Vikipedi:Günün maddeleri/Eylül 2016



Bu sayfada ana sayfaya çıkmış veya çıkacak olan maddeler gösterilmektedir.

Günün maddesini kullanıcı veya kullanıcı tartışma sayfalarınızda {{Anasayfa dinamik içerik}} şablonunu kullanarak çıkartabilirsiniz. Çıkacak olan maddelerle ilgili teklif, öneri düzeltme gibi istekleri Vikipedi:Günün maddesi sayfasında belirtebilirsiniz.




Eylül 1 - Prş

G.I. Joe: The Rise of Cobra (Türkçe: G.I. Joe: Kobranın Yükselişi) 2009 yapımı gerilim, bilimkurgu, aksiyon tarzında film. Filmin yapımcılığını Paramount Pictures ve Hasbro şirketleri yapmaktadır. Film G.I. Joe: A Real American Hero (G.I. Joe:Gerçek Amerikan Kahramanı) adlı kitaptan esinlenmiştir. Filmin yönetmenliğini Stephen Sommers yapmıştır. Dünya çapında yaklaşık 301 milyon $ hasılat yapmıştır. Devam filminin çekilmesi düşünülmektedir.

Yakın bir gelecekte, silah uzmanı James McCullen (Christopher Eccleston) bir şehrin tamamını yok edebilecek nanoteknoloji tabanlı bir silah üretir. Silah uzmanının şirketi M.A.R.S. NATO'ya dört savaş başlığını satar, ve NATO askerleri savaş başlıklarını teslim etmekle vazifelendirilir. Duke (Channing Tatum) ve Ripcord (Marlon Wayans) teslim görevi üzerindeyken Baroniçe (Sienna Miller) tarafından kıstırılırlar.Duke Baroniçenin eski nişanlısı Ana Lewis olduğunu farkeder. Duke ve Ripcord bir Joe ekibi taradından kurtarılır ve bu ekipte Scarlett (Rachel Nichols), Snake Eyes (Ray Park), Breaker (Saïd Taghmaoui) ve Heavy Duty (Adewale Akinnuoye-Agbaje) bulunur. Savaş başlıklarını The Pit (çukur) adı verilen Mısır'daki Joe'ların merkez üstüne götürürler. Vardıkları zaman G.I. Joe takımının lideri General Hawk (Dennis Quaid) ile karşılaşırlar. Hawk savaş başlıklarının kontrolünü teslim aldıktan sonra Duke ve Ripcord'a gitmelerini söyler. Ancak Duke'un Baroniçeyi tanıdığını söylemesi ve sadece takıma katılırsa bilgileri vereceğini söylemesi üzerine takıma girerler. McMullen, Doktor'un (Joseph Gordon-Levitt) yardımıyla nanoteknoloji kullanarak kendisine bir ordu yaratmak ve savaş başlıklarını Dünya'da kaosa neden olması ve yeni dünya düzenini kurmak için kullanma istemektedir. (Devamı...)


Arturo Toscanini (d. 25 Mart 1867 - ö. 16 Ocak 1957) İtalya'da La Scala'da ve Amerika'da Metropolitan Opera'da orkesra şefliği yapmış, dünyaca ünlü müzisyen. Birçok sanat eleştirmenine göre; Toscanini, yorulmaz titizlik ve mükemmellik çabası, olağanüstü müzik kulağı, yorumunun yoğunluğu, fotografik hafızası ile tüm zamanların en iyi şefidir.

Arturo Toscanini, 1867'de Parma'da doğdu. Yine Parma'da konservatuarda çello eğitimi aldı. Çalışmaya başladığı bir orkestra ile birlikte Güney Amerika'da Rio De Janeiro'da Aida operasının gösteriminde, orkesra şefinin yuhalanması ile ısrarlar üzerine orkestrayı çok başarılı bir performansla yönetti. Böylece ilk şeflik deneyimini 19 yaşında yapan Toscanini, asıl kariyerine başlamış oldu. İtalya'ya döndüğünde tekrar çello çalarak müzik hayatına devam eden Toscanini, Verdi'nin Othello'sunun prömiyerinde, Verdi'nin denetiminde çello çaldı. Bir süre sonra otoritesi ve üstün yetenekleri ile şefliği, çello hevesinin önüne geçti. Puccini'nin La Boheme'i ve Leoncavallo'nun Pagliacci'sinin prömiyerlerinin şefliği ona emanet edildi. 1920-1921 yıllarında La Scala'daki orkestrası ile beraber Amerika'da bir turneye çıktı. Bu turnesindeki ses kayıtları, onun ilk kayıtları oldu. 1908 - 1915 yıllarında Metropolitan Opera'da şeflik yaptı. Tekrar İtalya'ya gelmişse de İtalya'nın faşist politikası yüzünden 1938'de burayı terk etti. ABD'de yıllarca NBC Senfoni Orkesrası, BBC Senfoni Orkestrası ile çalışıp birçok oyunu yönetti. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 2 - Cum

Vélez-Málaga İspanya'nın, Endülüs Özerk Topluluğu'nun, Málaga İli'nin, Malaga İlçesi'ne bağlı şehir. 74,190 kişilik nüfusuyla ve şehir nüfusunun toplam il nüfusuna oranıyla ilin en büyük üçüncü şehridir. Nüfus yoğunluğu, kilometrekareye 469,91 kişidir. (1217,1/sq mi.) Yüzölçümü ise 157,88 kilometrekaredir. Şehrin rakımı ise en yüksek noktada, 60 metredir (197 fit).

Şehrin, İspanya içinde posta kodu, E-29-700 ve ISO kodu ES-MA-VM'dir. Tarihinde ise, uzun bir süre boyunca İslam egemenliğinde kalmıştır. Şehrin şu andaki başkanı 2007'de görev başına getirilen İspanyol Sosyalist İşçi Partisi'nden Salomé Arroyo Sanchéz'dir. Tarih öncesi dönemlerde, Velez-Malaga'da belli bir yerleşme yoktu. Bu bölgede ilk yerleşme, Velez-Malaga'nın şu an bulunduğu konumda olmasa da, bu bölgelerde, MÖ 8. yy'da, kurulan Fenike kolonisiydi. Ayrıca Roma İmparatorluğu'nun da bu bölgelerde koloniler kurup, bu bölgede, "Garum Sosu" 'nu icat ettikleri bilinmektedir. Vélez-Malaga, Orta Çağ'da zamanında, 750'li yıllarda Faslı Müslümanlar tarafından kurulmuştur. İber Yarımadası'nda dayanan son İslam şehirlerinden birisi olmuştur. 711'den, 1493'e kadar İslam egemenliğinde kalmıştır ve Endülüs Toprakları'nda yer almıştır. Gırnata Emirliği'nin en önemli şehirlerinden birisi olmuştur. Bu zamanlarda nüfus hızlı bir şekilde artmıştır ve yerleşme kale surlarının dışına taşmıştır. 1492'de Beni Ahmer Devleti başkenti Gırnata'nın İspanya Krallığı'na teslim olmasından birkaç yıl önce 27 Nisan 1487'de Vélez-Malaga, Aragonlu II. Fernand tarafından kuşatılmıştır ve 1488 sonlarında, ilk defa Katolik yönetimine geçmiştir. Kuşatma sırasında, evlerini terk eden Faslı, Endülüslü ve Arap Müslümanların yerini, Kastilya ve Leon'lu katolik hıristiyanlar almıştır. Gırnata'nın düşmesinden 1 yıl sonra geriye kalan şehirlerde düşmüştür. (Cebelitarık, Marbella...) ve İspanya topraklarındaki Arap-İslam egemenliği sona ermiştir. (Devamı...)


Danica Patrick (d. 25 Mart 1982, Beloit, Wisconsin) Amerikalı otomobil yarışçısı, aktris ve model.

2005 senesinde yapılan Indy500 yarışının en iyi çaylak pilotu, 2005 IndyCar Şampiyonasının en iyi çaylak pilotu seçildi. 2008'de Twin Ring Motegi pistinde yapılan Indy 300 yarışını kazanarak "bir Indycar yarışı kazanan ilk kadın pilot" unvanını kazandı. 2009 Indy500 yarışını üçüncü sırada bitirerek "bir Indy500 yarışını podyum derecesi ile bitiren ilk kadın pilot" unvanını kazandı. Aynı sene "bir IndyCar şampiyonasında en fazla puan alan kadın pilot" unvanını da kazandı. 2010 senesinden beri yarıştığı NASCAR Nationwide serisinde; 2011 Daytona yarışında "bir NASCAR yarışına en üst sıradan (4. sıra) başlayan kadın pilot" ve "bir NASCAR yarışına liderlik eden ilk kadın pilot", 2011 Las Vegas Speedway'de "bir NASCAR yarışını en üst sırada (4. sıra) bitiren kadın pilot" unvanlarını elde etti. Halen IndyCar serisinde Andretti Autosport'un 7 numaralı GoDaddy.com aracını ve NASCAR Nationwide serisinde JR Motorsports'un 7 numaralı GoDaddy.com aracını kullanmaktadır. Her iki takımın hisselerinin yarısına sahiptir. ABD'nin Wisconsin eyaletine bağlı Beloit şehrinde doğdu, Illinois eyaletinin Roscoe şehrinde büyüdü. Yarışçı bir aileden gelmektedir. Babası T.J. ve annesi Bev, 1970'lerdeki bir kar aracı yarışında tanıştılar. T.J. kar aracı, motokros ve minik arabalar kategorisinde yarışırken, Bev onun yarıştığı takımda mekaniker olarak görev almaktaydı. 1996 yılında Beloit şehrinin hemen dışındaki Hononegah Birliği Lisesi'nde okuduğu sıralarda amigo kızların kaptanıydı. Daha sonra bu okuldan ayrılıp devlet okuluna yazıldı. Şu anda babası T.J., Danica'nın menajerliğini yürütürken, annesi Bev basın ilişkileri konusunda Danica'ya yardım etmektedir. Brooke isimli bir kız kardeşi var. Fizyoterapist Paul Edward Hospenthal ile evlidir. Yoga antrenmanı yaparken sakatlanmasının ardından gördüğü fizyoterapi tedavisi sırasında tanıştığı Hospenthal ile 2005'te evlendi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 3 - Cts

Chrysler Binası (İngilizce: Chrysler Building) New York şehrinde yer alan Art deco tarzında bir gökdelendir. Manhattan’nın doğu tarafındaki Turtle Bay bölgesinde yer alan bina, 42. Cadde ile Lexington Caddesi’nin keşiştiği noktadan yükselmektedir. 319 metre yüksekliğe sahip olan gökdelen, açılışından 11 ay sonra tamamlanan Empire State Binası onu geçene kadar, dünyanın en yüksek binası ünvanına sahipti. 1973'te Dünya Ticaret Merkezi’nin inşasıyla New York'taki en yüksek üçüncü bina konumuna gelen Chrysler Binası, 11 Eylül saldırıları sırasında Dünya Ticaret Merkezi’nin yıkılmasının ardından yeniden şehrin en yüksek ikinci binası oldu. Aralık 2007’de Bank of America Kulesi'ne anteninin de eklenmesiyle 365,8 metreye yükseldiğinde, Chrysler, tekrar şehrin en yüksek üçüncü binası oldu. Yine 2007’de açılan New York Times Binası da Chrysler Binası ile aynı yüksekliğe sahiptir.

Art Deco mimarlık alanındaki klasikleşmiş örneklerden birisi olarak gösterilen Chrysler Binası, birçok çağdaş mimar tarafından New York’taki en güzel binalardan birisi olarak nitelendirilir. 2007 yılında AIA tarafından yayımlanan Amerika’nın Favori Mimarlık Listesi adlı listede dokuzuncu sırada yer almıştır. Her ne kadar bu gökdelenin bir kısmı Chrysler Şirketi’nin ofisleri olarak 1930 yılında 1950’li yılların ortasına kadar kullanılmışsa da binanın inşaatında şirketin hiçbir rolü olmamıştır. Walter P. Chrysler inşaatın tüm masraflarını şahsi olarak karşılamış ve bu binayı çocuklarına bırakmayı amaçlamıştır. (Devamı...)


Dusty Springfield (d. 16 Nisan 1939 – ö. 2 Mart 1999). İngiliz pop müzik şarkıcısı. 1960'larda başarılı bir dönem geçiren Springfield 1980'lerin sonlarında da başarılı bir "geri dönüş" ile kendinden sözettirmiştir.

İlk single'ı I Only Want to Be With You hem ABD'de hem de İngiltere'de başarılı oldu. Bunu birçok single ve albüm takip etti. Bunlardan birkaçı Stay Awhile,I Just Don't Know What to Do With Myself ve Losing You. Ardından kendisi için yazılan The Look of Love geldi ve bu şarkı Bond filminde kullanıldığı için Akademi Ödülü adayı oldu. 1964 yılında zamanının en büyük solo şarkıcısı oldu. 1966 yılında, en büyük çıkışını You Don't Have to Say You Love Me (1966) ile yaptı. O yıl yayınlanan tüm listelerde özellikle yer alan bu şarkı, şarkıcının kariyerinin en üst noktasıydı. daha sonraki yıllarda bir daha böyle yüksek bir başarıya ulaşamadı. plakları o kadar çok satmadı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 4 - Paz

İkonoklazm bir kültürün kendi dini ikona ve diğer sembollerine ya da anıtlarına dini ya da politik güdülerle planlı saldırısıdır. Sıklıkla iç politik ya da dini değişimlerin ana parçasıdır. Genellikle İspanyolların Amerika fethinde yaptıkları gibi bir kültürün diğer bir kültürün resimlerini yok etmesinden ayrılır. Bu terim, bir hükümdarın ölmesi ya da iktidardan düşmesinden sonra özellikle onun resimlerinin yok edilmesini kapsamaz. (Damnatio Memoriae), örneğin Antik Mısır'da Akhenaten.

İkonoklazma dahil olan ya da destekleyen insanlara iconoclast ("Putkırıcı") denir. Tersine, resimlere saygı duyanlara iconolater denir, Bizans yazılarında bu insanlar iconodule, ya da iconophiles olarak adlandırılmışlardır. İkonoklazm, farklı dinlere mensup insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir, fakat genellikle aynı dinin hizipleri arasında mezhepsel çekişmelerin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 8.ve 9.yüzyıllar boyunca yaşanan iki Bizans ikonoklazma hareketi, resim kullanılmasının ana başlık olduğu bir tartışma ile istisna gösterir. Hristiyanlıkta, ikonoklazmın en büyük sebebi On Emirin yorumundan çıkan "kazınmış resimlere" tapılmasının yasaklanmasıdır. Bizans dönemindeki diğer doktrinsel konularda olduğu gibi, ikonoklazm üzerindeki ihtilaf hiçbir suretle din adamları ya da din bilimden gelen argümanlarla sınırlandırılmamıştır. İslam ile devam eden kültürel ihtilaf, İslam'dan gelen askeri tehdit, ikonoklazm üzerindeki ihtilafın taraflarının davranışlarına muhtemelen tahammüle neden olmuştur. İkonoklazm, imparatorluğun doğusunda özellikle Müslümanlar tarafından ele geçirilen vilayetlerden gelen muhacirler başta olmak üzere çok destek bulmuştur. (Devamı...)


Tong Yabgu Kağan (d. ? — ö. 628) (Ziebel, T'ung Yabgu, Ton Yabgu ve Tun Yabgu olarak da bilinir, Geleneksel Çince: 統葉護可汗, Basitleştirilmiş Çince: 统叶护可汗, pinyin: Tǒngyèhù Kěhán, Wade-Giles: t'ung-yeh-hu k'o-han), 618 ve 628 yılları arasında Batı Göktürk Kağanlığı'nı yöneten kağan. Tong adının, Eski Türkçe'den günümüz Türkçesine "kaplan" şeklinde çevrildiği düşünülmektedir. Bu konuya dair diğer yorumlar ise "yeterlilik" ve "tamlık" anlamına geldiğidir. Ayrıca kelimenin; ilk Türkçe döneminde kullanılan "dolu, içi boş olmayan" anlamlarına gelen; "toñ (tong)" sözcüğünden geldiği de düşünülebilir. Bu kelimenin bir başka anlamı da "son"dur.

Tong Yabgu, Aşina ailesinin bir üyesi olan abisi Şikoey Kağan'dan sonra kağan olmuştur. Batı Göktürk Kağanlığı'nın altın dönemini Tong Yabgu'nun döneminde yaşadığı kabul edilir. Tong Yabgu, saltanatı döneminde Tang Hanedanı ile iyi ilişkiler kurmuş ve Tang Hanedanı'nın imparatorluk ailesinden bir prenses ile evlenmiştir. Çinli budist hacı Xuan Zang bugün Kırgızistan sınırlarında yer alan Batı Göktürk Kağanlığı'nın başkenti Suyab'ı gezmiş ve dönemin kağanı hakkında bir tasvir yazmıştır. Tarihçiler bu kağan tarifinin Tong Yabgu'yu işaret ettiğini düşünmektedirler. Ancak Gao Lei, Xuan Zang'ın bu tasvirinin Tong Yabgu'ya değil onun oğlu olan Se Yabgu Kağan'a ait olduğunu söylemektedir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 5 - Pzt

Invincible Amerikalı sanatçı Michael Jackson'ın onuncu ve son stüdyo albümüdür. Albüm, 30 Ekim 2001'de Epic Records etiketiyle yayımlandı. Invincible, Jackson'ın 1997'de yayınlanan Blood on the Dance Floor albümünden beri yeni materyal içeren ilk ve HIStory: Past, Present and Future, Book I'dan beri ilk stüdyo albümüdür. Albümün yazımında ve yapımında Jackson, Rodney Jerkins, R. Kelly ve Teddy Riley görev aldı. Jackson'ın önceki çalışmaları gibi, Invincible'daki konular da genel olarak Jackson'ın kişisel tecrübeleri, aşk ve paranoyadır. Invincible, müzik eleştirmenleri tarafından olumlu karşılandı.

Albümden üç adet single piyasaya çıktı; "You Rock My World", "Cry" ve "Butterflies". İlk ikisi uluslararası alanda yayımlanırken, üçüncüsü yalnızca ABD'de radyolarda çalındı. Albümün birinci ve üçüncü single'ları Billboard Hot 100 listesinde ilk ona girmeyi başarırken; "Cry" daha az başarılı oldu. Jackson ve plak şirketi arasında yaşanan bazı anlaşmazlıklardan dolayı, Sony Music albümün tanıtımını durdurdu. Albüm, En İyi Pop Vokal Performansı - Erkek dalında bir Grammy'ye aday gösterilirken; Billboard dergisi okurları tarafından son on yılın en iyi albümü seçildi. Albüm ticarî anlamda da başarılı oldu. İçlerinde Amerika Birleşik Devletleri (ilk haftasında 363.000 kopya ile), Birleşik Krallık, Avustralya, Fransa ve İsviçre'nin de bulunduğu dünya çapında on ülkede bir numaraya yükseldi. Invincible altı ülkenin listelerinde ilk ona girmeyi başarırken; en düşük başarıyı elde ettiği ülke yirmi dokuzuncu sırada kaldığı Meksika oldu. Invincible, son on yıl içinde birkaç kez daha listelere giriş yaptı. Albümün dünya çapında satış rakamının on üç milyona ulaştığı bilinmekle birlikte, Jackson'ın önceki albüm satışlarıyla karşılaştırıldığında bu albüm, ticarî bir başarısızlık olarak görülmektedir. (Devamı...)


I. Baudouin (Latin imparatoru) (Temmuz 1172 – yaklaşık 1205), Konstantinopolis'te kurulan Latin İmparatorluğu'nun ilk imparatoru. (IX. Baudouin olarak Flandre Kontu, VI. Baudouin olarak Hainaut Kontu) Konstantinopolis'in ele geçirilmesi ve Bizans İmparatorluğu'nun büyük çoğunluğunun feth edilmesi ile sonuçlanan Dördüncü Haçlı seferi'nin en etkili liderlerinden biridir.

Dördüncü Haçlı seferi Konstantinopolis'i alıp Latin İmparatorluğu kurduktan sonra, Venediklilerin desteği ile 9 Mayıs 1204 tarihinde imparator olarak seçildi ve 16 Mayıs'ta Aya Sofya'da yapılan Bizans geleneklerinin takip edildiği bir törenle taç takıp ilk Latin İmparatoru oldu. Şubat 1205 tarihinde Yunanlar, Bulgaristan Çarı Kaloyan'un desteğine güvenerek Trakya'da isyan çıkardılar. Hadrianapolis'i ele geçirdiler. Bunun üzerine Baudouin, şehri almak için yürüyüşe geçti. Hadrianapolis Muharebesi'nde, Frank şovalyeler 14 Nisan 1205'te yenildiler, imparator Baudouin, Bulgarlar tarafından esir alındı. Belirsiz bir süre esir yaşadıktan sonra öldürüldü. Tarihçi Georgios Akropolites, Çarın, Baudouin'in kafatasını içki kâsesi olarak kullandığını yazar. Hainaut Kontu V. Baudouin ile Alzas Kontu I. Filip'in kızkardeşi Flandre Kontesi I. Margaret'in oğludur. Filip, çocuksuz olarak ilk Haçlı seferine 1177 yılında katılırken, mirasçısı olarak kayınbiraderi V. Baudouin'i atadı. Antakya Prensliği için yapılan başarısız Harim kuşatmasında hasta Fransa Kralı VII. Louis tarafından oğlu II. Filip'e baş danışman olarak atandıktan sonra 1179 yılında memleketine geri dönmüştür. Bir yıl sonra V. Baudouin'in huzursuz ederek yeğeni Hainautlı Isabelle'i danışmanlığını yaptığı II. Filip ile evlendirdi. Isabelle'in çeyizi Artois Düklüğü ve Flemish topraklarıydı. 1180 yılında, Picardie ve Île-de-France tahrip olacağı bir savaş ile sonuçlanacak şekilde II. Filip ile arasını bozuldu. V. Baudouin kızının menfaatlerini korumak için damadı adına arabulucu oldu. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 6 - Sal

Bozdoğan Kemeri ya da bütün dünyada bilinen ve kabul gören mirascısının orijinal adı ile Valens Su kemeri (Yunanca: Άγωγός του ὔδατος, Agōgós tou hýdatos; anlamı: "su kemeri"), Romalılar tarafından İstanbul'da yaptırılan su kemeri. Roma İmparatoru Valens tarafından 4. yüzyılın sonlarında tamamlandı. Farklı dönemlerde Osmanlı İmparatorluğu Sultanları tarafından restore ettirilen su kemeri, şehrin önemli tarihi eserlerinden birisidir.Orta Çağ'da, kentin su ihtiyacını karşılayan su kemerlerinin en önemlilerindendir.

Su kemeri İstanbul Fatih’te, bugün İstanbul Üniversitesi’nin bulunduğu tepe ile Fatih Camii’nin bulunduğu tepe arasında uzanmaktadır. Valens su kemerinin günümüzde ayakta kalan bölümü orijinal uzunluğundan 50 metre daha kısa olan 921 metrelik bölümüdür. Atatürk Bulvarı, tıpkı tipik bir viyadükte olduğu gibi su kemerini taşıyan ayakların arasından geçerek devam etmektedir. O zamanki adı Bizans olan şehrin su rezerv sisteminin inşası İmparator Hadrianus döneminde başladı. I. Konstantin zamanında şehrin yeniden yapılanması ve büyümesiyle birlikte hızla artan nüfusun ihtiyacını karşılamak için sistemin daha da genişletilmesine gerek duyuldu. Su kemeri, suyunu Kâğıthane ile Marmara Denizi arasında kalan tepelerin yamaçlarından alan ve Trakya’nın tepelik bölgelerinden başkente kadar uzanarak şehrin su ihtiyacını karşılayan geniş su kemeri ve kanallar sisteminin - toplam uzunluğu 250 kilometreye kadar uzanan bu sistem antik dönemde yapılmış benzer sistemlerin en büyüğüdür - en son noktasında yer almaktadır. O zamanlar şehre gelen bu su, toplam kapasitesi 1 milyon metre küpten fazla olan üç açık ve Yerebatan Sarnıcı gibi yüzden fazla yeraltı sarnıcında depolanmaktaydı. (Devamı...)


Anna Pavlova (RusçaА́нна Па́влова; 12 Şubat [E.U. 31 Ocak] 1881 - 23 Ocak 1931) 19. yüzyılın sonları ve 20.yüzyılın başlarına damgasını vurmuş bir Rus balerindir. Pavlova klasik bale tarihinin en iyi balerinlerinden olarak gösterilir, Rus İmparatorluk Balesi'nin ve Sergei Diaghilev'ın kurduğu Rus Balerinler'in en çok tanınmış baş balerinidir. Pavlova en çok Ölen Kuğu balesindeki rolüyle tanınır. Ayrıca ekiyle birlikte ilk defa dünya turnesine çıkan balerindir. Turnesi kapsamında Lahey'e gittiği sırada Pavlova pneumonia'sı olduğunu ve bu yüzden ameliyat olması gerektiğini, ama bunlara ek olarak ameliyat olursa bir daha asla dans edemeyeceğini belirtmiştir. Bunların üzerine ise "Eğer bir daha dans edemeyeceksem ölmeyi tercih ederim." demiştir. Ameliyat olmayı reddetmiş ve 50. doğum gününden üç hafta önce vefat etmiştir. Son sözlerini söylediği sırada "Ölen Kuğu"daki kelebek kostümünü eline almış ve "Son ölçüyü çok yumuşak oyna." demiştir. Bu cümle ise onun son sözleri olmuştur. Öldükten sonra yakılmıştır ve kalıntıları Londra'da muhafaza edilmektedir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 7 - Çrş

Sibirya Yupikleri ya da Yuitler, Rusya'ya bağlı Çukçi Yarımadası ile ABD'deki Alaska eyaletine bağlı St. Lawrence Adası'nda yaşayan Yupik kolundan bir Eskimo halkı. Alaska Yerli Dil Merkezine göre Alaska'daki 1.400 kişilik nüfustan 1.000 kadarı, Rusyadaki 900 kişilik nüfustan ise ancak 300 tanesi anadillerini konuşabiliyor.

St. Lawrence Adası'ndaki Sibirya Yupikleri, Alaska'da kültürel olarak İnyupiklere en yakın halktır. Rusya'daki Sibirya Yupikleri, Çukçilerin kültürel asimilasyonu altında kalarak Çukçileşmişlerdir. Kıyı Çukçilerinin de Çukçileşmiş Yupik oldukları tahmin edilmektedir. Çukçilerle kendilerini Yupik olarak Çukçilerden soyutlayanlar arasında tek fark dilde görülmektedir. Sibirya Yupiklerinin günümüzdeki nüfusları 2000'in üzerindedir. 1980 ve 1992 yılında yapılan sayımlarda, Sibirya Yupiklerinin %95'inin Sibirya Yupikçesini konuşabildiği görülmüştür; fakat günümüzde bu oran daha düşüktür. Sibirya Yupiklerinin gelenkesel inancı animizm ve şamanizm olsa da 1887 yılından itibaren Hristiyanlık da yaygınlaşmıştır. Halkın ana geçim kaynakları ise avcılık ve toplayıcılık ile fildişi oymacılığıdır. ABD Kongresi'nde 18 Aralık 1971 günü yürülüğe giren Alaska Yerli Talepleri Çözümleme Yasası (ANCSA), Alaska'daki bütün yerli halklara olduğu gibi Sibirya Yupiklerine de ekonomik bir rahatlama getirmiştir. Rusya'daki Sibirya Yupikleri ise Sovyetler Birliği dönemindeki ekonomik rahatlamadan günümüzde oldukça uzaktır ve kültürel yozlaşma ile birlikte işsizlik, alkol ve buna bağlı yüksek suç oranları Asya Eskimoları'nın bugünkü toplumsal sorunlarıdır. (Devamı...)


Pedro de Valdivia (1500 - 1 Ocak 1554) İspanyol konkistador ve Şili`nin ilk valisidir. Valdivia, Santiago, Concepción şehirleri başta olmak üzere, bölgedeki birçok şehrin kurucusudur.

Pedro de Valdivia`nın hidalgo soyundan 1500 yılında (bazı kaynaklarda 1497`ye kadar gider) Badajoz, İspanya`da dünyaya geldiği sanılmaktadır. 1520`de V. Karl`ın ordusuna yazılarak 1521`de Flanders`te 1522 ve 1525 yılları arasında İtalya`da savaştı. 1533 yılında Marina Ortiz de Gaete ile evlendi. Valdivia, 1535`te Venezüela`ya gezi yaparak onu terk etti. Diego de Almagro`nun seferinin başarısızlıkla sonuçlanmasından sonra, Valdivia güney Peru`daki yerlerin fethinin tamamlanması için Peru valisinden izin istedi. Gerekli izni aldı ve "Vali vekili" olarak atandı. Sefer, henüz başlangıçta yaşanan sorunlar yüzünden sıkıntılı başladı. Valdivia bu seferi finanse edebilmek için kendisine bağlı yerleri satmak zorunda kalmıştı. Asker ve maceracı eksikliği de bir sorun oluşturuyordu, çünkü sefer heyeti fakir olduğundan emin olduğu yerleri fethetmek istemiyordu. Sonunda heyet Ocak 1540`ta Cuzco, Peru`dan ayılarak hareket etti, heyette yaklaşık bin Hindistan yerlisi ve sadece birkaç İspanyol bulunuyordu. Yolda heyete daha fazla İspanyol katıldı. Bu yeni katılan maceracı istilacılar Bolivya dağlarında başarısızlığa uğrayan seferin bir parçasını oluşturanlardı. Sonuçta sefere hepi topu 150 İspanyol daha katılmıştı. Valdivia, Almagro`nun Peru`ya döndüğü Atakama Çölü rotasını izleyerek ilerledi. Copiapo vadisine vardıklarında Valdivia bölgeyi kral adına tasarrufuna aldı. Kısa bir süre sonra güneye doğru ilerlemeye başladılar, aynı yılın Aralık ayında Mapocho nehrine vararak burada kalıcı bir yerleşim birimi oluşturdular. Cuzco`dan ayrılmasından on bir ay sonra Valdivia ve ekibi Mapocho nehrine varmıştı, fakat yolculuk oldukça uzun ve sıkıntılı sürmüştü. Daha önceden İspanyol akınlarını yaşayan yerliler, geri çekilirken mahsüllerini yakmış, hayvanlarını da yanlarında götürmüş ve Valdivia`nın tayfası için hiçbir şey geriye bırakmamıştı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 8 - Prş

93 Harbi ya da 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, (Rusça: Русско-турецкая война, Russko-Turetskaya voyna; 1877-1878) Osmanlı İmparatorluğu padişahı II. Abdülhamit ve Rus çarı II. Alexander döneminde yapılmış olan bir Osmanlı-Rus Savaşı'dır. Rumi takvime göre 1293 yılına denk geldiğinden Osmanlı tarihinde 93 Harbi olarak bilinir. Hem Osmanlı Devleti'nin batı sınırındaki Tuna (Balkan) Cephesi'nde, hem de doğu sınırındaki Kafkas Cephesi'nde savaşılmıştır. Savaşa hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, çok ağır bir yenilgi almıştır. Savaşın başlıca sebepleri; Osmanlı Devleti'nde yaşanan azınlık isyanları, Rusya ve Batı Avrupa ülkelerinde, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Hristiyanların insan haklarının çiğnendiği konusunda oluşan tek taraflı kamuoyu, Rusya'nın Balkanlardaki genişleme siyaseti, Romanya ve Bulgaristan'ın bağımsızlık istekleri ve Panslavizm akımıdır. Avrupa'nın büyük güçleri savaşı önlemek için İstanbul'da Tersane Konferansı'nı toplamışlar, ancak Osmanlı Devleti'ne yaptıkları taleplerin reddedilmesi üzerine savaş patlak vermiştir.

Yaklaşık 1 yıl süren savaşta Osmanlı orduları, savunma savaşı yapmıştır. Batılı devletler ise tarafsız kalarak, savaşı bitirmek için arabuluculuk yapmıştır. Özellikle Balkanlarda bu olaylar neticesinde etnik temizlikler yaşanmış ve yer yer kırımlar görülmüştür. Sonunda batıdaki Osmanlı savunma hatlarını kıran Rus ordularının önü açılmış, dirençle karşılaşmadan İstanbul'un eşiğine (Yeşilköy) kadar ilerleyerek Osmanlı Devleti'nin varlığını tehdit etmiş ve bunun sonucunda Osmanlı Devleti Ayastefanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır. Ancak Batı Avrupa ülkelerinin bu antlaşmanın koşullarından hoşnut kalmamaları sonucu bu antlaşma geçerliliğini yitirmiş ve yeniden imzalanan Berlin Antlaşması ile Osmanlı Devleti, çok fazla toprak kaybetmiş, Balkanlardaki nüfuzunu büyük ölçüde yitirmiştir. Balkanlar'da ve Kafkasya'da sayıları 1 milyonu aşkın Osmanlı vatandaşı mülteci konumuna düşmüş, savaş süresince ve savaştan sonra Anadolu'ya dev göç dalgaları yaşanmıştır. Ayrıca Batum'da yaşayan Müslüman Lazlar ve Gürcüler Osmanlı topraklarına göç etmek zorunda kalmışlardır. (Devamı...)


Costa-Gavras (d. 12 Şubat 1933, Loutra-Iraias, Yunanistan) Yunan film yönetmeni.

Yunan asıllı Fransız yurttaşı film yönetmeni olan Constantinos Gavras, daha çok yönettiği siyasal filmlerle tanınır. Çoğunlukla Fransızca seslendirilmiş filmler yapmış olmasına karşın, İngilizce sesli filmleri de vardır. Jean-Louis Trintignant'ın bir savcıyı ve Yves Montand'ın da solcu bir partinin önde gelen temsilcilerinden birini canlandırdığı Z adlı filmde (1969), barışın önemi, faşist çeteler ile hükümet içindeki güçlerin ilişkisi bağlamında derin devlet sorunsalı irdelenmektedir. Filmde Yunanistan'ın adı hiç verilmemesine karşın, aslında 1963 yılında suikasta kurban giden Grigoris Lambrakis ve çevresinde dönen olaylar anlatılmaktadır. Film, En İyi Yabancı Film dalında Akademi Ödülü kazanmıştır. Söz konusu film sansür nedeniyle uzun yıllar Yunanistan'da ve 1989'a değin Türkiye'de gösterilemedi. Kuşatma'da (1970) ise, askeri diktatörlükle yönetilen bir Güney Amerika ülkesindeki olaylar perdeye yansıtılmaktadır. Filmde, radikal solcu bir grup, CIA'nın yaptığı işkencelere karşı çıkmak amacıyla ABD A.I.D yardım kuruluşu çalışanı görünümü altında Uruguay Polis Teşkilatını eğiten polis akademisi uzmanını ve Brezilya büyükelçisini kaçırır. Başrolde yine, Costa-Gavras'ın birlikte çalışmaktan zevk aldığı Yves Montand vardır. Kayıp filminde ise (1982), Jack Lemmon, bu kez bir komedi filminde değil, oğlu Augusto Pinochet diktatörlüğü yönetimi altında olan Şili'de 1973 yılında gözaltına alındıktan sonra "kaybolan" gazeteci oğlunu arayan çaresiz bir babayı canlandırdığı bir filmde başrolü oynamaktadır. Müzik Kutusu'nda (1989), ise Armin Mueller-Stahl, saygın bir ABD yurttaşı olan, ama karanlık bir geçmişle (geçmişte Nazilerle birlikte çalışan Macar Ok-Haç örgütü üyesi olmakla) suçlanan bir babayı canlandırmaktadır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 9 - Cum

Sıkıysa Yakala veya orijinal adıyla Catch Me if You Can, Frank Abagnale Jr.'nin hayat öyküsünden esinlenilerek oluşturulan 2002 yapımı komedi-drama türünde bir sinema filmidir. Steven Spielberg'in yönetmenliğini üstlendiği filmde, 19 yaşında dahi olmayan Frank Abagnale Jr.'ın, Pan American World havayolu şirketinde pilot, Georgia'da doktor ve Louisiana'da savcı kılığına bürünerek milyonlarca dolarlık çek sahtekârlığıni nasıl yaptığı anlatılmaktadır. Abagnale'i Leonardo DiCaprio canlandırırken, filmin diğer önemli oyuncuları Tom Hanks, Christopher Walken, Amy Adams, Martin Sheen ve Nathalie Baye'dir.

Filmin gelişim süreci 1980'li yıllara uzanmaktadır. 2000'li yılların başlarında David Fincher, Gore Verbinski, Lasse Halström, Milos Forman ve Cameron Crowe gibi film yönetmenleri Sıkıysa Yakala projesinde yer alma konusunda anlaştılar. Büyük Balık, Bir Geyşanın Anıları gibi projelerden ayrılan Spielberg (aslında yapımcı olarak katılmıştı), yönetmen olarak katılma kararı aldı. Filmin çekimleri 2002 yılının Şubat ayından Mayıs ayında kadar sürdü. Film, finansal ve eleştirel yönden başarı elde ederken gerçek Abagnale de filmi oldukça başarılı bulduğunu söyledi. Bu film ile aynı adı taşıyan bir Broadway müzikali ise halen yapım aşamasındadır. Frank Abagnale Jr. (Leonardo DiCaprio), 1963 yılında babası Frank Abagnale Sr. (Christopher Walken) ve Fransız olan annesi (Nathalie Baye) ile New Rochelle, New York'ta yaşamını mutluca sürdürmekte olan 15 yaşında bir gençtir. Gelir vergisi sahtekarlığı yüzünden Frank Abagnale Sr.'nin bankadaki parasına el konulmasının ardından, aile daha küçük bir eve taşınmak zorunda kalır. Paula, kocasının arkadaşı Jack (James Brolin) ile kaçamak bir ilişki yaşar. (Devamı...)


Immanuel Kant 22 Nisan 1724 – 12 Şubat 1804 (Königsberg) tarihleri arasında yaşamış olan Alman filozofu. Alman felsefesinin kurucu isimlerinden biri olmuş ve felsefe tarihinin kendisinden sonraki dönemini belirleyici olarak etkilemiştir.

Kant, eleştirel felsefenin babası olarak kabul edilir. Doğu Prusya'nın Königsberg (Kaliningrad) kasabasında doğdu. Hep burada yaşadı. Üniversite eğitimi sırasında birkaç yıl öğrencilere özel dersler verdi. Eğitimi sırasında Leibniz ve Wolff'tan etkilendi. 1755 tarihinde doçent derecesi aldıktan sonra üniversitede çeşitli sosyal bilimler alanlarında dersler vermeye başladı. Kant başlangıçta fizik ve astronomi alanında yazılar yazdı. 1755 yılında "Evrensel Doğal Tarih ve Cennetlerin Teorisi" adlı eserini yazdı. 1770 yılında Königsberg'de mantık ve metafizik kürsüsüne atandı. 1770'ten sonra Hume ve Rousseau etkisiyle eleştirel felsefesini geliştirdi.12 şubat 1804'te Königsberg'de öldü. Modern felsefenin gelişim seyrine uygun olarak bilgi kuramını ön plana çıkartmıştır. Kant'ın gözünde bilim, liderleri kesin olan ve yöntemleri, ancak Hume'unki gibi felsefi bir kuşkuculuk benimsendiği zaman sorgulanabilen evrensel bir disiplindir. Bilim yansızdır ve nesneldir. O, felsefedeki ilk ve temel misyonunun bilimi temellendirmek, daha sonra da ahlakın ve dinin rasyonelliğini savunmak olduğuna inanmıştır. Bu amacı gerçekleştirmek için, hem Descartes'ın rasyonalizminden ve hem de Hume'un empirizminden önemli gördüğü öğeleri alarak, transsendental epistemolojik idealizm diye bilinen kendi bilgi kuramını geliştirmiş, yükselen bilimin felsefi temellerini gösterdikten sonra, özgürlük ve ödev düşüncesine dayanarak Hristiyan ahlakını savunma çabası vermiştir. O, fenomenal gerçeklikle, yani bizim duyular aracılığıyla tecrübe ettiğimiz dünya ile numenal gerçeklik, yani duyusal olmayan ve hakkında bilgi sahibi olunamayacak dünya arasında bir ayrım yapmıştır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 10 - Cts

Humboldt kalamarı veya Jumbo kalamar, (Latince: Dosidicus gigas), Büyük Okyanus'un doğu kıyılarındaki Humboldt akıntısında yaşar. Ateş Toprakları'ndan Alaska kıyılarına kadar görülür. Genelde 50–80 cm uzunluğunda olmakla beraber boyu 4 m'ye, ağırlığı 45 kg'ya ulaşabilir.

Yaklaşık 1200 bireyli sürüler halinde dolaşırlar, su püsküreterek 24 km/saat hızla hareket ederler. Kolarındaki vantuzların her birinin etrafı keskin dişlerle çevrilidir, kollar avı kavrayıp keskin bir gagadan oluşan ağıza doğru çekerler. Gaga, avını parçalayabilir ve 500 kiloluk güçle kemikleri kırabilir. Özelleşmiş deri hücreleri sayesinde deri renkleri hızla mor-kırmızıdan beyaza değişebilir. Bu renk değişiminin kalamarların birbirleriyle iletişime yaradığı öne sürülmüştür. Balıkçılarca avlanmadıkları ve beslenmedikleri zamanlarda davranışları meraklı ve zeki olarak nitelendirilmiştir. Yabancı cisimlerle karşılaştıkları zaman çok saldırgan olabildikleri gözlemlenmiştir. İnsanlarca avlandığı zamanlarda balıkçılara ve dalgıçlara saldırdığı sıkça kayda geçmiştir. Meksikalı balıkçılarla mücadele ederken renklerini kırmızı ile beyaz arasında gidip getirmeleri ve saldırgan davranışları yüzünden balıkçılarca diablos rojos (İspanyolca "kırmızı şeytan") olarak adlandırılırlar. (Devamı...)


Jane Grey (d. 1536/1537 – ö. 12 Şubat 1554) VIII. Henry'nin kardeşinin torunu, Temmuz 1553'te 9 gün boyunca İngiltere Kraliçesi. Bu yüzden The Nine Days Queen olarak da bilinir.

İngiltere prensesi ve Fransa Kraliçesi Mary Tudor'un torunu, Lady Frances Brandon ve Suffolk Dükü Henry Grey'in en büyük kızıdır. VI. Edward'ın kuzenidir ve ölümünden sonra tahta geçmiştir. Babası Suffolk Dükü ve Northumberland Dükü onun tahta çıkmasını sağlamışlardır. Jane 15 Mayıs 1553'te Northumberland Dükü'nün oğlu Guilford Dudley ile evlenmiştir. Bir sonraki veliaht VIII. Henry'nin kızı, Edward'ın kardeşi Prenses Mary olması gerekirken Edward'ın ölümünden birkaç hafta önce Haziran ayında tahtın veliahtı olarak ilan edilmiştir. Ancak Prenses Mary 19 Temmuz'da tahtı ondan geri almıştır. Mary bir Katolik iken, Jane bir Protestan idi. Mary tahta çıktıktan sonra Northumberland Dükü idam edilmiştir ama Mary 15 yaşındaki kuzeni Jane'i idam ettirmemiştir. Yinede kulede tutuklu olarak kalmıştır. Fakat Ocak 1554'te başlayan ve kendisiyle doğrudan bir ilgisi olmayan Protestan isyanı sonrasında idam edilmiştir. Babası Suffolk Dükü ve diğer soylular Jane'ni tekrar tahta çıkarmak için isyana katılmış ancak isyan başarısız olmuştur. Bu ikinci kez tahta çıkma teşebbüsü sonrasında 12 Şubat 1554'te 16 yaşında iken Londra Kulesi'nde idam edilmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 11 - Paz

Kayıp On Kabile on iki kabileden oluşan İsrailoğullarının kaybolan on kavmi için kullanılan bir terimdir. Yahudilik inancına göre İbrahim peygamberin torunu ve İshak peygamberin oğlu Yakup'un dört faklı eşten 12 oğlu (ve bir de kızı) vardır. Bu 12 oğuldan doğan nesil 12 kabilelik İsrailoğullarını oluşturur. MÖ 930'da bu kabilelerin on tanesi Kuzey İsrail Krallığı'nı ve Yehuda ile Bünyamin kabileleri Yehuda Krallığı'nı oluşturmuştur. MÖ 720'de Asurluların kuzeydeki İsrail Krallığı'nı fethetmesiyle burada yaşayan on kabile tarih sayfalarından silinmiştir. İnanışa göre bugünün Yahudileri Yehuda Krallığı'ndan yani kaybolmayan iki kabilenin (Yehuda ve Bünyamin) neslinden gelmektedir.

Birleşik Monarşi sistemiyle yönetilen İsrail Krallığı'nda (MÖ 1050 - MÖ 930) her kabilenin kendine ait özerk bir toprağı bulunmaktaydı. Levi ve Yosef bu duruma istisnadır çünkü, Leviler din işlerinden sorumluydu ve diğer kabilelerin din işlerini yürütmeleri için her kabile kendi topraklarından bir ya da birkaç şehri Levilere verdiler. Böylece Levilerin kendi özerk devletleri yerine diğer kabilelerin topraklarında özerk şehirleri oldu. Yosef'in adına bir kabile yoktur; onun yerine Yosef'in iki oğlunun (Menaşe ve Efraim) adına iki kabile vardır. Böylece İsrail Krallığında Menaşe ve Efraim kabilelerinin toprakları oldu. (Devamı...)


Mehmed Emin Âli Paşa (d. 5 Mart 1815 - ö. 7 Eylül 1871 ) Osmanlı Devleti'nde Tanzimât Dönemi'nin Mustafa Reşid Paşa ve Keçecizade Fuat Paşa ile birlikte en önemli üç devlet adamından biridir. Abdülmecid ve Abdülaziz saltanatlarında 5 kez olmak üzere toplam 8 yıl 3 ay sadrazamlık yapmıştır. Ayrıca Londra Büyükelçiliği, İzmir ve Bursa valiliği, Meclis-i Vala reisliği, Meclis-i Tanzimat reisliği ile birlikte toplam sekiz kez hariciye nazırlığı görevinde bulunmuştur. Âli Paşa, Tanzimat devrinde 1871'e kadar çeşitli mevkilerde Osmanlı idaresini ve dış siyasetini elinde tuttu. Bazen hariciye nazırı bazen de sadrazam olarak devlet idaresinin en üst düzeyinde bulundu. Devlet idaresini senelerce elinde tutan Âli Paşa, her zaman için sultan'ın keyfi idaresine karşı koymaya çalıştı ve onun mutlak salahiyetini kısıtlamak amacını güttü.

İmparatorluk bünyesinde bulunan gayrimüslim halka eşit vatandaşlık hakkı ve birçok imtiyaz tanıyan Islâhat Fermâni'nı hazırlayaran Âli Paşa, Kırım Harbi'nin ardından 30 Mart 1856'da imzalanan Paris Antlaşması'na fevkalede temsilci sıfatıyla katıldı. Etkin bir diplomat olarak Avrupalıların dikkatini çekti. Konferansta Osmanlı İimparatorluğu'nun Avrupa devletler topluluğuna o zamanın tabirince Avrupa Birliği'ne katılmasını sağladı. Islahat Fermanıyla ve Paris Anlaşması ile Osmanlı İmparatorluğu'nun toprak bütünlüğünü sağlayabileceğine Avrupa devletlerinin Osmanlının iç işlerine gayrimüslim halkın koruyucusu bahanesiyle müdahalesini önleyebileceğini düşünüyordu. Paris Barış Konferansı ve anlaşmaya bağlayıcı bir hüküm olarak giren Islahat Fermanı'ndan dolayı Tanzimat'ın mimarı Mustafa Reşid Paşa'nın ağır eleştirilerine maruz kaldı. 1867'de Girit İsyanı sırasında adaya giderek titiz bir diplomasi ve Müslüman-Hristiyan dengesi uzlaşması fikrine dayanan bir reform programını Girit’te uygulamaya koydu. Girit’li Hıristiyanlara verdiği haklar ve Osmanlı askerinin, Türk bayrağı kalelerde kalmak şartıyla Belgrat başta olmak üzere Sırbistan'daki kalelerden çekilmesi kararına imza attığı için basından da çok şiddetli tepki gören Âlî Paşa, tanzîmâtçılar arasında yol ayırımına sebeb oldu. Yeni Osmanlılar adı ile teşkîlâtlanan grup, Âlî Paşa’ya ve hükümete cephe aldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 12 - Pzt

Back to December Amerikalı şarkıcı, söz yazarı Taylor Swift tarafından yazılan ve seslendirilen country pop tarzındaki şarkı. Yapımcılığını Nathan Chapman ve Swift'in üstlendiği şarkı, sanatçının Speak Now adlı üçüncü stüdyo albümünün ikinci teklisi olarak 15 Kasım 2010'da Big Machine Records etiketiyle yayınlandı. Swift, "Back to December" şarkısını birinden özür dilediği ilk şarkı olarak tanımlamaktadır. Şarkının yayınlanmasının ardından eleştirmenler, şarkının eski erkek arkadaşı Taylor Lautner için yazıldığını iddia etse de ne Swift ne de Lautner bu varsayım hakkında konuşmazken, doğruluğu hakkında hiçbir bilgi vermedi. Tür olarak "Back to December", orkestral bir country pop balladıdır. Şarkının sözleri ise iki sevgilinin ayrılığı konu alır.

"Back to December" çoğu eleştirmen tarafından olumlu eleştiriler aldı. Ayrıca sözleri nedeniyle de Speak Now albümünün en dikkat çeken şarkılarından biri oldu. Birçok eleştirmen şarkının anlamlı sözlerini, tekrar eden sabit melodisini beğenmiş ve Swift'in gelişmiş vokalini övmüştür. Birleşik Devletler'de iyi bir ticari başarı elde eden şarkı, Billboard Hot 100 listesine altı numaradan, Kanada müzik listesine ise yedi numaradan giriş yaptı. Uluslararası başarısı ise orta düzeyde kalan Back to December Avustralya'da en yüksek yirmi altı numarada, Yeni Zelanda'da da yirmi dört numarada yer aldı. Şarkının video klibini Yoann Lemoine yönetti. Video klibin hikayesi, bir çiftin ayrılıktan dolayı duyduğu hüzün ve kederin üzerine kuruldu. Klip, olumlu yorumlar almasının yanında klipteki kurgunun, şarkının sözlerindeki melankolikliği ve kasaveti yansıtamadığını yönünde pek çok eleştiriye de maruz kaldı. Şarkının tanıtımı amaçlı, Swift bu şarkısıyla 38. Amerikan Müzik Ödülleri'nde ve 44. Country Müzik Ödülleri'nde performans sergiledi. (Devamı...)


Galileo Galilei (d. 15 Şubat 1564 – ö. 8 Ocak 1642), İtalyan astronom, fizikçi, mühendis, filozof ve matematikçi dir. Rönesans'ın bilimsel devrimine büyük katkıda bulunan bilim insanına “gözlemsel astronominin babası”, “modern fiziğin babası” ve “bilimin babası” gibi isimler takılmıştır. Gözlemsel astronomiye katkılarının arasında Venüs'ün evrelerinin teleskopik kanıtı, Jüpiter'in en büyük dört uydusunun keşfi (Galileo'nun uyduları adı verilmiştir) ve güneş lekelerinin gözlemi ve analizi bulunmaktadır. Galileo ayrıca uygulamalı bilim ve teknoloji alanında da çalışmış ve geliştirilmiş bir askeri pusula ve başka aletler icat etmiştir.

Galileo'nun güneş merkezciliği ve Kopernikçiliği yaşadığı dönemde daha çok dünya merkezcilik ve Tycho sistemi yaygın olduğu için tartışma konusu olmuştur. Astronomlar ona sık sık karşı çıkmış ve güneş merkezli bir sistemin yıldızsal paralaks gözlemlenmediği için mümkün olmadığını savunmuşlardır. Bu konu 1615 yılında Roma engizisyonu tarafından soruşturulmuştur ve bunun yalnızca bir olasılık olduğu sonucuna varılmıştır. Galileo daha sonrasında "İki Ana Dünya Sistemi Üzerine Diyalog" kitabında bu görüşünü savunmuştur. Kitabın Papa 8. Urban'a ve Cizvitler'e bir saldırı niteliğinde olduğu düşünülmüş ve Galileo itibar kaybetmiştir. Engizisyon tarafından yargılanan Galileo'nun dalalet suçu işlediğinden şüphelenilmiş ve Galileo hem yazdıklarından caymaya zorlanmış hem de hayatının geri kalanını ev hapsinde geçirmeye mahkûm edilmiştir. Ev hapsindeyken en başarılı çalışmalarından olan İki Yeni Bilim'i yazmış ve bu kitapta kırk yıl öncesinde yaptığı kinematik ve maddelerin kuvveti ile ilgili çalışmalarına yer vermiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 13 - Sal

Girne Kapısı Lefkoşa surlarında yer alan bir kapı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisinde bulunan kapı; şehrin kuzeye, dolayısıyla Girne'ye ulaşımını sağlamaktaydı. 1567 yılında inşa edilmiş olup, Venediklilerin yaptığı üç kapıdan biridir. 1821 yılında Osmanlılar tarafından tadilattan geçirilmiştir. 1931 yılında her iki yanındaki surlar yıkılarak motorlu araçlar için yol açılmıştır. Günümüzde Lefkoşa Turizm Enformasyon Ofisi'ne ev sahipliği yapmaktadır.

Kapının batısında Cephane Burcu, doğusunda ise Musalla Burcu bulunmaktadır. Kapının önünde ise Mustafa Kemal Atatürk'ün bir heykeli bulunur. Bu heykel 29 Ekim 1963 tarihinde açılmıştır. Bu ikisinin arasına iki büyük top yerleştirilmiştir. Bu toplar 1790 yılında, Büyük Britanya kralı III. George tarafından Napolyon Savaşları sırasında kullanılmak üzere yapılmış, sonradan Osmanlılar tarafından satın alınmıştır. Girne Kapısı'ndan surların içine girildiği yerde İnönü Meydanı yer alır. Kapıdan Atatürk Meydanı'na doğru Girne Caddesi uzanır. Surların dışında, kapının önündeki yolun adı ise Cemal Gürsel Caddesi'dir. Kapıya, ilk inşa edildiği dönemde Venedikliler tarafından "Porta del Proveditore" veya "Porta del Provveditore" adı verilmişti. (Devamı...)


Vasco da Gama (Portekizce okunuşu Vasico dı Gama) (1469, Sines, Portekiz - ö. 24 Aralık 1524, Kochi (Kerala), Hindistan), Keşifler Çağı'nda yaşamış, Avrupa'nın en başarılı kaşiflerinden olan, Avrupa'dan çıkıp doğrudan Hindistan'a giden ilk kişi olarak bilinen, Portekizli denizcidir.

Portekiz kralı I. Manuel'e bağlı olarak, Doğu'nun hazinelerine ve hristiyanlar için kutsal olduğuna inandıkları Hindistan topraklarına ulaşmakla görevlendirilmiştir. 1497'de, kendisinden önce Bartelemeu Dias'ın keşfettiği ve Afrika'yı dolanan Ümit Burnu'nu kadar uzanan deniz yolunu geliştirerek, Denizci Henri'nin başlattığı Portekiz deniz keşiflerine bir yenisini eklemiştir. Avrupalıların Hindistan'a deniz yoluyla ulaşabilmeleri, Osmanlı Devleti'nin ve İran'ın ticari alandaki üstünlüklerine son vermiş, deniz ticaretinde Avrupalıların üstünlüğü ele geçirmesini sağlamıştır. Gittiği yerlerde Müslüman gemilerine karşı, özellikle hacdan gelen zengin gemilere karsı korsanlık yapmış, Calicut, Mombasa, ve Malindi gibi liman şehirlerinde, yerel halkla savaşıp, bu şehirleri topa tutmuştur. 1998 yılında Hindistan hükumeti Gama'nın Hindistan'a ilk geldiği yer olan Calicut'ta özellikle ülkeye ve bölgeye turist çekmek amacıyla bu kutlamaları yapmak ister. Fakat başta Hindistan Komünist Partisi olmak üzere halk Vasko da Gama'nın gelmesiyle köleleştirme ve emperyalist sömürü döneminin başladığını söyleyerek bu kutlamalara karşı ayaklanır ve gösteriler düzenler. Bundan dolayı da 500. yıl kutlamaları Hindistan'da kutlanmaz ve hükumet geri adım atmak durumunda kalır. Ancak tüm bunlara rağmen Vasco da Gama Portekizlilerin milli kahramanı olduğu için Portekiz'deki kutlamalarda bir değişiklik yapılmaz. Hatta bu kutlamalar daha da büyük bir şekilde Expo 98 kutlamaları ile birleştirilir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 14 - Çrş

Kızıl kuyruklu şahin (Buteo jamaicensis), atmacagiller (Accipitridae) familyasından Kuzey Amerika'da yaygın yırtıcı kuş türü. Batı Alaska'dan kuzey Kanada'ya, güneyde Panama'ya ve Karayipler'e kadar Kuzey Amerika'nın büyük bölümünde ürer ve bu bölgede en yaygın Buteo türlerinden biridir. Kızıl kuyruklu şahin yaşadığı bölgede tüm biyomlara uyum sağlayabilir. Görünüşleri ve yaşadıkları yerler ile birbirlerinden ayrılan on dört alt türü kabul edilmiştir. Boyları 45–65 cm, kanat açıklıkları 110–145 cm ve ağırlıkları 690-1600 g arasında değişir. Bu boyutlarıyla, Kuzey Amerika'da yaşayan Buteo cinsi kuşların en büyük üyelerinden biridir. Eşeysel dimorfizm gösteren kızıl kuyruklu şahinin dişileri erkeklerinden daha büyüktür.

Bazen ayrı bir tür olarak değerlendirilen Harlan şahini (B.j. harlani) aşağıda taksonomi bölümünde anlatılmaktadır. Kızıl kuyruklu şahin çöller, otlaklar, ormanlar, tropikal yağmur ormanları, tarım alanları ve kentsel bölgeler de dahil olmak üzere birçok biyomda ve yükseklikte yaşayabilir. Arktika'nın üst enlemleri ve yoğun ormanlar dışında Kuzey Amerika'nın her yerinde bulunur. Kanada, Meksika ve ABD'de yasa ile koruma altına alınmıştır. Çok yaygın oldukları ve yetenekli bir avcı olarak yetiştirilebildikleri için, ABD'de atmacacılık için yakalanan şahinlerin büyük bölümü kızıl kuyruklu şahinlerdir. Üreyen populasyonu etkilememek için, atmacacıların yalnızca yuvadan ayrılmış, bir yaşından küçük ve göç eden kuşları yakalama izinleri bulunur. Üreyen ve yavru besleyen erişkinlerin atmacacılık için yakalanması yasadışıdır. Bir yaşını doldurmamış şahinler aynı zamanda kolay eğitilebildikleri için de tercih edilmektedir. Kızıl kuyruklu şahin Amerika Yerlileri kültüründe önemli bir yere sahiptir. Tüyleri bazı kabileler tarafından kutsal sayılır ve dini törenlerde kullanılır. (Devamı...)


II. Ferenc Rákóczi (Borsi, 27 Mart 1676 - 8 Nisan 1735, Tekirdağ) Macar bağımsızlık hareketinin önderidir. 1704-1711 yılları arasında Erdel prensi olarak görev yapmıştır. Ferenc Rákóczi, Erdel'in soylu Macar ailelerinden birine mensuptu, babası I. Ferenc Rákóczi 1652-1659 arasında Erdel prensi olarak görev yapmıştı.

Rákóczi, 1700 yılında Habsburg Hanedanı'na karşı yapılacak olası bir Macar bağımsızlık savaşı için Fransa'nın desteğini aldı. Bununla bilikte, Avusturya istihbarat servisinin bu konudan haberdar olması sonucunda tutuklandı ve hapsedildi. Ölüm cezasına çarptırılacağı kesinleşince hapisten kaçtı ve Polonya'ya iltica etti. 1703 yılında Avusturya ordusunun büyük bir kısmının İspanya Veraset Savaşları nedeniyle Macaristan'dan çekilmesi sonucunda bir Macar bağımsızlık savaşı olanağı doğdu. Ferenc Rákóczi Polonya ve Fransa desteğiyle Macaristan'a geri döndü. 1703 yılında başlayan bağımsızlık savaşını takiben Rákóczi II. Ferenc Rákóczi' adıyla Erdel prensi unvanını aldı. 1705'te ise Széchény şehrinde toplanan asiller meclisi tarafından Macaristan prensi ilan edildi. 1708 Trenčín Savaşı'nda Macar bağımsızlıkçıların Avusturya kuvvetleri karşısında yenilmesi, bağımsızlık yanlılarının imparatorla bir anlaşmaya varma çabasına girmesine neden oldu. Bu çerçevede 1711 yılında barış görüşmeleri başladı, ancak Rákóczi güvenlik önlemi olarak Macaristan'ı terk ederek Polonya'ya hareket etti. Rákóczi'nin yokluğunda isyancılar ve Avusturya temsilcileri arasında Szatmár barışı imzalandı (1711) ve Rákóczi önderliğinde başlatılan bağımsızlık savaşı sona erdi. Bu yıldan itibaren Rákóczi'nin sürgün yılları başladı. 1711-1717 yılları arasında sırasıyla Polonya, İngiltere ve Fransa'da yaşadı. 1715'te ise Osmanlı Devleti'nin davetini kabul ederek Osmanlı topraklarına yerleşti. 1718'de Osmanlı Devleti ve Avusturya arasında imzalanan Pasarofça Antlaşması'yla Osmanlı İmparatorluğu'na iltica eden Macar mültecilerinin güvenliği güvence altına alındı. Rákóczi yandaşları ile birlikte Tekirdağ'a yerleştirildi. 1735 yılında Tekirdağ'da öldü. Naaşı İstanbul'daki Saint Benoit lisesi şapeline yerleştirildi. Macar hükümetinin kararıyla naaşı 1906 yılında Macaristan'a nakledildi ve Kassa (günümüzde Slovakya sınırları içindeki Košice) şehrindeki katedrale yerleştirildi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 15 - Prş

Chrome Division Dimmu Borgir'in vokalisti Shagrath ile The Kovenant'ın kurucusu Lex Icon tarafından 2004 yılında kurulan Norveçli heavy metal grubu. Shagrath'ın yan projesi olarak kurulmamış olsa da günümüzde öyle değerlendirilmeye başlanmıştır. Ritim gitarında Shagrath, vokalde Susperia'dan Shady Blue, solo gitarda Ricky Black, bas gitarda Björn Luna ve bateride Tony White'tan oluşan grup, motosiklet alt kültüründen de derin izler taşımaktadır.

Grup günümüze dek üç albüm yayınladı. Doomsday Rock 'n Roll albümü 2006'da, Booze, Broads and Beelzebub albümü 2008'de ve 3rd Round Knockout albümü de 2011 yılında yayınlanan grup, Nuclear Blast ile üç albümlük anlaşma yapmıştı. Albüm tanıtma çalışmaları için "Serial Killer" adlı şarkıya çekilen video klip, İsveçli yönetmen Patric Ullaeus tarafından yönetildi. Böyle bir grup kurma fikri 1999 yılında, Shagrath ile o zamanlar Dimmu Borgir grubu üyesi olan Stian Arnesen'den çıktı. Bu iki müzisyen Dimmu Borgir provalarından sonra yeni içerik çalışmaları yaptı. Gitarda Shagrath ve bateride Stian Arnesen (ya da "Lex Icon") ile birkaç müzik kaydeden ekip, diğer gruplarına karşı olan yükümlülükleri nedeniyle bu çalışmaları daha fazla sürdüremedi. Shagrath daha sonra onun için ilk önce Dimmu Borgir'in geldiğini ileri sürdü. (Devamı...)


John Arbuthnot (d. Nisan 1667, Inverbervie, Kincardie, İskoçya-ö. 27 Şubat 1735, Londra), matematikçi, hekim ve yazar. Yakın arkadaşları Jonathan Swift, Alexander Pope ve John Gay ile birlikte değersiz edebiyatı ve yanlış eğitimi gülünç düşürmeyi amaçlayan ünlü Scriblerus Kulübü'nün kurucularından biri olarak anılır.

1696'da St. Andrews'dan tıp diploması alan ve 1704'te Royal Society üyeliğine seçilen Arbuthnot, 1705'ten ölümüne değin Kraliçe Anne'in hekimlerinden biri olarak kaldı. Matematiğe ve başka bilimsel konulara ilişkin çalışmalarından çok, zekası ve yergileriyle ün kazandı. Arbuthnot'ın yergilerinin en önemlileri, İngilizler, Fransızlar, İspanyollar ve Hollandalıların 1713'te Utrecht Antlaşması'yla sonuçlanan siyasal manevralarını ele alan siyasal alegorilerden oluşur. İlki 1712'de basılan bu konudaki beş kitapçık, 1727'de The History of John Bull (John Bull'un öyküsü) başlığı altında toplandı. Sonraları, karikatür ve edebiyatta İngiltere'nin değişmez simgesi haline gelecek olan John Bull karakterini yaratan ve benimseten bu kitap, 1976'da A. W. Bower ve R. A. Erickson tarafından yeniden yayımlanmıştır. Arbuthnot'ın önemli katkıda bulunduğu bir başka yergi de ilk kez Pope'un yapıtlarının 1741 basımında yer alan, ama büyük bölümü 1713-14'te Scriblerus Kulübü üyeleri tarafından yazılmış olan "Memoirs of Martinus Scriblerus"dur (Martinus Scriblerus'un Anıları). Kulübün öbür üyeleri Arbuthnot'ı, bilgiçliği gülünç düşürmeyi amaçlayan bu yapıtın başlıca yaratıcısı olarak kabul etmişlerdir. Edebiyat alanında üne önem vermeyen Arbuthnot'ın yergi konusundaki buluşlarının ve nükteli deyişlerinin çoğu, kendisinden daha ünlü edebiyatçı arkadaşları tarafından geliştirildiği için onlara mal edilmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 16 - Cum

Alyuvar kırmızı kan hücresi veya eritrosit, kanda en çok sayıda bulunan hücre türüdür ve omurgalı hayvanlarda akciğer veya solungaçlardan vücut dokularına oksijen taşınmasında başlıca araçtır. Alyuvarın tıbbi ismi olan eritrosit sözcüğü Yunanca erythros (kırmızı) ve kytos (oyuk) sözcüklerinden türemiştir. Alyuvarları olan çoğu canlıda oksijen taşımakta kullanılan molekül hemoglobin iken yumuşakçalar gibi bazı canlılarda bakır içeren hemosiyanin bulunur.

Alyuvarlar ilk kez 1658 yılında Jan Swammerdam tarafından oldukça ilkel bir mikroskop kullanılarak tanımlanmıştır. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır. Alyuvarlar büyük oranda hemoglobin içerirler. Hemoglobin moleküllerine akciğerler veya solungaçlarda oksijen bağlanır. Böylece içinde oksijen bağlı hemoglobin taşıyan alyuvarlar vücuttaki dokulara oksijeni ulaştırabilirler. Hemoglobin ayrıca karbondioksitin de az bir bölümünü taşır; örneğin insanlarda oksijenin %2'si ve karbondioksitin çoğu kan plazmasında çözünmüş olarak taşınır. Benzer bir protein olan miyoglobin ise kaslarda oksijen depolamaya yarar. Alyuvarların rengi hemoglobindeki hem grubundan gelir. Tek bir alyuvar saman rengindedir, fakat bir aradayken eğer hemoglobine oksijen bağlıysa parlak kırmızı renkte, eğer hemoglobine oksijen bağlı değilse mavimsi-mor renkte gözükürler. Omurgalı hayvanların neredeyse tümünün alyuvarları çekirdeksizdir. Devamı...


Juan Ramón Jiménez (d. 24 Aralık 1881, Moguer, Endülüs - ö. 29 Mayıs 1958, Porto Riko) İspanyol şair. Başlıca yapıtları arasında "Yeni Evlenmiş Şairin Güncesi", "Menekşe'nin ruhları", "Sonsuzluklar" ve "Birlik" sayılır. 1956' da Nobel Edebiyat Ödülü 'ne layık görüldü.

Juan Ramón Jiménez 23 Aralık 1881’ de Ribera de Moquer caddesi 2 numarada dünyaya gelmiştir. Şarap ticaretinin başarılı ismi  Rioja/Nestares’li Víctor Jiménez ve Purificación Mantecón López-Parejo’nun oğluydu. Ailesi 1887 yılında ‘’Yeni Cadde’’deki eski bir eve taşındı ve ilk ve ortaöğrenimini ‘’ San José İlk ve Ortaöğretim Okulu’’nda tamamladı. 1891 yılında Huelva’daki La Rábida’ Lisesi’ ndeki ilköğretim sınavını üstün başarı derecesiyle geçti. 1893 yılında  ‘’San Luis Gonzaga del Puerto de Santa María’’ Lisesinde okudu ve sanat bölümünden mezun oldu. 1896 yılında yeteneği olduğunu düşünerek ressam olmak için Sevilla’ya taşındı. Orada ‘’Sevilla Derneği Kütüphanesi’’ni düzenli olarak ziyaret etmeye başladı. İlk eserlerini düzyazı ve şiir türlerinde yazdı. Sevilla ve Huelva’nın çeşitli gazete ve dergileriyle çalışmaya başladı. 1900 yılında Madrid’e taşındı ve ilk  ders kitapları Ninfeas ve Almas de Violeta’yı yayınladı. İlk aşkı, şiirlerinin Beyaz Gelin’i  Blanca Hernández Pinzón idi,fakat aniden şair bir Don Juan’a dönüştü; Editörü , yazarın ‘’Libros de Amor ‘’(1911-1912) isimli kitabındaki 104 şiirinde bekar,evli kadınlarla,bir kızın Kuzey Amerikalı annesiyle,  babasının ölümünden sonra depresyonun üstesinden gelen bir psikiyatristin eşiyle, ve hatta rahibelerle olan maceralarını kaleme aldığını yazıyordu. Devamı...

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 17 - Cts

Millau Viyadüğü Tarn Nehri'nin bulunduğu vadiden geçen ve Millau ile Güney Fransa’yı birbirine bağlayan kablo destekli bir asma köprüdür. İnşaat mühendisi ve Mimar Norman Foster tarafından tasarlanan köprü dünyanın üzerinden taşıt geçen en yüksek köprüsü ünvanına sahiptir. 343 metre yüksekliği ile Eyfel Kulesi’nden biraz daha yüksek ve Empire State Binası’ndan 37 metre daha kısadır. Köprü saatte 225 km. hıza ulaşan rüzgâr hızına dayanıklı biçimde üretilmiştir. 14 Aralık 2004 günü açılış töreni gerçekleşen köprü iki gün sonra araç trafiğine açıldı. Köprünün kullanım süresi 120 yıldır.

Paris ve İspanya arasındaki yolda yaşanan sıkıntılar, bir köprü projesi için çalışmaları başlattı. İnsanlar nehiri geçerken yoğun günlerde 30 km'lik kuyrukta 3 saat boyunca bekliyorları. Araçlar sadece eski bir köprüden geçebiliyordu. 10 senelik bir çalışmanın sonucu köprünün inşaasına başlandı. Projenin toplamı 394 milyon Avro’ya mal oldu. Eiffage Group'un 75 yıl işletmesi halinde maliyetin karşılanacağı düşünülmektedir. Bununla birlikte çok karlı olan köprüyü, Fransa hükumeti 2044 yılında işletmeye başlayabilir. Projede 127.000 metreküp beton, 19.000 ton betonu güçlendirmek amacıyla çelik ve taşıyıcı kablo ve örtülerde 5.000 ton gerilmiş çelikkullanılmıştır. (Devamı...)


Bo Derek (d. 20 Kasım 1956, Long Beach, Kaliforniya, ABD), gerçek adı Mary Cathleen Collins olan oyuncu, model ve film yapımcısı.

Derek, İrlanda, Alman, Hollanda ve Galler kökenleri olan bir melezdir. Babası Paul Collins, Hobie Cat isimli şirkette yönetici, annesi Norma Collins ise kuafördü. Bir erkek iki kız kardeşe sahiptir. Derek 1974'te Harbor City'deki Narbonne Lisesi'nden mezun olmuştur. Modelliğe başlayan Derek, Hollywood'da 30 yıllık tecrübeli bir yönetmen olan John Derek ile tanışır. Bo, 16 yaşında iken John Derek Linda Evans'tan boşanır ve Bo ile Almanya'ya giderler. Bo 18 yaşında iken Amerika'ya dönüp, evlenirler. John Derek'in vefatından sonra Paul McCartney, Kiefer Sutherland, medya zengini Ted Turner ve John Corbett ile romantik ilişkiler yaşar. Derek Santa Ynez Valley, Kaliforniya'da orijinal bir çiftlikte kız kardeşinin ailesi ile yaşamaktadır. Özellikle ata binmeyi sevmekte ve İber atları ile ilgilenmektedir. Ailesinde babası, üvey babası ve eski kocası asker kökenliydi. Bu nedenle sık sık eski askerlerin hastanelerini ziyaret eder. Formula 1 yarışlarına meraklıdır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 18 - Paz

Lockheed U-2 (Çağırılma Adı:Dragon Lady-Türkçe:Ejderha Kadın) tek kişilik, tek motorlu, yüksek irtifa keşif uçağıdır.

Tasarımı efsanevi Clarence "Kelly" Johnson tarafından yönetilen bir ekipçe yapılmıştır. Uzun ve geniş kanatları ona planör benzeri bir karakteristik verir. Çok değişik tiplerde kamera ve algılayıcılar taşıyabilir. Ancak bu uçak alışılmışın dışındaki iniş karakteristikleri nedeniyle zor bir uçak olarak kabul edilebilir. Görevi nedeniyle yüksek irtifalarda uçması gerektiğinden pilotun devamlı olarak basınçlı giysi giymesi gerekir. U-2, CIA olarak adlandırılan Merkezi Haberalma Örgütü, ABD Hava Kuvvetleri (USAF) ve diğer malzeme üreticiler arasındaki iyi bir işbirliği neticesi ortaya çıkmıştır. U-2’nin topladığı bilgiler ABD haber alma servisi açısından devrim değerinde olmuş ve Sovyet tehlikesinin analize edilmesini sağlamıştır. 1960'ta ABD'li pilot Gary Powers tarafından kullanılan bir U-2, Peşaver (Pakistan)'daki hava üssünden kalkıp Sovyet toprakları üzerinde, Sverdlovsk civarında düşürülmüş ve U-2 Krizi'ne yol açmıştır. (Devamı...)


Racendra Prasad (Hintçe: राजेन्द्र प्रसाद) (d. 3 Aralık 1884 -ö. 28 Şubat 1963), Hindistan'ın ilk cumhurbaşkanı.

Orta halli bir çiftçi ailesindendi. Hukuk öğrenimi gördükten sonra Kalküta'da avukatlık yaptı. 1916'da Patna'ya taşındı ve Bihar Law Weekly adlı dergiyi yayımlamaya başladı. 1920'de avukatlığı bırakarak Pasif Direniş Eylemi'ne katıldı. Gazeteci olarak etkili bir mücadele yürüttü. Hintçenin resmi dil olmasına yönelik bir kampanyaya öncülük etti. Hindistan Ulusal Kongresi'nin başkanlığı (1934, 1939 ve 1947) yaptı ve birkaç kez hapsedildi. Bağımsızlık öncesinde oluşturulan geçiş hükümetinde gıda ve tarım bakanı oldu. Hindistan Kurucu Meclisi'nin başkanı (1946-49) olarak anayasanın hazırlanmasında önemli rol oynadı. 1950'de oybirliğiyle bağımsız Hindistan'ın ilk cumhurbaşkanı ilan edildi. 1952'deki ilk genel seçimin ardından büyük bir çoğunlukla yeniden bu göreve getirildi. 1957'de üçüncü bir dönem için cumhurbaşkanı seçildi. Görevde olduğu sürede anayasada çizilmiş bağımsız cumhurbaşkanlığına uygun olarak davrandı. 1962'de siyasal yaşamdan çekildi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 19 - Pzt

Kaybedenler Kulübü 2010 yapımı komedi-dram türündeki Türk sinema filmidir. Kaan Çaydamlı ve Mete Avunduk'un hayatlarını konu alan film, Tolga Örnek tarafından çekildi ve senaryosu Mehmet Ada Öztekin ile Tolga Örnek tarafından yazıldı. Türkiye'de 25 Mart 2011 tarihinde 137 kopya ile gösterime giren filmin protagonistleri Kaan rolündeki Nejat İşler, Mete rolündeki Yiğit Özşener ve Zeynep rolündeki Ahu Türkpençe'dir. Film, 1996-2001 yılları arasında Kent FM'de yayınlanan Kaybedenler Kulübü adlı radyo programına dayanmaktadır.

Filmde, Kaybedenler Kulübü adındaki radyo programı ve o radyo programını sunan DJ'ler Kaan ile Mete'nin hayatları anlatılmaktadır. Gösterime girdiği ilk üç gün içinde 65.780 kişi tarafından seyredilerek 666.091 TL hasılat elde etti. Ayrıca film gösterime girmeden önce, yapımın öncesinden sonrasına kadar film hakkında her şeyi anlatan Kaybedenler Kulübü - Filmin Öyküsü adlı bir kitap yayımlandı. Eleştirmenlerden olumlu yorumların yanı sıra; açtığı hikâyeleri sonlandırmamak, dönemin politik atmosferini göz ardı etmek, zaman algısına sahip olmamak gibi yönlerden olumsuz eleştiriler aldı. Ayrıca sinemada erkek egemen bakışı eleştirmek ve cinsiyetçiliğe dikkat çekmek için dağıtılan Altın Bamya Ödülleri'nde Altın Bamya ile İzleyici Bamyası ödüllerini kazandı. (Devamı...)


Bao Dai (d. 22 Ekim 1913 - ö. 30 Temmuz 1997), 1926-1945 yılları arasında son Vietnam imparatoru.

Gençliğinde ülkesinin bağımsızlığı için bir umut simgesi iken sonraları Playboy İmparator olarak tanınmıştır. Fransız sömürge rejimine bağlı olan İmparator Khai Dinh'in oğluydu.Annesi, köylü soyundan gelme bir cariyeydi.Fransa'da eğitim gördü, gençliğinin çok kısa bir bölümünü anayurdunda geçirdi.1926'da tahta çıktı ve Bao Dai (Büyüklüğün Koruyucusu) unvanını aldı.Önceleri bazı reformlar yapmak ve Vietnam'ı modernleştirmek istedi; ama bunun için Fransızların desteğini sağlayamadı. Mart 1945'te Japonlar, Fransız yönetimini Çinhindi'nden uzaklaştırıncaya değin, II. Dünya Savaşı boyunca Fransız sömürge rejimi Bao Dai üzerinde sıkı bir denetim kurdu. Japonlar, bağımsız yeni bir Vietnam Devleti'nin başına Japonya'daki yaşlı Prens Cuong De'yi getirmeyi düşündüler; ama sonunda zaten zayıf bir önder olan Bao Dai'nin başta kalmasına izin verdiler. Ağustos 1945'te Viet Minh iktidarı ele geçirdiğinde Ho Şi Mingh ve arkadaşları, Bao Dai'yi kendilerine bağlamanın simgesel bir anlamı olabileceğini düşündüler.Viet Minh, Bao Dai'nin görevden çekilmesini istedi ve Yurttaş Prens Nguyen Vinh Thuy sıfatıyla ona göstermelik bir danışmanlık görevi verdiler. Viet Minh'in kendisine hiçbir işlev tanımayacağını anlayan ve Fransızlara da güvenmeyen Bao Dai, 1945'te Hong Kong'a kaçtı. Orada uçarı bir yaşam sürdü; zaman zaman da, Fransız yönetiminin yeniden kurulmasına karşı uluslararası yardım çağrılarında bulundu. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 20 - Sal

SMS Brandenburg Alman Donanması'nın 1890'ların başında inşa edilen Brandenburg sınıfı dört pre-dreadnought zırhlısından ilkidir. Sınıftaki diğer gemiler SMS Kurfürst Friedrich Wilhelm (daha sonra Barbaros Hayreddin), SMS Weißenburg (daha sonra Turgut Reis) ve SMS Wörth'tür. Brandenburg, Alman Donanması için inşa edilen ilk pre-dreadnought gemidir. Donanma daha önce sadece kıyı savunma gemileri ve zırhlı fırkateynler inşa etmişti. Geminin omurgası 1890'da AG Vulcan tersanesinde serildi. 21 Eylül 1891'de denize indirilen gemi donatımının tamamlanmasının ardından 19 Kasım 1893'te Alman Donanması'na katıldı. Brandenburg ve üç kardeş gemisi, taşıdıkları altışar topla dönemin dört top taşıyan zırhlılarına kıyasla daha modern tasarımlardı. Geminin adı Almanya'nın Brandenburg ilinden gelmektedir.

Brandenburg ilk aktif görevini 1900 yılında, üç kardeş gemisiyle beraber Boxer İsyanı'nı bastırmak üzere Çin'e giderek gerçekleştirdi. Almanya'ya dönüşünün ardından 1902 yılında Wörth hariç diğer kardeşleriyle beraber geniş çaplı donanma manevra tatbikatlarına katıldı. 1900'lerin başında dört gemi de ciddi bir modernizasyondan geçti. Buna rağmen I. Dünya Savaşı'nın başlangıcında Brandenburg ve kardeşleri teknolojinin gerisinde kalmış gemiler haline gelmişlerdi. Bu yüzden Brandenburg savaşın ilk döneminde kıyı savunma gemisi, ilerleyen dönemde ise kışla gemi olarak görev yaptı. Brandenburg 1920 yılında Danzig'de söküldü. Brandenburg, zırhlı A adı altında sınıfının ilk gemisi olarak ısmarlandı. Geminin omurgası 1890'da Kiel'de yer alan Germaniawerft tersanesinde serildi. Geminin teknesi Eylül 1891'de tamamlandı, denize indirilmesi ise 21 Eylül'de gerçekleşti. Gemi denize indirildikten sonra donatım çalışması başladı. Gemi 1893 sonlarına doğru bitirilerek, ilk bitirilen kardeş gemisi olan Wörth'ten dört haftadan az bir süre sonra 19 Kasım 1893'te donanmaya katıldı. (Devamı...)


Mustafa Kemal Atatürk (Osmanlıcaمصطفى كمال پاشا), Soyadı Kanunu'ndan (1934) itibaren Atatürk (19 Mayıs 1881, Selanik – 10 Kasım 1938, İstanbul), Türkiye Cumhuriyeti'nin 1923'ten 1938'e değin görev yapmış kurucusu ve ilk cumhurbaşkanı, mareşal ve daha evvelinde bir Osmanlı subayı.

Atatürk, I. Dünya Savaşı sırasında bir ordu subayıydı. Savaş sonunda Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisini takiben Türk Kurtuluş Savaşı'ndaki Türk Ulusal Hareketi'ne önderlik etmiştir. Kurtuluş Savaşı sürecinde Ankara Hükûmeti'ni kurmuş, askeri eylemleriyle İtilaf Devletleri tarafından gönderilen askeri güçleri bozguna uğratmış ve Türkleri zafere götürmüştür. Atatürk daha sonra eski Osmanlı İmparatorluğu'nu modern ve seküler bir ulus devletine dönüştürmek için politik, ekonomik, toplumsal ve kültürel reformlar başlatmıştır. Liderliği altında binlerce yeni okul inşa edildi. İlköğretim ücretsiz ve zorunlu hale getirildi. Kadınlara sivil eşitlik ve politik haklar verildi. Köylülerin sırtına yüklenen ağır vergiler azaltıldı. Türk Orduları Başkomutanı olarak Sakarya Meydan Muharebesi'ndeki başarısından dolayı 19 Eylül 1921 tarihinde "Gazi" unvanını almış ve mareşalliğe yükselmiştir. Halk Fırkası'nı kurmuş ve ilk genel başkanı olmuştur. 1938 yılındaki vefatına kadar arka arkaya 4 kez cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten cumhurbaşkanı olmuştur. Atatürk tarihte oynadığı önemli rolden dolayı pek çok yazar ve tarihçi tarafından incelenmiş ve hakkında 379 eser yazılmıştır. Bu yönüyle hakkında en çok eser yazılan ilk 100 kişi arasında yer almaktadır. Ayrıca dünyada ilk kez ve tek örnek olmak üzere, Birleşmiş Milletler'in UNESCO örgütü tarafından, kendisinin 100. doğum yılı olması sebebiyle ve tüm ülkelerin oy birliğiyle 1981 "Atatürk Yılı" olarak kabul edilmiştir. Dergilerinin Kasım 1981 sayısında da, Atatürk ve Türkiye konusu ele alınmıştır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 21 - Çrş

Volkswagen Beetle Alman otomobil üreticisi Volkswagen'in 1938'den 2003'e kadar ürettiği ekonomik otomobil modeli. 21,5 milyondan fazla (21.529.464. adet) satılan dünyanın en çok satan modelidir. Üretildiği 1938 yılında fiyatı 990 RM (eski Alman para birimi) olup, aracın ana hatlarının tasarımı Hitler'in isteği üzerine Ferdinand Porsche tarafından yapılmıştır, ancak Ferdinand Porsche'nin orijinal tasarımı, üretime geçmiş halinden daha basitti. Onun üretim haline kavuşturan detaylarını ise Adolf Hitler tasarlamıştır. 1131-1584 CC'lik 4 zamanlı otto motoru 18Kw 40 beygirlik güç üretmektedir. 1974 yılına kadar Almanya'da üretilmiş, daha sonra üretim Meksika ve Brezilyada 2003 yılının sonuna kadar devam etmiştir. Yerine VW Golf üretilmeye başlanmıştır. Ağırlığı 730-900 kg'dır. Direksiyonun ortasındaki resimde su kenarında bir kale ve köpek figürleri yer alır. Bu resimdeki su, arabanın su gibi aktığını, kale, arabanın sağlamlığını, köpek ise aracın sahibine bir köpek kadar sadık olduğunu temsil eder. Ayrıca ateş böceği Herbie adıyla bir film serisine (1969-2003) konu olmuştur. (Devamı...)

Robert H. Goddard ya da tam adıyla Robert Hutchings Goddard (d. 5 Ekim 1882 - ö. 10 Ağustos 1945), Amerikalı fizik profesörü ve bilim insanı, kontrollü sıvı yakıtlı roketlerin üretilmesinin öncülerinden. Dünyanın ilk sıvı yakıtlı roketini 6 Mart 1926'da gerçekleştirdi. Bu yüzden roketlerin babası olarak adlandırılmaktadır. 1930'dan 1935'e kadar hızları 885 km/s (550 mph)'e ulaşan roketlerin fırlatılması çalışmalarında yer aldı.

1880'ler ABD'nin elektrikle tanıştığı yıllardı. Bu dönemde babası, küçük Robert'a yün halıların üzerinde statik elektriğin ne olduğunu göstermişti. Bu, onda bilime ve deney yapmaya karşı büyük bir ilgi uyandırmıştı. Robert H. Goddard, gençliğinde geçirdiği akciğer veremi nedeniyle öğrenimine bir süre ara vermiş, daha sonra 1908 yılında Worcester Politeknik Enstitüsü'nden fizik diploması almıştı. Goddard, artık belli bir ağırlığın yerden yukarı doğru yükseltilebilmesi için gerekli patlayıcı güçten, oksijen roketlerine ve uzak gezegenlerin fotoğraflarını çekecek kameralarda güneş enerjisinden yararlanılmasına dek birçok ilginç konuya eğildi. 1911'de doktorasını tamamladıktan sonra fizik dersleri vermeye ve roket deneyleri yapmaya başladı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 22 - Prş

Ekim 2011 Van depremi 23 Ekim 2011 günü Türkiye saati ile 13:41'de Van'da meydana gelen ve 25 saniye süren deprem. Depremin merkez üssü Van'a 17 kilometre uzaklıktaki Tabanlı köyüdür. Yapılan değerlendirmelerde depremin büyüklüğü; Kandilli Rasathanesi tarafından Richter ölçeğine göre 6.6Mw, ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu tarafından ise 7.2 Mw olarak duyuruldu. Kandilli Rasathanesi'nden daha sonra yapılan açıklamada, deprem şiddetinin merkez üssünde 9 olduğu belirtildi ve depremin moment büyüklüğü 7.2 Mw olarak düzeltildi.

Deprem, Ulusal Kuvvetli Yer Hareketi Gözlem Ağı'na bağlı 22 istasyon tarafından kaydedildi. Hakkâri, Ağrı, Iğdır, Erzurum, Kars, Muş, Bitlis, Siirt, Batman, Mardin, Diyarbakır, Şanlıurfa gibi çevre illerde İran ve Kuzey Irak'ta da hissedilen depremde binalar yıkıldı, elektrik ve telefon hatları kesildi. Richter ölçeğine göre 7.2Mw büyüklüğündeki deprem, Cumhuriyet tarihi boyunca Anadolu'da meydana gelen en büyük depremlerden biri olarak kayıtlara geçti. Alüvyon tabakaları üzerinde bulunan Van şehrinde kumlu, çakıllı ve killi zemin tabakaları bulunmaktadır. Yer yer zemin yüzeyine 2 metre derinliğe kadar yaklaşan yeraltı suları nedeniyle bazı yapıların temellerinde oturmalar meydana gelmektedir. Van Gölü ve çevresi, 1100 ve 1900 yılları arasında 5 ile 10 şiddetleri arasındaki pek çok depremden etkilenmiştir. Geçmişte Van çevresinde meydana gelen bu depremler de, depremin merkez üssü olan Erciş'te hasara neden olmuştur. Bölgedeki ana ve artçı şoklara ilişkin yapılan fay çözümleri, depremlerin bindirme fayına bağlı olarak oluştuğunu göstermektedir. Artçı şokların yer ve dizilimlerine bakılarak yapılan incelemeye göre depreme neden olan bindirme fayı Kuzeydoğu yönüne uzanmakta olup, 50 kilometre boyunca kırılmıştır. Depremlerin ardından hattın kuzeyindeki alanlarda da sismik hareketlilik (kütle hareketleri ve tansiyon kırıkları) oluştu. Depremin etkisiyle Van şehir merkezindeki yapıların temellerinde 0,5 ile 2 santimetre arasında, Erciş'teki bazı yapıların temellerinde ise 0,5 ile 3 santimetre arasında oturmalar oluştu. Çeşitli bölgelerde ise sıvılaşma ve bunun sonucunda kum konileri ile obruklar oluştu. Devamı...


Otto von Bismarck (1 Nisan 1815 - 30 Temmuz 1898), 19. yüzyılda gevşek bir konfederasyon olan Almanya’nın güçlü bir imparatorluğa dönüşmesinde en önemli rolü oynayan ve ilk şansölyesi (başbakan) Alman devlet adamıdır. Unvanları Bismarck-Schönhausen Kontu ve Lauenburg Dükü olan Otto von Bismarck Yeni Almanya'yı kılıç ve kan politikasına göre kuracağını söylediği için kendisine Demir Şansölye (başbakan) adı verilmiştir.

Tam adı Otto Eduard Leopold von Bismarck-Schönhausen olan Bismarck, 1 Nisan 1815’te Prusya’da Branderburg'un küçük bir kasabasında Junker’in (büyük toprak sahibi aristokrat) oğlu olarak dünyaya geldi. Berlin'de lise eğitimini tamamladıktan sonra Göttingen Üniversitesi'nde hukuk okudu. Güçlü bir fiziksel yapıya sahip olan Bisamarck vaktini ava gitmek ve at binmek ile geçirirdi. 1847'de Federal Meclis (parlamento) üyeliğine seçildi. Bismarck, eski yönetim biçimini korumaktan yana olduğu için Almanya'yı sarsan 1848 Devrimleri'nin, askeri güç kullanılarak bastırılmasını savundu. 1859'da Rusya, 1862'de de Fransa büyükelçiliğine getirildi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 23 - Cum

Runik Taşlar runik tarzı yükseltilmiş taş yazıtı ama bu terim kayalar ve kaya üzerinde yazıtlar için de kullanılır. Bu gelenek 4. yüzyılda başlamış ve 12. yüzyılda da sürmüştür. En çok İskandinavya'da bulunur, ancak Viking Çağı'nda ziyaret ettikleri yerlere de dikilmiş taşlar vardır. Genellikle ölen erkekler için dikilmiş anıtlardır. Renkleri yıpranmış ve artık belli olmamasına rağmen, genellikle dikildikleri zaman parlak renkliydiler. Kelime olarak "büyülü taş" şeklinde anlamlandırılmaktadırlar.

Macaristan'dan Ortaasya'ya tüm Avrasya coğrafyasında da görülmektedirler. Hatta J. Mayfield tarafından yayınlanan geniş bir makalede Orhun Alfabesi'ne benzerliklerine değinilmektedir. Bu yazıda işaret edildiği gibi T. Kürüm tarafından yapılan çalışmalarla İsveç'ten Möjbro, Kylever ve Istaby taşlarının Orhun Alfabesiyle Türkçe olarak (Möjbro taşı örneğinde, taş üstünde var olan resimle de uyumlu olarak) okunmaları yapılmıştır. Bu konuyu haklı çıkaracak başka bir bilgi de bizzat İsveçli S.Lagenbring tarafından yazılan "İsveç ve Türkçe Dil ve Kültür Ortaklığı" kitabıdır. Runik yazıtlar ile taşlar yerleştirme geleneği ilk olarak 4. ve 5. yüzyılda ortaya çıktı, bu erken dönemde Norveç ve İsveç'te genellikle mezarların yanına yerleştirilirdi. En erken Danimarka Runik taşı 6. ve 7.yüzyıllarda ortaya çıkmıştır, ve İskandinavya'da Hicret Dönemine ait yaklaşık 50 Runik taş mevcuttur. En çok Runik taş 950-1100 yılları arasında inşa edilmiş ve çoğunlukla İsveç ile Danimarka'da ve az miktarda Norveç'te dikilmişlerdir. (Devamı...)


Rihanna ya da tam adıyla Robyn Rihanna Fenty (d. 20 Şubat 1988), Barbadoslu şarkıcı ve şarkı yazarı. Ayrıca kültür elçisi, video yönetmeni, moda ikonu, moda tasarımcısı ve aktristir. Saint Michael, Barbados doğumludur.

Rihanna, 7 yaşında şarkı söylemeye başladı. 15 yaşında "Combermere" adlı müzik okuluna giden Rihanna, iki sınıf arkadaşıyla beraber müzik grubu kurdu. Genç sanatçının yaşamı, müzik yapımcısı Evan Rogers'la tanışmasıyla değişti. Bu dönemde 4 adet demo şarkı çıkaran Rihanna'nın, sesini beğenen Def Jam Kayıt Şirketi'nin patronu Jay-Z, Rihanna ile hemen çalışmalarına başladı. 2005 yılında ilk albümü olan Music of the Sun'ı çıkardı. Albümün çıkış parçası olan "Pon de Replay" Billboard Hot 100 listesinde 2 numaraya kadar yükselmiş ve büyük başarılar elde etmiştir. 2006 yılına gelindiğinde ise A Girl Like Me adını verdiği ikinci stüdyo albümünü çıkardı. Bu albüm sayesinde birçok ödül aldı ve albümdeki SOS şarkısı Billboard Hot 100 listesinde 1 numaraya kadar yükseldi. Bir sonraki yıl çıkarttığı Good Girl Gone Bad (İyi Kız Kötüye Gidiyor) albümünde imaj ve tarzını değiştirerek muhteşem bir çıkış yapan Rihanna, kendinden her yerde söz ettirmeyi başardı. Albümün tanıtımı için "Good Girl Gone Bad Tour" adını verdiği ikinci Dünya turunu düzenledi. Albümdeki Umbrella, Shut Up and Drive, Don't Stop the Music, Take a Bow ve Disturbia önemli Rihanna hitleri oldu. Bunlardan "Umbrella" şarkısı ile Grammy Ödülü kazanan Rihanna, Entertainment Weekly tarafından da '2008'in Divası' seçildi. 2009 yılının son aylarında, dördüncü stüdyo albümü Rated R'ı çıkardı. Bu albümü ile tarzını tekrar değiştirdi ve albümün tanıtımı için "Last Girl on Earth Tour" adını verdiği üçüncü turnesini düzenledi. Bu tur kapsamında Türkiye'ye geldi ve 25.000 kişiye konser verdi. Albümdeki "Russian Roulette", "Hard" ve "Rude Boy" Rihanna hitlerine adını yazdırmayı başardı. Bir sonraki yıl hızını kesemeyip Loud albümünü yayınlamaya karar veren Rihanna, albümün ilk single'ını çıkarmak üzereyken Eminem'le "Love the Way You Lie" şarkısında düet yaptı. Şarkı "Billboard Hot 100" listesinde 7 hafta bir numarada kaldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 24 - Cts

Chartres Katedrali (Fransızca: La cathédrale Notre-Dame de Chartres), Paris'in 80 km. güneybatısında bulunan Chartres kentinde 13. yüzyılda kurulmuş olan; Romanesk mimari teknikleri ile yapılmış olmasına rağmen Gotik mimariyi en iyi temsil eden ve günümüze kadar özgün heykelleri, vitrayları ve döşemeleri ile en çok korunmuş olan bir anıt eserdir. Bu iki mimari tarzın birbirlerinden ayrı değil, ama birbirlerinin devamı olduğunu gösteren en iyi örnektir. Günümüze kadar korunarak gelen katedral, daha önce yangınla yok olan katedralin yerine 1193 ile 1250 yılları arasında yapılmış olan ve 4. yüzyıldan itibaren aynı yerde inşa edilen beşinci katedraldir.

Sanatsal açıdan Chartres Katedralini eşsiz kılan olağanüstü derecede korunmuş olması ve özgün elemanlarının günümüze kadar gelmesidir. Özgün vitrayların hemen hemen hepsi bozulmadan durmaktadır. Yapı 13. yüzyıldan beri çok az tadilat görmüştür. Dış cephesinde, ağırlıklı olarak mimarlara pencere boyutlarını artırma olanağı sağlayan büyük dayama kemerleri görünür. Batı kanadına birbiri ile kontrast oluşturan iki çan kulesi hâkimdir. Bunların birisinin tepesi basit piramit şeklinde 105 m yüksekliğinde ve 1140'lardan kalma iken diğeri daha eski tarihli bir kulenin üzerine 16. yüzyılın başlarında inşa edilmiş 113 m'lik Gotik flamboyant tarzındadır. Ana teolojik temalarda yüzlerce heykel ve heykelcik içeren batı cephesinin üç ana kısmı da aynı derecede tanınmıştır. UNESCO tarafından 1979'da Dünya Mirası listesi listesine alınan ilk tarihi eserlerden biridir. 12. yüzyıldan beri Hristiyanlar için önemli bir uğrak yeri olan katedralde, İsa'nın doğumu sırasında Meryem tarafından giyildiği sanılan tunik Sancta Camisa korunmaktadır. Aynı zamanda Dünya Mirasları listesinde olması nedeniyle de birçok turist tarafından ziyaret edilmektedir. (Devamı...)


Mary Martin (d. 1 Aralık 1913 - ö. 3 Kasım 1990) ABD'li bir aktris ve şarkıcıdır. Birçok akılda kalan ve orijinal rolde oynadı ama en bilinen rolleri South Pacific 'deki Nellie Forbush ve The Sound of Music 'deki Maria karakterleridir. 1989 yılında Kennedy Center Honoree( Kennedy Onur Merkezi) tarafından onurlandırıldı. Ayrıca aktör Larry Hagman'ın annesidir.

Mary Martin'in çocukluğu, kendi yazdığı otobiyografi kitabı olan My Heart Belongs 'da da belirttiği gibi oldukça mutlu geçmişti. Annesi, babası ve kardeşleriyle ilişkileri oldukça yakın ve sıcaktı. Kendi otobiyografi kitabında tanımladığı gibi, genç aktrisin içgüdüsel bir şekilde müziğe yatkınlığı vardı. Martin'in babası, Preston Martin bir avukat ve annesi, Juanita Presley bir keman öğretmeniydi. Doktorlar Juanita'nın bir tane daha bebek beklemesinin çok riskli olduğunu söylemesine rağmen, Juanita erkek bir bebeği olsun istiyordu. Erkek bebek yerine Juanita'nın bir kızı oldu, Mary. Mary zamanla erkek gibi davranan bir çocuk oldu. Doğumu tüm komşular arasında büyük bir olay oldu ve tüm komşular Juanita'nın penceresinin önünde, perdenin açılıp bebeğin sağlıklı bir şekilde doğdunun sinyalini vermesini bekledi. Ailesinin bir ahırı ve meyve bahçesi vardı. Mary ve ablası Geraldine, ağaçlara tırmandıkları ve bolca ata bindikleri bir çocukluk geçirdiler. Mary çocukken babasına resmen tapıyordu. Daha sonradan onu " Uzun, yakışıklı, gümüş saçlı ve şefkat dolu kahverengi gözleri vardı. Annem disiplinliydi ama beni sadece bir bakışıyla meleğe döndürebilen babamdı." (syf. 19) Daha sonradan "Kanunları hiçbir zaman anlayamadım." diyecek olan Martin her cumartesi akşamı babasının çalıştığı mahkeme salonu önünde grubuyla birlikte şarkı söylemeye başladı. Martin'in grubu aynı elbiseyi giymiş üç küçük kızdan oluşan bir trioydu. Martin bu günlerini "Mikrofonumuzun olmadığı o günlerde bile yüksek boru gibi olan sesim tüm meydanı inletirdi. Her zaman bu özelliğimin babamdan bana miras kaldığını düşünmüşümdür." (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 25 - Paz

Battlefield 1942 (kısaca BF 1942 ya da BF42), Digital Illusions CE tarafından geliştirilmiş ve Electronic Arts oyun şirketi tarafından 10 Ekim 2002 tarihinde Microsoft Windows ve Linux için, 28 Haziran 2004 tarihinde ise Macintosh için çıkmış üç boyutlu, birinci şahıs nişancı türünde bir video oyunudur.

Oyun, II. Dünya Savaşı sırasında Müttefik ve Mihver güçleri arasında çeşitli cephelerde gerçekleşen muharebe ve çatışmaları, o dönemin savaş koşulları ve teknolojik imkanlarıyla birlikte gerçekçi mekanlarda anlatmaktadır. II. Dünya Savaşı'nın en meşhur muharebeleri oyuna konu edilmektedir. Oyun, II. Dünya Savaşı döneminde geçmektedir. Oyundaki amaç, takımınızdaki arkadaşlarınızla beraber düşmanlarınıza karşı savaşmak ve takımınızı zafere ulaştırmaktır. Bunun için savaş alanındaki kontrol noktaları ele geçirilerek stratejik üstünlük sağlanabilmektedir. Takım halinde mücadele edildiği sürece düşman askerleri zor durumda bırakılabilirken dağınık bir düzen içerisinde savaşılırsa savaşta mağlup olabilme olasılığı her an yükselebilmektedir. II. Dünya Savaşı'nda kullanılmış olan Thompson, MP40, StG 44, Kar 98k, M1 Garand, M1918 Browning ve daha birçok silah oyun içinde kullanılmaktadır. Oyuncular çeşitli II. Dünya Savaşı avcı ve bombardıman uçaklarını, büyük gemileri, denizaltılar ve uçak taşıyıcılarını, kıyısal topçu savunmalarını, tankları, ZPTleri, askeri cipleri, uçaksavarları ve kurulu makineli tüfekleri kontrolüne alabilmektedir. (Devamı...)


Daniel Defoe (1660  -24 Nisan 1731), İngiliz yazar ve gazeteci.

1660 yılında Londra’da doğdu. Çeşitli güçlükler ve tehlikelerle dolu bir yaşam geçirdi. 1685’te İngiltere kralı II. James’e karşı başlatılan ayaklanmaya katıldı. Yaşamının çeşitli dönemlerinde tüccarlık, fabrikatörlük, devlet memurluğu ve hatta casusluk yaptı. 40 yaşında gazetecilikte karar kıldı, bundan birkaç yıl sonra da roman yazmaya başladı. En çok ilgi gören romanı 'Robinson Crusoe' 1719 yılında yayımlanmış, 1 yılda 4 baskı çıkarılmıştır. Yayımladığı siyasal dergi kitapçıklarındaki sert tutumu yüzünden birçok kez hapse girdi. 1731 yılında doğduğu yerde, Londra’da öldü. Hayatı boyunca siyaset hayatına büyük ilgi duymuştur. Daniel Dafoe'nin aile kökenleri Romanya'ya dayanmaktadır, Romanya'dan göçen ailesinin Osmanlı İmparatorluğu geleneklerini ona da öğrettiği bazı kaynaklarda geçmektedir. Yine İngiltere'de İngiliz kültürünü yeren mektuplarını Osmanlı Devlet adamlarına bilgi ve öneri amacıyla gönderdiği bilinmektedir. Bunun dışında Aytunç Altındal gibi yazarlar Osmanlı için casusluk yaptığının açık olduğunu söylerler. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 26 - Pzt

Euthyphron (Antik Yunanca: Εὐθύφρων Eftifron) Platon’un dindarlık üzerine yazdığı gençlik dönemi başka bir deyişle Sokratik diyaloglarından biridir.

Euthyphron Sokrates'in Savunması ve Kriton diyalogları birbirinin devamı niteliğindedirler. Sokrates, MÖ 399 yılında Meletos adlı bir genç tarafından gençlerin ahlakını bozmak ve dinsizlik suçlamalarıyla açılan dava için mahkemeye gelmiştir. Savunma mahkeme sürecini, Kriton mahkeme sonrasını, Euthyphron ise mahkemenin hemen öncesini anlatır. Yani eser Sokrates'in Savunması’nın önceli olma özelliğini taşır. Eserde İki konuşmacı vardır. Diyaloga ismini veren Euthyphron ve Platon’un hocası Sokrates. Cinayet işlediği için babası tarafından cezalandırılan bir kölenin istem dışı ölmesi üzerine Euthyhron babasına dava açmak için mahkemeye gider. Sokrates’in ise kendi aleyhine açılan dava için mahkemeye gitmesi iki konuşmacının yollarını kesiştirir ve dindarlık üzerine bir sohbet başlar. Euthyhron babasının istemeyerek de olsa bir köleyi öldürmesini dini açıdan bir lekelenme olarak görür. Yani mahkemeye geliş amacı onu dinsizlik ile suçlamaktır. Diyalog içerisindeki görüşleriyle ve öne sürdüğü din ve dindarlık hakkındaki argümanlarıyla Euthyhron Antik Yunan’daki muhafazakar düşünceyi ya da muhafazakar kimliği temsil etmektedir. Diyalog altı bölümden oluşmaktadır. (Devamı...)


Al Pacino (d. 25 Nisan 1940), Oscar ödülüne sahip Amerikalı sinema ve tiyatro oyuncusu.

Uzun süren sinema kariyeri boyunca, Hollywood'un baş aktörlerinden biri olarak görülen Al Pacino, 25 Nisan 1940'ta New York, Doğu Harlem'de dünyaya geldi. Oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında Actors Studio'da eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creep'te rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı The Indian Wants the Bronx ile Obie Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Al Pacino'nun Broadway'de sahneye çıktığı ilk oyun Does the Tiger Wear a Necktie?'dır. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülü'nün sahibi oldu. Al Pacino'nun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie'dir. Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramount'un üstlendiği, Francis Ford Coppola'nın The Godfather (Baba) filminde Michael Corleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır. Bu filmdeki performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscar'ına aday gösterildi. Çareyi Broadway oyunlarına dönmekte buldu ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu. Pacino'nun daha sonra rol aldığı filmleri, homoseksüel bir seri katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı Cruising ve Author Author adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palma'nın yönettigi, şiddeti bol Scarface (Yaralı Yüz) ise ilk gösterildiğinde sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 27 - Sal

Balıkçılgiller (Ardeidae), pelikanlar takımına ait, tatlısu ya da tuzlusu kıyılarında yaşayan uzun bacaklı kuşları kapsayan bir familya.

Balıkçıl türlerinin sınıflandırılması zorlukla ilerletilen bir konudur ve hâlâ Ardea ile Egretta cinsleri içine hangi türlerin alınacağı konusunda açık bir görüşbirliği oluşmamıştır. Familya içinde cinslerin birbirleriyle olan bağlantıları da tam olarak çözülememiştir. Ancak daha önceden tek başına monotipik bir familya olan Cochlearidae'yi oluşturan kayık gagalı balıkçıl artık balıkçılgiller familyasının bir üyesi olarak görülmektedir. Balıkçılgiller familyasında yer alan kuş türleri, leylekgiller, aynakgiller ve turnagiller familyalarında sınıflandırılan kuş türlerine benzerlik gösterseler de bunlardan uçarken boyunlarını uzatmak yerine geriye çekmek özellikleri ile ayrılırlar. Familya üyeleri çoğunlukla sulak alanlarda yaşayan, balık, kurbağa ya da diğer sucul canlılarla beslenen kuşlardır. Karasal formları dışında suya uyum sağlamışlardır. Bu kuşların çoğu ağaçlara gruplar halinde yuvalarlar, bunlar dışındakiler ise sazlıkları tercih ederler. Balıkçılgiller kozmopolit dağılım gösteren geniş bir alana yayılmış bir familyadır. Antarktika dışında tüm kıtalarda bulunurlar. Arktik'in en soğuk bölgeleri, çok yüksek dağlar ve çöller dışında her türlü yaşam alanında yaşarlar. Hemen hemen tüm türlerin su ile bağlantısı vardır ve göllerin, ırmakların, bataklıkların ve denizlerin kıyısında beslenen, yüzemeyen sukuşlarıdır. Asıl olarak alçak rakımlı bölgelerde bulunsalar da bazı türler dağlık bölgelerde de bulunur. Türlerin çoğunluğu ise dönenceler arasında bulunan bölgede yaşar. (Devamı...)


Leonel Sánchez ya da tam adıyla Leonel Guillermo Sánchez Lineros (d. 25 Nisan 1936, [Santiago, Şili]]), Şilili eski millî futbolcudur.

1953 ile 1973 yılları arasında 20 yılı aşkın bir süre sol kanatta bulundu. 20 yılının 17'sini 1959 ile 1969 yılları arasında 6 ulusal şampiyonluk yaşayan Universidad de Chile'de Ballet Azul'un (Mavi Balet) simgesi oldu. 85 maç ile Şili millî futbol takımında en çok maça çıkan oyuncu unvanını korumasıyla birlikte 1955 ile 1968 yılları arasında 27 gol atmıştır. Bu gollerin dördü 1962 FIFA Dünya Kupası'ndan olup diğer 5 oyuncu ile en skorer oyuncu olmuştur. Bu Dünya Kupası'nda İtalyan futbolcu Maria David'e çelme takıp tartışmalar çıkmıştı. Sánchez Avrupa'dan Milan gibi sayısız takımdan teklif almış olmasına karşın Universidad de Chile'de kalmıştır. 1969'ta konan bir sözleşme kuralından sonra Universidad de Chile hayranların idolünü satmak zorunda kalmıştı. Kariyerini Şili takımlarında bir oraya bir buraya giderek tamamladı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 28 - Çrş

Malmö Arena İskandinavya ülkelerinden İsveç'in Malmö şehrinde yer alan çok amaçlı bir kapalı arena; aynı zamanda Hockeyallsvenskan liginden buz hokeyi kulübü Malmö Redhawks'a ev sahipliği yapan yer. Hokey maçlarının yanı sıra konserler ile hentbol, florbol ve atletizm müsabakalarına da ev sahipliği yapmıştır. Öte yandan 14, 16 ve 18 Mayıs 2013 tarihlerinde gerçekleştirilen 2013 Eurovision Şarkı Yarışması da burada düzenlenmiştir.

MM Matsson Konsult AB'den Mats Matson, Pöyry Mimarlık'tan Hannu Helkiö ve Wingårdh arkitektkontor'dan Gert Wingårdh tarafından tasarlanan arena, sahibi Parkfast AB tarafından işletilir. Temeli 10 Ocak 2007'de atılan ve 6 Kasım 2008'de açılışı gerçekleştirilen Malmö Arena'nın inşaat maliyeti 750 milyon İsveç kronuydu. Arena, Hyllie Tren İstasyonu'na 80 metre (260 ft) uzaklıkta olup; Malmö Garı, Kopenhag Havalimanı ve Kopenhag Garı'na tren ve otobüs bağlantısı vardır. 2007'de imzalanan on yıllık bir sözleşme sonucu, mekânın isim hakkı Malmö Belediyesi'ne aittir. Malmö Arena; Friends Arena, Tele2 Arena ve Ericsson Globe adlı mekânlardan sonra, İsveç'in en büyük dördüncü kapalı spor kompleksidir. Kişi kapasitesi konser etkinlikleri için 15.500, spor etkinlikleri için 13.000 olarak değişmektedir. 19 Kasım 2010'da Amerikalı şarkıcı Lady Gaga, arenada 11.300 kişiye konser verdi ve böylece burada yapılan konserler arasındaki en büyük doluluk rakamına ulaşıldı. 12 Kasım 2008'de ise, Malmö Redhawks ile Leksands IF arasında yapılan maçta arenadaki en büyük doluluk rakamına 13.247 kişiyle ulaşıldı. (Devamı...)


Lady Gaga ya da tam adıyla Stefani Joanne Angelina Germanotta (İngilizce telaffuz: [ˈstɛfəniː dʒɜrməˈnɒtə]; d. 28 Mart 1986), Amerikalı şarkıcı, şarkı yazarı ve oyuncu. Başlangıçta lise oyunlarında yer alarak ve müzik kariyerine odaklanmak için yarıda bıraktığı CAP21'da öğrenim görerek tiyatro alanında performans sergiledi. Bir rock grubundan ayrıldıktan, Lower East Side'ın avangart performans sanatları etkinliklerine katıldıktan ve anlaşma yaptığı Def Jam Recordings'ten çıkarıldıktan sonra Sony/ATV Music Publishing'de şarkı yazarı olarak görev aldı. Orada Gaga'nın vokal yeteneklerini beğenen şarkıcı Akon, Gaga'nın Interscope Records ve kendi şirketi KonLive Distribution ile ortak bir anlaşma imzalamasına yardımcı oldu.

Gaga'nın çıkış albümü The Fame (2008) eleştirmenlerin beğenisini kazandı, ticari bir başarı yakaladı ve "Just Dance" ile "Poker Face" gibi dünya genelindeki listelerde bir numara olan single'lara yer verdi. Ardından yayımlanan The Fame Monster (2009) adlı EP, benzer başarılar yakaladı ve "Bad Romance", "Telephone" ve "Alejandro" şarkılarına yer verdi. İkinci albümü Born This Way, 2011'de yayımlandı ve ilk haftasında bir milyonun üzerinde satış yaptığı ABD dâhil yirmiden fazla ülkede listelerin zirvesinde yer aldı. Albümün çıkış single'ı "Born This Way", pek çok ülkede bir numara oldu. 2013'te yayımladığı üçüncü albümü Artpop, ABD listelerinde bir numara oldu ve başarı yakalayan "Applause" single'ına yer verdi. 2014'te Tony Bennett ile birlikte yayımladığı Cheek to Cheek adlı caz albümü, Gaga'nın ABD'de art arda bir numara olan üçüncü albümü oldu. American Horror Story: Hotel dizisindeki performansıyla 2016'da Altın Küre Ödülü aldı. (Devamı...')

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 29 - Prş

[[Dosya:|sağ|150px]] 2013 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası finali Türkiye'de düzenlenen 2013 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nın şampiyonunu belirlemek için İstanbul'daki [[Nef StadyumuTürk Telekom Stadyumu]]'nda , 13 Temmuz 2013 tarihinde oynanan maç. Fransa ile Uruguay takımları arasında oynanan final maçının normal süresi ve uzatma dakikaları golsüz eşitlikle tamamlandı. Seri penaltı atışları sonucunda rakibini 4-1 yenen Fransa, kupanın sahibi oldu.

Fransa, organizasyon tarihindeki en büyük başarısını 2011 FIFA 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nda yarı final oynayarak elde etmişti. 2013 turnuvasını ise şampiyon olarak tamamlayarak tarihinde ilk defa bu kupanın sahibi oldu. En büyük başarısını 1997 turnuvasında final oynayarak elde eden ve bu finalde Arjantin'e 2-1 kaybeden Uruguay ise, turnuva tarihinde ikinci kez finalde kaybetti. Finale kalan Fransa ve Uruguay takımları, daha önce 20 Yaş Altı Dünya Kupası'nda sadece bir defa karşılaşmışlardı. 29 Haziran 1997 tarihindeki 1997 FIFA Dünya Gençler Şampiyonası çeyrek finalinde oynanan maçın normal süresi ve uzatmalarının 1-1 sonuçlanmasının ardından seri penaltı vuruşlarına geçilmiş, penaltılarda rakibine 7-6'lık üstünlük kuran Uruguay rakibini eleyerek yarı finale yükselmişti. Bu turnuvada finale kadar çıkmayı başaran Uruguay, finalde Arjantin'e 2-1 yenilip turnuvayı ikinci tamamlamıştı. (Devamı...)


Amelia Earhart ya da tam adıyla Amelia Mary Earhart (d. 24 Temmuz 1897; 2 Temmuz 1937'de kayboldu, 20 Haziran 1938'de öldüğü ilân edildi). Amerikalı havacı ve yazar.

Atlas Okyanusu'nu uçakla tek başına geçen ilk kadın pilot Amelia Earhart'tır. ABD'nin Kansas eyaletinde doğan Earhart I. Dünya Savaşı sırasında askerî hastanelerde hemşirelik yaptı. Savaştan sonra hava taşıtlarındaki hızlı gelişmelerle yakından ilgilendi. 1928'de Atlas Okyanusu'nu yolcu olarak geçen ilk kadın olarak ün kazandı. 20-21 Mayıs 1932'de tek başına Newfoundland'dan İrlanda'ya uçarak Atlas Okyanusu'nu geçti. ABD'yi baştan başa geçtiği uçuşundan sonra, Ocak 1935'te, Newfoundland-İrlanda arasındaki mesafeden daha uzun olan Hawaii-California arasını yine tek başına uçan ilk kişi oldu. 1937'de Amerikalı meslektaşı Fred Noonan ile Lockheed Electra modeli, çift motorlu bir uçakla dünya turuna çıktı. Yolculuğunun üçte ikisini tamamladığı sırada, uçak Pasifik Okyanusu'nun ortalarında kayboldu ve Earhart'ın izine bir daha rastlanamadı.ABD o zamana göre tarihin en büyük kurtarma operasyonunu gerçekleştirdi. Anne ve babası, Amy Otis Earhat ve Edwin Stenton Earhart'dı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Eylül 30 - Cum

NATO Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (kısaca KAAÖ; İngilizce: North Atlantic Treaty Organization, kısaca NATO; Fransızca: Organisation du traité de l'Atlantique Nord, kısaca OTAN), 4 Nisan 1949'da 12 ülke tarafından imzalanan Kuzey Atlantik Antlaşması'na dayanarak kurulan ve farklı dönemlerde 16 ülkenin daha katıldığı uluslararası askerî ittifak. Örgüt üyeleri herhangi bir dış güçten gelebilecek saldırıya karşı ortak savunma yapmaktadır. NATO'nun merkezi, örgütün Kuzey Amerika ve Avrupa'daki 28 üyesinden biri olan Belçika'nın başkenti Brüksel'de bulunmaktadır. 22 ülke NATO'nun "Barış İçin Ortaklık" adlı girişiminde yer alırken 15 ülke kurumlaşmış diyalog programlarına dâhildir. Tüm NATO üyelerinin toplam askerî harcaması, dünyadaki savunma harcamalarının %70'inden fazladır. Üyelerin savunma harcamalarının GSYİH'lerinin %2'si kadar olması gerekmektedir.

NATO, Kore Savaşı üye ülkeleri harekete geçirene ve yüksek rütbeli iki ABD'li komutanın yönlendirmesiyle birleşik bir askerî yapı kurulana kadar siyasi bir ortaklıktan ötesi değildi. Soğuk Savaş süreci, 1955'te kurulan Varşova Paktı'na üye ülkelerle çekişmelere yol açtı. Avrupa ülkeleri ile ABD arasındaki ilişkilerin gücü üzerindeki şüpheler, bağımsız Fransız nükleer caydırıcılığına ve 1966'da Fransa'nın NATO'nun askerî kanadından çekilmesine yol açan NATO savunmasının olası bir Sovyet işgaline karşı güvenilirliğine olan şüpheler ile birlikte zaman zaman artış gösterdi. 1989'da Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra örgüt, Yugoslavya'nın dağılması sürecinin içine çekildi ve ilk askerî müdahalelerini 1992-1995 yıllarında Bosna-Hersek'te ve daha sonra 1999'da Yugoslavya'da gerçekleştirdi. Politik olarak ise eski Varşova Paktı ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmaya çalıştı. Bu ülkelerin bir kısmı 1999 ve 2004'te ittifaka katıldı. (Devamı...)


Ovannes Kaçaznuni (d. 1 Şubat 1868, Ahıska – 1938, Erivan), Ermeni siyasetçi ve Ermenistan'ın ilk başbakanı.

1868'de Ahıska'da doğmuştur. İlk öğrenimini doğduğu kentte, orta öğrenimi Tiflis'te tamamladıktan sonra 1887'de Sankt-Peterburg'daki Mimarlık Enstitüsünden 1893'te birincilikle mezun olmuştur. Mimarlık okurken Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnaksutyun) Partisine katılmış ve zamanla partinin en önemli üyelerinden biri olmuştur. Mezuniyeti sonrasında 1893-1895 ve 1899-1906 atasında Bakü, 1895-1897 arasında Batum ve 1897-1899 arasında Tiflis'te mimar olarak çalışmıştır. 1911'de Rusya'da görülen Taşnak davasında tanık olarak çağrılmışsa da deşifre olmamak için Kafkasya'yı terketmiş ve 1914'e kadar önce İstanbul, sonra da Van'da yaşadıktan sonra Kafkasya'ya dönmüştür. 1917 yılında Rusya Meclisine Bakü delegesi seçilmiş, 1918 yılında Transkafkasya Parlamentosu'nda Taşnak temsilcisi olarak görev almıştır. Traskafkasya hükümeti ile Türkiye arasında Trabzon ve Batum'da yapılan barış görüşmelerine delege olarak katılmıştır. Transkafkasya Cumhuriyeti'nin dağılmasından sonra 1918 yılı Mayıs ayında kurulan Ermenistan Cumhuriyeti'nin ilk başbakanı olmuştur. Kaçaznuni başbakan olarak 1919 yılının Ağustos ayına kadar görevini sürdürmüştür. Kaçaznuni 1920'de Ermenistan Meclisi başkanı seçilse de görevi Sovyetlerin Ermenistan'ı işgali yüzünden 1 ay sürmüştür. Ermenistan'da 1920'de Bolşevik yönetiminin kurulmasından sonra tutuklanmış ve 1921'de serbest bırakılmasının ardından ülkesini terketmiştir. 1921-1924 arasında Bükreş'te yaşadıktan sonra 1925'te ülkesine dönmüştür. Hem Leninakan kentinde mimar olarak çalışmış, hem de Erivan Devlet Üniversitesi'nde inşaat ve mimarlık dersleri vermiştir. 1930'da o dönem üniversiteye bağlı İnşaat Enstitüsü'ne geçmiş ve İnşaat Mühendisliği dalında profesör olmuştur. 1937'de Büyük Temizlik kapsamında tutuklanmış ve 1938'de hapiste ölmüştür. (Devamı...)

görüntüle - değiştir - korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.



Bugün 27 Nisan 2024, Cumartesi ; saat 20.00 UTC