında şekillenmiştir. Daha küçük köylere ait ahşap mimarisi ise Zaandam ve Marken'da ortaya çıkmıştır. Japonya'nın Nagasaki bölgesinde Huis Ten Bosch adında ve Çin'in Shenyang bölgesinde Holland Village adında Hollanda mimarisi replikaları bulunmaktadır.

Değerler sistemi

Hollanda toplumu eşitlikçi ve çağdaş olarak bilinmektedir. Hollandalılar sonuç odaklı bakış açısına sahip, dolaylı anlatım ve davranıştan kaçınan bir yapıda olduklarını, dünyada yaşananlara ilgili olmaktan gurur duyduklarını belirtmektedirler.

Hollandalılar açık sözlü ve doğrucudurlar. Diğer insanlara karşı gayrıresmi yaklaşımı tercih ederler. Farklı sosyal ve kültürel gruplar arasında dahi birbirine ismiyle ve "sen" diliyle hitap etmek normal karşılanmakta, eleştiri ve öneriler açıkça ifade edilebilmektedir. Hollandalıların doğruculukları Hollanda mizahının da temel öğelerinden biridir zira Hollandalılara göre doğruculuk olarak görülen ve normal sayılan bazı davranışlar diğer kültürlerde kabalık veya terbiyesizlik olarak görülebilir. Bu durum Jacob Vossestein'e ait daha ciddi bir kaynak olan "Hollandalıların Hakkından Gelmek"te şu şekilde ifade eder:

"Hollandalıların eşitlik anlayışına göre her insan, bilhassa manevi açıdan, eşittir. Bunun sonucu olarak da Hollandalılar, otoriteye, hiyerarşiye ve toplumsal statülere karşı hep mesafeli olmuşlardır. Adabımuaşere gruptan gruba değişebilir. En temel ve basit görülebilecek konularda dahi soru sormak ayıp karşılanmaz. Size çok kaba ve sert gelen konularda bile soru sormak, yorum yapmak, Hollandalılar için havadan sudan konuşmaktan daha utanç verici değildir."

Hollanda, Avrupa'daki en seküler ülkelerden biridir. Din konusu genel itibariyle kişisel bir mesele olarak görülse de kamuoyunda zaman zaman tartışmalara konu olabilmektedir. Köktendinci ve bilim karşıtı bakış açılarına sahip katolik ve müslüman okullar kendi müfredatlarını sunmakta, devlet çoğunlukla bu duruma karışmamaktadır.

Hollandalılar ve ekoloji

Hollanda çevre ve nüfus yönetiminde örnek ülkeler arasında yer almaktadır. 2015 yılında Arcadis Sürdürülebilir Kentler Endeksi Amsterdam'ı 4. ve Rotterdam'ı 5. sırada göstermiştir.

Sürdürülebilirlik, Hollandalılar için büyük önem taşımakta, Hollanda Devleti'nin resmi politikaları arasında yer almaktadır. 2050 yılına kadar karbon emisyonlarının yarıya düşürülmesi, elektrik gereksiniminin %40'ının sürdürülebilir ve yenilenebilir kaynaklardan elde edilmesi hedeflenmektedir. Hollanda devleti bu konuya milyarlarca euro bütçe ayırmakta, özel sektörü /vatandaşları, yenilenebilir/sürdürülebilir enerji kaynakları/santralleri/işmodellerine geçiş için teşvik etmektedir.

Müzik

Hollanda'da birden fazla müzik geleneği mevcuttur. Geleneksel Felemenk müziği "Levenslied" (anlamı, yaşamın şarkısı) olarak bilinir. Bu tür müzik Fransızların şanson'una ve Almanların schlager'ına benzemektedir. Bu şarkılar basit melodiler ve ritimler üzerine doğrudan kuple ve nakaratların söylenmesiyle oluşur. Şarkıların temaları hafif olabileceği gibi genelde aşk, ölüm ve yalnızlık gibi sert konulardadır. Geleneksel müzik aletleri çoğunlukla akordeon ve barrel org olmakla birlikte yakın tarihte bu aletler yerlerini gitar ve synthesiser'a bırakmıştır. Bu türde eser veren başlıca müzisyenler Jan Smit, Frans Bauer ve Andre Hazes'tir.

Çağdaş Hollandalı rock ve pop müzik (Nederpop) ise 1960'lı yıllarda ortaya çıkmıştır. Bu müzik çoğunluka Amerikan ve Britanya müziklerinden esinlenilmiştir.60'lı ve 70'li yıllarda yapılan şarkıların sözleri çoğunlukla İngilizce, bir kısmı da enstrümentaldi. Shocking Blue, Golder Earring, Tee Set, George Baker Selection ve Focus gibi gruplar uluslararası başarılara imza attı. 1980'li yıllara gelindiğinde Felemenkçe sözler ağırlık kazanmaya başladı. Bunun sebeplerinden biri de Felemenkçe sözler yapam Doe Maar grubunun sağladığı başarıydı. Günümüzde Hollanda pop ve rock eserleri her iki dilde de yapılmakta, bazı sanatçılar her iki dilde de eserler vermektedir.

Çağdaş metal gruplarından Epica, Delain, ReVamp, The Gathering, Asrai, Autumn, Ayreon ve Within Temptation ile jazz sanatçısı Caro Emerald da uluslararası başarılar yakalamıştır. Hail of Bullets, God Dethroned, Izegrim, Asphyx, Textures, Present Danger, Heidevolk ve Slechvalk gibi gruplar da Avrupa festivallerinde boygösteren Hollandalı müzik gruplarındandır.

1990'lı yılların başında Hollanda ve Belçika house müziği Eurodance Project 2 Unlimited başlığı altında bir araya geldi. Bu albüm dünya çapında 18 milyon sattı. Hollanda'daki house müziği, Kuzey Afrika, Yakın Doğu ve Karayip bölgelerinden de etkilenmektedir.

Jan Sweelinck dünyaca bilinen bir kompozitördür. Louis Andriessen en bilinen ve hala hayatta olan klasik müzik kompozitörlerindendir. Ton Koopman org ve harpta, Janine Jansen ve Andre Rieu kemanda bilinen sanatçılardır. Johann Strauss Orkestrası dünya çapında konserler veren bir ekoldür. En ünlü Hollanda menşeli klasik müzik kompozisyonu Simeon ten Holat'a ait "Canto Ostinato" adlı eserdir. 1888'de inşa edilen Amsterdam'daki Concertgebouw, Koninklijk Concertgebouworkest'e (Kraliyet Concertgebouw Orkestrası) evsahipliği yapmaktadır.

Türkiye'de de çokça bilinen bir başka sanatçı da Hollandalı caz sanatçısı Karsu Dönmez'dir.

Sinema ve televizyon

Uluslarası üne sahip bazı Hollanda yapımı filmler olan Turks Fruit (1973), Soldaat van Oranje (1977), Spetters (1980) ve De Vierde Man (1983) Paul Verhoeven tarafından çekilmiştir. Verhoeven RoboCop (1987), Total Recall (1990) ve Temel İçgüdü (1992) gibi Hollywood için de filmler çekmiştir.

Jan de Bont (Hız Tuzağı), Anton Corbijn (A Most wanted man), Dick Maas (De Lift), Fons Rademakers (The Assault) gibi yönetmenler ile Bert Haanstra ve Joris Ivens gibi belgesel yapımcıları da dünyaca üne sahip bazı Hollandalılardır. Yönetmen Theo van Gogh da 2004 yılında Submission adlı kısa filminin yayınlanmasının ardından radikal bir islamcı tarafından sokak ortasında katledilmiş ve bu olay dünya çapında yankı uyandırmıştır. Ben X filmi de Türkiye'de çok bilinen bir Hollanda filmidir.

Dünyaca tanınan görüntü yönetmenlerinden birkaçı da Yıldızlararası, Spectre ve Dunkirk filmlerinden Hoyte van Hoytema; Wayne's World and Blade filminden Theo van de Sande'dir.

Dünyaca ünlü oyunculardan Rutger Hauer Hollandalı'dır. Game of Thrones dizisinde Melissandre'yi canlandıran Carice van Houten ile Daario Naharis'i canlandıran Michiel Huisman X-Men serisinde Jean Grey'i canlandıran Famke Janssen diğer bazı ünlü Hollandalı oyunculardır.

Hollanda televizyon formatları açısından da oldukça çekicidir. Türkiye'nin de aralarında bulunduğu 30 ülkede faaliyet gösteren Endemol Hollandalı John de Mol ile Joop van den Ende tarafından kurulmuştur. Dünya çapında ünlü franchiselarından bazıları Biri Bizi Gözetliyor (Big Brother), Var mısın, yok musun'dur (Deal or no deal). Şirket daha sonra The Voice ve Utopia gibi formatların sahibi olan Talpa şirketini de bünyesine katmıştır.

Spor

16,8 milyon nüfuslu Hollanda'da yaklaşık 4,5 milyon kişi 35 bin spor kulübünden birine üyedir. 15-75 yaş arası Hollandalıların üçte ikisi, haftada en az bir kez spor faaliyetinde bulunmaktadır. Hollandalıların yen çok katılım gösterdikleri takım sporu futboldur. Futbolu çim hokeyi ve voleybol izlemektedir. En çok rağbet gören bireysel sporlar da tenis, jimnastik, yüzme, bisiklet sürme, ve golftür.

Spor dernek ve federasyonları 19. yüzyılın son çeyreğinde organize olmaya başlamışlardır. Hollanda Olimpiyat Komitesi 1912 yılında kurulmuştur. Bu tarihten bu yana Hollandalı sporcular Yaz Olimpiyatları'nda 266, Kış Olimpiyatları'nda 110 madalya kazanmışlardır. Hollanda kadınlar çim hokeyi takımı en başarılı takımlardandır. Hollanda beyzbol takımı, 32 Avrupa şampiyonasının 20'sinde şampiyonluğu elde etmiştir. Hollandalı K-1 kickboksçuları düzenlenen 19 Dünya Grand Prisi'nin 15'ini kazanmışlardır.

Hollanda 2000 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın evsahiplerindendir. Hollanda Milli Futbol takımı 1988 Avrupa Şampiyonası'nın şampiyonu olmuştur. 1974, 1978 ve 2010 yıllarında milli takım, Dünya Kupası finali oynamış, 1998 ve 2014 yıllarında da ilk dörde kalmıştır. Hollanda'nın yetiştirdiği Türkiye'de de ünlü futbol insanları Johan Cruyff, Ruud Gullit, Louis van Gaal, Frank de Boer, Frank Rijkaard, Wesley Sneijder, Robin van Persie, Pierre van Hooijdonk, Philip Cocu ve Ruud van Nistelrooy'dur.

Formüla 1 pilotu Max Verstappen bir Grand Pri kazanan ilk Hollandalı'dır. Zandvoort parkuru 1958 yılından 1985 yılına kadar Hollanda Grand Prisi'ne evsahipliği yapmıştır.

Mutfak

Ülke mutfağının temelini tarım, hayvancılık ve balıkçılık ürünleri oluşturmaktadır. Hollanda mutfağı oldukça sade ve işlevseldir. Süt ürünleri yeme kültüründe önemli yer tutar. Kahvaltı ve öğle yemeği tipik şekilde ekmek üzerine malzeme konarak yapılır. Akşam yemeği geleneksel olarak patates püresi, bir parça et ve haşlanmış veya taze sebzelerden meydana gelir. Hollandalılar'ın yeme alışkanlıkları görece karbonhidrat ve yağ asitleri bakımından zengindir. Bunun sebebi kültürel olarak işçi ihtiyaçlarını görecek şekilde şekillenmiş olmasıdır. Normal zamanlarda çok çeşitli olmasa da özel günlere özel yiyecek ve yemek çeşitleri bulunur. 60'lı yıllardan sonra ülkenin aldığı göçler ve küreselleşme sonrası, bilhassa büyük kentlerde daha kozmopolit yeme alışkanlıkları ortaya çıkmıştır.

Rookworst adı verilen domuz sucuğu, stamppot, hutspot veya zuurkool adı verilen yardımcı yemeklerle birlikte tüketilir. Bunun yanısıra daha küçük sucuklar sokak yemeği olarak tüketilir. Buna broodworst (Türkçesi sucuk ekmek) adı verilir ve oldukça popülerdir.

Kruidkoek (baharatlı kurabiye), stroopwaffel (Hollanda waffle'ı), jodekoek (yahudi kurabiyesi), kaasbrood (peynirli poğaça), frikandel (kızarmış patates püresi), oliebol (bir çeşit pişi), pannekoek (akıtma/krep), kibbeling (kızartılmış balık), haring (buğulanmış balık), lekkerbek (kızarmış balık), vlaamse friets (patates kızartması), patat oorlog (patates kızartması), worstenbroodje (domuz etiyle sarılmış sığır eti) çok sevilen sokak yemeklerindendir.

Ayrıca döner, kapsalon (üzerine taze sebze ve peynir serpilmiş porsiyon döner, türk-felemenk füzyonu), loempia (vietnam usülü sigara böreği), wok, pizza gibi dünya mutfağından yemekler de sevilerek tüketilir.

Advocaat ünlü bir çeşit likördür. Jenever ise İngiliz içkisi Gin'in öncülü olan bir içkidir.

Karnemelk Hollanda'ya özgü bir işlenmiş süt yan ürünüdür.

Oxfam'ın 125 ülkeyi tabi tuttuğu sıralamaya göre Hollanda en çeşitli ve sağlıklı mutfağa sahip ülke olarak gösterilmiştir.

Koloniyal miras

From the exploitations of the Dutch East India Company in the 17th century, to the colonisations in the 19th century, Dutch imperial possessions continued to expand, reaching their greatest extent by establishing a hegemony of the Dutch East Indies in the early 20th century. The Dutch East Indies, which later formed modern-day Indonesia, was one of the most valuable European colonies in the world and the most important one for the Netherlands.[231] Over 350 years of mutual heritage has left a significant cultural mark on the Netherlands.

In the Dutch Golden Age of the 17th century, the Netherlands urbanised considerably, mostly financed by corporate revenue from the Asian trade monopolies. Social status was based on merchants' income, which reduced feudalism and considerably changed the dynamics of Dutch society. When the Dutch royal family was established in 1815, much of its wealth came from Colonial trade.[232]

Eustachius De Lannoy of the Dutch East India Company surrenders to Maharaja Marthanda Varma of the Indian Kingdom of Travancore after the Battle of Colachel. (Depiction at Padmanabhapuram Palace)

By the 17th century, the Dutch East India Company established their base in parts of Ceylon (modern-day Sri Lanka). Afterward, they established ports in Dutch occupied Malabar, leading to Dutch settlements and trading posts in India. However, their expansion into India was halted, after their defeat in the Battle of Colachel by the Kingdom of Travancore, during the Travancore-Dutch War. The Dutch never recovered from the defeat and no longer posed a large colonial threat to India.[233][234]

Universities such as the Royal Leiden University, founded in the 16th century, have developed into leading knowledge centres for Southeast Asian and Indonesian studies.[n] Leiden University has produced leading academics such as Christiaan Snouck Hurgronje, and still has academics who specialise in Indonesian languages and cultures. Leiden University and in particular KITLV are educational and scientific institutions that to this day share both an intellectual and historical interest in Indonesian studies. Other scientific institutions in the Netherlands include the Amsterdam Tropenmuseum, an anthropological museum with massive collections of Indonesian art, culture, ethnography and anthropology.

A Dutch doctor vaccinating Indonesian patients

The traditions of the Royal Dutch East Indies Army (KNIL) are maintained by the Regiment Van Heutsz of the modern Royal Netherlands Army. A dedicated Bronbeek Museum, a former home for retired KNIL soldiers, exists in Arnhem to this day.

A specific segment of Dutch literature called Dutch Indies literature still exists and includes established authors, such as Louis Couperus, the writer of "The Hidden Force", taking the colonial era as an important source of inspiration.[235] One of the great masterpieces of Dutch literature is the book "Max Havelaar", written by Multatuli in 1860.[236]

The majority of Dutchmen that repatriated to the Netherlands after and during the Indonesian revolution are Indo (Eurasian), native to the islands of the Dutch East Indies. This relatively large Eurasian population had developed over a period of 400 years and were classified by colonial law as belonging to the European legal community.[237] In Dutch they are referred to as Indische Nederlanders or as Indo (short for Indo-European).[238]

Including their second generation descendants, Indos are currently the largest foreign-born group in the Netherlands. In 2008, the Dutch Central Bureau for Statistics (CBS)[239] registered 387,000 first- and second-generation Indos living in the Netherlands.[240] Although considered fully assimilated into Dutch society, as the main ethnic minority in the Netherlands, these 'repatriants' have played a pivotal role in introducing elements of Indonesian culture into Dutch mainstream culture.

Practically every town in the Netherlands has a "Toko" (Dutch Indonesian Shop) or a Chinese-Indonesian restaurant[241] and many 'Pasar Malam' (Night market in Malay/Indonesian) fairs are organised throughout the year. Many Indonesian dishes and foodstuffs have become commonplace in the Netherlands. Rijsttafel, a colonial culinary concept, and dishes such as Nasi goreng and satay are very popular in the Netherlands.[242]

Notlar

Başvurular