Whitney Houston

Amerikalı sinema oyuncusu ve şarkıcı (1963 – 2012)
Sanatçının kendi adıyla 1985'te çıkardığı ilk albümü için Whitney Houston (albüm) maddesine bakınız.

Whitney Elizabeth Houston (9 Ağustos 1963 - 11 Şubat 2012), Amerikalı şarkıcı ve oyuncuydu. "Ses" lakaplı sanatçı, dünya çapında 220 milyondan fazla albüm satışıyla tüm zamanların en çok satan müzik sanatçılarından biridir. 2023 yılında Rolling Stone onu tüm zamanların en büyük ikinci şarkıcısı seçti.[1] Popüler müzikte pek çok şarkıcıyı etkileyen Houston, güçlü ve duygulu vokalleri, vokal doğaçlama becerileri ve pop müzikte gospel şarkı söyleme tekniklerini kullanmasıyla tanınmaktadır.[2][3] Billboard Hot 100 listesinde 11 tane bir numara single sahibi olan Houston, bu listede art arda yedi tane bir numara single sahibi tek sanatçıdır. Aldığı ödüller arasında 8 adet Grammy Ödülü, 16 adet Billboard Müzik Ödülü, 2 adet Emmy Ödülü ve 30 adet Guinness Dünya Rekoru bulunmaktadır.

Whitney Houston
Houston, "Greatest Love of All" şarkısını söylerken, 1991
DoğumWhitney Elizabeth Houston
9 Ağustos 1963(1963-08-09)
Newark, New Jersey, ABD
Ölüm11 Şubat 2012 (48 yaşında)
Beverly Hills, Kaliforniya, ABD
Defin yeriFairview Mezarlığı, Westfield, New Jersey
Etnik kökenAfroamerikalı
Vatandaşlık ABD
EğitimMount Saint Dominic Academy
MeslekŞarkıcı · oyuncu · film yapımcısı · model
Etkin yıllar1977-2012
Evlilik
Bobby Brown
(e. 1992; b. 2007)
Çocuk(lar)Bobbi Kristina Brown
Ebeveyn(ler)Cissy Houston (annesi)
John Russell Houston Jr. (babası)
Akraba(lar)Dionne Warwick (kuzeni)
Leontyne Price (kuzeni)
Resmî sitewhitneyhouston.com
İmza

Houston çocukken kilisede şarkı söylemeye başladı ve lisedeyken arka planda vokalist oldu. 1981'de genç bir model olduktan sonra Seventeen dergisinin kapağında yer alan ilk siyahi kadınlardan biri oldu. Arista Records'un başkanı Clive Davis'in yönlendirmesiyle 19 yaşındaki Houston, plak şirketiyle sözleşme imzaladı. İlk iki stüdyo albümü Whitney Houston (1985) ve Whitney (1987), Billboard 200 listesinde bir numaraya kadar yükseldi ve tüm zamanların en çok satan albümleri arasında yer aldı. Albümlerden çıkan "How Will I Know", "Greatest Love of All" ve "I Wanna Dance with Somebody (Who Loves Me)" gibi hit single'lar, siyahi kadın sanatçıların MTV'de kabul görmesinde katalizör görevi üstlenmesini sağladı. Üçüncü stüdyo albümü olan I'm Your Baby Tonight (1990), Billboard Hot 100 listesinde bir numara olan iki single'a, "All the Man That I Need"e imza attı.

Houston, ilk oyunculuk deneyimini romantik gerilim filmi The Bodyguard (1992) ile yaşadı ve karışık eleştirilere rağmen o tarihe kadar en çok hasılat yapan onuncu film oldu. Filmin müzikleri, Yılın Albümü dalında Grammy Ödülü kazandı ve tüm zamanların en çok satan film müziği albümü olmaya devam etmektedir. Aralarında "I Have Nothing", "I'm Every Woman" ve "I Will Always Love You"nun da bulunduğu çok sayıda hit single çıkardı; sonuncusu Yılın Kaydı dalında Grammy Ödülü kazandı, Billboard Hot 100 listesinde 14 hafta boyunca zirvede kaldı ve müzik tarihinde bir kadın tarafından çıkarılan en çok satan fiziksel single oldu. Daha sonra Waiting to Exhale (1995) ve The Preacher's Wife (1996) filmlerinde rol aldı ve bu filmlerin müziklerini kaydetti; ilk filmde son Billboard Hot 100 bir numarası olan "Exhale (Shoop Shoop)" single'ı yer alırken, Houston'ın yapımcılığını üstlendiği ikinci film tüm zamanların en çok satan gospel albümü oldu. Film yapımcısı olarak Cinderella (1997) ve Acemi Prenses ve Çita Kızlar gibi çok kültürlü film ve dizilerin yapımcılığını üstlendi.

Houston'ın sekiz yıl aradan sonra çıkardığı ilk stüdyo albümü My Love Is Your Love (1998), aralarında albümle aynı adı taşıyan "Heartbreak Hotel", "It's Not Right but It's Okay" ve Akademi Ödüllü Mariah Carey düeti "When You Believe"in de bulunduğu birçok hit single'a imza attı. Bu başarının ardından Arista ile olan sözleşmesini tüm zamanların en büyük kayıt anlaşmalarından biri olan 100 milyon dolar karşılığında yeniledi. Ancak kişisel sorunları kariyerini gölgelemeye başladı. Just Whitney adlı 2002 tarihli stüdyo albümü karışık eleştiriler alırken, uyuşturucu kullanımı ve şarkıcı Bobby Brown ile çalkantılı evliliği medyada geniş yer buldu. Houston, son stüdyo albümü I Look to You (2009) ile Billboard 200 listesinin zirvesine geri döndü. Şubat 2012'de Houston, Beverly Hills'teki Beverly Hilton otelinin küvetinde kazara boğularak öldü; kalp hastalığı ve kokain kullanımı buna katkıda bulunan faktörlerdi. Ölüm haberi, ölümünün ertesi günü gerçekleşen 2012 Grammy Ödülleri'ne denk geldi ve uluslararası çapta yankı buldu. Hayatı ve kariyeri 2022 yapımı biyografik film I Wanna Dance with Somebody'de dramatize edildi. Mal varlığı, 25 yıllık kariyeri boyunca kazandığı 250 milyon doları buldu.[4]

Hayatı ve kariyeri

1963-1977: Çocukluğu ve ailesi

Houston'ın çocukluğunda koroda şarkı söylediği New Hope Baptist Kilisesi

Whitney Elizabeth Houston, 9 Ağustos 1963'te Newark, New Jersey'deki Newark Beth Israel Hastanesi'nde (şimdiki Newark Beth Israel Tıp Merkezi) Emily "Cissy" (kızlık soyadı Drinkard[5]) ve John Russell Houston Jr. (1920-2003) çiftinin kızı olarak dünyaya geldi. Houston'ın annesi Cissy, The Drinkard Singers'ın bir üyesi ve Aretha Franklin, Jimi Hendrix ve Elvis Presley gibi isimlerin arka plan vokallerini kaydeden popüler bir vokal grubu olan The Sweet Inspirations'ın kurucusu olan Grammy ödüllü bir gospel ve soul şarkıcısıydı.[6][7][8] Grup daha sonra "Sweet Inspiration" adlı hit şarkılarıyla Grammy adaylığı kazandı.[9] Cissy daha sonra Sweet Inspirations'tan ayrılarak solo kariyerine başladı ve gospel çalışmalarıyla iki Grammy Ödülü kazandı.[10] Babası John eski bir ordu mensubuydu ve daha sonra Newark Belediye Başkanı Kenneth A. Gibson için çalışan bir yönetici oldu.

Ebeveynlerinin her ikisi de Afro-Amerikan'dı. Anne tarafından Houston'ın kısmi Hollandalı ve Kızılderili soyuna sahip olduğu iddia ediliyordu. Houston, Cissy aracılığıyla başarılı şarkıcılar Dionne ve Dee Dee Warwick'in birinci dereceden kuzeni ve opera sanatçısı Leontyne Price'ın uzaktan kuzeniydi. Aretha Franklin "fahri teyzesi" olurken, Darlene Love daha sonra Houston'ın vaftiz annesi oldu. Babası aracılığıyla, büyük büyük büyükbabası Jeremiah Burke Sanderson, Amerikalı bir kölelik karşıtı ve 19. yüzyılın ortalarında siyah Amerikalıların sivil ve eğitim haklarının savunucusuydu.[11][12] Houston ailesinin en küçük çocuğuydu. Üç ağabeyi vardı: baba tarafından üvey ağabeyi John (1943-2021), anne tarafından üvey ağabeyi eski basketbolcu ve şarkıcı Gary Garland ve şarkı sözü yazarı ve menajer Michael Houston.[13]

Aile daha sonra 1967'deki Newark ırk ayaklanmalarından üç yıl sonra East Orange'ın banliyö bölgesine taşındı. Houston, altıncı sınıftan itibaren Mount Saint Dominic Akademisi'ne geçmeden önce Franklin İlkokulu'na (şimdiki Whitney E. Houston Yaratıcı ve Sahne Sanatları Akademisi) devam etti. Houston ailesi tarafından Baptist inancıyla yetiştirildi ve beş yaşında Newark'taki New Hope Baptist Kilisesi'nin kilise korosuna katıldı ve burada piyano çalmayı da öğrendi.[14][15] Houston daha sonra yakınlardaki Pentekostal kilisesine de gittiğini hatırladı. Houston ilk solo performansını 12 yaşındayken New Hope'ta "Guide Me O Thou Great Jehovah" ilahisini söyleyerek yaptı. Houston ergenlik çağına geldiğinde annesine müzik alanında kariyer yapmak istediğini söyledi. Gençlik yılları boyunca Houston'a nasıl şarkı söyleyeceği Cissy tarafından öğretildi.[16] Houston, annesi, kuzenleri Dionne ve Dee Dee ve Franklin'in yanı sıra Chaka Khan ve Roberta Flack gibi diğer şarkıcılardan da etkilendi.[17]

1978-1984: Kariyerinin ilk yılları

1977'de eyalet çapındaki bir yetenek yarışmasında ikinci olduktan sonra Houston, New York'taki kabare kulüplerinde annesinin grubu için arka planda şarkı söylemeye başladı. 14 yaşındaki Houston, 18 Şubat 1978'de Manhattan'daki Town Hall'da Annie müzikalinden Broadway standardı "Tomorrow"u söyleyerek kilise dışındaki ilk performansını sergiledi ve ilk kez ayakta alkışlandı.[18] Aynı yılın ilerleyen günlerinde Houston, annesi Cissy'nin solo albümü Think It Over'da arka planda şarkı söyledi ve başlık parçası daha sonra Billboard disko listesinde ilk 5'e girdi. Albümün yapımcısı Michael Zager, 1978'de aynı adı taşıyan albümde yer alan "Life's a Party" adlı disko şarkısında Houston'ın baş vokalini kaydetti.[19] Houston'ın vokal kariyeri Chaka Khan ve Lou Rawls'ın 1980'de yayımlanan Naughty ve Shades of Blue albümlerinde arka planda şarkı söylemesiyle başladı.[20]

Houston, Carnegie Hall'da United Negro College Fund için düzenlenen bir gösteri sırasında kendisini ve annesini filme alan bir fotoğrafçı tarafından keşfedildikten sonra manken oldu. Seventeen dergisinin kapağında yer alarak bir moda dergisinin kapağında yer alan ilk siyah kadınlardan biri oldu.[21] Glamour, Cosmopolitan ve Young Miss gibi diğer dergilerde de yer aldı. Görünüşü ve komşu kızı cazibesi onu en çok aranan genç modellerden biri haline getirdi.[20] Şubat 1981'de Houston, yapımcı ve müzik yöneticisi Steven Abdul Khan Brown ile Houston'ın bir kayıt anlaşması imzalaması umuduyla gospel müziğinin üç demo kaydını yaptı.[22] Khan Brown daha sonra demoların Houston'ın 1983 başlarında Arista Records ile anlaşma yapmasına yardımcı olduğunu iddia edecekti.[22] Bu dönemde Houston, 1979 ve 1981 yılları arasında Michael Zager ve Luther Vandross gibi isimler tarafından plak anlaşmaları için arandı.[23] Ancak bu teklifler Houston'ın okulunu bitirmesini isteyen annesi tarafından geri çevrildi.[19] Mezuniyetinden haftalar sonra Houston, kuzeni Dionne'un tavsiyesiyle Tara Productions ile anlaştı ve Gene Harvey'i menajeri olarak işe aldı, yardımcı menajerler Daniel Gittelman ve Seymour Flics de şarkıcıyla yakın bir şekilde çalıştı.[24][25][26]

Houston, Material grubunun daha sonra 1982 tarihli One Down albümünde yayınlanacak olan "Memories" şarkısında şarkı söylemek üzere işe alındıktan sonra profilinin yükseldiğini görecekti. The Village Voice'dan Robert Christgau onun katkısını "şimdiye kadar duyduğunuz en muhteşem baladlardan biri" olarak nitelendirdi.[27] Daha sonra 1982'de, yapımcı ve söz yazarı Paul Jabara'nın "Eternal Love" adlı soul baladını kaydetti ve bu şarkı daha sonra Jabara'nın 1983 tarihli Paul Jabara & Friends albümünde yer aldı.[28] Şarkı daha sonra R&B şarkıcısı Stephanie Mills tarafından aynı yıl Merciless adlı albümü için coverlandı. Bu süre zarfında Elektra başkanı Bruce Lundvall tarafından arandı ve 1982 sonunda kendisine bir sözleşme teklif etti. Mart 1983'te Arista Records'un A&R temsilcisi Gerry Griffith, Houston'ı annesiyle birlikte Manhattan'daki Seventh Avenue South gece kulübünde sahne alırken gördü. Arista'nın başkanı Clive Davis'i, ertesi hafta Sweetwaters adlı başka bir gece kulübündeki performansını izlemeye zaman ayırması için ikna etti. Davis çok etkilendi ve hemen dünya çapında bir plak anlaşması teklif etti; Houston da 10 Nisan 1983'te bu anlaşmayı imzaladı; henüz on dokuz yaşında olduğu için ailesi de onun adına imzaladı. İki hafta sonra, 29 Nisan'da Houston, Davis'in takdiminden sonra The Merv Griffin Show'da sahne aldı.[29] Performansı daha sonra 23 Haziran'da yayınlandı. The Wiz müzikalinden bir şarkı olan "Home"u seslendirdi.[30]

Houston albüm çalışmalarına hemen başlamadı.[31] Plak şirketi, başka bir plak şirketinin onunla anlaşmadığından emin olmak istiyordu ve Davis de ilk albümü için doğru malzemeye ve yapımcılara sahip olduğundan emin olmak istiyordu. Bazı yapımcılar daha önceki taahhütleri nedeniyle projeyi kabul etmedi.[32] Houston ilk olarak Teddy Pendergrass ile "Hold Me" adlı bir düet kaydetti ve bu düet Pendergrass'ın altın albümü Love Language'de yer aldı.[33] Single 1984 yılında piyasaya çıktı ve Houston'a ilk başarısını tattırarak R&B ve adult contemporary listelerinde ilk ona girdi.[34] Bu şarkı aynı zamanda 1985'teki ilk albümünde de yer aldı. Ayrıca Jermaine Jackson'ın Dynamite ve Kashif'in Send Me Your Love albümlerinde düet vokalisti ve arka plan şarkıcısı olarak yer aldı. Bu erken dönemde Houston, modellik yapmaya devam etti, Canada Dry meşrubatının reklamında oynadı ve aralarında Steak & Ale adlı restoran markasının da bulunduğu reklam jingle'larını seslendirmeye başladı.[35]

1985-1986: Whitney Houston ve uluslararası üne kavuşması

Yaklaşık iki yıl süren çalışmaların ardından Whitney Houston albümü, 14 Şubat 1985 Sevgililer Günü'nde piyasaya çıktı. Kashif, Jermaine Jackson, Michael Masser ve Narada Michael Walden'ın ortak yapımcılığını üstlendiği albüm Billboard 200 listesinde üç yıldan fazla bir süre kalacak ve yayınlanmasından bir yıldan fazla bir süre sonra, Mart 1986'da listede bir numaraya yükselerek on dört hafta boyunca burada kalacaktır.[36][37] Albüm ondan fazla ülkede bir numaraya ya da ilk beşe girmeyi başardı. Amerika Birleşik Devletleri'nde 14 milyon kopya satışıyla Diamond sertifikası alan albümün dünya çapında 25 milyon kopya sattığı bildirilmektedir.[38][38][39] Rolling Stone dergisi Houston'ı "son yılların en heyecan verici yeni seslerinden biri" olarak nitelendirerek överken, The New York Times "olağanüstü bir vokal yeteneği için etkileyici, müzikal açıdan muhafazakar bir vitrin" olarak nitelendirdi.[40][41]

Albüm, dördü yalnızca Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere çeşitli ülkelerde yedi single çıkardı. Albüm, Billboard Hot 100 listesinde ilk beşe giren "You Give Good Love" da dahil olmak üzere ilk ona giren dört single ve "Saving All My Love for You", "How Will I Know" ve "Greatest Love of All" olmak üzere art arda bir numara olan üç single çıkardı.[42] Bu başarı Houston'ı tek bir albümden üç tane bir numara single çıkaran ilk solo kadın sanatçı yaptı. ABD dışında "Saving All My Love for You" İngiltere ve İrlanda'da, "How Will I Know" Kanada'da ve "Greatest Love of All" Avustralya'da listelerde bir numaraya yükseldi. Ayrıca albümün uluslararası başarısı, seçilmiş Avrupa ülkelerinde ilk beşe giren "All at Once" baladıyla daha da arttı.[43] Bir diğer şarkı "Thinking About You" ise R&B listelerinde ilk ona giren bir single oldu.

Albüm, 1986'daki törende üçü Yılın Albümü olmak üzere dört Grammy Ödülü adaylığı elde etti ve "Saving All My Love for You" ile En İyi Kadın Pop Vokal Performansı kategorisinde bir ödül kazandı.[44][45] Houston'ın En İyi Yeni Sanatçı dalında aday gösterilmeye uygun bulunmamasının ardından bir tartışma çıktı. Clive Davis'in kızgın mektubuna rağmen komite, Houston'ın Teddy Pendergrass ile daha önce yaptığı liste düetine dikkat çekerek kararı savundu.[46] Houston, albümdeki çalışmalarıyla "En İyi Pop Sanatçısı" ve "En İyi Pop Albümü" dahil olmak üzere 14 Billboard Ödülü, bir kadın sanatçının bu unvanı alan ilk albümü ve bir NAACP Image Ödülü de dahil olmak üzere daha fazla ödül aldı.[36] Houston'ın "How Will I Know" için çektiği klip MTV Video Müzik Ödülü'nü kazandı. Houston'ın 1986 Grammy Ödülleri'ndeki "Saving All My Love for You" performansı daha sonra Houston'a bir Emmy Ödülü kazandırdı.[47] Houston ayrıca 1987 yılında beşi tek başına olmak üzere yedi Amerikan Müzik Ödülü aldı.[48][49]

Houston önce şarkıcı Jeffrey Osborne'un açılışını yaparak albümü destekledi, ardından Luther Vandross'un açılışını yaptı.[50] Ekim 1985'e gelindiğinde Houston tek başına sahneye çıkmaya başladı ve daha sonra Carnegie Hall'da açılış yaptı.[51] Houston, Temmuz 1986'da ilk dünya turnesi olan The Greatest Love World Tour'a çıktı. Houston, yıl sonuna kadar 50 turne gerçekleştirdi. Albümün başarısı Houston'ın gece geç saatlerde yayınlanan talk show programlarındaki performanslarına bağlandı ki bu genellikle yeni çıkan siyahi sanatçıların erişemediği bir durumdu.[36] Houston'ın "You Give Good Love" ve "Saving All My Love for You" için çektiği ilk video klipler BET ve VH1 gibi kanallarda yoğun bir şekilde yayınlanmasına rağmen, şarkıcı ve Arista, bu videoları MTV'ye göndermek için mücadele etti. O dönemde kanal, ağırlıklı olarak beyaz sanatçıları tercih ederken siyahi sanatçıların videolarını yeterince oynatmadığı için sert eleştiriler aldı.[52] 2001 yılında Houston, kanala verdiği bir röportajda "You Give Good Love" şarkısını "tipik bir R&B şarkısı" olduğu için reddettiğini açıkladı.[53] "Saving All My Love for You"nun yayınlanmasının ardından MTV, şarkının video klibini dönüşümlü olarak oynatmayı kabul etti.

Aralık 1985'te Arista, "How Will I Know"un klibini gönderdi ve bu klip hemen büyük ilgi görerek Houston'ı genç MTV izleyicisiyle tanıştırdı.[54][55] Her ne kadar Donna Summer ve Tina Turner gibi diğer sanatçılar Houston'ın girişinden önce kanalda yoğun bir rotasyona sahip olsalar da, siyah kadın sanatçılar hala "MTV'nin çalma listesinde ne yazık ki yeterince temsil edilmiyordu".[54] Yazar Ann Kaplan'ın Rocking Around the Clock: Television, Postmodernism and Consumer Culture adlı kitabında bahsettiğine göre, Whitney Houston'ın son dönemdeki çıkışına kadar, Tina Turner düzenli olarak yer verilen tek siyahi kadın şarkıcıydı ve öyle olsa bile, videoları çok azdı. Houston, kanalda siyahi kadın sanatçıların önündeki engelleri kaldırarak Janet Jackson, Jody Watley ve Tracy Chapman'ın videolarının kanalın çalma listesine hemen kabul edilmesini sağladı.[54] Houston'ın başarısı aynı zamanda diğer Afro-Amerikan kadın sanatçıların da diskonun çöküşünü takiben pop radyosuna girmesini mümkün kıldı ve Jackson ve Anita Baker gibi isimlere kapıları açtı.[56][57] Houston'ın ilk albümü Rolling Stone'un Tüm Zamanların En İyi 500 Albümü listesinde ve Rock and Roll Hall of Fame'in Definitive 200 listesinde yer aldı.[58][59] USA Today'e göre Houston'ın müzik endüstrisine büyük girişi, son 25 yılın 25 müzikal kilometre taşından biri olarak kabul edilmektedir.[60]

1987-1989: Whitney ve sosyal aktivizm

Haziran 1987'de Houston'ın ikinci albümü Whitney piyasaya çıktı. Yapımcılığını büyük ölçüde Narada Michael Walden'ın üstlendiği albümde eski işbirlikçileri Michael Masser ve Kashif'in prodüksiyonları da yer alırken, tek yeni yapımcı Jellybean Benitez hit dans şarkısı "Love Will Save the Day"e katkıda bulundu. Eleştirmenler albümün bir önceki albüme çok benzediğinden yakındı. Rolling Stone "bu yeteneğin yönlendirildiği dar kanal sinir bozucu" dedi.[61] Albüm yine de ticari başarı elde etti. Houston, müzik tarihinde Billboard 200 listesine bir numaradan giriş yapan ilk kadın ve ABD ve İngiltere'de bir numaraya yükselen ilk sanatçı olurken, aynı zamanda dünya çapında düzinelerce ülkede bir numaraya veya ilk ona ulaştı.[62][63] Albüm Billboard 200 listesinde ilk on bir hafta boyunca bir numarada kalarak bir kadın sanatçı tarafından bugüne kadar kırılamayan bir rekora imza attı.[64][65]

Albümün bir ay önce Mayıs ayında yayınlanan ilk single'ı "I Wanna Dance with Somebody (Who Loves Me)" de dünya çapında büyük bir hit oldu ve Billboard Hot 100'de bir numaraya kadar yükseldi ve Avustralya, Almanya ve İngiltere de dahil olmak üzere 17 ülkenin single listesinde zirveye yerleşti. Bu single'ın ardından gelen "Didn't We Almost Have It All", "So Emotional" ve "Where Do Broken Hearts Go" adlı üç single daha Billboard Hot 100 listesinde bir numaraya yükseldi. Bu başarısıyla Houston, The Beatles ve Bee Gees'e ait olan altı şarkılık rekoru geride bırakarak, tarihte art arda yedi şarkısı bir numaraya yükselen ilk sanatçı oldu. Houston, 2023 itibarıyla bu başarıyı elde eden tek sanatçı olmaya devam etmektedir.[62][63] Ayrıca Houston, bir albümden dört adet bir numara single çıkaran ilk kadın sanatçı oldu. Whitney, ABD'de on milyondan fazla kopya satarak Diamond sertifikası aldı ve dünya çapında toplam 20 milyon kopya sattı.[66]

Albüm 1988'deki törende Yılın Albümü dalında Grammy Ödülü'ne aday gösterildi. Houston o yıl "I Wanna Dance with Somebody (Who Loves Me)" ile En İyi Kadın Pop Vokal Performansı dalında ikinci Grammy ödülünü kazandı.[67][68] Houston ayrıca albümdeki çalışmasıyla dört Amerikan Müzik Ödülü kazanacaktı.[69][70] Ayrıca albümün bir kadın sanatçı tarafından yapılan en iyi R&B albümü dalında kazandığı ödülle ilk Soul Train Müzik Ödülü'nü de kazanmış oldu.[71] Albüm ayrıca Houston'a altı Billboard Ödülü kazandırdı.

Albümün yayınlanmasından sadece bir ay sonra Houston, Temmuz 1987'de Tampa Stadyumu'nda ikinci dünya turnesi olan Moment of Truth World Tour'u başlattı. Turnenin Kuzey Amerika ayağı, Madonna ve Tina Turner'ın turnelerini geride bırakarak yılın en yüksek hasılat yapan on konser turnesinden biri ve bir kadın sanatçı tarafından yılın en yüksek hasılat yapan turnesi olarak sona erdi.[72][73] Houston, Londra'daki Wembley Arena'da biletleri tükenen sekiz konser de dahil olmak üzere yaklaşık iki yıl süren turne boyunca 150 konser verdi. Şarkıcının eşi benzeri görülmemiş başarıları Forbes dergisinde dikkat çekmesine yardımcı oldu. 1987 yılında Forbes 40 listesinde yılın en çok kazanan sekizinci sanatçısı olarak yer aldı ve sadece o yıl 43 milyon dolar kazandı.[74] Listede en çok kazanan müzisyen ve en çok kazanan siyahi kadın şovmen olarak Bill Cosby ve Eddie Murphy'den sonra üçüncü sırada yer aldı. 1988'de 17. sırada yer alıyordu.[75][76]

Houston, Nelson Mandela'nın ve apartheid karşıtı hareketin destekçisiydi. Modellik yaptığı günlerde, o zamanlar apartheid rejimi altında olan Güney Afrika ile iş yapan ajanslarla çalışmayı reddetti.[77][78] 11 Haziran 1988'de, turnesinin Avrupa ayağında Houston, o sırada hapiste olan Nelson Mandela'nın 70. doğum gününü kutlamak üzere Londra'daki Wembley Stadyumu'nda bir konser vermek üzere diğer müzisyenlerle bir araya geldi.[77] Wembley Stadyumu'na 72,000'den fazla kişi katıldı ve dünya çapında bir milyardan fazla kişi rock konserini izleyerek ırk ayrımcılığına dikkat çekerken hayır kurumları için 1 milyon dolardan fazla bağış topladı. Houston daha sonra Ağustos ayında New York'taki Madison Square Garden'da bir konser vermek üzere ABD'ye geri döndü. Gösteri, United Negro College Fund için çeyrek milyon dolar toplanan bir yardım konseriydi.[79] Aynı yıl NBC'nin 1988 Yaz Olimpiyatları için kaydettiği "One Moment in Time" adlı şarkı ABD'de ilk 5'e girerken İngiltere ve Almanya'da bir numaraya yükseldi.[80][81][82] Şarkı daha sonra Houston ve yapımcısı Narada Michael Walden'a Spor Emmy Ödülü kazandırdı.[83] Ocak 1989'da Houston, dünyanın dört bir yanındaki çocukların ihtiyaçları için fon toplayan ve kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olan The Whitney Houston Çocuklar Vakfı'nı kurdu. Kuruluş evsizlik, kanserli veya AIDS'li çocuklar ve diğer kendini güçlendirme konularıyla ilgilenmektedir.[84][85] Kuruluş şu anda Whitney E. Houston Legacy Foundation adı altında faaliyet göstermektedir.

1990-1991: I'm Your Baby Tonight ve "The Star-Spangled Banner"

1990 yılında Houston

İlk iki albümünün başarısıyla Houston, tüm demografik gruplara hitap eden uluslararası bir crossover süperstar haline geldi. Ancak bazı siyah eleştirmenler onun "kendini sattığına" inanıyordu.[86] Albümdeki şarkılarında, canlı konserlerinde sergilediği ruhun eksik olduğunu düşünüyorlardı.[87] 1989 Soul Train Müzik Ödülleri'nde Houston'ın adı adaylık için anons edildiğinde seyircilerden birkaçı yuhaladı.[88][89] Houston eleştirilere karşı kendini şöyle savundu: "Eğer uzun bir kariyeriniz olacaksa, bunu yapmanın belli bir yolu vardır ve ben de öyle yaptım. Bundan utanmıyorum."[87]

Houston, Kasım 1990'da yayımlanan üçüncü stüdyo albümü I'm Your Baby Tonight ile daha modern bir çizgiye yöneldi. Kariyerinde ilk kez yönetici yapımcı olarak görev aldığı ve yaratıcı kontrol uyguladığı ilk albümde Houston, Narada Michael Walden'ı ana yapımcılardan biri olarak korurken, L.A. Reid ve Babyface ekibinin yanı sıra Luther Vandross ve Stevie Wonder gibi çoğunlukla siyah yapımcıları seçti. Albüm, Houston'ın çok yönlülüğünü sert ritmik groove'lar, duygusal baladlar ve yüksek tempolu dans parçalarından oluşan yeni bir grupla gösterdi. Eleştiriler karışıktı. Rolling Stone bu albümün sanatçının "en iyi ve en bütünleşik albümü" olduğunu düşünürken,[90] Entertainment Weekly o dönemde Houston'ın kentsel bir yöne kaymasını "yüzeysel" olarak değerlendirdi.[91]

Billboard 200 listesinde üç numaraya kadar yükselen albüm, 22 hafta boyunca ilk onda kalarak 1991 yılının en çok satan onuncu albümü oldu. Albüm aynı zamanda Houston'ın Top R&B Albums listesinde sekiz hafta üst üste bir numarada kalan ikinci albümü oldu. Albümden çıkan altı single'dan üçü - "I'm Your Baby Tonight", "All the Man That I Need" ve "Miracle" ilk ona girdi ve ilk ikisi Billboard Hot 100 listesinde zirveye yerleşti. Bu başarı Houston'ın üç ya da daha fazla albümden birden fazla bir numara single çıkaran ilk kadın solo sanatçı olmasına yardımcı oldu.[92] Dördüncü single "My Name Is Not Susan" ilk 20'ye girerken, son iki single "I Belong to You" ve Wonder ile düet yaptığı "We Didn't Know" sadece R&B istasyonlarında yayınlandı. Albüm, Houston'ın R&B listesinde beş ya da daha fazla ilk ona giren single'a sahip üçüncü albümü oldu. Albüm ABD'de dört milyon kopya satışıyla dört kez platin sertifika alırken, dünya çapında 10 milyon kopya sattı.[93] Albüm, Houston'a Aralık 1991'deki Billboard Müzik Ödülleri'nde En İyi R&B Sanatçısı dahil olmak üzere dört ödül de dahil olmak üzere yedi Billboard ödülü kazandırdı. "I'm Your Baby Tonight" ve "All the Man That I Need "in de aralarında bulunduğu üç şarkı Grammy adaylığı elde etti. "I'm Your Baby Tonight" ve "All the Man That I Need "in de aralarında bulunduğu üç şarkı Grammy adaylığı elde etti. "My Name Is Not Susan "a İngiliz rapçi Monie Love ile yapılan remiks, bir pop şarkısına rapçi ile yapılan ilk remiks örneklerinden biri oldu.[94] Albümün Japonya baskısında yer alan bonus parça "Higher Love", Norveçli DJ ve plak yapımcısı Kygo tarafından remikslendi ve 2019'da ölümünden sonra yayımlanarak ticari başarı elde etti. ABD Dance Club Songs listesinde zirveye yerleşen şarkı, Birleşik Krallık'ta iki numaraya yükselerek Houston'ın 1999'dan bu yana ülkede en çok liste başı olan single'ı oldu.[95]

Houston, 1991'deki Welcome Home Heroes konserinde "Saving All My Love for You" şarkısını seslendiriyor

Basra Körfezi Savaşı sırasında, 27 Ocak 1991'de Houston, Tampa Stadyumu'ndaki Super Bowl XXV'de ABD ulusal marşı olan "The Star-Spangled Banner"ı seslendirdi.[96] Houston'ın vokallerinin önceden kaydedilmiş olması eleştirilere yol açtı.[97][98] Houston'ın sözcüsü Dan Klores şunları söyledi: "Bu bir Milli Vanilli olayı değil. Canlı söyledi ama mikrofon kapatılmıştı. Bu kısmen gürültü faktörüne dayanan teknik bir karardı. Bu tür etkinliklerde standart prosedür budur."[99] Yine de performansın ticari single'ı ve videosu ABD Hot 100 listesinde ilk 20'ye girerek Houston'a bir milli marş performansı için en büyük liste başarısını kazandırdı.[100][101]

Houston, elde edilen gelirin kendi payına düşen kısmını Amerikan Kızıl Haç Körfez Krizi Fonu'na bağışladı ve Kızıl Haç Yönetim Kurulu'na seçildi.[102][103] Houston'ın yorumu büyük beğeni topladı ve şarkıcılar için bir ölçüt olarak kabul edildi;[104] VH1 bu performansı televizyonu sallayan en iyi anlardan biri olarak listeledi.[105] Single, 11 Eylül 2001 terör saldırılarının ardından, tüm geliri itfaiyecilere ve saldırı kurbanlarına aktarılmak üzere yeniden yayımlandı. Hot 100 listesinde 6 numaraya kadar yükseldi ve platin sertifika aldı.[106]

Daha sonra 1991 yılında Houston, Basra Körfezi Savaşı'nda savaşan askerler ve aileleri için HBO ile birlikte Welcome Home Heroes konserini düzenledi. Ücretsiz konser Norfolk, Virginia'daki Naval Station Norfolk'ta 3.500 asker ve kadının önünde gerçekleşti. HBO konserin şifresini çözerek herkesin ücretsiz olarak izlemesini sağladı. Gösteri, HBO'ya şimdiye kadarki en yüksek izlenme oranını kazandırdı.[107] Houston daha sonra üçüncü dünya turnesi olan I'm Your Baby Tonight World Tour'a çıktı ve Londra'daki Wembley Arena'da on tarihi kapalı gişe konseri de dahil olmak üzere 96 konser verdi. Konser turnesi karışık ve olumlu eleştirilere neden oldu. The Sun Sentinel, Houston'ın "sofistikeliği ve yeteneğine çok daha uygun" olan daha küçük mekanları ve tiyatroları tercih etmesi gerektiğini savunurken,[108] USA Today, Houston'ı "kayıtlarının hesaplanmış prodüksiyonlarının sınırlamalarını sarsarak düpedüz cesur ve duygulu" olduğu için övdü.[109]

1992-1994: The Bodyguard

Müziğinin başarısıyla Houston, Robert De Niro, Quincy Jones ve Spike Lee ile çalışmak da dahil olmak üzere film çalışmaları teklifleri aldı, ancak zamanın doğru olmadığını hissetti.[89] İlk film rolü 1992'de gösterime giren The Bodyguard'dı. Houston, çılgın bir hayranı tarafından takip edilen ve kendisini koruması için bir koruma (Kevin Costner tarafından canlandırılan) tutan bir yıldızı canlandırdı. Houston'ın ana akım çekiciliği, izleyicilerin karakterinin Costner'ın karakteriyle olan ilişkisinin ırklar arası doğasını görmezden gelmesine izin verdi.[110] Ancak, bazılarının filmdeki ırklar arası ilişkiyi gizlemek için Houston'ın yüzünün kasıtlı olarak tanıtımlar dışında bırakıldığını düşünmesi tartışmalara yol açtı. Houston 1993 yılında Rolling Stone'a verdiği bir röportajda "insanlar Whitney Houston'ın kim olduğunu biliyor - ben siyahım. Bu gerçeği saklayamazsınız." dedi.[17] Film karışık eleştiriler aldı. The Washington Post için yazan Rita Kempley, Houston'ın sadece "kendini oynadığını", ancak "bu kadar saçma bir girişimde mümkünse büyük ölçüde zarar görmeden" çıktığını yazdı.[111] The New York Times'tan Janet Maslin ise Houston'ın Costner'la kimyasının uyuşmadığını düşünüyordu. Houston bir Altın Ahududu Ödülü'ne aday gösterildi ama aynı zamanda NAACP Image Ödülleri'nde En İyi Kadın Oyuncu adaylığı, 1993 MTV Film Ödülleri'nde dört oyunculuk ödülü ve Dramatik Sinema Filminde En Sevilen Kadın Oyuncu dalında Halkın Seçimi Ödülü de dahil olmak üzere olumlu oyunculuk ödülleri aldı.[112][113] The Bodyguard gösterime girdiğinde ABD'de 121 milyon dolardan fazla, dünya çapında ise 410 milyon dolar hasılat elde ederek gösterime girdiği tarihte tarihin en çok hasılat yapan 100 filminden biri oldu.[114] Gişe tarihindeki en başarılı R dereceli filmler arasında ilk kırkta yer almaya devam etmektedir.[115]

Filmin soundtrack'i de büyük başarı kazandı. Houston film müziğinin yapımcılığını Davis ile birlikte üstlendi ve albüm için altı şarkı kaydetti.[116][117] Rolling Stone albümü "hoş, zevkli ve kibar olmaktan başka bir şey değil" diye tanımladı.[118] Film müziğinin ilk single'ı 1974'te Dolly Parton tarafından yazılan ve kaydedilen "I Will Always Love You" oldu. Houston'ın versiyonu, eleştirmenler tarafından çok beğenildi ve onun "imza şarkısı" ya da "ikonik performansı" olarak değerlendirildi. Rolling Stone ve USA Today, Houston'ın yorumunu bir "güç gösterisi" olarak nitelendirdi.[119][120] Single, Billboard Hot 100 ve Hot R&B Singles listelerinde sırasıyla on dört ve on bir hafta boyunca bir numarada kalarak o dönem için rekor kırarken, Adult Contemporary listesinde de beş hafta boyunca zirvede kalarak sanatçının dördüncü rekor "üçlü taç" bir numaralı single'ı oldu.[121] Single daha sonra on milyon kopya satışıyla RIAA tarafından elmas olarak sertifikalandırıldı ve Houston'ın ilk elmas single'ı oldu. Ölümünden sonra şarkıcı Taylor Swift ve Mariah Carey'e katılarak hem elmas single hem de albüm kazanan üçüncü kadın sanatçı oldu.[122] Ocak 1993'te şarkı, ABD tarihinde solo bir sanatçı tarafından seslendirilen ve dört milyon kopya satan ilk single oldu, daha sonra RIAA tarafından 4x platin sertifika alarak ABD tarihinin en çok satan single'ı oldu ve bu başarı daha sonra Elton John'un "Candle in the Wind '97" şarkısı tarafından geçildi. Bu şarkı halen bir kadın sanatçı tarafından kaydedilen ve ABD tarihinde en çok satan fiziksel single olma özelliğini korumaktadır.[123][124][125][126]

Şarkı küresel bir başarı elde ederek neredeyse tüm ülkelerde listelerin zirvesine yerleşti. Şarkı 20 milyon kopya satarak solo bir kadın sanatçı tarafından tüm zamanların en çok satan single'ı oldu.[127][128] 1994 yılında Houston, "I Will Always Love You" ile Yılın Kaydı dalında Grammy Ödülü kazandı.[129] Ayrıca, bir filmden en iyi şarkı dalında MTV Film Ödülü, en sevilen pop ve soul şarkı kategorilerinde iki Amerikan Müzik Ödülü ve bir kadın tarafından yapılan en iyi single ve yılın şarkısı da dahil olmak üzere iki Soul Train Müzik Ödülü kazandı. Film müziği Billboard 200 listesinde zirveye yerleşti ve 20 hafta boyunca orada kaldı. Şarkıcı Adele'in 21 albümünden sonra bir kadın sanatçının listede en uzun süre bir numarada kalan ikinci albümü oldu. Film müziği aynı zamanda tarihin en hızlı satan albümlerinden biri oldu.[130] 1992'nin Noel haftasında, bir hafta içinde bir milyondan fazla kopya satarak müzik tarihinde Nielsen SoundScan sistemi altında bu başarıyı elde eden ilk albüm oldu. Houston soundtrack'ten dört single daha yayınladı. Bunlardan ikisi, "I'm Every Woman" ve "I Have Nothing", her ikisi de ilk beşe girdi. Houston, 11 Mart 1993 haftasında, tarihte aynı anda ilk 11'de üç single'ı yer alan ilk kadın sanatçı oldu.[131][132][133][134] "I'm Every Woman" ve "I Have Nothing" Billboard'un diğer listelerinde de bir numaraya yükseldi; ilk şarkı Dance Club Songs listesinde zirveye yerleşirken, ikinci şarkı Houston'ın Adult Contemporary listesindeki onuncu bir numaralı şarkısı oldu. "Run to You" yayınlandı ve Hot 100'de 31 numaraya yükselirken, "Queen of the Night"ın remiksi dans listesinde bir numaraya yükseldi. 3 Kasım 1993'te Houston, The Bodyguard'ın Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği tarafından on kez platin sertifika alan ilk kadın sanatçı albümü olması ve aynı zamanda teknik olarak Diamond sertifika alan ilk kadın sanatçı albümü olmasıyla bir kez daha tarihe geçti. O zamandan bu yana sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde 18 milyondan fazla satan albümün toplam satışları dünya çapında 50 milyona ulaşarak tüm zamanların en çok satan kadın sanatçı albümü ve aynı zamanda tarihin en çok satan film müziği albümü oldu ve Houston'a birçok Guinness Dünya Rekoru kazandırdı.[135]

Houston, film müziğiyle 1994 Yılın Albümü Grammy Ödülü'nü kazanarak, Natalie Cole'un 1992'de Unforgettable... with Love adlı albümüyle kazandığı ödülün ardından bu kategoride ödül kazanan ikinci Afro-Amerikan kadın sanatçı oldu.[136] Houston, albümün pop, R&B ve yetişkin çağdaş albüm kategorilerinde kazandığı sekiz Amerikan Müzik Ödülü ile tarihinde bunu başaran tek albüm olarak rekor kırdı. Houston aynı zamanda en yüksek ödül olan Liyakat Ödülü'nü de alarak otuz yaşında bu ödülü alan en genç kadın oldu.[137] Albüm ayrıca Houston'a 11'i asıl törende olmak üzere on beş Billboard ödülü, Sammy Davis, Jr. dahil olmak üzere üç Soul Train Müzik Ödülü ve Yılın Şovmeni Ödülü kazandırdı.[138] Listelerde ilk kez yer almasından dokuz yıl sonra Houston, Rolling Stone'un 10 Haziran 1993 tarihli sayısına kapak oldu.

Houston, 1994'te Beyaz Saray'da o zamanki Güney Afrika başkanı Nelson Mandela onuruna verilen bir devlet yemeğinde performans sergiliyor.

The Bodyguard'ın başarısının ardından Houston, 1993-94'te bir başka geniş kapsamlı dünya turnesine (The Bodyguard World Tour) çıktı. Forbes'e göre konserleri, film ve kayıt hasılatı onu Oprah Winfrey ve Barbra Streisand'ın hemen ardından 1993-94'ün en çok kazanan üçüncü kadın şovmeni yaptı.[139] Houston, Entertainment Weekly'nin yıllık "Yılın Şovmeni" sıralamasında ilk beşte yer aldı[140] ve Premiere dergisi tarafından Hollywood'daki en güçlü 100 kişiden biri olarak gösterildi.[141] Ekim 1994'te Houston, yeni seçilen Güney Afrika Devlet Başkanı Nelson Mandela onuruna Beyaz Saray'da verilen devlet yemeğine katıldı ve burada sahne aldı.[142][143] Dünya turnesinin sonunda Houston, Başkan Mandela'yı onurlandırmak için Güney Afrika'da üç konser verdi ve 200.000'den fazla kişiye çaldı; bu onu Mandela'nın seçimi kazanmasının ardından yeni birleşmiş ve apartheid'dan kurtulmuş ülkeyi ziyaret eden ilk büyük müzisyen yaptı.[144] Whitney: The Concert for a New South Africa'nın bazı bölümleri HBO'da canlı olarak yayınlandı ve konserlerden elde edilen gelir Güney Afrika'daki çeşitli hayır kurumlarına bağışlandı. Etkinlik, ülkenin "Nelson Mandela'nın göreve başlamasından bu yana en büyük medya olayı" olarak değerlendirildi.[145] 1995'in başlarında Brunei ve Singapur'daki iki performansın ardından, Houston'ın çocuk yardım kuruluşu o yılın Haziran ayında tüm hayır işleri için VH1 Onur Ödülü'ne layık görüldü.[146]

1995-1997: Waiting to Exhale, The Preacher's Wife ve Cinderella

1995 yılında Houston, Angela Bassett, Loretta Devine ve Lela Rochon ile birlikte, ilişkileriyle mücadele eden dört Afrikalı-Amerikalı kadın hakkında bir sinema filmi olan Waiting to Exhale'de rol aldı. Houston, evli bir adama aşık bir TV yapımcısı olan baş karakter Savannah Jackson'ı canlandırdı. Houston bu rolü seçti çünkü filmi siyah kadınların imajı için bir atılım olarak görüyordu çünkü onları hem profesyonel hem de şefkatli anneler olarak sunuyordu.[147] Açılışını bir numaradan yapan ve ABD'de 67 milyon dolar, dünya çapında ise 81 milyon dolar gişe hasılatı elde eden film, öncelikle siyah izleyicileri hedefleyen bir filmin başarıya ulaşabileceğini kanıtlarken,[148] 2000'li yıllarda popüler hale gelen How Stella Got Her Groove Back ve Tyler Perry filmleri gibi tamamı siyahlardan oluşan diğer filmlerin de önünü açtı.[149][150][151] Film ayrıca siyah kadınları klişeler yerine güçlü orta sınıf vatandaşları olarak resmetmesiyle de dikkat çekti.[152] Eleştiriler çoğunlukla topluluk oyuncu kadrosu için olumluydu. New York Times şöyle dedi: "Bayan Houston, 'The Bodyguard'da canlandırdığı pop yıldızının çok uzak görünmesine neden olan savunmacı havasından kurtuldu."[153] Houston filmdeki rolüyle NAACP Image Ödülleri'nde Sinema Filminde En İyi Kadın Oyuncu dalında ikinci kez aday gösterildi ancak ödülü rol arkadaşı Bassett'e kaptırdı.[154]

Filme eşlik eden film müzikleri Babyface tarafından yazılıp üretildi ve Houston ile Clive Davis tarafından yürütücü yapımcılığı üstlenildi. Babyface başlangıçta albümün tamamını Houston'ın kaydetmesini istemiş olsa da Houston bunu reddetti. Bunun yerine, "vokal farklılığı olan kadınlardan oluşan bir albüm olmasını istedi" ve böylece filmin güçlü kadınlarla ilgili mesajına uygun olarak film müziği için birkaç Afro-Amerikan kadın sanatçıyı bir araya getirdi. Sonuç olarak, albümde Houston'la birlikte Mary J. Blige, Brandy, Toni Braxton, Aretha Franklin ve Patti LaBelle gibi bir dizi çağdaş R&B kadın kayıt sanatçısı yer aldı. Houston'ın "Exhale (Shoop Shoop)" şarkısı müzik tarihinde Michael Jackson'ın "You Are Not Alone" ve Mariah Carey'nin "Fantasy" şarkılarından sonra Billboard Hot 100 listesine bir numaradan giriş yapan üçüncü single oldu.[155] Bu, Houston'ın hayatındaki on birinci ve son bir numara single'ı olacaktı. Ayrıca on bir hafta üst üste 2 numarada ve sekiz hafta R&B listelerinin zirvesinde kalarak "I Will Always Love You"dan sonra bu listedeki en başarılı ikinci single'ı oldu.

Houston'ın kardeşi Michael ve Babyface ile birlikte yazıp bestelediği ve uzun süredir arkadaşı olan CeCe Winans ile düet yaptığı "Count On Me" Billboard Hot 100 listesinde ilk ona girmeyi başardı ve daha sonra Houston'a iki ASCAP Ödülü, bir BMI Ödülü ve Görsel Medya için Yazılmış En İyi Şarkı dahil iki Grammy Ödülü adaylığı kazandırdı. Houston'ın üçüncü single'ı ve soundtrack'ten yayımlanan son şarkı olan "Why Does It Hurt So Bad" Hot 100'de 26 numaraya ulaştı. Albüm Ocak 1996'da Billboard 200'de bir numaraya yükseldi ve daha sonra Amerika Birleşik Devletleri'nde yedi kez platin sertifika alarak dünya çapındaki toplam satışı 12 milyona ulaştı. Film müziği güçlü eleştiriler aldı; Entertainment Weekly'nin belirttiği gibi: "Albüm, Whitney Houston'ın şarkılarıyla çerçevelenmiş bir paketten bekleneceği gibi kolay bir şekilde aşağı iniyor... Film müziği nefes vermek için bekliyor, duygusal bir gerilim içinde geziniyor"[156] ve o zamandan beri En İyi 100 Film Müziğinden biri olarak sıraladı.[157] Houston 1997'deki törende film müziğiyle En İyi Film Müziği ve En Sevilen Yetişkin Çağdaş Sanatçı olmak üzere iki Amerikan Müzik Ödülü kazandı.

Houston 1996'da Denzel Washington'la birlikte tatil komedisi The Preacher's Wife'ta rol aldı. Bir papazın (Courtney B. Vance) gospel söyleyen karısını canlandırdı. Film büyük ölçüde Loretta Young, David Niven ve Cary Grant'ın rol aldığı 1948 yapımı The Bishop's Wife filminin güncellenmiş bir yeniden yapımıydı. Houston bu rol için 10 milyon dolar kazanarak o dönemde Hollywood'da en çok kazanan aktrislerden biri ve Hollywood'da en çok kazanan Afro-Amerikan aktris oldu.[158] Tamamı Afro-Amerikanlardan oluşan oyuncu kadrosuyla film, ABD gişelerinde yaklaşık 50 milyon dolar kazanarak orta düzeyde bir başarı elde etti. Film Houston'a oyunculuk kariyerinin en güçlü eleştirilerini kazandırdı. San Francisco Chronicle, Houston'ın "oldukça melek gibi olduğunu, aynı anda hem erdemli hem de çapkın olma konusunda ilahi bir yetenek sergilediğini" ve "özellikle muhteşem sesiyle Tanrı'yı överken nazik ama ruhlu bir sıcaklık yaydığını" söyledi.[159] Houston filmdeki rolüyle NAACP Image Award for Outstanding Actress in a Motion Picture ödülünü kazandı.[160]

Filme eşlik eden gospel müzikleri için Houston, albümdeki on beş parçadan dokuzunun yapımcılığını Mervyn Warren ile birlikte üstlendi. Daha geleneksel gospel materyallerinin altısı Atlanta'daki Great Star Rising Baptist Kilisesi'nde Georgia Mass Korosu ile kaydedildi. Houston ayrıca Shirley Caesar ile bir düet kaydetti ve film müziğinde annesi Cissy Houston da yer aldı. Albüm yayınlandıktan sonra Billboard Top Gospel Albums listesine bir numaradan giriş yapan ilk kadın sanatçı gospel albümü oldu.[161] Albüm, üç milyonu sadece Amerika Birleşik Devletleri'nde olmak üzere dünya çapında altı milyon kopya satarak tüm zamanların en çok satan gospel albümü oldu. Albümde Grammy adayı "I Believe in You and Me" ve "Step by Step" olmak üzere iki hit single yer aldı. Ticari başarısının yanı sıra eleştirmenler tarafından da olumlu karşılandı. Albüm 1998 Grammy Ödülleri'nde En İyi R&B Albümü dalında aday gösterildi. Ancak Houston, albümün gospel dalında aday gösterilmemesi nedeniyle töreni reddetti.[162] Houston o yıl albümle, "I Go to the Rock" şarkısıyla En İyi Geleneksel Gospel Şarkısı da dahil olmak üzere iki Dove Ödülü alırken, Georgia Mass Choir ile birlikte NAACP Image Award for Outstanding Gospel Artist ödülünü de aldı.

1997 yılında Houston'ın yapım şirketi adını Houston Productions'tan BrownHouse Productions'a değiştirdi ve Debra Martin Chase'e katıldı. Amaçları "Afrikalı-Amerikalıların hayatlarının daha önce ekrana getirilmemiş yönlerini göstermek" ve Afrikalı-Amerikalıların film ve televizyonda nasıl tasvir edildiğini geliştirmekti.[163] İlk projeleri Rodgers ve Hammerstein'ın Cinderella'sının televizyon için yeniden yapımı oldu. Ortak yapımcılığın yanı sıra Houston, filmde Brandy, Jason Alexander, Whoopi Goldberg ve Bernadette Peters ile birlikte iyilik perisi olarak rol aldı. Houston'a ilk olarak 1993'te Külkedisi rolü teklif edilmiş, ancak araya başka projeler girmişti.[164] Film çok ırklı oyuncu kadrosu ve basmakalıp olmayan mesajıyla dikkat çekmektedir.[165] Tahminen 60 milyon izleyici ABC'ye son 16 yılın en yüksek TV reytinglerini veren özel gösteriyi izledi.[166] Film, En İyi Varyete, Müzikal veya Komedi dahil yedi dalda Emmy adaylığı elde ederken, En İyi Varyete, Müzikal veya Komedi Özel Sanat Yönetmenliği ödülünü kazandı.

Houston ve Chase daha sonra Dorothy Dandridge'in hikâyesinin haklarını aldılar. Houston, En İyi Kadın Oyuncu dalında Akademi Ödülü'ne aday gösterilen ilk Afro-Amerikan aktris olan Dandridge'i canlandıracaktı. Houston hikâyenin onurlu ve saygın bir şekilde anlatılmasını istiyordu.[163] Ancak, Halle Berry de projenin haklarına sahipti ve önce kendi versiyonunu çekti.[167] Aynı yılın ilerleyen günlerinde Houston, Aretha Franklin, Diana Ross ve Dionne Warwick gibi idollerini, Washington, DC'deki üç gece süren konserde, hit şarkılarını seslendirerek andı. Çocuk Koruma Fonu için 300.000 doların üzerinde bağış topladı.[168] Şubat 1998'de 34 yaşındaki Houston, 12. Soul Train Müzik Ödülleri'nde eğlence alanındaki üstün kariyer başarıları için Quincy Jones Ödülü'nü aldı.[169][170]

1998-2000: My Love Is Your Love ve Whitney: The Greatest Hits

1998 yılına gelindiğinde Houston sekiz yıldır tam uzunlukta bir stüdyo albümü kaydetmemişti. Ancak Clive Davis ile olası bir en iyiler albümü üzerine yapılan görüşmeler sırasında Houston'ın yepyeni bir albüm için stüdyoya dönmesi kararlaştırıldı. Altı haftalık bir sürede kaydedilen ve düzenlenen My Love Is Your Love, 17 Kasım 1998'de piyasaya sürüldü ve Houston'un en hızlı sürede hazırlanan albümü oldu. Rodney Jerkins, Wyclef Jean ve Missy Elliott, albümün yapımcılığını üstlendi. Yıldızlarla dolu bir albüm haftasında Prince of Egypt film müziğinde, şarkıcı Mariah Carey ile yaptığı Akademi Ödüllü düet "When You Believe"in başını çektiği albüm,[171] Billboard 200'e on üç numaradan giriş yaptı ve zirveye ulaştı, ardından Ağustos 1999'dan itibaren altı hafta boyunca Avrupa'nın En İyi 100 Albümü listesinin zirvesinde yer aldı.[172][173]

Albüm Houston'a şimdiye kadarki en güçlü eleştirilerinden bazılarını kazandırdı. Rolling Stone, Houston'ın "sesinde bir ısırıkla" şarkı söylediğini belirtirken,[174] The Village Voice albümü "Whitney'nin şimdiye kadarki en keskin ve en tatmin edici albümü" olarak nitelendirdi.[175] Billboard dergisi albümün "geçmiş albümlere kıyasla daha eğlenceli ve keskin bir sesi" olduğunu ve Houston'ın "kentsel dans, hip hop, orta tempolu R&B, reggae, meşale şarkıları ve baladları büyük bir ustalıkla kullandığını" belirtti.[176]

Albüm, "Heartbreak Hotel", "It's Not Right but It's Okay" ve "My Love Is Your Love" olmak üzere Billboard Hot 100'de ilk beşe giren üç single da dahil olmak üzere ilk 40'a giren beş single çıkardı. "When You Believe" Hot 100'de 15 numaraya kadar yükselirken, albümün son single'ı "I Learned from the Best" 27 numaraya ulaştı. Albüm iki yıldan uzun süre listelerde kaldı ve daha sonra ABD'de dört milyon kopya satışıyla dört kez platin sertifika aldı ve dünya çapında toplam 11 milyon kopya sattı. Beş single'dan dördü Hex Hector, Junior Vasquez ve Thunderpuss gibi isimlerin remiksleri sayesinde ABD Dance Club Songs listesinde bir numaraya yükseldi. Avrupa'da büyük bir başarı yakalayan şarkı Eurochart Hot 100 listesinde zirveye yerleşti ve dünya çapında üç milyondan fazla kopya sattı.[177] Şubat 2000'de Houston, "It's Not Right but It's Okay" ile En İyi Kadın R&B Vokal Performansı kategorisinde altıncı ve son Grammy'sini kazandı.[178] Albümün Avrupa'daki başarısı, En İyi R&B dalında MTV Avrupa Müzik Ödülü'nü kazanmasına yardımcı oldu.[179][180][181] Houston albümle dört Grammy adaylığı daha kazandı ve "Heartbreak Hotel"in klibi Houston'a 13 yıl sonra ilk MTV Video Müzik Ödülü adaylığını getirdi.[182]

Houston 1999'da Brandy, Mary J. Blige, Tina Turner ve Cher ile birlikte VH-1'in Divas Live '99 programına katıldı. Aynı yıl Houston 70 randevulu My Love Is Your Love World Tour ile yollara düştü. Kuzey Amerika ayağı Houston'ın reklamcısının "boğaz problemleri ve bronşit durumu"nu gerekçe göstermesiyle iptallerle boğuşurken,[183] Avrupa ayağı son derece başarılı oldu ve yılı Avrupa'da yılın en çok hasılat yapan arena turnesi olarak tamamladı.[184] Kasım 1999'da Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği, Yüzyıl Ödülleri'ni verdi ve Houston'ı 51 milyonluk sertifikalı ABD satışıyla yüzyılın en çok satan R&B kadın sanatçısı seçerken, The Bodyguard'ın soundtrack albümü yüzyılın en çok satan soundtrack albümü ve bir kadın sanatçı tarafından yüzyılın en çok satan albümü ödüllerini aldı.[185] Mart 2000'de Houston, 2000 Soul Train Müzik Ödülleri'nde 1990'lardaki olağanüstü sanatsal katkılarından dolayı on yılın kadın sanatçısı olarak özel bir onur kazandı.[186][187]

Mayıs 2000'de Whitney: The Greatest Hits dünya çapında piyasaya sürüldü. Çift diskten oluşan set Amerika Birleşik Devletleri'nde beş numaraya kadar yükselirken Birleşik Krallık'ta bir numaraya ulaştı.[188] Ayrıca, albüm diğer birçok ülkede Top 10'a ulaştı.[189] Albümdeki balad şarkılar değiştirilmezken, Houston'ın yüksek tempolu hitlerinin çoğunun house/club remiksleri yer aldı. Albümde dört yeni şarkı yer aldı: "Could I Have This Kiss Forever" (Enrique Iglesias ile düet), "Same Script, Different Cast" (Deborah Cox ile düet), "If I Told You That" (George Michael ile düet) ve "Fine" ve daha önce hiçbir Houston albümünde yer almamış üç hit şarkı: "One Moment in Time", "The Star-Spangled Banner" ve 1986 tarihli Precious Moments albümünde Jermaine Jackson ile düet yaptığı "If You Say My Eyes Are Beautiful". Albümle birlikte, Houston'ın en büyük hitlerinin müzik videolarının yanı sıra 1983'te The Merv Griffin Show'da yaptığı çıkış ve röportajlar da dahil olmak üzere bulunması zor birkaç canlı performansı içeren bir VHS ve DVD yayınlandı.[190] Set daha sonra ABD'de beş milyon kopya satışıyla beş kez platin sertifika alırken, dünya çapındaki satışları 11 milyona ulaştı.[191]

2000-2008: Just Whitney ve kişisel sorunları

Houston, Capitol Hill'in dışında, Washington, DC, 16 Ekim 2000

Houston 1980'lerde ve 1990'ların başında mükemmel bir imaja sahip "iyi bir kız" olarak görülmesine rağmen, 1999 ve 2000 yıllarında davranışları değişti. Röportajlara, fotoğraf çekimlerine ve provalara sık sık saatlerce geç kalıyor, konserlerini ve talk-show programlarını iptal ediyor ve düzensiz davranışlar sergilediğine dair haberler çıkıyordu.[192][193] Kaçırdığı performanslar ve kilo kaybı, Houston'ın kocasıyla birlikte uyuşturucu kullandığına dair söylentilere yol açtı. 11 Ocak 2000'de Brown ile seyahat ederken, havaalanı güvenlik görevlileri Hawaii'deki Keahole-Kona Uluslararası Havaalanı'nda Houston'ın el çantasında yarım ons esrar buldu, ancak Houston yetkililer gelmeden oradan ayrıldı.[194][195] Daha sonra hakkındaki suçlamalar düşürüldü,[196] ancak Houston ve Brown'ın uyuşturucu kullandığına dair söylentiler su yüzüne çıkmaya devam edecekti. İki ay sonra, Clive Davis Rock and Roll Hall of Fame'e kabul edildi; Houston'ın etkinlikte sahne alması planlanmıştı, ancak gelmedi.[197]

Kısa bir süre sonra Houston'ın Akademi Ödülleri'nde sahne alması planlandı, ancak müzik direktörü ve uzun süredir arkadaşı olan Burt Bacharach tarafından etkinlikten kovuldu. Reklamcısı iptalin nedeni olarak boğaz problemlerini gösterdi. The Big Show: High Times and Dirty Dealings Backstage at the Academy Awards adlı kitabında adlı kitabında yazar Steve Pond, "Houston'ın sesinin titrek olduğunu, dikkatinin dağınık ve gergin göründüğünü ve tavrının rahat, neredeyse meydan okuyan" olduğunu; "Over the Rainbow" şarkısını seslendirmesi gerekirken provalar sırasında farklı bir şarkı söyleyeceğini açıkladı. Houston daha sonra kovulduğunu kabul etti.[198]

Mayıs 2000'de Houston'ın uzun süredir yönetici asistanı ve arkadaşı olan Robyn Crawford, Houston'ın yönetim şirketinden istifa etti. Crawford 2019'da Houston'ın uyuşturucu bağımlılığı için yardım istemeyi reddetmesi üzerine ayrıldığını söyledi.[199][200] Ertesi ay Rolling Stone, Cissy Houston ve diğerlerinin Temmuz 1999'da Whitney'i uyuşturucu tedavisi görmeye ikna etmeye çalıştıkları bir müdahale düzenlediklerini belirten bir haber yayınladı.[197]

Ağustos 2001'de Houston, Arista/BMG ile müzik tarihinin en büyük plak anlaşmalarından birini imzaladı. Sözleşmesini 100 milyon dolara yenileyerek altı yeni albüm çıkardı ve bu albümlerden de telif hakkı kazandı.[201][202][203] Daha sonra Michael Jackson: 30. Yıldönümü Özel adlı programa katıldı ve burada aşırı zayıf görüntüsü uyuşturucu kullandığı söylentilerini daha da alevlendirdi. Tanıtımcısı "Whitney ailevi meseleler nedeniyle stres altındaydı ve stres altındayken yemek yemez" dedi.[204] 2009 yılında Oprah Winfrey ile yaptığı bir röportajda Houston, kilo kaybının nedeninin uyuşturucu kullanımı olduğunu kabul etti.[205] Ertesi gece için planlanan ikinci performansını iptal etti.[206] Birkaç hafta içinde, Houston'ın "The Star-Spangled Banner" yorumu 11 Eylül saldırılarından sonra yeniden yayınlandı ve geliri New York Şehri İtfaiye Departmanı ve New York Kardeş Polis Teşkilatı'na bağışlandı.[207] ABD Hot 100 listesinde 6 numaraya kadar yükselerek önceki konumunu aştı.[208]

2002 yılında Houston, John Houston Enterprise ile yasal bir anlaşmazlığa düştü. Şirket babası tarafından kariyerini yönetmek için kurulmuş olsa da, aslında şirket başkanı Kevin Skinner tarafından yönetiliyordu. Skinner, Houston'ın Arista Records ile yaptığı 100 milyon dolarlık kontratın müzakere edilmesine yardımcı olduğu ve hukuki meseleleri çözdüğü için şirkete daha önce ödenmemiş tazminat borcu olduğunu belirterek sözleşme ihlali davası açtı ve 100 milyon dolarlık dava açtı (ancak kaybetti).[209] Houston 81 yaşındaki babasının davayla hiçbir ilgisi olmadığını belirtti. Skinner aksini iddia etmeye çalışsa da John Houston mahkemeye hiç çıkmadı.[210] Houston'ın babası daha sonra Şubat 2003'te öldü.[211] Dava 5 Nisan 2004 tarihinde reddedildi ve Skinner'a hiçbir şey verilmedi.[212]

Houston 2002'de de Diane Sawyer ile yaklaşan albümünün tanıtımı için bir röportaj yaptı. Özel yayın sırasında, diğer konuların yanı sıra uyuşturucu kullanımı ve evliliği hakkında konuştu. Kokain kullandığına dair süregelen söylentilere değinerek şunları söyledi: "Öncelikle bir şeyi açıklığa kavuşturalım. Kokain ucuzdur. Kokain içemeyecek kadar çok para kazanıyorum. Bunu açıklığa kavuşturalım. Tamam mı? Biz kokain kullanmayız. Bunu yapmayız. Kokain kötüdür." Bununla birlikte Houston alkol, marihuana, kokain ve hap kullandığını kabul etti; ayrıca annesinin uyuşturucu kullanımı konusunda yardım alması için kendisini teşvik ettiğini de kabul etti. Yeme bozukluğu olduğunu ve çok zayıf görünmesinin uyuşturucu kullanımıyla bağlantılı olduğunu da reddetti. Ayrıca Bobby Brown'ın kendisine hiç vurmadığını ancak kendisinin ona vurduğunu kabul ettiğini belirtti.[213]

Aralık 2002'de Houston, beşinci stüdyo albümü Just Whitney'i yayımladı. Albümde o zamanki kocası Bobby Brown'ın yanı sıra Missy Elliott ve Babyface'in prodüksiyonları yer aldı ve Davis'in BMG'deki üst düzey yönetim tarafından serbest bırakılması nedeniyle Houston ilk kez Clive Davis ile birlikte prodüksiyon yapmadı. Just Whitney yayınlandıktan sonra karışık eleştiriler aldı.[214] Albüm Billboard 200 listesine 9 numaradan giriş yaptı ve Houston'ın o güne kadar çıkardığı albümler arasında en yüksek ilk hafta satışını elde etti.[215] Albümden çıkan dört single, Billboard Hot 100 listesinde iyi bir başarı elde edemedi, ancak dans listelerinde hit oldu. Just Whitney, Amerika Birleşik Devletleri'nde platin sertifika aldı ve dünya çapında yaklaşık iki milyon sattı.[216][217]

Houston, 2003 yılının sonlarında geleneksel tatil şarkılarından oluşan ilk Noel albümü One Wish: The Holiday Album'ü yayımladı. Bu albümün yapımcılığını Mervyn Warren ve Gordon Chambers ile birlikte üstlendi. "One Wish (for Christmas)" adlı single Adult Contemporary listesinde Top 20'ye ulaştı ve albüm ABD'de altın sertifika aldı.[218]

Aralık 2003'te Brown, Houston'ı dövmekle tehdit ettiği ve ardından ona saldırdığı bir tartışmanın ardından darpla suçlandı. Polis, Houston'ın yüzünde görünür yaralar olduğunu bildirdi.[219]

Her zaman gezgin bir sanatçı olan Houston, 2004 yılının büyük bir bölümünü Avrupa, Orta Doğu, Asya ve Rusya'da turne ve konserlerle geçirdi. Eylül 2004'te Dünya Müzik Ödülleri'nde uzun süredir arkadaşı olan Clive Davis'i anmak için sürpriz bir performans sergiledi. Gösteriden sonra Davis ve Houston yeni albümü üzerinde çalışmak üzere stüdyoya girmeyi planladıklarını açıkladılar.[220]

2004 yılının başlarında Brown, Bravo'da yayınlanan Being Bobby Brown adlı kendi reality TV programında rol aldı. Program Brown'ların evlerinde yaşananları gözler önüne seriyordu. Houston program boyunca öne çıkan bir figür oldu ve Brown kadar ekran süresi aldı. Dizi 2005 yılında yayınlandı ve Houston'ın hoş olmayan anlarına yer verdi. Yıllar sonra The Guardian, Houston'ın diziye katılmasıyla "saygınlığının son kalıntılarını" da kaybettiğini yazdı.[221] Hollywood Reporter ise şovun "hiç kuşkusuz televizyona sızan en iğrenç ve berbat dizi" olduğunu söyledi.[222] Dizinin tren kazası olarak algılanan doğasına rağmen, dizi Bravo'ya kendi zaman diliminde en yüksek reytingleri kazandırdı ve Houston'ın film ve televizyondaki başarılı atılımlarını sürdürdü.[223] Houston'ın artık dizide yer almayacağını söylemesi ve Brown ile Bravo'nun yeni sezon için anlaşmaya varamaması üzerine dizi ikinci sezon için yenilenmedi.[224]

Kişisel hayatı

Houston 16 yaşındayken, her ikisi de East Orange'daki bir gençlik yaz kampında danışman olarak çalışırken, o zamanlar Monmouth Üniversitesi'nde basketbol oyuncusu olan Robyn Crawford ile tanıştı. İkili kısa sürede arkadaş oldu ve Houston daha sonra Crawford'u "hiç sahip olmadığı kız kardeşi" olarak tanımladı.[225] Houston mezun olduktan sonra, East Orange'a 20 mil uzaklıktaki Woodbridge'de bir apartman kompleksinde oda arkadaşı oldular. Houston'ın Arista ile anlaşmasından kısa bir süre sonra Crawford şarkıcının yönetici asistanı oldu.[226] Houston'ın şöhretinin ilk dönemlerinde, Houston ve Crawford arasında bir aşk olduğuna dair söylentiler ortaya atıldı, ancak her ikisi de 1987'de Time dergisine verdikleri röportajda bunu yalanladı.[16] Crawford, 2019'da anılarını kaleme aldığı A Song for You: My Life with Whitney Houston adlı anı kitabında, erken dönem ilişkilerinin cinsel aktivite içerdiğini ancak Houston bir kayıt anlaşması imzalamadan önce durduğunu itiraf etti.[227] Crawford 2000 yılına kadar Houston'ın yakın arkadaşı ve çalışanı olarak kaldı.

Houston, 1980'ler boyunca müzisyen Jermaine Jackson, Amerikan futbolu yıldızı Randall Cunningham, restoratör Brad Johnson ve aktör Eddie Murphy ile romantik ilişkiler yaşadı.[89] Daha sonra 1989 Soul Train Müzik Ödülleri'nde R&B şarkıcısı Bobby Brown ile tanıştı. Üç yıllık bir flörtün ardından ikili 18 Temmuz 1992'de evlendi.[228] İki şarkıcı zaman zaman hit olan "Something in Common" da dahil olmak üzere şarkılarda işbirliği yaptı. Brown'ın alkollü araç kullanma, uyuşturucu bulundurma ve darp gibi suçlardan birkaç kez başı derde girdi ve bir süre hapis yattı.[219][229] 4 Mart 1993'te Houston, çiftin tek çocuğu olan kızları Bobbi Kristina Brown'ı (4 Mart 1993 - 26 Temmuz 2015) dünyaya getirdi.[230] Houston, 1993 yılında Barbara Walters ile yaptığı bir röportajda The Bodyguard filminin çekimleri sırasında düşük yaptığını açıkladı.[231] Evlilikleri boyunca Houston ve Brown, başka bir bebek sahibi olmayı denediler ve Houston biri Temmuz 1994'te,[232] diğeri Aralık 1996'da olmak üzere birkaç düşük yaptı.[233]

Aralık 2003'te Brown, Houston'ı dövmekle tehdit ettiği ve ardından ona saldırdığı bir tartışmanın ardından darpla suçlandı. Polis, Houston'ın yüzünde gözle görülür yaralar olduğunu bildirdi.[219] Eylül 2006'da, Being Bobby Brown'ın yayınlanmasından bir yıl sonra Houston, Brown'dan yasal olarak ayrılmak için başvuruda bulundu, daha sonra ertesi ay boşanma davası açtı.[234][235] Boşanma, 24 Nisan 2007'de gerçekleşti ve Houston, Brown'ın genç kızlarına destek olma konusunda "güvenilmez" olduğunu kabul etti.[236]

Ölümü ve cenazesi

Houston'ın cesedinin bulunduğu Beverly Hilton Oteli

Houston'ın ölümünden önceki günlerde "darmadağınık"[237][238][239] ve "dengesiz" göründüğü bildirildi. 9 Şubat 2012'de Houston, Clive Davis ile birlikte şarkıcılar Brandy ve Monica'yı Davis'in Beverly Hills'teki The Beverly Hilton'da düzenlenen Grammy Ödülleri öncesi partisi için yaptıkları provalarda ziyaret etti.[240][241] Aynı gün, Hollywood, Kaliforniya'da sahnede Kelly Price'a katılıp "Jesus Loves Me" şarkısını söyleyerek halka açık son performansını gerçekleştirdi.[242][243]

İki gün sonra, 11 Şubat'ta Houston, Beverly Hilton'daki 434 numaralı süitte küvete batmış halde baygın halde bulundu.[244][245] Beverly Hills sağlık görevlileri saat 15:30 sularında olay yerine ulaşmış, Houston'ı tepkisiz halde bulmuş ve kalp masajı yapmıştır. Houston'ın TSİ 15:55'te öldüğü açıklandı.[246][247] Ölüm nedeni hemen bilinmiyordu; yerel polis "belirgin bir suç kastı belirtisi olmadığını" söyledi.[248]

Beverly Hilton Oteli yakınındaki çiçekler

Houston için 18 Şubat 2012 tarihinde Newark, New Jersey'deki kendi kilisesi olan New Hope Baptist Kilisesi'nde sadece davetlilerin katıldığı bir anma töreni düzenlendi. Tören iki saat olarak planlanmıştı ancak dört saat sürdü.[249] Cenazede sahne alanlar arasında Stevie Wonder, CeCe Winans, Alicia Keys, Kim Burrell ve R. Kelly vardı.[250] Performansların arasına kilise korosunun ilahileri ve Houston'ın plak yapımcısı Clive Davis, Kevin Costner, müzik direktörü Rickey Minor, kuzeni Dionne Warwick ve son 11 yıldır güvenlik görevlisi olan Ray Watson'ın konuşmaları serpiştirildi. Aretha Franklin programda yer alıyordu ve şarkı söylemesi bekleniyordu ancak törene katılamadı. Bobby Brown tören başladıktan kısa bir süre sonra ayrıldı.[251] Houston, 19 Şubat 2012'de Westfield, New Jersey'deki Fairview Mezarlığı'nda, 2003 yılında ölen babası John Russell Houston'ın yanına defnedildi.[252]

22 Mart 2012'de Los Angeles County Adli Tıp Ofisi, Houston'ın ölümünün boğulma ve "aterosklerotik kalp hastalığı ve kokain kullanımının etkileri" nedeniyle gerçekleştiğini bildirdi.[253][254] Ofis, Houston'ın vücudunda bulunan kokain miktarının, ölümünden kısa bir süre önce bu maddeyi kullandığını gösterdiğini söyledi.[255] Toksikoloji sonuçlarına göre vücudunda başka ilaçlar da bulundu: difenhidramin (Benadryl), alprazolam (Xanax; benzodiazepinler olarak adlandırılan triazolobenzodiazepin grubu kimyasallar içinde orta süreli güçlü bir sakinleştirici), esrar ve siklobenzaprin (Flexeril).[256] Ölüm şekli "kaza" olarak listelenmiştir.[257]

Ses yeteneği

Houston'ın ses yeteneği ona "Ses" lakabını kazandırdı.

Houston soprano ses aralığına sahipti[1] ve vokal yeteneği nedeniyle "Ses" olarak anılıyordu.[258] The New York Times'tan Jon Pareles, Houston'ın "her zaman büyük bir sese sahip olduğunu, kadifemsi derinliklerinden balistik orta perdesine, çınlayan ve havadar yüksekliklerine kadar teknik bir mucize olduğunu" belirtti.[259] Rolling Stone, 2023 yılında Houston'ı tüm zamanların en iyi ikinci şarkıcısı olarak gösterdi ve şöyle betimledi: "R&B vokallerinin standart taşıyıcısı Whitney Houston, hassas olduğu kadar güçlü bir sopranoya sahipti. Dolly Parton'ın 1990'ların belirleyici single'larından biri haline gelen "I Will Always Love You" şarkısına yaptığı cover'ı ele alırsak; şarkı onun hafifçe düşüncelere dalmasıyla açılmakta, eşlik edilmeyen sesi sevgilisini geride bırakma fikrini en hafif dokunuşla ters yüz ediyormuş gibi duyulmaktadır. Şarkının sonunda ise şarkı, sanatçının kıvrak ve kaslı üst perdesinin bir vitrinine dönüşmekte; şarkının adındaki cümleyi derin bir his ve teknik bir mükemmellikle söyleyerek şarkının kalbindeki çatışmalı duyguları hayatının bir sonraki adımı için bir sıçrama noktasına dönüştürmektedir."[1]

Rolling Stone'dan Matthew Perpetua da Houston'ın vokal yeteneğini kabul ederek 1986 MTV VMA'larındaki "How Will I Know" ve 1991 Super Bowl'daki "The Star-Spangled Banner" da dahil olmak üzere on performansını sıraladı. "Whitney Houston şaşırtıcı bir ses aralığı ve olağanüstü teknik beceriyle kutsanmıştı, ancak onu gerçekten büyük bir şarkıcı yapan şey, bir şarkıyla bağlantı kurma ve onun dramını ve duygusunu inanılmaz bir hassasiyetle eve götürme yeteneğiydi. O muhteşem bir sanatçıydı ve canlı performansları çoğu zaman stüdyo kayıtlarını gölgede bırakırdı" dedi.[260] Newsweek'e göre Houston'ın dört oktavlık bir ses aralığı vardı.[261]

Los Angeles Times'dan Elysa Gardner, The Preacher's Wife Soundtrack için yazdığı eleştiride, Houston'ın vokal yeteneğinden övgüyle bahsederek şu yorumu yapmıştır: "O her şeyden önce bir pop divası - hem de elimizdekilerin en iyisi. Başka hiçbir kadın pop yıldızı - ne Mariah Carey, ne Celine Dion, ne de Barbra Streisand - mükemmel vokal akıcılığı, tonunun saflığı ve bir şarkı sözüne büyüleyici bir melodram katma becerisi açısından Houston'a rakip olamaz."[262]

Şarkıcı Faith Evans şunları söyledi: "Whitney sadece güzel sesli bir şarkıcı değildi. O gerçek bir müzisyendi. Sesi bir enstrümandı ve onu nasıl kullanacağını biliyordu. Keman ya da piyanoda ustalaşmış biriyle aynı karmaşıklıkta, Whitney sesini kullanmakta ustalaşmıştı. Her çalışından her kreşendosuna kadar sesiyle neler yapabileceğinin bilincindeydi ve bu bir şarkıcının, hatta çok yetenekli birinin bile başarabileceği basit bir şey değildir. Whitney 'Ses' çünkü bunun için çalıştı. Bu, 14 yaşındayken ülkenin dört bir yanındaki gece kulüplerinde annesine vokal yapan biri. Henüz 17 yaşındayken Chaka Khan'a vokal yapan biri. Bir plak şirketiyle anlaşmadan önce yıllarca sahnede ve stüdyoda sanatını geliştirdi. Şarkıcı bir aileden gelen ve etrafı müzikle çevrili biri olarak, tıpkı sahne sanatları lisesine giden ya da üniversitede ses eğitimi alan biri gibi, müzik konusunda resmi bir eğitim aldı."[263]

Mirası ve etkisi

Houston, HBO'da yayınlanan "Welcome Home Heroes" konserinde "Where Do Broken Hearts Go" şarkısını seslendiriyor.

Houston, tüm zamanların en büyük vokalistlerinden biri ve kültürel simge olarak kabul edilmektedir.[264][265] Ayrıca tarihteki en etkili R&B sanatçılarından biri olarak kabul edilmektedir.[266][267]

1980'lerde MTV kendini göstermeye başlamıştı ve siyah sanatçıların videolarını yeterince yayınlamadığı için eleştiriliyordu. Michael Jackson'ın siyahi erkekler için renk bariyerini yıkmasıyla Houston da aynı şeyi siyahi kadınlar için yaptı. "How Will I Know" videosunun başarısının ardından kanalda yoğun rotasyon alan ilk siyah kadın oldu.[268][269][270]

Janet Jackson ve Anita Baker gibi siyahi kadın sanatçıların popüler müzikte başarılı olmalarının bir nedeni de Houston'ın açtığı yoldur. Baker, "Whitney ve Sade'nin yaptıkları sayesinde benim için bir açılım oldu... Radyo istasyonları için siyahi kadın şarkıcılar artık tabu değil." yorumunu yaptı.[271]

AllMusic onun siyahi sanatçıların pop sahnesindeki başarısına yaptığı katkıya dikkat çekti.[272] The New York Times, "Houston'ın siyah müzik içinde soul, pop, caz ve gospel vokal geleneklerinin sürekliliğini kabul eden bir hareket için önemli bir katalizör olduğunu" belirtti.[273] Time dergisinden Richard Corliss, Houston'ın çeşitli engelleri aşan ilk başarısı hakkında yorumda bulundu:

İlk albümündeki on parçanın altısı baladdı. Bu şantöz [Houston] sert rock'çılarla hava çalmak için savaşmak zorundaydı. Genç bayan maço rock'ın soyunma odasında boyun eğmeden durmak zorundaydı. Soul şarkıcısı, çok az sayıda siyahi sanatçıyı süper yıldız ilan eden bir müzik dinleyicisini baştan çıkarmak zorundaydı. [...] O, gerçekleşmeyi bekleyen bir fenomendi, dinleyicinin müzikal ortama geri dönme isteğine ustaca bir dokunuştu. Ve her yeni yıldız kendi türünü yarattığı için, onun başarısı diğer siyahların, diğer kadınların, diğer yumuşak şarkıcıların pop piyasasında hevesli bir kabul bulmasına yardımcı oldu.[16]

Houston nesiller boyu şarkıcıları etkiledi.

The New York Times'tan Stephen Holden, Houston'ın "güçlü gospel odaklı pop-soul şarkı geleneğini yeniden canlandırdığını" söyledi.[274] Los Angeles Times'tan Ann Powers, Houston'dan "ulusal bir hazine" olarak bahsetti.[275] The New York Times'ın bir başka müzik eleştirmeni Jon Caramanica ise Houston'ı "R&B'nin büyük modernleştiricisi" olarak nitelendirdi ve "yavaş ama emin adımlarla kilisenin hırs ve övgüsünü bedenin hareket ve ihtiyaçları ve ana akımın ışıltısıyla uzlaştırdı" diye ekledi.[2] Ayrıca Houston'ın etkisi ile 1980'lerin popundaki diğer büyük isimler arasında karşılaştırmalar yaptı:

Michael Jackson ve Madonna ile birlikte 1980'lerde popu melezleştiren önemli figürlerden biriydi, ancak stratejisi akranlarınınkinden çok daha az radikaldi. Jackson ve Madonna sırayla şehvet düşkünü ve vahşiydiler ve en önemlisi, üretimlerinin seslerinden daha yüksek sesle konuşmasına izin vermeye istekliydiler, Bayan Houston'ın asla tercih etmediği bir seçenek. Ayrıca, her ikisinden de daha az üretkendi, ününün çoğunu 1985'ten 1992'ye kadar yayınladığı ilk üç solo albümü ve bir film müziği ile elde etti. O zamandan bu yana geçen yıllarda onlardan daha az etkili olduysa, bunun tek nedeni yeteneğinin çok nadir, taklit edilmesi çok imkansız olmasıydı. Jackson ve Madonna kendi sesleri etrafında bir dünya görüşü inşa ettiler; Bayan Houston'ın sesi ise bir dünya görüşüydü. O, taklit edilmekten ziyade bir müze parçası gibi hayranlık duyulacak.

The Independent'ın müzik eleştirmeni Andy Gill de Houston'ın modern R&B ve şarkı yarışmaları üzerindeki etkisini Michael Jackson'ınkiyle karşılaştırarak yazdı. Gill, "Çünkü Whitney, Michael Jackson da dahil olmak üzere diğer tüm sanatçılardan daha fazla, modern R&B'nin rotasını etkili bir şekilde çizdi, soul vokal standartları için çıtayı belirledi ve şimdi rutin olarak 'soul diva' olarak adlandırdığımız şey için orijinal şablonu yarattı" dedi. Benzer şekilde, Allmusic'ten Steve Huey, Houston'ın olağanüstü tekniğinin gölgesinin, kendisinden sonra gelen kadın ya da erkek neredeyse tüm pop divalarının ve pürüzsüz şehirli soul şarkıcılarının üzerinde hala büyük bir etki yarattığını ve bir taklitçiler ordusu doğurduğunu yazdı.[272] Rolling Stone, Houston'ın "kadın soul ikonu imajını yeniden tanımladığını ve Mariah Carey'den Rihanna'ya kadar çeşitli şarkıcılara ilham verdiğini" belirtti.[276] Dergi onu "Tüm Zamanların En Büyük 100 Şarkıcısı" listesinde 34. sıraya yerleştirdi.[119] On yıldan uzun bir süre sonra, 2023'te Houston, Aretha Franklin'in ardından ikinci sıraya yerleştirildi.[1] Essence, Houston'ı tüm zamanların En Etkili 50 R&B Yıldızı listesinde beş numaraya yerleştirdi ve onu "tüm divaları sona erdiren diva" olarak nitelendirdi.[267] Ekim 2022'de aynı dergi Houston'ı tüm zamanların en iyi on R&B solo sanatçısı listesinde bir numaraya yerleştirdi.[277]

Aralarında Rihanna,[278][279] Beyoncé,[280][281] Britney Spears,[282] Lady Gaga,[283][284] Celine Dion,[285] Adele,[286] Demi Lovato,[287] Kelly Clarkson,[288][289] Nicole Scherzinger,[290] Kelly Rowland,[291] Toni Braxton,[292] Ashanti,[293] Deborah Cox,[294] Robin Thicke,[295] Ciara,[296] Brandy,[297] Monica,[298] LeAnn Rimes,[299] Melanie Fiona,[300] Jennifer Hudson,[301] Christina Aguilera,[302] Jordin Sparks,[303] Alicia Keys,[304] Leona Lewis,[305] Ariana Grande,[306] Mariah Carey[307] ve Jennifer Lopez'in de bulunduğu çok sayıda sanatçı,[308] Whitney'i bir etki ve ilham kaynağı olarak kabul etmiştir.

Başarıları ve ödülleri

Houston'ın Madame Tussaud balmumu figürü

Houston, iki Emmy Ödülü, sekiz Grammy Ödülü (iki Grammy Hall of Fame onuru dahil), on dört Dünya Müzik Ödülü, on altı Billboard Müzik Ödülü (toplam 45 Billboard ödülü) ve yirmi iki Amerikan Müzik Ödülü dahil olmak üzere çok sayıda ödül kazandı. Houston, 1994 yılında kazandığı sekiz ödülle bir kadının bir yılda aldığı en çok Amerikan Müzik Ödülü rekorunu elinde tutmaktadır.[309] Houston, Billboard Müzik Ödülleri'nin 1993'teki dördüncü yıllık töreninde bir gecede 11'den fazla ödül kazanan ilk sanatçı oldu ve o dönemde bir Guinness Dünya Rekoru kırdı.[310] Houston, 1994'te altıncısı düzenlenen Dünya Müzik Ödülleri'nde beş ödül kazanarak tek bir yılda en çok WMA kazanan sanatçı rekorunu elinde tutmaya devam etmektedir.[311] Houston aynı zamanda 30 Guinness Dünya Rekoru ile tarihte en çok Guinness Dünya Rekoruna sahip siyahi kadın sanatçıdır.

1996 yılında, "You Give Good Love" klibiyle BET'te çıkış yaptıktan on bir yıl sonra Houston, BET Walk of Fame'in ilk kadın sahibi ve 33 yaşında bu onura layık görülen en genç sanatçı oldu. Beş yıl sonra, 2001'de Houston, BET Yaşam Boyu Başarı Ödülü'ne layık görülen ilk sanatçı oldu.[312][313] Houston aynı zamanda 37 yaşında aldığı ödülle bu onura layık görülen en genç sanatçı olma unvanını da korudu. BET, 2010 yılında The BET Honors'dan ödül aldığında onu tekrar onurlandırdı. Houston, BET ağından üç ödülü de alan sadece iki sanatçıdan biridir.

Mayıs 2003'te Houston, VH1'in "Video Çağının En Büyük 50 Kadını" listesinde üç numarada yer aldı.[314] 2008 yılında Billboard dergisi, ABD single listesinin 50. yıldönümünü kutlamak için Tüm Zamanların En İyi 100 Sanatçısı listesini yayınladı ve Houston'ı dokuzuncu sıraya yerleştirdi.[315][316] Benzer şekilde, Eylül 2010'da VH1 tarafından "Tüm Zamanların En Büyük 100 Sanatçısı" arasında gösterildi. Kasım 2010'da Billboard "Son 25 Yılın En İyi 50 R&B/Hip-Hop Sanatçısı" listesini yayınladı ve Houston'ı R&B/Hip-Hop Şarkıları listesinde sekiz bir numara single kazanmasının yanı sıra R&B/Hip-Hop Albümleri listesinde de beş bir numaraya yükselterek üç numaraya yerleştirdi.[317]

Houston'ın ilk albümü Rolling Stone dergisi tarafından Tüm Zamanların En İyi 500 Albümü arasında gösterildi ve Rock and Roll Hall of Fame'in Definitive 200 listesinde yer aldı.[58] 2004 yılında Billboard, Houston'ın ilk albümünün listelerdeki başarısını tarihindeki 110 Müzikal Kilometre Taşından biri olarak seçti.[318] Houston'ın müzik endüstrisine girişi, 2007 yılında USA Today'e göre son 25 yılın 25 müzikal kilometre taşından biri olarak kabul edildi. Mariah Carey'nin listeleri alt üst eden vokal jimnastiğinin yolunu açtığını belirtti. 2015 yılında Billboard tarafından "Tüm Zamanların En Büyük 35 R&B Sanatçısı" listesinde dokuz numaraya (kadınlarda ikinci) yerleştirildi.[266]

Houston, dünya çapında 220 milyondan fazla albüm satışıyla tüm zamanların en çok satan kayıt sanatçılarından biridir.[319] Kendisi 20. yüzyılın en çok satan kadın R&B sanatçısıdır.[320] Houston ayrıca tarihteki diğer tüm kadın solo sanatçılardan daha fazla fiziksel single satmıştır.[321] 2023 itibarıyla, 61 milyon sertifikalı albümle Amerika Kayıt Endüstrisi Birliği tarafından Amerika Birleşik Devletleri'nde en çok satan sanatçılardan biri olarak gösterildi.[322] Houston, hepsi elmas, multi-platin veya platin sertifikalı yedi stüdyo albümü ve iki soundtrack albümü yayınladı.[323]

Kasım 1993'te Houston, The Bodyguard film müziğinin on kez platin sertifika almasıyla bir albümü Diamond olan ilk solo kadın kayıt sanatçısı oldu. Ocak 1994'te, ilk albümü Whitney Houston'ın da on kez platin sertifika almasının ardından iki Elmas albüm alan ilk solo sanatçı oldu. Ekim 2020'de 1987 çıkışlı Whitney albümü de Diamond sertifikası alarak Houston'ı üç Diamond sertifikalı albümü olan ilk ve tek siyahi kayıt sanatçısı yaptı. Bu üç albüm aynı zamanda tüm zamanların en çok satan albümleri arasında yer almaktadır. Houston aynı zamanda altıdan fazla albümü dünya çapında on milyon ya da daha fazla satan tek siyahi kadın kayıt sanatçısıdır. The Bodyguard, tüm zamanların en çok satan film müziği albümü ve 50 milyonu aşan küresel satış rakamıyla bir kadın kayıt sanatçısının tüm zamanların en çok satan albümü olma özelliğini sürdürmektedir. Houston'ın "I Will Always Love You" şarkısı, dünya çapında 20 milyondan fazla kopya satışıyla müzik tarihinde bir kadın sanatçı tarafından seslendirilen en çok satan fiziksel single ve siyahi bir sanatçı tarafından seslendirilen tüm zamanların en çok satan single'ı oldu. 1996 yılında The Preacher's Wife için yaptığı soundtrack tüm zamanların en çok satan gospel albümüdür.

1997 yılında East Orange, New Jersey'deki Franklin Okulu'nun adı Whitney E. Houston Academy School of Creative and Performing Arts olarak değiştirildi. Louisiana'daki Grambling Eyalet Üniversitesi'nden Beşeri Bilimler alanında fahri doktora unvanına sahiptir.[324] Houston 2013 yılında New Jersey Hall of Fame'e kabul edildi.[325] Ağustos 2014'te resmî Rhythm and Blues Music Hall of Fame'in ikinci sınıfına dahil edildi.[326] 15 Ocak 2020'de, ilk albümünü yayınladıktan 35 yıldan fazla bir süre sonra ve dönüm noktası niteliğindeki ilk albümünün yayınlanmasının 35. yıldönümünde Houston, ilk adaylığının ardından Rock and Roll Hall of Fame'e kabul edildi.[327][328] Mart 2020'de Kongre Kütüphanesi, Houston'ın 1992 tarihli single'ı "I Will Always Love You"nun Amerikan ses dünyasındaki "kültürel, tarihi ve estetik önemi" nedeniyle "korunmaya değer işitsel hazineler" listesi olan Ulusal Kayıt Sicili'ne eklendiğini duyurdu.[329] Ekim 2020'de "I Will Always Love You"nun klibi YouTube'da 1 milyar izlenmeyi aşarak Houston'ı 20. yüzyılda bir klibi bu kilometre taşına ulaşan ilk solo sanatçı yaptı.[330] Mayıs 2023'te Houston, Birleşik Krallık'ta 1 milyar erişim sayısına ulaştığı için BPI tarafından Brits Billion Ödülü'ne layık görülen ilk on üç sanatçıdan biri oldu. Temmuz 2023'te Houston, 1987 tarihli hiti "I Wanna Dance with Somebody (Who Loves Me)"nin bu başarıya ulaşmasının ardından 1980'lerde çıkış yapan ve bir şarkısı bir milyardan fazla dinlenen ilk solo sanatçı oldu.[331]

Diskografi

Stüdyo albümleri

Film müziği albümleri

Toplama albümleri

  • 2000: Whitney: The Greatest Hits
  • 2001: Love, Whitney
  • 2004: Artist Collection: Whitney Houston
  • 2007: The Ultimate Collection
  • 2012: I Will Always Love You The Best Of Whitney Houston

Çalıştığı sanatçılar

Ayrıca bakınız

Kaynakça